03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Ocak 2017 14 haber/yorum TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] Baas Arap milliyetçisidir Köşemen Başarı öyküsünün nazar boncuğu Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın “İdealler Gerçekleşirken... Suna Kıraç’ın İzinde, 10 Yılın Öyküsü” adlı kitabı geçen hafta Pera Müzesi’nde tanıtıldı. Rıdvan Akar’ın yazdığı kitapta Suna Kıraç’ın yaşamöyküsünü anlatan “Ömrümden Uzun İdeallerim Var” kitabından sonra geçen on yılda yaşananlar anlatılıyor. “Kültürden sanata, bilimden akademyaya, araştırmadan tarihe, müzecilikten vakfa uzanan çok geniş bir yelpazede Suna ve İnan Kıraç’ın hayalleri gerçek oldu” diye anlatmaya başlıyor Rıdvan Akar. Türkiye’nin ilk iş kadınlarından biri olmasının yanında aktif bir sivil toplumcu olan Suna Kıraç uzun ve verimli bir meslek hayatına sağlık sorunları nedeniyle ara vermek zorunda kaldı. Ama İnan Kıraç ve kızları İpek Kıraç, Suna Hanım’ın filantropizmini aksatmadan sürdürüp geliştirdiler. Kitapta Suna Kıraç’ın başlattığı bu çalışmaların hangi aşamalara ulaştıkları, nasıl gelişip büyüdükleri adeta bir macera öyküsü gibi anlatılmış. Suna ve İnan Kıraç’ın filantropist yani insanlığın iyiliği için yaptıkları çalışmalarının odak noktasını eğitim oluşturuyor. Vehbi Koç’un kurduğu Vehbi Koç Vakfı, Cumhuriyet sonrası kurulan ilk vakıf olma özelliğini taşıyor. Suna Kıraç’ın ilk sivil toplum çalışmaları da bu vakıfta başlıyor. Kuruluştan itibaren vakfın tüm aşamalarında görev alıyor Suna Hanım. Koç Lisesi’nden Koç Üniversitesi’ne varan süreçte birçok eğitim yatırımı var vakfın. İnan Kıraç’ı da kendi okulunu desteklemek amacıyla kurduğu Galatasaray Eğitim Vakfı’nın başında görüyoruz. Liseyi güçlendirip mali açıdan kendine yeterli hale getirip burslar dağıtmakla kalmıyor Galatasaray Üniversitesi’nin de kuruluşunun yolunu açıyor vakıf. Karı koca hem birbirlerinden güç alıyor hem de filantropistlikte yarışıyorlar. Suna Kıraç Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) kuruluşuna öncülük ediyor. Yepyeni eğitim projeleri ile çocukların daha iyi yetişmesine adıyor kendini. TEGV Suna ve İnan Kıraç’ın en çok insana ulaşan projesi olarak anılıyor. Topluma ulaşma konusunda TEGV ile boy ölçüşecek diğer girişim ise sanat alanında. Pera Müzesi on yılı aşkın sürede gerçekleştirdiği hem koleksiyonu, hem de önemli uluslararası sergilerle sadece İstanbul’da değil, Türkiye çapında bir sanat değeri halini alıyor. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü (İAE) başlangıçta müzenin bir parçası gibi görünse de desteklediği çalışmalar ve özellikle sergileriyle kendine has bir kimlik kazanıyor ve İstanbul Araştırması denilince ilk akla gelen merkez oluyor. Suna ve İnan Kıraç, İstanbul’la yetinmiyor. Yazlarını geçirdikleri Antalya’da da, “fahri Antalyalıyız” diyerek bir dizi yatırım yapıyor. Türkiye’nin ilk arkeoloji enstitüsü AKMED kuruluyor. Çini ve seramik konusunda uzmanlaşan Kaleiçi Müzesi açılıyor. Son olarak da Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte kurulup Picasso sergisi ile açılan Antalya Kültür Sanat (AKS) hizmete sokuluyor. On yılı aşan büyük bir başarı öyküsü Suna ve İnan Kıraç’ın eğitim ve sanat alanında yaptıkları. Her başarı öyküsünün bir nazar boncuğu vardır. Suna ve İnan Kıraç’ın nazar boncukları da Tepebaşı’nda otopark ve TRT binasının bulunduğu alana yapmak istedikleri kültür merkezi. Gerçekten de tam bir yılan hikâyesi. Kafka’nın romanlarını aratmayacak bir bürokrasinin koridorlarında yitip gitme örneği. Başta dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere hemen herkes projenin hayata geçmesini istiyor. Dünyanın en meşhur mimarlarından Frank Gehry projeyi bile çiziyor ama 12 yıl sonunda bir adım bile ileri gidilemiyor. “İdealler Gerçekleşirken...” okuyun, kitabın sonundaki “Siz o ideallere ve o coşkulu koroya katılır mısınız?” sorusuna olumlu cevabınızı verin. 25 ocak 2017 SAYI: 33348 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.45 06.28 06.50 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08.14 13.23 15.55 07.56 13.08 15.42 08.16 13.31 16.08 Akşam 18.20 18.07 18.32 Yatsı 19.43 19.28 19.52 GÜL ATMACA Gazeteci Türkiye ile Suriye arasında 2011 yılında vize uygulaması kalktığında ne çok sevinmiştim. Bunu fırsat bilip Doğu Akdeniz’in tarih ve kültür zenginliğinden payını fazlasıyla almış Suriye’ye daha sık gider oldum. Komşu ülkeme, Antakya’dan bindiğim dolmuşla gitmek ne güzeldi! Fakat bu mutluluk uzun sürmedi... Suriye’de yıllarca süren çatışmalar yüzünden binlerce insan öldü, milyonlarca insan yerindenyurdundan oldu ve sadece burasının değil dünya ortak mirası olan tarihi mekânlar yerle bir oldu! Radikal İslamcı örgütlerin “cihat” yeri gördükleri Suriye’de, sloganları “Aleviler mezara, Hıristiyanlar Beyrut’a”ydı. Bizde ise “Müslüman Kardeşler” odaklı, neoOsmanlı soslu politikasının borazanlığını yapan yandaş medya sıklıkla Suriye’deki Alevileri hedef aldı, almaya da devam ediyor. Oysa, Esad yönetimi Alevilerin statüsünü pek çok yönden yükseltmiş olsa da, Alevilerin hepsi ekonomik açıdan ihya olmuş değillerdi, çoğu diğer Suriyeliler gibi ekonomik açıdan zor durumdaydı. Anadolu’da olduğu gibi yüzyıllar boyu zulümden kaçmak için dağlık alanlarda yaşayan ve yeni yeni şehirleşen Aleviler, bir de radikal İslamcı örgütlerle karşı karşıya kaldılar. Suriye’de Alevilerin çoğu büyük kentlerin kenar mahallelerinde ya da köylerde yaşıyorlardı. Ayrıca sisteme ters düşen birçok Alevi düşünür ve aydın Hafız Esad zamanında hapse düşmüştü. Kurucu üç arkadaş Ayrıca Suriye’de 46 yıldır iktidarda olan Baas, mezhep değil Arap milliyetçiliği temelinde kurulmuş sosyalist bir partidir. Baas Partisi’nin fikir babaları farklı dinden ve mezhepten gelen üç arkadaştı: 1910’da doğumlu Rum Ortodoks Mişel Eflak, 1912 doğumlu Sünni Müslüman Saláh Bitar ve 1908 İskenderun doğumlu Alevi Zeki Arsuzi. İskenderun’daki Alevi Arapları temsil eden Zeki El Arsuzi’nin başında olduğu Sancak Savunma Komitesi daha Arap milliyetçisi, daha bağımsızlıkçı ve laik bir politika yanlısıydı. El Arsuzi, Hatay’ın 1939’da Türkiye’ye katılmasıyla Beyrut’a geçmiş ve Suriye’de iktidara gelecek Baas partisinin kurucuları arasında yer almıştı. Mişel Eflak ve Saláh Bitar ve Zeki Arsuzi üçü de Paris’te felsefe okumaya gitmişlerdi. Televizyonlarda her konuda uzmanlık taslayanlar taraflı, yanlış ve noksan bilgileriyle izleyiciyi yanlış yönlendiriyorlar. Esad yönetimine bir de böyle bakın Suriye’de iç savaş baba Esad’ı da “vurdu”. 1943’te “El Baas el Arabi” yani “Arap Dirilişi” adını verdikleri hareket, Şam’da, 1947’de siyasi partiye döndü. “Baas Partisi” böylelikle resmen kurulmuş oldu ve genel sekreterliğe Mişel Eflak seçildi. Tüzüklerinde, kuruluş amaçları “Arap dünyasını tek bir bağımsız devlet haline getirmek için mücadele” diye yazılmıştı. Saláh Bitar ve Mişel Eflak, sonraki yıllarda önemli görevler alsalar da sürgüne gönderilmekten kurtulamadılar. Gidişattan hoşnut olmayan Alevi subayların yer aldığı gizli bir askeri komite, 1963’te darbe girişiminde bulundu. Bu subaylardan Hafız el Esad ve Salah Cedid, 1966’da Eflak ve Salah elBitar’ı devre dışı bırakarak Arsuzi’yi, yenilenen Baas Partisi’nin “Sokrates”i olarak göreve çağırdılar. Arsuzi’nin görevi, Suriye ordusuna Baas doktrinini aşılamaktı. Hafız el Esad Suriye’de 1940’lardan itibaren, pek çok hırslı Alevi genci orduya ya da Humus Askeri Akademisi’ne girdi. Bunlardan birisi de Hafız el Esad’dı. 1930’da Türkiye’ye sınır olan Lazkiye’nin Kardaha bölgesinde doğdu. Kalabiya aşiretindendi. 16 yaşında Baas Partisi üyesi oldu. Hafız Esad, azınlık bir mezhepten olup da okuyan ve hava kuvvetlerine giren ilklerdendi. 1958’de eğitim için SSCB’ye gönderildi. 1963’te genç bir subay olarak ilk darbesine karıştı. 1966’da Baas’ı iktidara getiren darbede Hava Kuvvetleri Komutanı olan Hafız Esad, Milli Savunma Bakanlığı görevini üstlendi. Ve Baas Partisi’ndeki gücünü artırıp 1970’te kansız bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. Bir zamanların yoksul, hırslı genç Alevi subayı, yönetimi ele geçirdikten sonra “muhaberat”ı kurdu; ül kenin farklı güvenlik ve istihbarat birimleri birbirini gözlüyor, kontrol ediyordu. Sokakta, gizli polis halkı takip ediyor, bu gizli polisi de bir başkası... Hafız Esad, döneminde Ortadoğu’nun ve hatta uluslararası siyasetin ustası olarak kabul gördü. Suriye’nin 1967’de İsrail’e kaptırdığı Golan Tepeleri’ni geri alamadı ama kendi imajını öyle inşa etti ki, “Ortadoğu’da Suriye’siz barış olmaz” düşüncesini yerleştirdi. Çok sayıda Aleviyi, Baas Partisi’nin güvenlik birimlerinin en üst mevkilerine ve ordunun kilit noktalarına getirdi. O zaman, her üç askeri akademi öğrencisinden ikisi ve ordudaki yüksek rütbeli subayların yarısından fazlası Alevi kökenliydi. Alevilerin statüsü, Hafız Esad’ın 1970’te devletin başına geçtikten sonra az da olsa yükselmeye başladı. Daha önceki iktidarlar tarafından Müslüman olarak görülmeyen hatta “kâfir” denilen Aleviler için dönemin önde gelen Şii liderlerinden Ayetullah Musa el Sadr, 1974’te Alevileri gerçek Müslüman olarak gördüğünü söyledi. Yanlış ve eksik bilgi Bu arada, Baas Partisi Arap milliyetçiliği üzerine kurulu bir parti olduğundan özellikle Hafız Esad döneminde sadece Alevilerden değil herhangi diğer bir azınlıktan bahsetmek tabuydu. Pragmatik çıkışlarıyla hafızalara kazınan Hafız Esad, rejimini tüccar sınıfı, Sünni din adamları ve asker arasındaki tarihi birliktelik üzerine kurmuştu. Kanal kanal dolaşıp hemen hemen her konuda uzmanlık taslayan şahıslar taraflı, yanlış ve noksan bilgileriyle ne yazık ki kendilerini dinleyenleri de yanlış yönlendiriyorlar. Bu da sonradan düzeltilmesi zor olan sonuçlara neden oluyor... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Yazarımız sağlık sorunları nedeniyle yazılarına bir süre ara vermiştir. Bile bile hukuksuzluk Milli Eğitim Bakanlığı geçen yaz, Türk İslam sentezinin fikir babası Nurettin Topçu’nun “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı kitabını öğretmenlerin mesleki çalışma programına dahil edip öğretmenlere anlatmayı planladı. Eğitim İş yurt genelinde bu durumu protesto ederek seminer çalışmalarına katılmadı. Ülke genelinde yapılan bu eyleme yalnızca Bursa’nın Yıldırım ilçesindeki 6 okulda soruşturma açıldı. Soruşturma sonucunda 45 öğretmene sendikal eylem nedeniyle kınama cezası verildi. Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, “Bu yapılan sendikal bir eylemdir ve sendikal eylemlere ceza verilemeyeceğine dair Danıştay, Yargıtay, AYM ve AİHM’in onlarca kararı var. 2015’te sendikal eylemlere ceza verilemeyeceğine dair talimat yazısı yazan İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya’nın bugün bu hukuksuz kararın altında imzası var. Yetkililer göz göre göre hukuksuz bir karara imza attı” diye konuştu. l Yurt Haberleri Lübnanlı belediye başkanları Reina kurbanları anıldı Maltepe Belediyesi’nin davetlisi olarak İstanbul’a gelen Lübnanlı belediye başkanları, Reina’daki terör saldırısında hayatını kaybedenleri andı. Reina önüne çelenk bırakan Lübnanlı belediye başkanları basın açıklaması yaptı. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın da eşlik ettiği heyette Lübnan Deirnbouh Belediye Başkanı Mohammed Saadieh, Mrah Sreij Belediye Başkanı Abdulfattah Allam, Bakhoun Belediye Başkanı Ziad Jamal, Bikaasefrine Belediye Başkanı Ali Sabra ve UCLGMEWA Tanıtım ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Muhammed Mahli yer aldı. Burada konuşan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, dünyanın her tarafında terör saldırılarının arttığına dikkat çekerek “Turizme vurulmak istenen darbeye karşı topyekun bir karşı duruştan yola çıkarak belediye başkanlarını İstanbul’a davet ettik” dedi. Lübnanlı belediye başkanları adına konuşan Deirnbouh Belediye Başkanı Mohammed Saadieh de “Terör eylemlerini kınamak adına dayanışma içerisindeyiz” diye konuştu. Reina katliamında 4. kişi aranıyor Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişiyi katleden Abdulkadir Masharipov’un MİT ve Emniyet tarafından yürütülen sorgusuna devam ediliyor. Masharipov’un henüz resmi sorgusuna geçilmediği öğrenilirken, MİT ve Emniyet tarafından yürütülen sorgu doğrultusunda aranan dördüncü kişinin 26 Aralık’ta Rakka’dan gelerek Masharipov’la görüştüğü belirtiliyor. Abdulkadir Masharipov, önceki gün saat 23.00 sıralarında Emniyet’ten çıkarıldı. Güvenlik önlemleri altında hastaneye getirilen Masharipov’un sağlık kontrolü sırasında güvenlik önlemleri üst seviyeye çıkarıldı. Polisler gazetecilerin görüntü almaması için yoğun çaba sarf ederken, Masharipov, hastaneden çıkarılırken camlar siyah naylon perde ile örtüldü. VEFAT ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Çanakkale ve İstiklal Savaşları Gazisi İ. Ethem Erataç ile Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden Remziye Erataç’ın kızı, Sevgili ANNEMİZ, aile büyüğümüz, E. Türkan Erataç’ı yitirdik. 25 Ocak 2017 Çarşamba (bugün) Şakirin Camii’nden öğle namazı sonrası Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecektir. Tüm Ailesi Adına Çocukları Ayşe İnci Beşpınar Osman Beyhan Pekergin M. Ferhan Pekergin C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle