08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR 3.7910 10.2 kuruş 8 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY AVRO 4.0330 5.7 kuruş FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 1 1 .23 0.02 puan 80.891 3.224 puan 980.70 12.22 lira 146.55 1.85 lira Cuma 13 Ocak 2017 Fitch: Not düşme riski var Fitch Ratings’in Ülke Notları Yöneticisi James McCormack, Türkiye’deki negatif gö rünüme vurgu yaparak ay sonunda notun düşürülmesi riski olduğuna dikkat çekti Yatırımcıların, karar alırken baktığı üç kredi derecelendirme kuruluşundan biri ve Türkiye’nin tek yatırım yapılabilir notunu veren Fitch, Türkiye’nin ay sonunda notunun düşebileceği uyarısında bulundu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Ülke Notları Yöneticisi James McCormack, bir konferansta yaptığı açıklamada negatif görünümün Türkiye’de risklerin arttığına işaret ettiğini söyledi. Fitch değerlendirme takımının Türkiye’de çalıştığını söyleyen McCormack, ay sonunda Türkiye’nin not düşürülmesi riski olduğunun altını çizdi. Aylık veri sağlıksız Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Fitch’den “yatırım yapılabilir notunuz En düşük not S&P’tan Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu arasında halihazırda Türkiye’yi en yüksek kredi notuyla değerlendiren Fitch, Türkiye’yi “yatırım yapılabilir” seviyenin en düşük basamağında değerlendiriyor. Fitch, “durağan” görünümünü “negatif”e çekmişti. Üç büyükler arasında Türkiye’yi en düşük kredi no tuyla değerlendiren kuruluş Standard&Poor’s’un Türkiye notu, “yatırım yapılabilir” seviyenin 2 basamak altı. Kurum, 2013’ün mayısında verdiği “yatırım yapılabilir” seviyedeki kredi notunu 40 ay sonra geri almış, ülkenin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyenin 1 basamak altı olan Ba1 seviyesine indirmişti. tehlikede”açıklaması yapıldığına değinerek, “Yatırım yapılabilir kredi notu şüphesiz önemli ancak, Türkiye ekonomisini haftalık,aylık veriler üzerinden ve geçiş süreçlerinde iken verilen kararlar sağlıklı olmaz” diye konuştu. Twitter üzerinden açıklama yapan Gedikli, “Anayasa refe randumu süreci sonuçlandıktan sonra piyasaların rahatlayacağını düşünüyorum. Neden çünkü siyasi risk diyerek algı operasyonu yapılıyor halbuki demokratik bir süreçtir bu. Ayrıca Türkiye jeopolitik riskleri minimize eden çok önemli dış politika hamleleri yapmakta” diye yazdı. İndirimler artacak Öte yandan, Fitch Ratings’in EMEA Ülke Kredi Notları Başkanı Ed Parker, 2017’de ülke kredi notlarında indirimlerin artacağını söyledi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in EMEA Ülke Kredi Notları Başkanı Ed Parker, negatif görünümlerin pozitif görünümleri 1’e 6 gibi bir oran ile aştığına işaret ederek, bu ortamda 2017 için kredi notlarında hareketlerin aşağı yönlü olması riskinin yüksek olduğunu söyledi. Gelişmiş ekonomilerin kredi notları için kamu borcu/ GSYH oranlarının en önemli not yönlendiricileri olmaya devam edeceğini belirten Parker, ancak Avrupa’daki kalabalık seçim takvimi, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı ve Trump’ın seçim zaferi, popülizmde artış dikkate alındığında siyaset ve politika değişimlerinin de önemli aşağı yönlü riskler olduklarını vurguladı. 27 Ocak’ta Fitch, Türkiye’nin bu yıla ilişkin takvimi ile kredi notu ve görünümünün 27 Ocak Cuma ve 21 Temmuz Cuma gözden geçirilebileceği açıklamıştı. Ayrıca Fitch Ratings’ten Türkiye’deki bankalara her çeyrekte veri raporu yayımlıyor. l Ekonomi Servisi James McCormack Türk şirketleri ucuzladı Gün boyu dalgalı bir seyir izledi. Kur 3.77’ye kadar geriledi Dolar/TL kademeli ola rak düştü. Önceki akşam 3.94’e kadar yükselerek tarihi zirveyi test eden dolar dün geriledi. Türk lirasının değer kazancı yüzde 2’yi aştı. Anayasa görüşmeleri, jeopolitik riskler ve Fitch beklentileriyle dün tarihi zirveyi test eden kur yeni günde sert biçimde dalgalandı. Sabah saatlerinde 3.92’ye kadar yükselen kur TCMB’nin 1 haftalık repo ihalesini açmaması ile ilk etapta bir miktar geriledi. Merkez’in müdahalesi ile gün ortasında aşağı yönlü bir hareket sergileyen dolar, Fitch açıklamasının ardından yeniden yukarı döndü. Şimşek’ten tweet Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türk lirasının bugün dolar karşısında yeni rekor düşük seviyeler görmesinin ardından Merkez Bankası’nın (TCMB) ellerinin bağlı olmadığını, harekete geçmesi gerektiğini ve geçeceğini söyledi. Şimşek Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Liradaki gidişat bardağın yarısı boş gidişatı. TCMB bazen gecikmeyle olsa bile geçmişte harekete geçti. Tekrar harekete geçmeli ve geçecektir” dedi. l Ekonomi Servisi Cumhuriyet altını bin lirayı geçti Kapalıçarşı’da Cumhuriyet altınının fiyatı bin TL’yi aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. Serbest piyasada altının gram fiyatı, uluslararası piyasada altının onsunun bin 200 doları aşması ve dolar kurunun yükselişinin etkisiyle tarihi zirvesi olan 151.6 lirayı gördü. Önceki gün yüzde 2.2 artarak yükselişini üst üste 5’inci güne taşıyan gram altın günü 148.2 liradan tamamlamıştı. Altının gram fiyatı, dün rekorunu 151.6 lirayı taşımasının ardından saat 10.30 itibarıyla yüzde 1.5 primle 150.5 lirada dengelenirken, Kapalıçarşı’da çeyrek altın 247, Cumhuriyet altını 1.010 liradan satıldı. Yabancının birleşme ve satın alma işlemi 2016’da altı yılın en düşük seviyesine indi; güvenlik kaygısı ve kurdaki dalgalanma, inen fiyata karşın olumsuz etkiledi Yabancı ‘gelmem’ diyorKurdaki hareketlerin bazı şirketleri sermaye artırımı yapmaya zorlayacağı belirtildi. Yabancı yatırımcıların işlem sayısı son altı yılın en düşük seviyesine gerileyerek 93 olurken, yerli yatırımcılar da 150 işlem yaptı. Yabancı yatırımcıların gerçekleştiği işlem hacminin 2009’dan bu yana en düşük seviyeye gerilediğini belirten EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Müdürü Cem Günfer, “Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2016’da 2.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu rakam, 2015 yılında 6.6 milyar dolar seviyesindeydi” dedi. 2016 yılı için sene başında 15 milyar dolarlık işlem hacmi öngörüleri bulunduğunu, ancak gerçekleşmenin bunun çok altında kaldığını belirten E&Y Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik Cantekinler, “Kurdaki anormal dalgalanma, Suriye ve Rusya ile ilgili gelişmeler, darbe girişimi, OHAL, terör olayları üst üste geldi. Bunlara yabancılar Türkiye’ye gelmeyerek çok sert tepki verdi” dedi. Fiyatlar düştü Mevcut konjonktürde Türk şirketlerin değerinin de düş tüğünü belirten Cantekinler, “Fiyatlamalar aşağı gitti, Türk şirketler ucuzladı. Fakat ucuzlamaları yabancıların ilgisini artırmadı. İhracat yapan şirketleri yabancılar biraz daha güvenli buluyor. Ancak özellikle gelirleri TL olan bir şirketseniz yatırımcının ilgisini çok çekmeyebiliyor” diye konuştu. Finansman bulmanın da zorlaştığını ifade eden Cantekinler, “Ülke notu düştüğü zaman ülke riski artıyor. Bununla birlikte bazı şirketlerin kendi risk primleri de artabiliyor... Finansmanda da biraz sıkıntılar var” dedi. Türkiye’deki birleşme ve satın alma (M&A) işlemleri 2016 yılında yüzde 53 düşüşle 7 milyar dolara gerilerken, yabancıların gerçekleştirdiği işlemler de 2.5 milyar dolar ile 2009’dan bu yanaki en düşük seviyeye indi. Mevcut konjoktürde Türk şirketlerinin değerinin düşmesi bile yabancının gelmesine yetmedi. Kamu kaynaklı işlemlerin öncülüğünde M&A hacminin 2017’de 10 milyar dolara yükselmesi öngörülürken; yurtiçi ve bölgedeki güvenlik endişeleri, ekonomik büyümede yavaşlama ve kurdaki dalgalanmanın ise yabancı ilgisini yine sınırlaması bekleniyor. Yüzde 53 geriledi 2016’da Türk şirketlerinin fiyatlamalarının da düştüğü görülürken, finansman temininin de zorlaştığı belirtildi. Ernst &Young (E&Y) Türkiye tarafından açıklanan “Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu”na göre, geçen yıl Türkiye’de M&A işlem sayısı ve hacminde önemli düşüş gerçekleşirken, işlem değeri açıklanan 101 işlemle toplam 4.6 milyar dolar tutarında işlem hacmi yaratıldı. Değeri açıklanmamış işlemlerle birlikte toplam hacim 7 milyar dolar oldu. Bu tutarlar 2015’te sırasıyla 10.7 milyar dolar ve 15 milyar dolar olmuştu. Özel sermaye fonlarının 2016’da gerçekleştirdiği işlem adedinde artış gözlemlenirken; 70 işleme imza atan fonlar, değeri açıklanan işlemlerle toplam 331 milyon dolar oldu. Enerji sektörü işlem hacmi bazında, bilişim sektörü de adet bazında ilk sırada yer aldı. Enerjide 30 işlem ile 1.6 milyar dolarlık işlem hacmi yaratıldı. l Ekonomi Servisi Türk Akımı’nı Gazprom finanse edecek Gazprom Yönetim Kurulu ğini söyledi. Üç projenin de yüksek ma Başkanı Viktor Zub liyete sahip olduğu kov, bu yıl içinde nu belirten Zubkov, Türk Akımı da dahil “Bu nedenle yöne olmak üzere üç do tim kurulu olarak fi ğalgaz projesini fi nansman şekliyle il nanse edeceklerini gili çalışmalara de açıkladı. vam ediyoruz” de Rusya’nın başken Viktor Zubkov di.Gazprom’dan da ti Moskova’da gazetecile ha önce yapılan açıklama re açıklama yapan Zubkov, da, Rus gazını Türkiye üze 2017’de Türk Akımı, Kuzey rinden Avrupa’ya taşıyacak Akım 2 ve Sibirya’nın Gücü Türk Akımı doğalgaz boru projelerinin kendilerine dü hattı projesi için geçen yıl şen bölümlerinin Gazprom 23.5 milyar rublelik yatırım tarafından finanse edilece yapıldığı duyurulmuştu. 74 milyon dolarlık kayıp Rusya’nın ihracat yasağı uygulamaya devam ettiği domateste 2016’da ihracatçı büyük kayba uğradı. 2015’te 167 milyon dolar olan domates ihracatı, 93 milyon dolarda kaldı. Rusya’nın 2015 Kasım ayında uçak düşürme olayı sonrası 1 Ocak 2016’da yaş meyve ve sebze ürünlerine yönelik başlattığı yasak, bazı ürünlerde kaldı rılmasına rağmen, en önemli ihraç kalemi domateste devam ediyor. Rusya yasağının sürmesi, ihracatın en yoğun olduğu dönemde başta domates üreticisi olmak üzere biber, salatalık, kabak üreticilerini de zora soktu. Üzümde 20 milyon 148 bin dolar, limonda 4 milyon 762 bin dolar ve salatalıkta da 3 milyon 865 bin dolarlık kayıp yaşandı. İlk görev Hazine’nin “Akıl tutulması” deyimine nal toplatan bir tablo yaşanmakta: iktidar milletvekillerinin dahi Meclis’te birbirine güvenmediği, oy kabini perdelerinin fütursuzca açıldığı bu ülkeyi yönetenler; diğer ülke yatırımcılarının kendilerine güvenmesini istiyor. Parlamento’nun feshi anlamına gelen maddeyi, kâh güle oynaya, kâh zorbalıkla oylayanlar, dolar ve Avro’da “kur oyun”u nutukları atabiliyor. Anayasanın emredici “gizli oy” hükmünü pervasızca çiğneyen, hukuka saygısızlıklarını marifet gibi savunan yöneticiler; hallerini resmeden fotoğrafların yerküreyi ışık hızıyla dolaştığını bilmezmiş gibi, kurdaki tırmanışı berbat komplo teorileriyle izaha kalkabiliyor. HHH Bilmezmiş gibi davranan da biliyor. Ekonomide daha kötü günleri engelleyecek kestirme çözüm aslında belli: Anayasa değişiklik ısrarından vazgeçmek. Fakat bu yolun seçilmeyeceğini biliyoruz. Dahası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Elinde silahı olan terörist ile elinde doları, Avro’su olan terörist arasında hiçbir fark yok” dedi ve “hepsinin amacı Türkiye’ye diz çöktürmek” diye ekledi. Madem böyle... O zaman Cumhurbaşkanı’nın aynı konuşmada “seferberlik”ten kastını açıklarken yaptığı izaha, yani ekonomik seferberliğe tam uyulmalı. HHH Ki adı üzerinde, zaten seferberlik topyekun bir eylemselliği anlatır. Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Merkez Bankası bu oyunu bozacak tedbirleri almalı. Fedakârlık yapılacaksa işte o gün bugündür” dedi. Ama neden bu ağır yükün tamamı Merkez Bankası sırtına yüklensin? Daha inandırıcı çözüm, devletin işe, önce kendisinden başlaması olabilir. YapİşletDevret (YİD) sözleşmelerine el atarak, döviz üzerinden, bizim adımıza şirketlere bilumum garantiler verdiği sözleşmelerde değişikliğe gitmesi mesela. HHH Buyrun Osmangazi, buyrun resmi adıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü 3. Köprü, buyrun yeni hizmete giren Avrasya Tüneli. Ve nihayet buyrun YapKiralaDevret (YKD) yöntemiyle yaptırılmakta olan şehir hastaneleri. Şirketler dışarıda finansman bulabilsin diye, Hazine garantisini kim verdiyse, borç üstlenimi taahhüdünde kim bulunduysa, sözleşmelerdeki DolarAvro tarifelerini TL ile değiştirsin. Karayolları, Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlükleri, o tünel, köprü, havaalanı sözleşmelerindeki otomobil başına, kamyon başına geçiş, yolcu başına gelirlerin karşısında yazan 4630 dolarları Türk Lirası’nda sabitlesin bakalım. Sabitlesin ki, kur artışında milli bütçeye yüklenecek bu tarifeler, vatandaşa daha yüksek vergiler olarak dönmesin. HHH Unutmadan. Madem bir seferberlik ilan edildi, şehir hastaneleri kiraları da buna dahil olsun. Biliyorsunuz değil mi Hazine 17 şehir hastanesinin “kiralanması” karşılığında, devlet bu hastaneleri yapan şirketlere, toplam 27 milyar dolar ödeme yükümlülüğü altına girdi. Gasilhaneleri bile “işletme” kapsamında tasarlanan ve gelirleri şirkete kalacak olan 17 şehir hastanesinin “kiralanması” karşılığında. İşte diyorum, tünel, köprü, havaalanları sözleşmelerine ek olarak, mesela bu 27 milyar dolarlık sözleşmelerde Türk Lirası’na değer kazandıracak düzeltmeler yapılsa iyi olmaz mı? Madem seferberlik ilanı söz konusu. Madem Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler var (ki onlardan kasıt, işinde gücündeki ortalama “ecnebiler” değil, finansman kuruluşları olsa gerek) o zaman devletin taraf olduğu dövizli sözleşmeler de dahil edilmeli seferberliğe. Hazine’den bunu beklemek hakkımız. Arçelik’e ödül Arçelik, Enerji Verimliliği Haftası kapsamında bu yıl da ödüle layık görüldü. Arçelik Bolu Pişirici Cihazlar İşletmesi’nin Isı Pompası Projesi, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Projeleri (SEVAP) kategorisinde birincilik ödülünü aldı. Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi’ne ödülü getiren ‘Isı Pompası Projesi’ atık ısının, üretim süreçlerinde ihtiyaç duyulan sıcak suyun ısıtılmasında kullanılması ile verimlilik sağlıyor. Netaş ilk sırada Netaş, sürdürülebilirlik ve gelecek nesiller için “enerji”yi en verimli kullanan firma seçildi. Netaş, enerji yoğunluğunu üç yılda ortalama yüzde 66.3 azaltarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından 17’ncisi düzenlenen Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışması’nda (SENVER) birincilik ödülünün sahibi oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle