05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 10 Ocak 2017 6 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HOCALARIMIZ ONURUMUZDUR, YANLARINDAYIZ 9 akademisyenin odasına kilit asıldı Ege Üniversitesi’nden uzaklaştırılan Prof. Melek Göregenli ve Prof. Dr. Nilgün Toker’in de aralarında bulunduğu, barış bildirisi imzacısı 9 akademisyenin odalarının kapısına asma kilit vuruldu. Bazılarının odalarının ise kilitleri değiştirildi. Rektörlük, kapıların kilitlenmesini ‘savcı istedi’ diye savundu. Feride Aksu Tanık, Melek Göregenli, Nilgün Toker, Zerrin Kurtoğlu, Ali Serdar Tekin, Hediye Aslı Davas, Hanifi Kurt, Lülüfer Körükmez ve Cansu Akbaş Demirel, 6 Ocak’ta, 679 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilmişti. Avukatların edindiği bilgilere göre savcı, işlem yapmak için Ege Üniversitesi rektörlüğünden gelecek suç duyurusunu bekliyordu. Sonra arama kararı çıkarılacaktı. Rektörlük ise arama kararı çıkarılmadan saatler önce odaları kilitledi. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu devreye girdi. Rektörle görüştü. Rektör, savcılığın yazılı emri olduğunu söylemişti. Arama kararı, saatler sonra üniversiteye ulaştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet OHAL’in üçüncü kez uzatılması kararının ardından yayımlanan KHK ile 631 öğretim üyesi ihraç edildi. İhraç edilenler arasında Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin barış bildirisine imza atan Ankara Üniversitesi akademisyenleri de bulunuyor. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu kapı girişinde hocalarını karşılayan 100’ü aşkın öğrenci “Akademi biat etmedi etmeyecek”, “YÖK, polis, medya. Bu abluka dağıtılacak” sloganlarıyla ihraçlara tepki gösterdi. İhraç edilmesinin ardından eşyalarını top lamak için fakültesine gelen Doç. Dr. Tezcan Durna’ya Ece Ayhan’ın Meçhul Öğrenci Anıtı şiirini okuyan öğrenciler, “Hocalarımızın yanındayız” mesajı verdi. Durna ise “Biz devletten maaş almasak bile bu işi yapmaya devam edeceğiz. Hakikati dile getirmeye inatla devam edeceğiz” karşılığını verdi. Fakültenin bütün kapılarına “Hocalarımız onurumuzdur” ve “Geri dönecekler” yazıları asan öğrenciler, “Suçu olmayan hocalarımızın yanında bizleri de cezalandırıyorlar” sözlerini dile getirdi. l ANKARA / Cumhuriyet 33 canın bedeli bu Suruç katliamında görevi ihmal ve kötüye kullanma suçundan yargılanan emniyet müdürü Yapalıal, 7 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı. Bunu da taksitle ödeyecek Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015’te Kobani’ye oyuncak götürmek isteyen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 33 gencin IŞİD’in canlı bomba saldırısında yaşamını yitirdiği davada, “Görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan yargılanan dönemin Suruç Emniyet Mehmet Yapalıal, 7 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığın cezayı 12 taksitle ödemesine karar verdi. Suruç Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen “Görev ihmal ve kötüye kullanma” davasının dün yapılan 3. duruşmasına SGDF Eşbaşkanı Ceren Çoban, Yasin Can, Onur Kartal ve patlamada yaşamını yitiren Yunus Emre Şen’in babası İhsan Şen ile Emrullah Akamur’un ağabeyi Ümran Akamur katıldı. Duruşma Ümran Akamur’un tanık olarak ifadesinin alınmasıyla başladı. Akamur, Suruç’ta meydana gelen patlamanın arkasında karanlık güçlerin olduğuna dikkat çekerek, asıl davanın bir an önce açılması gerek tiğini ifade etti. Akamur’un ardından söz alan Avukat Ömer Şerif Yaşar ise Suruç saldırısının tüm kamuoyu tarafından takip edildiğini belirterek, verilecek kararın toplumun adalete olan inancı noktasında önemli rol oynadığını söyledi. Yaşar, “Patlamanın üzerinden 18 ay geçmesine rağmen dosyada sadece bir sanık hakkında dava açılmıştır. Sanığın talimatla savunmasının alınması ile sanığa doğrudan soru yöneltme hakkımız elimizden alınmıştır. Sanığın yeniden Suruç’ta huzur da dinlenmesini talep ediyoruz. Ankara katliamında ortaya çıkan belgelerin dosyamıza eklenmesini talep ediyoruz” dedi. Bir de 12 taksit Daha sonra patlamada yaralanan Onur Kartal, Yasin Can ve Ceren Çoban da tanık olarak ifade verdi. İfadelerin tamamlanmasından sonra konuşan Avukat Can Tombul, sanığın TCK’nin 83. maddesi gereğince cezalandırılmasını ve suç ile ilgili yargılamanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesi ge rektiğini belirtti. Tombul, dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmemesi durumunda ise yetkili mahkemenin en üst cezayı vermesi yönünde talepte bulundu. Savunmaların ardından mahkemeye karar için kısa bir ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal’ı suçlu bularak, 7 bin 500 lira para cezasına çarptırdı ve bu cezanın 12 taksitte ödenmesine karar verdi. l Yurt Haberler HEYKELTIRAŞ YAKUT ‘Bunu da mı Barış için forumFETÖyaptı’ Roboski’de 28 Aralık 2011’de kaçaktan dönerken savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülen 19’u çocuk 34 kişi anısına Diyarbakır’ın DBP’li merkez Kayapınar Belediyesi tarafından yaptırılan anıtın belediyeye kayyım atanmasının ardından kaldırılmasına bir tepki de heykeltıraşı Suat Yakut’tan geldi. Yakut, dihaber’e yaptığı açıklamada, “Yaşamını yitirenlerin çocuk olması anne figürünü bana yaptırdı. Orada ölenlerin çoğu çocuk, anne sevgisine muhtaç bir haldeyken yaşamlarını yitirdiler” dedi. Anıtın yıkılarak kaldırılmasını yaşanan olayın ve hafızanın güncelleştirilmesi olarak değerlendiren Yakut, “Roboski oldu yaşandı, bu katliam yok edilemez. ‘FETÖ yaptı’ dediler. Bunu da mı FETÖ’cüler yaptı? Kimi rahatsız etti?” dedi. l Yurt Haberler Ahmet Nesin Yurtdışındaki aydın, yazar, akademisyen ve siyasetçiler ‘Savaşa ve diktatörlüğe karşı barış için Avrupa forumu’nu kurdu Türkiye’den ayrılan aydın, yazar, akade ruk Öztürk, Mehmet Rauf Kesici, le veren hukukçularız. Özgür ruhMustafa Sarısülük, Nil Mutluer, lar için sanatçılarız. Ekmek ve gül misyen, siyasetçi ve sen Pınar Şenoğuz, Ragıp Zarakolu, uğruna mücadele eden sendika dikacılar, 17 ve 18 Aralık Rotinda Polat, Sakine Essen, Se cılarız. Patriyarkaya, tecavüze ve 2016’da Almanya’nın baş lim Eskiizmirliler’den oluşan bir şiddete boyun eğmeyen kadınla kenti Berlin’de Rosa Luxem koordinasyon kurulu belirlendi. rız. Eşitlik ve özgürlüğün çığlığı burg Vakfı’nda gerçekleştiri “Savaşa ve diktatörlüğe kar LGBTiQ’larız. Bizler; Kürt, Türk, len toplantının ardınan “Sava şı barış için Avrupa forumu” ku Alevi, Yahudi, Ermeni, Çerkes, şa ve diktatörlüğe karşı barış ruluşunu Türkçe, Kürtçe, Alman Rum, Romen, Süryani, Ezidi, Hris için Avrupa forumu”nu kurdu. ca, İngilizce ve Fransızca olmak tiyanlar ezcümle özgür ve adalet Forumun çalışmalarını ko üzere beş dilde yayımladığı dekla li bir yaşam istediği için yerinden ordine etmek üzere Ah rasyonla duyurdu. Deklarasyonda edilenleriz. Türkiye’nin demokra met Nesin, Çetin Gü şöyle denildi: “Bizler hakikat uğ tikleşmesi ve toplumsal barışın bir rer, Defne Asal, De runa emek veren akademisyenle an önce tesisi için haklı talebimizi mir Küçükaydın, riz. Halkın haber alma hakkını sa ve mücadelemizi, nerede olursak Engin Sustam, Fi vunan gazeteci, yazar, radyocu ve olalım hep birlikte sürdüreceğimi liz Koçali, Fuat televizyoncularız. Halkların eşitli zi, sözümüzün arkasında olduğu Ateş, Hatip Dic ği ve kardeşliği peşinde koşan si muzu Avrupa’dan ilan ediyoruz.” le, Mehmet Fa yasetçileriz. Adalet için mücade l DİYARBAKIR / Cumhuriyet ANMA SEMİHA ERKAN Annem 7 yıldır kapıyı gözleyen çocuk yüreğimle bekliyorum. Alışamadım annem özlüyorum. KIZLARIN: MÜESSER, SOLMAZ, HÜRMÜZ ‘Sivil cuma’ için hapis istemi Diyarbakır’da 4 Mart 2016’da Sümerpark’ta kıldırdığı sivil cuma namazında verdiği hutbede “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla hakkında 5 yıl hapis cezası istenen eski Diyarbakır Müftüsü ve HDP Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş’un yargılanmasına başlandı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanık Erdoğmuş katılmazken, avukatı hazır bulundu. Savcı, Erdoğmuş’un “Sur ilçesinde şu anda mağdurlar var, can pazarı var, ölüm var. Zulüm ve gaddarlık var. Biz yerimizde oturuyoruz ve Sur’da ölümler oluyor. Bizler ölümler içinde ayrımcılık yapmıyoruz” sözleriyle, PKK’yi övdüğünü öne sürdü. Dava ertelendi. l DHA Sıdıka Toprak ŞEMDİNLİ’DE BULDUĞU CİSİM PATLADI 5 yaşındaki Sıdıka öldü Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Oslo köyünde oyun oynayan çocukların bulduğu cismin patlaması sonucu 5 yaşındaki Sıdıka Top rak isimli çocuk hayatını kaybetti. Toprak’ın cenazesi Şemdinli Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l İHA yeniden yoğun bakımDA Geçirdiği ameliyatın ardından normal servise alınan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, dün tekrar yoğun bakıma alındı. Güven Hastanesi tara fından Kahraman’ın sağlık durumuna ilişkin yapılan yazılı açıklamada, alt solunum yolunda başlangıç safhasında enfeksiyon tespit edildiği bilgisi İsmail Kahraman verildi. Bu arada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda roğlu, Kahraman’ı ziyaret ederek doktorlardan sağlık durumu hakkında bilgi aldı. l ANKARA/ Cumhuriyet ‘Allah korusun, yeni anayasa bir diktatörün eline geçerse..’ Anayasa değişikliği Meclis’te kabul edilir ve referandumda evet oyu alırsa, Türkiye’de bir rejim değişikliğinin gerçekleşeceği tartışmasızdır. “Kuvvetler ayrılığı”na dayalı, başbakanlığın en yetkili güç olduğu parlamenter sistem gidecek.. “Kuvvetler birliği”ne dayalı, Meclis’in ikinci sınıfa düşürüldüğü, tek kişinin hemen her şeyi belirlediği, gerektiğinde çoğunluk desteğini yitirdiği takdirde Meclis’i çalışamaz duruma getirme ve olmazsa feshetme hakkına sahip müthiş otoriter bir Reislik makamı gelecek. Üstelik yargıyı da yarısı kendisi, yarısını da Meclis’teki partisi seçecek. Oh ne âlâ, yargı garantisi de var! Bu da yetmiyor, yargılanması ve hesap sorulabilirliği de, konulan yüksek çıta nedeniyle neredeyse mümkün olmayacak. Türkiye bu anayasa programıyla Batı’nın demokratik yönetimlerinden kopuyor. “Doğu Toplumu”nun ceberut kişisel yönetimlerine yaklaşıyor. 180 derece bir değişim yaşayacağız. Evet diktaya açık bir yapının tüm unsurları, öngörülen anayasa değişikliğinde var. Seçimi kazanma garantisi yok Peki 2019’daki “Başkanlık” seçiminde şimdiki Cumhurbaşkanı’nın kazanması garanti mi? Şüphesiz ki hayır. Önümüzdeki iki yıl Türkiye açısından çok zor geçecek. Dahası, bu iktidar ve RTE açısından en zorlu iki yıl olacak. 1) AKP’yi iktidara getiren ekonominin, iki yıl içinde bugünkü düzeyde bile istikrar kazanma olasılığı azalmaktadır. 2017 Türkiye’yi yoksullaştıracak, enflasyon zamları sökün edecek ve hayat zorlaşacak. Türkiye’nin teknolojik bakımdan düşük ekonomik yapısından kaynaklanan sorunlar büyüyecek. Nitekim geçen yıl ihraç ettiğimiz malların ortalama kg fiyatıdeğeri 1.41 TL’den 1.37 TL’ye düşmüş. İhracat da iki yıldır geriliyor. 300 milyar dolar borcu olan şirketler, şimdi de kur farkının altında eziliyor. Dolar yükseldikçe her gün 510 milyar dolar artıyor borçları. İflaslara kapı açılıyor. Fokurdayan bir ülkede zor 2) Kırılgan sadece ekonomi değil, başkanlık anayasasının da sürdürülebilir bir yapı oluşturmadığını görmek gerekir. Reislik anayasası, zayıf bir anayasadır. Kırılganlığı son derece yüksektir. Bu anayasa ile ülkede sürdürülebilir bir yönetim kurmak, Türkiye gibi fokur fokur kaynayan bir ülkede çok zordur. Ortak akılla zaten yönetilmeyen ve bundan sonra daha da otoriter tek akılla yönetilecek olan ülkenin, geçmiş demokrasi deneyiminin birikimi altında ezilmesi söz konusudur. Yeni anayasanın en kırılgan yönü, tamamen Recep Tayyip Erdoğan’a göre biçilmesidir. Diyelim ki RTE bir şekilde siyaset dışında kaldı. Diyelim ki RTE Türkiye’nin zor koşulları nedeniyle de başaramadı. Diyelim ki RTE, zor koşulları tek adamlığı ile geçemedi, ülke uçurumun kenarlarında dolaşıyor. Böyle durumlarda siyasetin ve anayasanın devre dışı kalma olasılığı yükselir. Tıpkı RTE’nin “Bu anayasa bana dar geliyor, bekleme odasına aldım” demesi gibi, birilerinin de bu kez “Bu anayasa ile ülke yönetilemiyor” demesini gerektirecek koşullar ortaya çıkabilir. Şimdi bir adım daha ileri gidiyorum ve Ahmet Taşgetiren’in önceki gün Star’da yazdıklarını gündeme getiriyorum: Meclis güçlendirilmeli, Başkan değil “Bu yetkileri CHP’nin seçtirdiği bir cumhurbaşkanı kullanacak dendiğinde Ak Parti tabanı, bunun nelere mal olacağını düşünür ve o yapıyı asla desteklemezdi. Benzeri bir şey, sadece seçimle gelen için değil, Türkiye’nin ne halleri var, 66 yılda 6 askeri müdahale yaşamışız, son müdahaleyi daha 15 Temmuz 2016’da defetmişiz, muhtemel ki Ak Parti, ‘CHP’li birisi seçilemez’ düşüncesinde olduğu gibi ‘Bundan sonra millet iradesi dışında bir müdahale de olmaz’ gibi garantili bir yaklaşım içindedir. Onun için ‘Evren gibi birisi iktidara el koyup, bugün Ak Parti’nin getirdiği Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullansa ne olur?’ diye sormayı yadırgıyor olabilir. Ama Allah korusun dünyanın ne halleri oluyor!” Taşgetiren uzağa bakıyor Taşgetiren, her şeye rağmen Türkiye bir askeri darbeye maruz kalabilir diyor ve başkanlık yetkilerinin tamamen bir askeri diktatörün de eline geçebileceği kaygısını dile getiriyor. Bu nedenle, yanına Ömer Dinçer’in düşüncesini de alarak, Meclis’i güçlü kılacak yollar aranmalı, diyor. Taşgetiren’e tamamen katılıyorum. Geçmiş deneyimlerden yola çıkarak şimdiye değil sonraya, iki adım öteye bakıyor. Kişiye göre biçilmiş bir anayasanın ileride böyle tehlikeleri de içinde barındırdığını görüyor. Benim kırılgan dediğim nokta. MHP de bu değişime destek vererek, demokrasiyi de satıyor! Ülkenin geleceğini de! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle