03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Ocak 2017 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Sayıştay’ın bir memuru hülle yoluyla sınavsız atama ısrarına idare mahkemesi ‘dur’ dedi Mahkemeden örnek karar Devletin hesaplarını Meclis adına denetlemekle yükümlü olan Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin kararına göre yargı süreci şöyle gelişti: Sayıştay’ın kendisi, kurum içi Sayıştay’da veri hazırlama atamada yasa ve yönetmeliğe kontrol işletmeni olarak görev uymayınca mahkemeden ders MUSTAFA yapan Mustafa Tüzün, 23 Hazi gibi karar çıktı. Sayıştay’da gö ÇAKIR ran 2015 tarihinde istisnai me revli iken bir günlüğüne Pur murluk statüsünde bulunan Pur saklar Belediyesi özel kalem müdürü saklar Belediyesi özel kalem müdü olan ardından da Sayıştay’a yazı işleri rü olarak atandı. Tüzün, 24 Haziran’da müdürü olarak atanan memur, mah göreve başladı. Ancak bir gün sonra kemeden çıkan iptal kararı üzerine 25 Haziran’da Sayıştay’a atanma tale bu kez de sınavsız olarak şef kadro binde bulundu. 2 Temmuz tarihinde suna atandı. Atamayı hukuka aykırı de Sayıştay Sosyal ve Eğitim Tesisleri olduğu gerekçesiyle iptal eden mah Müdürlüğü’ne yazı işleri müdürü ola keme, ders gibi kararında bu atama rak atandı. Türkiye KamuSen’e bağ gerçekleşirse sınava girenlerin açıkta lı Türk BüroSen’in açtığı dava üzerine kalacaklarına dikkat çekti. ise Tüzün’ün atama işlemi iptal edildi. Aynı kişi bu kez de 1 Ağustos 2016 tarihinde Sayıştay’da 2. dereceli şef kadrosuna atandı. Türk BüroSen bir kez daha dava açtı. Davayı görüşen Ankara 7. İdare Mahkemesi, atama işleminin yürütmesini durdurdu. Mahkeme kararında, Tüzün’ün istisnai memurluk statüsünde bulunan özel kalem müdürlüğü göreviden naklen atama yoluyla Sayıştay’a şef olarak atanmasının, “istisnai memurluklarda görev yapmış olanların, görevde yükselme ve unvan değişikliği kapsamında bulunan kadrolara sınavsız atanması anlamına geldiğine” dikkat çekti. Kararda, yönetmelik ve yasada istisnai memurluk kadrolarında bulunanların sınav koşulu aranmaksızın görev ve unvan değişikliğine tabi kadrolara atan malarına ilişkin bir düzenleme olmadığına işaret edildi. İstisnai memurluğun naklen atamalarda herhangi bir sınıf için kazanılmış hak oluşturmayacağını vurgulayan mahkeme, naklen atama işleminin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirtti. Mahkeme ders gibi kararında bu atamanın yapılması halinde sınava girenlere haksızlık olacağına da işaret ederek, şöyle dedi: “Öte yandan şef kadrosu için yapılacak sınav sonucunda başarılı olacak kişilerin, anılan kadroya dava konusu işlemle atama yapıldığında bu kadroya atanma imkânları kalmayacağı göz önüne alındığında, telafisi güç ve imkânsız zararların doğabileceği de tabidir.” l ANKARA l AHMET TÜRK Sağlık raporu ortada yok Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün avukatı Zeynep Boztoprak, Türk’ün tetkiklerinin tamam landığını ancak sağlık raporlarının ortada olmadığını söyledi. Türk’ün ağır sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesi gerektiğini belirten Boztoprak, “Bunun hukuk ile ilgisi yok, yapılan bir eziyettir” dedi. Avukat Boztoprak, iki hafta önce Ahmet Türk’ün tetkiklerinin tamamlandığını ve geçen hafta Silivri Devlet Hastanesi’nden sağlık raporunun çıkmasını beklediklerini belirterek şunları kaydetti: “Ancak ortada rapor yok. Silivri Devlet Hastanesi rapor olmadığını, Adli Tıp Kurumu kendilerine rapor ulaşmadığını söylüyor. Biz rapora bağlı tahliye beklerken Ahmet Türk Elazığ Cezaevi’ne nakledildi. Bugün Silivri Cezaevi savcısı ile görüşüp raporun akıbetini soracağız.” ‘Kalbinde pil var’ Avukat Boztoprak, Türk’ün kalbinde pil olduğunu, belirli aralıklarla kontrole götürülmesi gerektiğini, sağlık sorunlarının bütün kamuoyu tarafından bilinmesine rağmen, sürecin uzatılarak kendisine eziyet çektirildiğini söyledi. Boztoprak, Türk’ün sağlık sorunları ile gündeme gelmekten rahatsız olduğunu ve işin hukuki boyutu ile ilgilendiğini sözlerine ekledi. l DHA l Selahattin DEMİRTAŞ ‘Savcılar araştırılsın’ HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 2010 yılında Van’ın Erciş ilçesinde yaptığı bir konuşma nedeniyle “Örgüt propagandası yapmak” ve “Halkı galeyana getirmek” iddiasıyla Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce açılan davanın ilk duruşması dün görüldü. Edirne F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya katılan Demirtaş, “Bu iddianame 7 yılı aşkın bir süre önce hazırlanmış bir fezlekeden ortaya çıkmıştır. Son derecede ciddiyetsiz ‘Ben de Demirtaş’a iddianame hazırlayayım, benim de çorbada tuzum olsun’ düşüncesi ile hazırlanmış bir iddianamedir. Bu savcılar her kimse araştırılmasını istiyorum” dedi. Duruşma 27 Nisan’a ertelendi.  Gazeteciye gözaltı Duruşmada telefonla kayıt aldığı iddiasıyla gözaltına alınan kapatılan DİHA muhabiri Selman Keleş, Emniyet’teki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Keleş’in telefonuna el konuldu. l Yurt Haberleri ‘Hayır’ şarkısına gözaltı girişimi İstanbul’da BeşiktaşKadıköy vapur hattında önceki gün üniversiteli gençler, anayasa değişikliğine ‘Hayır’ çağrısı yapmak için şarkı söyledi. Şarkı vapurdakiler tarafından alkışlarla desteklenirken vapur güvenliği üniversitelileri engellemeye çalıştı. Vapurdaki sorumlu kişi, üniversitelileri “Başkanlığa hayır de” şarkısının “Cumhurbaşkanına hakaret” içerdiği iddiasıyla polise şikâyet etti. Vapur iskeleye yanaştığı sırada öğrencileri gözaltına almaya çalışan polislere yolcular tepki gösterirken rahatsız olmadıklarını dile getirerek, gözaltı girişimini engelledi. l Haber Merkezi BELEDİYE: DEVLET KATLİAM YAPTI İZLENİMİ YARATIYOR Kayyım geldiÖNCE SONRA tabela gitti ABİDİN YAĞMUR HDP’li Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından Özgür Çocuk Parkı’nda Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Berkin Elvan, Bedran Encü, Çetin Encü, Bezat Özer, Enes Ata, İbrahim Aras, Ümit Kurt ve Nihat Kazanhan’ın adlarını yazılı oldu tabela indirildi. Akdeniz Belediyesi yetkilileri, bir vatandaşın “tabela devletin katliam yaptığı izlenimi yaratıyor” diyerek BİMER’e başvurması üzerine kaldırıldığını açıkladı. İki deniz atı figürünün ortasına yerleştirilen tabelada şair Can Yücel’in “Gökte bir yıldız kayarsa eğer sen yıldızı tut çocuk. Umut dile barış dile sevgi dile” dizelerine de yer veriliyordu. HDP’li Akdeniz Belediyesi eşbaşkanları Fazıl Türk ve Yüksel Mutlu’nun görevde olduğu dönemde, Özgür Çocuk Parkı’ndaki bir trafonun duvarına, toplumsal olaylarda ya da faili meçhul ci nayetlerde hayatını kaybeden çocukların isimlerinin yazılı olduğu tabela asıldı. İki deniz atı figürünün ortasına yerleştirilen tabelada şair Can Yücel’in “Gökte bir yıldız kayarsa eğer sen yıldızı tut çocuk. Umut dile barış dile sevgi dile” dizelerine de yer veriliyordu. Tabelada Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Berkin Elvan, Bedran Encü, Çetin Encü, Erkan Encü, Bezat Özer, Enes Ata, İbrahim Aras, Ümit Kurt ve Nihat Kazanhan’ın adları ve öldürüldükleri yaşlar yazıyordu. HDP’li Akdeniz Belediyesi’ne yönelik operasyonda belediye eşbaşkanı Yüksel Mutlu tutuklandı, Fazıl Türk hakkında da yakalama kararı verildi. Operasyonun ardından Akdeniz Belediyesi’ne kayyum atandı ve Akdeniz Kaymakamı Hamdi Aktaş, belediye başkanlığı görevini de üstlendi. Belediyeye kayyım atanmasından kısa süre sonra, Özgür Çocuk Parkı içindeki trafoya yerleştirilen o tabela ve deniz atlarından biri söküldü. Tabelada isimleri olan nçoacsuılkölaldrü Uğur Kaymaz (12): Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004’te babası Ahmet Kaymaz ile birlikte polis tarafından öldürüldü. 12 yaşındaki Uğur’un bedeninden 13 kurşun çıktı. Sanık polisler beraat ettirildi, AİHM Türkiye’yi mahkum etti Ceylan Önkol (13): 28 Eylül 2009’da Diyarbakır’ın Lice ilçesi Şenlik köyünde hayvanlarını otlatırken meydana gelen patlamada öldü. Köylüler, ıslık sesine benzer mühimmat sesi duyduktan sonra patlama meydana geldiğini söyledi. Yargı süreci başladı ama sorumlular bulunamadı. Berkin Elvan (15): 2013 yılındaki Gezi eylemleri sırasında İstanbul Okmeydanı’nda polis tarafından gaz fişeğiyle vurularak öldü. BEDRAN, ÇETİN VE ERKAN ENCÜ: 28 Aralık 2011’de savaş uçaklarının Şırnak sınırında kaçaktan dönen köylüleri bombalaması sonucu yaşamını yitiren 19’u çocuk 34 kişi arasındaki 12 yaşındaki Bedran ve Çetin ile 13 yaşındaki Erkan Encü de vardı. BEHZAN ÖZER (8): Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde arazide bulduğu el bombasının patlaması sonucu öldü. Enes Ata (8): Diyarbakır’da 28 Mart 2006’da çıkan olaylar sırasında gaz fişeğiyle vurularak öldürüldü. İBRAHİM ARAS (15): Adana’da 15 Haziran 2014’te gösteriler sırasında başından vurularak öldürüldü. Ölümü aydınlatılamadı. Ümit Kurt (14): Şırnak’ın Cizre ilçesinde 6 Ocak 2015’te polis tarafından vurularak öldürüldü. Bir polis hakkında dava açıldı. Nihat Kazanhan (12): Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Ocak 2015’te polis tarafından vurularak öldürüldü. Olayla ilgili olarak yargılanan 4 polis hapis cezası aldı. ‘Terör saldırısı olduğu söylendi’ Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgal etme girişiminde bulunan 62 askerin davası devam ediyor Darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgal etme girişiminde bulundukları gerekçesi ile 62 asker hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi yerleşkesinde yaptığı duruşmaya, 1’i yüzbaşı, 3’ü üstsubay, 4’ü astsubay ve 20’si uzman çavuş ve uzman erbaştan oluşan 28 tutuklu sanığın tamamı katılırken, erlerden oluşan 34 tutuksuz sanıktan 5’i katıldı. Duruşmada sorgusu yapılan Zırhlı Muhabere Aracı şoförü Uzman Erbaş Mümtaz Akyıldız, içtimadan sonra dinlenmek için odasına çekildiğini, ancak gelen telefon üzerine garaja gittiğini belirterek, “Cephaneyi aldık, araçlara bindik, terör saldırısı olacağı söylendiği için Sabiha Gökçen Havalimanı’na doğru çıkış yaptık. Havalimanına yaklaşırken telefonuma baktım, FSM köprüsünün asker tarafından kapatıldığını okudum. Sonra Başbakan’ın kalkışma olduğunu ifade eden habere rastladım” dedi. “Geri geri çıkmaya çalıştık ancak çıkamadık” diyen Akyıldız, “Biz zaten erbaşız, emir verme yetkimiz yok tur. Başımızdaki adamlar vatan haini ise biz ne yapalım” dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı’nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgale gittikleri belirtiliyor. Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıklar 4 ayrı suçlamayla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet 43 Harp Okulu öğrencisine tahliye Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimi sırasında Hava Harp Okulu Komutanlığı’nın eğitim kampı için İstanbul’dan Ankara’ya gelen öğrencilerden 91’inin durumunu yeni deliller üzerine tekrar değerlendirdi. Savcılığın öğrencilerden 43’ünün tahliye edilmesi talebini değerlendiren Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği, 43 öğrencinin tahliyesine hükmetti. Mahkemenin kararının Sincan Cezaevi Müdürlüğü’ne iletilmesiyle öğrencilerin tahliyesine başlandı. l ANKARA/Cumhuriyet 18 öğretmene FETÖ gözaltısı Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında Kocaeli merkezli İstanbul, Bursa, Mardin, Samsun, Ardahan ve Kayseri’de operasyon düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yaparken açığa alınan 33 öğretmen hakkında yakalama kararı çıkarılırken, “ByLock” haberleşme programını kullandıkları tespit edilen öğretmenlerden 18’i gözaltına alındı. l DHA Survivor artık ‘üniversite’ olmalı! Survivor’un televizyon endüstrisi bünyesinde bir şov olmaktan öte başlı başına bir “endüstri” haline geldiğini ileri sürmek abartı sayılmaz. Geçen yıllarda haftanın 5 günü izliyorduk. Bu sezon, bunun da ötesine geçilmesi kuvvetle muhtemel. Çünkü hem oyuncu sayısı arttı, hem de eklenen yeniliklerle programın çerçevesi iyice genişledi. Ayrıca TV 8, gün içerisinde sabah kuşağındaki magazin programı “Aramızda Kalmasın”ı da Survivor’a endeksli bir yeni düzenlemeye oturtmuş görünüyor. Onun ardından da önceki yılların oyuncularının katılımlarıyla şovun hem perde arkasında olup bitenleri, hem de ekranda izlediklerimizin yorumlarını içeren “Survivor Panorama” yayına giriyor. Böylece günde yaklaşık 10 saat Survivor seyrine amade bir yayın söz konusu. Üstelik daha işin başındayız. İlerleyen haftalarda bu dozun da artacağından kimsenin kuşkusu olmasın!.. Bu yıl, önceki sezonlarda sıklıkla üzerinde durduğumuz bir sorun da aşılmış gibi... Malum, son birkaç sezondur hep vurguladığımız husus, Survivor’un adeta “gözden düşmüş ünlüler için bir rehabilitasyon ünitesi”ne dönüştüğüydü. Bunun yanı sıra, herkesçe tanınmamakla birlikte kendi alanlarında büyük başarılara imza atmış bir dolu ismin de “Ünlüler” kategorisinde yarışırken pek çok oyunda madara olması, karizmayı çizdirmesi de söz konusuydu. Buna bağlı olarak özellikle geçen sene artık neredeyse “Ünlüler” ekibinin, “Gönüllüler”den pek de farkı kalmadığı bir tablo karşımızdaydı. Hatta artık “Survivor ÜnlülerGönüllüler” kompozisyonuyla bu şovun daha fazla gidemeyeceğini düşünür olmuştuk. Bu düşünceleri çürütürcesine bu sene bir futbol efsanesi, Beşiktaş’ın unutulmaz yıldızı İlhan Mansız ve yine bir dönemin yıldız futbolcusu olarak hâlâ hatırlardaki FB’li Serhat Akın, ünlüler kategorisinde karşımızda. Eh, “Şakşuka Tarık” (Mengüç) ve aradan 10 yıldan uzun zaman geçse de hâlâ ekranlarda izlenen Çocuklar Duymasın’ın “Havuç”u Furkan Kızılay da cabası... Survivor son birkaç yıldır hissedilen duraklamayı aşıp gayet dinamik bir başlangıç yapmış görünüyor bu sezon. Reyting tablosu da bu söylenenleri desteklemekte. Evet, daha dün bir bugün iki ama bir yandan da perşembenin gelişi çarşambadan belli gibi... Hele ki diziler başta olmak üzere diğer programlardaki atalet, bu sene Survivor’un hiç zorlanmadan tüm hafta seyrin zirvesinde olacağı tahminini güçlendiriyor. Bu, 11’inci sezonu Survivor’un... “ÜnlülerGönüllüler” olarak da 7’nci sezon... Şov, artık ona eklenen “türev” programları da düşünecek olursak kurumsallaşmış denilebilir. Peki, bundan sonrası ne olur derseniz diyebilirim ki Survivor’dan artık mis gibi bir “üniversite” olur. Acun Ilıcalı bir spor akademisi kurmaya kalkıp bunun adını da “Survivor Üniversitesi” koyarsa ticari yükselişini daha da verimli sonuçlar alabileceği bir yeni aşamaya taşıyacaktır. Evet, neden olmasın?! Yaklaşık 40 yıldır öğrenci olarak, asistan olarak, profesör olarak, idareci olarak içinde bulunduğum kurumun bunca zaman içinde nereden nereye geldiğine baktığımda da diyebilirim ki üniversite Acun’u beklemektedir!.. Acun, medya endüstrisinde artık rakipsizleşmiş iktidarının itici gücüyle faaliyet alanını “üniversite endüstrisi”ne genişletmelidir. “Ben bu işten anlamam” diye düşünmesine hiç gerek yoktur. Aksine öğrencisinden hocasına, yöneticisine kadar tüm bileşenleriyle üniversiteler bu memlekette en iyi Acun’un anladığı işin peşindedirler!.. MESH (“Medya, Eğlence, Show”) endüstrisinin “altın yumurtlayan çocuğu”na üniversitelerin kapısı ardına kadar açıktır. Çünkü şov, yani gösteri, bugün hayatın tek gerçeğidir. “Gerçek aşımı” (hatta “aşınımı”) olarak Türkçeye çevirmeyi yeğlediğim “posttruth” kavramı da tam anlamıyla bununla uyarlı bir sürecin karşılığı. “Posttruth” bir dünyaya bir “Survivor Üniversitesi”nden daha çok yakışacak ne olabilir?! Dünya da buna hazırdır, Türkiye de buna hazırdır, toplumumuz da buna hazırdır. Ve en önemlisi devlet ve iktidar buna hazırdır. Nasıl mı?.. Peki, müteakip yazıda devam!.. Arınç’tan Erdoğan’a: ‘Mesai arkadaşlarınızın ihaneti bizi çok üzdü’ Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubu sosyal medya hesabından yayımladı. Arınç, mektubunda “Zatı âlilerinizle birlikte Milli Güvenlik Kurulu’nda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinde ve Yüksek Askeri Şâra’nın içerisinde mesai arkadaşları olarak bulunan bazı kişilerin ihanetini görmek bizleri çok üzdü. Şahsen ben de bu olay vesilesi ile geçmişte birlikte olduğum ve hüsnü zanda bulunduğum sivilasker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı değerlendirme yapabiliyorum” ifadelerini kullandı. Arınç, Milat gazetesi yazarı Serdar Arseven’in yazısı ile başlayan kendisinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektup tartışmalarının ardından, mektubu sosyal medya hesabından paylaştı. Arseven’in “FETÖ’yü kavramakta geç kalmış olmasından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, helallik istedi” ifadelerine Arınç, “hayal mahsulü, müfteri yazılar ve yalan haberler” dedi. Arınç, mektupta Erdoğan ve ailesine geçmiş olsun dileklerini ileterek, “Milletimizin maruz kaldığı bu ihanet ve alçaklık hiçbir zaman unutulamayacak ve sebep olanlar en ağır şekilde cezalandırılacaktır” ifadelerini kullandı. Arınç, darbe girişiminin sonuçsuz kalmasının sebebinin Erdoğan’ın “güçlü liderliği, cesareti ve kahramanlığı” olduğunu vurguladı. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle