Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DUNYA O’Neill IRA mahkumunun kızı Sinn Fein’in yeni lideri Kuzey İrlanda siyasetinin en önemli isimlerinden biri olan Martin McGuiness’in sağlık sorunlarını gerekçe gösterip istifasının ardından Sinn Fein partisinin liderliğine Sağlık Bakanı Michelle O’Neill getirildi. Kritik bir dönemde parti liMcGuiness derliğine seçilen O’Neill, 2 Mart’ta yapılacak ge nel seçimlerde başbakan yardımcısı adayı olacak. O’Neill’in ailesinde de Kuzey İrlanda’nın cumhuriyetçi hareketinden önemli isimler yer alıyor. Babası Brendan Doris, bir dönem IRA üyesi olmaktan dolayı hapis yattı. Daha sonra Sinn Fein’den siyasete girdi. IRA üyesi kuzeninin de İngiliz askerlerince öldürüldüğü belirtiliyor. Cenevre yolu gözüktüÇarşamba25Ocak2017 dishab@cumhuriyet.com.tr 13 RusyaTürkiye ve İran’ın garantörlüğünde Astana’da 2 gün boyunca devam eden Suriye gö rüşmelerinden, Suriyelilerin imza atma dığı metin çıktı. Garantör ülkeler, bir yandan ateşkes sürecini izlemeyi taah hüt ederken diğer yandan da 8 Şubat’ta Cenevre’de Suriyeliler adına buluşma sö zü verdi. Ancak İran’ın da garantör olduğu görüşme lerde “silaha tamamen son verme” sözü çıkmadı. Onun yerine yayımlanan ortak açıklamada, “Ateşkes reji DUYGU GÜVENÇ mini güçlendirmeye, ihlallerin asgariye indirilmesine katkıda bulunmaya, şiddeti azaltmaya, güven artırmaya ve insani eri şiminin hızlı ve sorunsuz” şekilde ulaştı rılması için taahhütte bulunuldu. Türkiye’ye tepki Suriyeli muhaliflerin rejimle aynı kâğıda imza atmayı reddetmesinin yanı sıra Suriye yönetimi de Türkiye ile aynı kâğıda imza atmayı kabul etmedi. Yayımlanan ve bağlayıcılığı olmayan ortak açıklamada şu mesajlar öne çıktı: 4 Suriye tarifi: Açıklamada Suriye’nin “çok etnili, çok dinli, mezhepsel olmayan, demokratik bir devlet” olduğu vurgulanarak egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne taahhütleri yinelendi. 4 Tek yol siyasi: BM’nin 2254 sayılı kararı anımsatılarak çözümün ancak siyasi süreçle olacağı belirtildi. 4 İran milisler için söz vermedi: Türkiye Rusya ve İran’ın somut adımlar atarak ve sahadaki taraflar üzerinde nüfuzlarını kullanarak “ateşkes rejimini güçlendirmeye, ihlallerin asgariye indirilmesine katkıda bulunmaya, şiddeti azaltmaya, güven artırmaya, insani erişiminin hızlı ve sorunsuz ulaşmasını sağlamaya, sivillerin korunması ve serbest dolaşımına” sağlamaya söz verildi. 4 Üçlü mekanizma: Açıklamada, ateşkesin izlenmesi ve ateşkese uyulması için üçlü bir mekanizma tesis edil Suriye’de çözüm için Astana’da Şam yönetiminin yanı sıra silahlı muhaliflerin temsilcilerinin de katıldığı toplantıdan silahlara veda değil, şiddeti azaltma taahhüdü çıktı. RusyaTürkiyeİran ateşkesin takibi için üçlü mekanizma kuracak mesi kararlaştırıldı. Türkiye, Rusya ve İran arasında sağlanan mutabakatta, üç ülkenin ortak bir mekanizmayla sahadaki anlık izleme ve uygulanmasını sağlanması öngörüldü. Üçlü mekanizmanın anlık izlemelerle ulaştığı bilgilerden hızla tespitte bulunarak, saldırıların durdurulması için taraflar üzerindeki nüfuzunu kullanması bekleniyor. 4 Muhalefete Nusra uyarısı: IŞİD ve Nusra ile ortak mücadele kararı tekrarlanırken metinde “askeri muhalif grupları bunlardan ayırma kararlılığı” vurgulandı. Astana devam ederken Nusra cephesi ilk defa El Bab yakınındaki Kafranbel’i vurdu, Ahraruş Şam’ı hedef aldı. 4 Cenevre randevusu: 3 ülke BM gözetiminde 8 Şubat’ta Suriye hükümetiyle muhalefetin Cenevre’de bir araya gelmesinde de anlaştı. Böylece Ankara’nın istediği “tez zamanda Cenevre’ye dönülmesi” sağlanmış oldu. Altı yıldır süren savaşla yerle bir olan Suriye’de umutlar diplomatik çabalarda. ASTANA’DA ‘LAİKLİK’ İFADESİ YER ALMADI Astana toplantısından çıkan belgede Suriye tanımında, geçen ay Moskova Deklarasyonu’nda yer alan “laiklik” ifadesinin olmaması dikkat çekti. Moskova’da geçen yıl 20 Aralık’ta gerçekleşen, Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının toplantısından sonra yayımlanan metinde üç ülkenin de Suriye’nin “çok dinli, çok etnik gruplu, mezhepçi olmayan, demok ratik ve laik karakterini tanıyacakları” ifadesi vardı. Astana’da yine üç ülkenin inisiyatifiyle gerçekleşen toplantıdaki metinde ise Moskova bildirisine de atıf yapılırken Suriye için “çok etnili, çok dinli, mezhepsel olmayan, demokratik bir devlet” olduğu vurgulanarak egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne taahhütleri yinelendi. ÇAVUŞOĞLU: İRAN’IN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Suriye’de ateşkes ihlallerinin hâlâ olduğunu, bu nedenle Türkiye, Rusya ve İran olarak üçlü bir mekanizma kurmayı kararlaştırdıklarını dile getirdi. Rusya ile ikili bir mekanizma kurduklarını da belirten Çavuşoğlu, Ankara ve Moskova’da iki merkez kurulduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Ateşkesi ihlal eden taraflara uyarılarda bulunuyordu. Şimdi üçlü bir mekanizma kuruyoruz ki burada İran’ın rolü çok önemli. Sadece rejim bakımın dan değil, rejimin yanında değişik gruplar var. Hizbullah’tan tutun da İran’ın desteklediği gruplar. Bu grupların da ateşkesi ihlal ettiğini görüyoruz. Bundan sonraki süreçte İran’ın da aktif bir şekilde rol alması ateşkesin geleceği için önemli” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un telefonda görüştüğü bildirildi. Moskova kaynakları, iki bakanın Şam ve muhalefetin temsilcileri arasında doğrudan iletişimi ele aldıklarını belirtti. ‘ABD Suriye’ye yeni üs kuruyor’ Suriye krizine çözüm arayışları sürerken ABD’nin IŞİD ile mücadele kapsamında Suriye’nin Haseke kentinin Til Bêder bölgesinde bu ülkedeki en büyük askeri üssünü kurma çalışmaları yaptığı öne sürüldü. Sputnik’in haberinde Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) bir yetkili, “SDG Suriye Meclisi Başkanı İlhan Ehmed’in ABD’ye ziyaretleri çok olumlu geçti. Ziyaretler sonrasında bölgeye gelen ABD askerleri üs için çalışma yapıyor. Til Bêder’de kurulacak üs Suriye’de en büyük üs olma özelliği taşıyor ve Rakka ile Deyr ez Zor operasyonlarında kullanılacak” dediği aktarıldı. İsrail’den yine yerleşim kararı ABD’de Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla eli rahatlayan İsrail, Batı Şeria’da 2500 yeni yerleşim yerinin inşasına onay verdi. Netanyahu yönetiminin onayladığı planlar için “halihazırdaki alanların” kullanılacağı söylense de planda Filistinlilere ait alanlarda da inşaat öngörülüyor. Netanyahu, Twitter’dan “İnşa ediyoruz, inşa etmeye devam edeceğiz” çıkışı yaptı. Obama’dan giderayak Filistin’e destek Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın yerini Trump’a devret mesine saatler kala Filistin Yönetimi’ne 221 milyon dolar yardım gönderdiği öne sürüldü. Amerikan basınına yansıyan haberlere göre, Batı Şeria ve Gazze’de insani yardımın yanı sıra siyasi ve güvenlik reformları için kullanılacak fon, Kongre’nin 201516 bütçesinde onaylanmıştı. Ancak Filistin Yönetimi’nin uluslararası kurumlara üye olma girişimlerine tepki gösteren bazı Cumhuriyetçi vekiller, yardımın gönderilmesine karşı çıktı. Vekillerin itirazının yasal bağlayıcılığı olmamasına karşın son ana dek bekleyen Obama yönetiminin, cuma günkü devir teslim törenine saatler kala Kongre’ye yazılı gönderdiği bilgi notuyla parayı Filistin’e gönderdiğini bildirdi. ‘Yapay adalar’ savaşı Pekin’le ilişkilere gerilimli başlayan Trump yönetimi, Güney Çin Denizi’nde Çin’in etkinliğini artırmasına izin vermeyecekleri mesajını yineledi ABD’de Trump dönemiyle birlikte WashingtonPekin hattında gerilim artıyor. Beyaz Saray basın sözcüsü Sean Spicer’ın önceki gün düzenlenen basın toplantısında “ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki çıkarlarını koruyacakları” vurgusu dikkat çekti. Spicer, Dışişleri Bakanlığı henüz onay aşamasında olan Rex Tillerson’un 11 Ocak’ta yaptığı ve Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bölgelerde denizi doldurarak yarattığı yapay adaları kast ederek “Çin’in yapay adalarına erişiminin engellenmesi gerektiği” açıklamasına ABD Başkanı Donald Trump’ın katılıp katılmadığının sorusuna şu yanıtı verdi: “Bu, adaların uluslararası sularda olup olmamasına bağlı. Eğer öyle ise uluslararası bölgeleri, tek bir ülke tarafından ele geçirilmesine karşı savunacağız.” Nükleer tehdit Pekin yönetiminden yanıt ise gecikmedi. Çin Dışişleri Bakanlığı, “Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki adalar üzerinde tartışılmaz egemenliği olduğu ve ABD’nin Güney Çin Denizi konusuna taraf olmadığını” belirtti. Komünist Parti’nin yayın organı olan Global Times gazetesinin ise “ABD’yi saygı duymaya zorlamak için” nükleer cephaneliğin genişletilmesi çağrısında bulunması dikkat çekti. Öte yandan Trump’ın ekibine atadığı isimlerin Senato tarafından onaylanması süreci de sürüyor. Senatonun ‘YALAN SÖYLEME NİYETİMİZ YOK’ ABD’nin çiçeği burnunda Başkanı Trump ile medya arasında gerilim devam ederken dün Beyaz Saray Söz cüsü Sean Spicer, burada ilk basın top lantısını düzenledi. Yoğun katılımın ol duğu toplantıda Spicer’ın Trump cep hesinin basınla yaşanan gerilimi yumu şatma çabası dikkat çekti. Spicer, bası nın Trump’ın yemin törenini selefi Oba Trump’ın ekibini Senato’da onaylatma çabaları sürüyor. ma’nınki ile karşılaştırıp alanda daha az katılım olduğuna yönelik haberlerine Dış İlişkiler Komitesi’nde dün yapılan oylamada, petrol devi ExxonMobil’in eski CEO’su Rex Tillerson’ın adaylığı 10’a karşı 11 oyla kılpayı onaylan sert tepki göstermesi, yanlış yönlendirme yaptıkları suçlamasına ilişkin olarak da medyanın sorularının muhatabı oldu. “Başkan’ın sahip olduğu muazzam desteğin altını oymak için bir ortam yaratılı dı. Komitede 11 Cumhuriyetçi, 10 De yor” diyen Spicer, bu kez törendeki ala mokrat üye bulunuyor. Tillerson’un nının kalabalığına değinmedi. Yemin tö koltuğa oturması için senatoda bir oylama süreci daha var. reninin şimdiye kadar ki törenler arasında dünyada en çok izleyici kitlesi çektiğini söyledi ve buna internet ve YouTube NATO’ya bağlılık vurgusu aracılığıyla töreni izleyenleri de dahil etti. Bir muhabirin “Niyetiniz hep doğruyu Trump’ın, Rusya’nın seçimlere si söylemek mi? Doğru olmayan bir şeyi bi ber müdahale iddalarıyla ilgili ra lerek söylemeyeceğinize yemin eden mi por nedeniyle ters düştüğü CIA’nın başkanlığı için aday gösterdiği Mike siniz” sorusuna da Spicer, “Niyetimiz size asla yalan söylememek” yanıtını verdi. Pompeo da onay aldı. ‘Destekçi’ taşımışlar “NATO’nun köhnemiş bir kurum ol Öte yandan, CBS’e konuşan kaynak duğunu” ifade eden Trump’ın Savun lar Spicer’ın “CIA çalışanları Trump’ın ma Bakanı James Mattis de NATO Ge konuşmasını beş dakika boyunca ayak nel Sekreteri Jens Stoltenberg ile tele ta alkışladı” iddiasını yalanladı. Başka fonda görüşerek “ortak değerler ve ittifaka bağlılık” vurgusu yaptı. nı alkışlayan 40 kişinin Langley’e Beyaz Saray ve yeni CIA şefi Mike Pompeo tarafından getirildiği belirtildi. Merkel’den popülizm uyarısı Almanya Başbakanı Merkel, Berlin’de önümüzdeki günlerde yapılacak bir karnaval için düzenlenen resepsiyona katıldı. Donald Trump ile birlikte çalışabileceği umutlarının tükendiği söylenen Almanya Başbakanı Angela Merkel, ABD’nin yeni Başkanı’nın ismini anmadan eleştirdi. Würzburg’da kilise liderlerine hitap eden Merkel, yeni bir tarihi dönemin başladığına dikkat çekti. Bu dönemde kimilerinin “küçük bir dünyaya dönme” hayalleri kurduğunu, ancak dünyanın küreselleşme ve dijitalleşmeyle gelen sorunlarına verilmesi gereken yanıtın “popülizm, kutuplaşma ya da tecrit değil, açıklık” olduğunu savundu. Gabriel aday olmayacak Öte yandan, gözler bu eylülde Almanya’da yapılacak seçimlere çevrili. Sosyal Demokrat Parti’nin (SDP) lideri Sigmar Gabriel, başbakanlık yarışında Hıristiyan Demokratlar’dan (CDU) Başbakan Angela Merkel’e karşı adaylığını koymayacağını söyledi. Halihazırda CDU ile koalisyonda, Başbakan Yardımcılığı görevini de sürdüren Gabriel’in bu adımıyla, Avrupa Parlamentosu’nun eski başkanı Martin Schulz’a SPD liderliğinin kapısını açma amacı taşıdığı yorumları yapılıyor. Die Zeit gazetesine verdiği demeçte, Gabriel bu kararında anketlerde Schulz’un gerisinde olmasının etkili olup olmadığı sorusuna, “Evet. Parti başkanı olarak bu benim sorumluluğum” yanıtını verdi. Trump’lı Transatlantik Donald Trump’ın ABD başkanı olarak görevine başlamasıyla, dünya çapında “büyük belirsizlik” dönemi de açıldı. Trump salt liberal Amerikan dünyasını altüst etmedi. Herkesi şaşırtan küreselleşme karşıtı, korumacılık ve ulusçuluk yüklü mesajları bir yanda; seçtiği ekibin yarattığı kimi tezatlar öte yanda... Bunları, retoriğini hayata geçiremeyeceğine yoranlar eksik değil. Ancak işin ciddiyetinden hareket edenler artıyor. Özellikle Transatlantik hattında... HHH Şu işe bakın ki, Trump’ın pek yakında Rusya lideri Putin ile “Yalta tipi” bir zirvede buluşacağı rivayetleri varken, Transatlantik hattında durum parlak bulunmuyor. İlk alarm zilleri ABD Başkanı’nın geçen hafta alenen hedef aldığı Almanya’dan çalındı. Şansölye Angela Merkel “popülist” retoriği eleştirip sakin dursa bile, danışmanları Donald Trump’ın “bir başkan gibi davranacağını beklemekten vazgeçtiklerini” fısıldayıverdi. Danışmanlar, “Trump yönetimiyle iletişim kanalları açamadıklarını” belirtip, “Amerikalılar ve dünya seçtikleri Trump’ı bulacaklar” saptamasını yaptı. Büyük Koalisyon’un Sosyal Demokrat Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel açıkça “Trump yönetimi altında zor zamanlar geçireceklerini” söyledi. Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier mevzuyu “Trump’ın seçilmesiyle eski 20’nci yüzyıl dünyası tamamen sona erdi” diyerek koyup “küresel siyasette her şeyin risk altında olduğunu” belirtti. HHH Trump’ın ilk işi Amerika’daki iş dünyası ve sendikalarla bir araya gelip Amerikan işçilerini zora soktuğunu düşündüğü uluslararası anlaşmalara el atmak oldu. Trans Pasifik Ortaklığı’ndan (TPP) çıkma kararı aldı. Meksika ve Kanada ile NAFTA’yı yeniden müzakere edeceğini duyurdu. Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer’ın “çok taraflı ticaret politikası yerine Amerika’yı öncelik kılacak ikili anlaşmalara yönelecekleri” beyanı eşliğinde akıllara “Sırada ABD ile AB arasında müzakere edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) mı var” sorusu düştü. Trump, geçen hafta AB’yi “Amerika’nın ticari hasmı” olarak tasvir ettiği Almanya’nın “aracı” olmakla eleştirmekle yetinmemiş, Brexit kararı vermiş Britanya’yla özel anlaşmayı haber etmişti. Cuma günü “Benim Maggie”m diye andığı Britanya Başbakanı Theresa May’i ağırladığında göreceğiz. HHH Ancak Trump’ın ilk günden ne söylediyse yaptığı aşikâr. Trump, Meksika’daki tesisinden Amerika’ya otomobil ihraç eden Alman firması BMW’ye yüzde 35’lik vergilendirme tehdidi de savurmuştu. Lakin Almanlar Amerika’da 600 bin kişiye istihdam sağlamaktayken, eli kolu da bağlı görünüyor. Elbette bugün kimse ticaret savaşından söz etmese bile Almanlar şimdiden Asya’ya meyleden yeni ekonomik stratejiyi tartışmaya hazır görünüyorlar. HHH Bunların askeri ayağı henüz boşta. Trump’ın NATO’yu “demode” diye nitelemesine bakmayın. Arkasında ittifaka müttefiklerin mali katkılarını artırmaları derdi olduğu açıkken, ekibi çıkışını dengeledi. Yeni Savunma Bakanı James Mattis de ilk iş NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i arayıp “ortak değerlere” ve “ortak savunmaya” vurgu yaptı. HHH Ancak her işin başı ekonomi... Değerli hocamız Ergin Yıldızoğlu Hoca geçen haftaki yazısında “ABD’de sermayenin ‘küreselleşmeciliberal emperyalizm’ eğilimi ile ‘ulusalcı güçler dengesiemperyalizm’ eğilimlerinin ‘Büyük Strateji’ oluşturma mücadelesine tanıklık ediyoruz” saptamasını yapmıştı. Bunun Transatlantik hattına önemli yansımaları olacağı aşikâr. Ve AB’nin yönetici elitinin, Trump’lı Washington’ın stratejik yöneliminin Avrupa’nın kurulu siyasi düzenini sallamasından endişelenmeye başladığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda Avrupa radikal sağının geçen hafta Koblenz’deki toplantısında mesajlarını da sonraki yazıya bırakalım... HHH Artık bir yanda Amerikan milliyetçisi, küreselleşme karşıtı Trump... Öte yanda Davos’ta küresel kapitalist sisteme serbest ticaret mesajları veren Çin lideri Şi Jinping... Dünya siyasetini anlamak için tarihe daha derinlemesine bakıp, son 3040 senelik ezberlerimizi zorlama vakti. Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs gündemi Kıbrıs müzakerelerinde gelinen noktaya ilişkin önceki gün BM Güvenlik Konseyi’nde bilgilendirme toplantısı gerçekleşti. BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide, adadaki Türk askerinin varlığı ile ilgili uzlaşmazlığın aşılması için sorunun “yeni bakışla ele alındığını” söyledi. “Güvenlik meselesi dört kademeli” diyen Eide, bu aşamaları anayasal meseleler, iç ve dış güvenlik ile varılan anlaşmanın korunması için geliştirilecek mekanizmalar olarak sıraladı. Konseyin dönem başkanı İsviçre de taraflara “tarihi anlaşmaya” varmak için mevcut ivmenin korunması çağrısı yaptı. C MY B