07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 13 Ocak 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ hakkımDızeı mkuollkarnadtiıkkCBGaHEşPCkGEaYrnİuvdpeekğilelrelreinkdaivrgdiaLı CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan kavgaya ilişkin konuştu. CHP’li Altay, “Demokratik tepki hakkımızı, belli bir süre kullanmak üzere, milletin kürsüsünün özgürlüğünü mahafaza etmek ve kamuoyuna farkındalık yaratmak nedeniyle kürsü etrafında toplandık ve beş dakikayı geçmeyecek alkışlı protesto eylemini ortaya koymayı amaçladık” derken, Özel “Bir gün önce kendi kendilerine kulisimize gelip çayımızı içmek isteyenlerin bu sefer kanımızı içmeye geldiklerini gördük” ifadelerini kullandı. Gök ise “Çayımızı içenlerin kanımızı içmeye geldiğini gördük” diye konuştu. CHP Grup Başkanvekilleri Meclis’te düzenledikleri basın toplantısıyla çıkan kavgaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup başkanvekilleri şunları söyledi: ‘iBçianhtçuetlui şSuayraoyr’’a yaverlik Engin Altay: Meclis’in varlık nedenini ortadan kaldıran teklifi gece yarısı üçte görüşmekte direndiler. Bu direnmeye dayalı olarak Özgür Özel’in madde üzerindeki konuşmasından sonra dünya parlamentolarında da sıkça kullanılan demokratik tepki hakkımızı, belli bir süre kullanmak üzere TBMM kürsüsünü, milletin kürsüsünün özgürlüğünü mahafaza etmek ve kamuoyunda farkındalık yaratmak nedeniyle kürsü etrafında toplandık ve beş dakikayı geçmeyecek alkışlı protesto eylemini ortaya koymayı amaçladık. Ama bizi kürsü işgalini, demokratik tepki hakkımızı, kürsüyü CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel bir basın toplantısı düzenleyerek kavgaya ilişkin açıklama yaptı. kırarak kürsüde bulunan hatibi ve yanındaki milletvekillerine çoğunluk şımarıklığı ile hücum ederek, AKP milletvekilleri dün gece bir siyasi eşkiyalığın yeni örneğini sergilemişlerdir. Kavgada benim iktidar partisinden bir milletvekilini darp ettiğim algısı oluşturacak yayınlarda yanlı ve yanlıştır. Akif Yılmaz’ın , beni merdivenlerden aşağı iteklemesi kabul edilebilecek durum değildir. Ben de doğal olarak kendimi korumak amacıyla kendisini, kendimden uzaklaştırdım. Sayın Bahçeli’nin dün akşam ki açıklamasından da anlıyoruz ki, Bahçeli bir an önce Saray’a yaver olmak arzusuy la yanıp tutuşmaktadır. Levent Gök: CHP’nin tek arzusu daha sakin soğukkanlı bir şekilde bu maddenin görüşmesi konusunda ısrar olmuştur. İktidar partisi bu teklifi gerilimle Meclis’ten geçirmek ve gerilimle referdanduma götürmek istiyor. Türkiye fakirleşti, iktidara ne gam varsa yoksa başkanlık. Bahçeli’nin önüne bir tablo konmuş. Bahçeli “Ya seçim ya başkanlık” diyor. Bahçeli rehin alındı. MHP ve tabanının bu oyunu bozması lazım. 15 Temmuz’da bombalanan Meclis, dün de bu maddeyle içinden bombalandı. Özgür Özel: Biz AKP’li grup baş kanvekilleriyle, bakanlarıyla yaptığı görüşmelerde kendilerini uyardık, görüşmelerin ertesi gün televizyonlar açıkken halkın gözünün içine baka baka yapılması gerektiğini, gecenin üçünde Meclis’in yetkilerinin Saray’a verilemeyeceğini buna demokratik tepkimizi göstereceğimizi ifade ettik. Ne olursa olsun bu gece geçecek dediler. Orada gördüğümüz manzara şu oldu; bir gün önce kendi kendilerine kulisimize gelip çayımızı içmek isteyenlerin bu sefer kanımızı içmeye geldiklerini gördük. Hunharca, vahşice, vandalca ve gözlerinde büyük bir kin ve nefretle saldırıyorlardı. Kadına şiddetin kaynağıElitaş ve Gündoğdu tarafından darp edilen CHP’li kadın vekil Hürriyet: Meclis ve hükümettir HNAZüArNrMiOyReOĞtL’Ue: yönelik şiddeti kınıyoruz İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü avukat Nazan Moroğlu, TBMM’de anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında CHP milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’in AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın üzerine yürümesi ve fiziki şiddete maruz kalmasına tepki gösterdi. Milletvekiline yapılan şiddeti kınadıklarını söyleyen Moroğlu “Kadına yönelik şiddet ailede, sokakta, otobüste, her yerde. Ne yazık ki şimdi de TBMM’de. OHAL’de de, bu halde büyük gerginliğe yol açan anayasa değişikliği ısrarından toplumun huzuru için vazgeçilmesini, geri çekilmesini talep ediyoruz” dedi. Kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğunu anımsatan Moroğlu “Milletvekillerine, Meclis’te kabul ettikleri 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a ve Avrupa Konseyi’nin Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair ‘İstanbul Sözleşmesi’ne öncelikle kendilerinin uyması gerektiğini hatırlatıyoruz” diye konuştu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet İKLİM ÖNGEL Anayasa teklifi görüşmeleri sırasında darp edilen CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, bu olayın genel kurulda sahte oy kullanıma ilişkin anlattığı bir örnek nedeniyle gerçekleştiğini söyledi, o an yaşadıklarını ve hissettiklerini Cumhuriyet’e anlattı. Hürriyet, “Elini sallayarak, hakaretvari bir tavırla Mustafa Elitaş üzerime geliyor. Ahmet Gündoğdu beni ittirdi, boynumdaki kızarıklık da öyle oldu. Elitaş ile de yakın temas yaşadık ama fiziki müdahaleyi daha çok Gündoğdu yaptı, telefonumu gaspetti” dedi. Diğer milletvekilleri sayesinde itiş kakıştan kurtulabildiğini anlatan Hürriyet, “Tek başıma olsaydım, kesinlikle beni tamamen darp etmekten sakınmazlardı. O derece hırslanmışlardı. Elitaş ve Gündoğdu’nun gözünde o kini gördüm” dedi. Genel kuruldaki anayasa değişikliği teklifinde dün çıkan kavgada darp edilen CHP’li Hürriyet, yaşananları anlattı. Olay, genel kurulda verdiği örneğin ardından “3 AKP’li bir kabinde oy kullanmıyorsa ne yapıyor” sorusunu sormasının rövanşı olduğunu söyledi. O sırada tek kayıt alanın kendisi olmadığını belirterek o anları; “Benimle birlikte birkaç kişi daha görüntü alıyordu ama direkt bana saldırıldı. Önce Mustafa Elitaş üzerime geldi. O an zaten çektiğim kayıtta görünüyor. Elini sallayarak, hakaretvari bir tavırla üzerime geliyor. O arbedede Ahmet Gündoğdu beni ittirdi, boynumdaki kızarıklık da öyle oldu. Elitaş ile de yakın temas yaşadık ama fiziki müdahaleyi daha çok Gündoğdu yaptı” dedi. ‘Telefonumu aldılar’ O sırada Gündoğdu’nun kayıt aldığı telefonunu gaspettiğini söyleyen Hürreyet, “Telefonu geri aldık ancak ben mi aldım başkası mı o itiş katış da hiç hatırlamıyorum” dedi. Milletvekili arkadaşlarının yanında olduğunu belirten Hürriyet. “Onlar beni geri çekti. Ama orada vekil arkadaş ‘Darp edilen ben halkı kandıran onlar’ Hürriyet, CHP’li milletvekilleriyle birlikte Meclis’te basın açıklaması yaptı. Elitaş ve idari amiri Gündoğdu’nun faşist saldırısıyla karşılaştığını söyleyen Hürriyet, “Darp edilen ben halkı kandıran onlar. Gerçekten o kabinlerde gizlemeye çalıştıkları çok şey varmış. AKP suç işlemeyi sevdi. Bir kadına karşı gözlerini kan bürüyen zihniyetin ne kadar vahşi olacağını göstermiş oldu. Meclis’te kadına tahammül edemeyen sokakta kadına hayat verir mi, vermez. Bu anayasa geçerse kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacaktır. Darbe anayasasına evet diyen vekiller olduğu sürece bu ülkede başka vatan haini aramaya gerek yoktur” dedi. larım olmasaydı, ben tek başıma olsaydım, kesinlikle beni tamamen darp etmekten sakınmazlardı. O derece hırslanmışlardı. Elitaş ve Gündoğdu’nun gözünde o kini gördüm” diye konuştu. Olay nedeniyle tansiyonunun düştüğünü söyleyen Hürriyet, “İlk kez böyle bir şey yaşıyorum. O kargaşada tek kadın vekil bendim. Benim bağırmamı duyan diğer kadın vekil arkadaşlarım yanıma koştu. O anları çok net hatırlayamıyorum. Boynumdaki kızarıklığı da ben değil arkadaşlarım fark etti. Bir yandan kollarımın ve boğazımın acıdığını hissediyordum bir yandan da gaspedilen telefonumu geri almaya çalışıyordum” dedi. Kadına yönelik şiddeti AKP’nin meşru hale getirdiğini dile getiren Hürriyet, sahte oy skandalını anımsattı ve “Kadı na şiddetin kaynağı Meclis ve Hükümet. Suç işlemeyi sevdiler ama suç üstü yakalanmaktan hoşlanmadılar” dedi. Bireysel bir hukuki başvuru yapmayacağını, olayın kendi şahsına dönmesini istemediğini söyleyen Hürriyet, “Bu; millete, demokrasiye, insan haklarına, özgür düşünceye yapılmış bir saldırı. Dolayısıyla bunu milletin haklarını koruma altında yürütmek istiyorum. Ceza alıp almaması çok önemli değil, mesele milletin burada neler döndüğünü öğrenmesi. Kaldı ki bir hukukçu olarak ne yazık ki ‘Kimi kime yargılatacağız’ diye düşünüyorum. Ben bugün şikâyet etsem yarın takipsizlik kararı çıkacak ve alacaklar o kararı ‘Bak bizim suçumuz yokmuş’ diyecekler. Bir babayiğit hâkim çıkıp da bir AKP’liyi yargılayabilir mi, yargılayamaz” dedi. haber 5 Çitaların hayatı, nereye kadar? Sizlerden bir ricam var, lütfen yazılarımı sadece internetten okumayın, bir Cumhuriyet alın! Sadece beni takip edenler değil, farklı diğer haber ve köşe takipçilerine de aynı ricada bulunacağım. Tabii, farklı fikirlere tahammülü olmayıp, sadece açık aramak için bu gazeteyi takip edenleri hariç tutuyorum, onlar kirli ellerini gazeteye değdirmesin, istedikleri kadar köstek olmaya, “Cumhuriyet batacak” diye zil takıp oynamaya devam etsinler. Diğer hepimiz, sadece Cumhuriyet değil, farklı haber ve görüşlere yer veren, hâlâ ayakta kalabilen tüm gazeteleri destekleyelim. Aynı görüşleri paylaşmamız gerekmiyor, doğrusu ben hiçbir yazdığım gazetede yer alan görüşlerin tümüne katılıyor değildim, hâlâ da değilim; parti gazetesi, sabit fikir bröşürü niteliğinde olmayan tüm yayınlar için olması gereken de bu. Sadece altında imzamız olan görüşlerin sahibiyiz, ama sonuçta görüşlerimizi özgürce ifade edebileceğimiz zeminlere ihtiyacımız var, bu zeminlere okuyucu olarak da farklı görüşleri, haberleri izlemek için ihtiyacımız var. Cumhuriyet gazetesini ayakta tutmak bu açıdan çok önemli, özellikle de mevcut koşullar altında. Mevcut koşullar altında, iktidarın görüşlerini paylaşmayan tüm yayın organları müthiş bir baskı altında, gazeteci arkadaşlarımız tutuklu, tekseslilik almış başını gidiyor. O kadar ki, ekonomi haberleri ve yorumları bile sansür veya otosansür altında, “ekonomi kötüye gidiyor” demek veya demeye getirmek bile cesaret işi. Ana akım medya çoktan bu kısıtları içselleştirmiş vaziyette. Varsa, trafik kazası, komşu kavgası haberi, yoksa kar muhabbeti. Her şey tersine dönmüş vaziyette, sanki terör olayı “doğal afet”, kar yağması yoruma muhtaç bir fevkaladelik! Domatesin fiyatının yükselmesi bile, ancak nedeni kar yağışı ise uzun uzun haber oluyor, mikrofonu eline alan hale koşuyor, haber yapmış oluyor, çocukların kar topu oynaması ise büyük haber, kimse kaçırmak istemiyor. Zaten, bize ayrılan süre çok yakında tamamen bitecek gibi, tüm çabalarımıza rağmen, terör suçlaması var, kayyım ataması var, tüm sesler kesilene kadar yapılacak çok iş var. Ama hiç olmazsa, gazete almaya üşenmek veya farklı görüşlere yer veren yayın organlarına destek olmaktan imtina etmek utancını yaşamayalım, yaşamayın. Yoksa, bundan sonra olanları sadece, yaşınız elveriyorsa siz, yoksa çocuklarınız tarih kitaplarından okuyacak. Hepiniz, hepimiz, tek bir ses bize ne diyorsa onu dinleyip okuyacağız, habire kar haberleri, sel haberleri alacağız, yemek programları, dünya güllük gülistanlık havasında geçen seyahat, magazin programları izleyeceğiz, iktidara yanaşmak derdi ile bin takla atan “sanatçılardan” şarkı dinleyeceğiz, dizi izleyeceğiz. Bunlara gönül indirmeyenler belgesel izlemeye devam edecek, ama çitaların hayatı nereye kadar? CHP’Lİ TANRIKULU: Faili meçhul korkusu yaşadım CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis’te yaşanan kavgayı ve gerilimi anlatırken, “Diyarbakır’da 25 yıl avukatlık yaptım. 80, 90’lı yıllarda, birçok faili meçhul cinayet oldu. Kendimiz faili meçhul cinayetlerin hedefi olduk, kurtulduk ama dün inanın parlamentoda ‘faili meçhul cinayete kurban giderim’ kaygısı yaşadım. Böyle bir ortam var Meclis içerisinde. Faili meçhul bir şekilde bir kavganın kurbanı olabilirdik” dedi. Normal bir anayasa değişikliği değil bir rejim değişikliğinin hedeflendiğini söyleyen Tanrıkulu, “Tabii ki tartışma olacak, tabii ki muhalafet bunu kullanacak. Bunlardan birisi de sonuçta kürsü işgalidir, kürsüde bulunmaktır. Dünyanın bütün parlamentolarında muhalefet zaman zaman kullanır. Dünyanın bütün parlamentolarında da iktidar hoş görülü olur muhalefete karşı. Yani bir iki saat, 510 dakika neyse sonuçta bu işgal biter. Ama bununla bir kamuoyu oluşturulur. Fakat AKP parlamentoda kendi takvimi dışında, kendi çizdikleri alan dışında başka bir muhalefet tarzı istemiyor” diye konuştu. l DHA HABER VE FOTOĞRAFLAR: EMİNE KAPLAN, MAHMUT LICALI, SELDA GÜNEYSU, İKLİM ÖNGEL, NECATİ SAVAŞ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle