05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 10 Ocak 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ Taktik savaşları Anayasalar, amayasalar 31Aralık 2016 tarihli “Anayasa hükmünde kararname” yazımla ilgili olarak, anayasa hocası, eski Anayasa Mahkemesi üyesi Prof. Dr. Fazıl Sağlam’dan bir mesaj aldım. Değerli dostum şu hususu vurgulamaktaydı: “Temel hak ve özgürlükler için anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbir alma 1982 Anayasası’nın 15. maddesinin verdiği bir yetki. Böyle bir yetki önceki anayasalarda yoktu. Kısacası tipik bir 12 Eylül hukuku. Bunu tamamlayan başka bir kural OHAL KHK’lerini yargısal denetime kapayan 148. maddedir. Bu da 12 Eylül hukukunun tipik örneklerinden. Önceki anayasalarda yok. AKP bu iki maddeye dayanarak, KHK düzenini kurmuş, Anayasa Mahkemesi de, yeni kararıyla eski içtihadından dönerek AKP’nin güvenini boşa çıkarmamıştır.” Fazıl Sağlam, bugün uygulanmakta olan OHAL ve KHK’ler düzeninin temelinde 12 Eylül hukukunun payını vurgularken, çok iyi bir saptamada bulunuyor. Bugün yürürlükte olan ve anayasa değişikliğiyle tescil edilerek, güya anayasal güvenceye kavuşturulmak istenen tek adam sisteminin gelişmesini anlamak için, 12 Eylül rejimi ile Reis sisteminin sürekliliğini görmek gerekir. Şu anda TBMM Genel Kurulu’na inmiş olan metni, Kenan Evren’in bedenine uygun biçilmiş olan anayasanın, bu kez daha da zırhlara büründürüp geliştirerek Tayyip Bey’in bedenine uygun hale getirme çabasıdır. Girişim bir süre safındırlara 12 Eylül vesayetinden kurtulmak olarak yutturulmuştur. HHH Oysa Reislik sisteminin yasası, Kenan Evren’inkinden çok daha baskıcı ve totaliter bir metindir. Zaten bunların her ikisini de, çağdaş hukuk ve demokrasi açısından “anayasa” olarak kabul etmek mümkün değildir. Anayasalar, toplumlarda yönetilenlerin hak ve özgürlüklerinin alanını genişleten, bunları yönetenler karşısında güvenceye alan kurumlardır. Magna Carta’dan başlayarak tarih boyunca anayasal metinlere baktığınızda hep bu özelliği görürsünüz. Bizim tarihimizde de ilk anayasal metin olarak ister Senedi İttifak’ı, ister Tanzimatı kabul edin, her ikisinde de yine bu özelliği görürsünüz. Eğer anayasa olarak sunulan metin, yönetilenin hak ve özgürlükleriyle güvencelerinin alanını genişletmeyip, yönetene yeni baskı imkânları tanıyorsa gerçek anlamda anayasa değildir. Çağımızda bu gibi metinler, halkın onayına sunulurken kurnaz bir yöntem uygulanmakta, önce bütün temel hak ve özgürlükler sıralanmakta, bunların güvence altında olduğu söylenmekte, ancak ardından da eklenmektedir: “Ama şu şu özgürlükler, şu şu hallerde kamu yararı açsından kısıtlanabilir.” İşte özgürlükleri önce varmış gibi gösteren ardından da “ama” deyip “kamu yararını” ileri sürerek, istisnaları sıralayan metinlere anayasa değil, sık sık yinelenen ve artık istisna olmaktan çıkıp, ana kural haline gelmiş, “ama”lı istisnaları yüzünden “amayasa” diyoruz. Anayasa ile bu sütunda sıkça kullandığım “amayasa” tümüyle birbirlerine zıt kavramlardır. Anayasaların toplumsal mutabakatı ve demokratik meşruiyeti sağlamaları için belirli bir hazırlanma ve kabul süreçleri vardır. Amayasalar, bu süreçlere uyulsa bile demokratik meşruiyet kazanamazlar. HHH Durumu şöyle özetleyebiliriz: Eğer bir metin, topluma (yönetilenlere) kendi yürürlüğünden önceki döneme oranla daha fazla siyasi, ekonomik, hukuki hak ve güvence sağlıyorsa, çağdaş anlamda bir anayasadır, sağlamıyorsa değildir. Fazıl Sağlam bu olguyu şu şekilde dile getiriyor: “Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasa yoktur.” Prof. Sağlam, burada Kemal Gözler’in “Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa” makalesine atıfta bulunarak, kuvvetler ayrılığının ve doğallıkla yargı bağımsızlığının belirleyici öğe olduğunu söylüyor. Reis sisteminin temel yasası, bu hafta TBMM Genel Kurulu’na iniyor. Buraya kadar yaptığımız açıklamaların ışığında bize de artık söyleyecek tek şey kalıyor: Hadi bakalım, kolay gelsin! Canikli: Milletvekilleri istediği gibi oy kullanabilir Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, A Haber’e gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Anayasa oylamalarının gizli oyla yapıldığı ancak milletvekillerinin oyunu açık olarak kullanabileceğini söyleyen Canikli açık oylama yapılması durumunda değişikliğin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesinin eşyanın tabiatına aykırı olduğuna dikkat çekerek, “Bir milletvekilinin nasıl oy kullanacağına kendisi karar verir” ifadelerini kullandı. Canikli, CHP’nin görüşmelerin televizyondan yayınlanmasına yönelik talebi için de “Sağlıklı çalışma, televizyon yayını açıkken yapılamaz” dedi. l ANKARA AKP’nin Meclis’e sunduğu anayasa değişikliği teklifi üzerindeki görüşmeler tartışmalı başladı. CHP’nin ‘görüşmeler canlı yayımlansın’ talebi kabul edilmedi TBMM Genel Kurulu’nda, anayasa önerisinin görüşmeleri ‘taktik savaşları’yla başladı. CHP ve HDP, usul tartışması ve grup önerileriyle engelleme girişimi nedeniyle önerinin görüşmelerine geç saatlerde geçilebildi. CHP’nin, görüşmelerin TBMM TV’de naklen yayımlanması önerisi AKP tarafından reddedildi. CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, AKP’lilere “Bu Meclis’in çatısını bombalayan generaller ve pilotlar akıllarını birisine emanet etmişlerdi, kiralık akıl sahibiydiler. Siz aklınızı kimseye kiralamayın” dedi. HDP’li Meral Danış Beştaş, önerinin “Varlığım Cumhurbaşkanı’na armağan olsun anayasası” olduğunu vurguladı. Anayasa mesaisinin başladığı TBMM’de, dün sabah hareketli saatler yaşandı. CHP ve HDP kapalı grup toplantısı yaparken, AKP de Grup Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında oldu ğu bir grup milletvekiliyle değerlendirme yaptı. Genel Kurul, saat 14.00’te toplanmasına karşın anayasa önerisinin görüşmelerine 18.30’da geçilebildi. CHP ve HDP, sık sık usul tartışması açarak ve grup önerisi vererek görüşmelere gecilmesini geciktirdi. CHP’nin, TBMM TV’nin anayasa görüşmelerini canlı vermesi ve konuşma sürelerinin sınırlandırılmamasına ilişkin önerileri AKP tarafından reddedildi. CHP’nin, önerinin anayasanın ilk 3 maddesine aykırı olduğu ve geri çekilmesi yönündeki önerisi kabul edilmedi. ‘Şahıs meselesi değildir’ Hükümet adına konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, anayasa değişikliğinin şahıs meselesi değil Türkiye meselesi olduğunu savunarak, OHAL döneminde anayasa değişikliğinin görüşülemeyeceği eleştirilerine “Bu Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği yıllar da 1921 Anayasası’nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur. O gün hiç kimse çıkıp da ‘Savaş var, anayasayı sonra yapalım’ dememiştir” görüşünü ifade etti. Rejim değil, hükümet sistemi değişikliği yapıldığını kaydeden Bozdağ, “Türkiye’de 1923’te Cumhuriyet devlet şekli olarak kabul ve ilan edilmiştir. Bugüne kadar Cumhuriyet üzerinde herhangi bir tartışma yoktur” diye konuştu. Bozdağ, bir rejim değişikliğinden söz edilmesi durumunda Cumhuriyet’in niteliklerini değiştiren bir düzenlemenin olması gerektiğini belirterek, “Anayasa’nın ilk dört maddesinde teklifin içerisinde bir dolaylı, ima yoluyla veya doğrudan bir değişiklik yoktur” dedi. ‘Atatürk anayasası!’ Bozdağ’ın “Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk, partili mi partili, milletvekili mi milletvekili, Cumhurbaşkanı mı Cumhurbaşkanı, ne oldu tarafsızlı ğına halel mi geldi? İsmet İnönü de aynı şekilde hem genel başkan hem Cumhurbaşkanı. Bizim yaptığımız Atatürk anayasalarına dönmektir. 19211924 anayasalarına dönmektir. Aynı şeyi yapıyoruz çok net” sözleri tartışma yarattı. CHP’li milletvekilleri, sıra kapaklarına vurarak ve ‘yuh’ çekerek Bozdağ’a tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, İsmet İnönü’nün 70 yıl önce demokrasi dersi vererek Cumhurbaşkanlığı ile parti genel başkanlığını ayırdığını vurgulayarak “70 yıl sonraki AKP’ye ve Bozdağ’a bak” diye konuştu. ‘Kaos ve iç savaş çıkar’ CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise, “Siz şimdi devlet partisi inşa ediyorsunuz. Bu ülkede devlet partisi inşa edilirse önce kaos, sonra iç savaş çıkar” dedi. Altay’ın sözlerine AKP’liler sıra kapaklarına vurarak ve yuh sesleriyle tepki gösterdi. DENİZ BAYKAL: Aklınızı kimseye kiralamayın CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da izlediği görüşmelerde eski Genel Başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal partisi adına konuşma yaptı. ‘Varlığım Cumhurbaşkanına armağan olsun anayasası’ HDP grubu adına konuşan Meral Danış Beştaş, tutuklu eşbaşkan ve vekillerin fotoğraflarının yer aldığı afişi konuşması boyunca kürsüye koydu. Beştaş, bu kadar önemli bir görüşme yapılırken Meclis’te canlı yayın olmamasının ciddi bir problem olduğunu belirterek, “80 milyon yurttaştan kaçırılan tartışması bilinçli bir şekilde izletilmiyor” diye konuştu. Türkiye’nin bir darbe pratiğiyle yönetilmeye çalışıldığını kaydeden Beştaş, “Birilerinin dayattığı gizli anlaşmayla oluşturdukları ittifak sonucu önümüze bir ana yasa değişikliği getirildi. Ne alındı ne verildi kimse bilmiyor” diye konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemine “ihanet teklifi” dediğini anımsatan Beştaş, “Bu ihanet teklifinde ne değişti? Bunu halka açıklayın” dedi. Anayasada yapılmak istenen değişiklikle anayasanın “Varlığım Cumhurbaşkanına armağan olsun anayasasına” dönüşeceğini ifade eden Beştaş, “Parlamento kendi üyelerini cezaevinde tutarak bu görüşmelere katılmasını engelliyor. Bu tümüyle arkadan vurmaktır” diye konuştu. Meclis’in tarihi sınavı Genel Kurul’da dün ‘evet’ ve ‘hayır’ tarafları yoğun kulis yaptı Türkiye’nin “kader oylaması” olarak da nitelendirilebile 15 Temmuz’da Meclis’i bombalayan FETÖ pilotlarını anımsa cek “başkanlık sistemi”ni içeren tıp, “Onlar akıllarını birine kira Anayasa değişikliğinin TBMM ya vermişti, ama sizler aklınızı Genel Kurul maratonu dün başla birilerine kiraya vermeyin” me masına başladı. Ancak, muhalefetin tüm itirazlarına karşın Mec AYŞE SAYIN sajı verdi. İkinci önemli uyarısını “egemenlik” konusunda ya lis TV “kapalı devre” yayın ya pan Baykal, “Cumhuriyetin Dol pınca, yurttaşlar tartışmaları, TV ka mabahçe Sarayı’ndan alıp TBMM’ye nallarının “takdir ettiği” kadarıyla iz verdiği egemenliğin, şimdi TBMM’den leyebildi. Görüşmelere damgasını vu alınıp Beştepe’deki Saray’a verilmek ran ise iktidar milletvekillerine “akıl istendiği”ne dikkat çekti. larını kiraya vermemeleri”ni öğütle n AKPMHP’den oluşan “evet” cephe yen CHP Antalya Milletvekili Deniz sinde “referandum” hesapları yapılır Baykal’ın konuşmasıydı. ken, CHP kanadında firenin yüksek ola Meclis kulislerinde anayasa değişik cağı ve başkanlık paketinin 330’u geçe liği ile ilgili yapılan değerlendirmeler meyeceği görüşü egemen. CHP’yi bu ko ve izlenimler şöyle: nuda umutlandıran en önemli neden ise n Genel kuruldaki ilk gün görüşmele MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “Bir tek rinde sonuçlara etki edecek bir oylama oyum var” diyerek, grup kararı alınama yapılmadığı için, evet ve hayır cephesi yacağı yönündeki açıklaması. Sadece ta nin fotoğrafı henüz netleşmiş değil. banın değil, yönetici düzeyindeki birçok n Görüşmelerine geçildiğinde ise ilk MHP milletvekilinin “başkanlığı” içine sözü, günlerdir konuşması üzerine çalı sindiremediğini savunan CHP’liler, özel şan CHP Antalya Milletvekili Deniz Bay bir önlem alınmadığı takdirde MHP’den kal aldı. CHP’nin Baykal tercihinde “1 firenin yüksek olacağını savunuyor. Mart tezkeresi” sürecinde iktidar partili n Kulislerde kuşkusuz en çok merak vekilleri de etkileyen konuşması ve par edilen ise AKP’nin fireleri... AKP yöne tinin “başkanlık” anayasası konusunda timi, başkanlığı “garantiye” almak için “tek yürek” olacağı mesajı verilmek is “açık oylama” önerisini bile getirme tenmesi etkin oldu. Baykal, AKP’lilere, si 330’a oya ulaşmanın “çantada kek lik olmadığını” yorumlarına yol açtı. Başbakan Binali Yıldırım’ın, anayasanın geneli üzerinde bizzat kendisinin konuşma kararı alması, iktidar kanadında, başkanlık oylamasının ne kadar “yaşamsal” olduğu mesajı olarak değerlendirilirken, muhalefet cephesinde “fire alarmı” olarak algılandı. n AKP içinde çok sayıda milletvekillinin hem içerik, hem de “alelacele” hazırlanması nedeniyle rahatsızlığı biliniyor. Parti yönetiminin “pul toplama, adam adama markaj, açık oya zorlama” taktikleri ile fireleri önleyeceği hesabı yapılırken, parti içinde “herşeyi göze alıp“, “hayır” oyu kullanacak vekil sayısının 510 arası olduğu ifade ediliyor. n Hesaplarını anayasa değişikliğinin Meclis’te reddedilmesi üzerine kuran CHP, referanduma gitse de bu değişikliğin geçmeyeceği görüşünde. Örneğin CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, 2010’da Anayasa referandumunda “PKK’nin eylemsizlik kararı, yetmez ama evetçilerin desteği, FETÖ’nün ‘mezardakiler bile oy kullansın’ çağrılarına rağmen değişikliğin ancak yüzde 58’le referandumda kabul edildiğine dikkat çekip, bugün ise destek cephesinin son derece sınırlı olduğuna işaret ediyor. l ANKARA CHP adına eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal konuştu. Teklifi “proje” olarak nitelendiren ve tasarıdan halkın habersiz olduğunu söyleyen Baykal, “Böylesine önemli bir konuyu konuşurken Meclis TV’nin kapatılması milletin haber alma hakkına müdahale anlamına gelmez mi? Bu, sizin, teklifinize güvenemediğinizi gösterir. Bırakın millet gerçekleri öğrensin” dedi. Kurnaz tüccar göndermesi Son altı ayda, 17 saldırıda 214 kişinin hayatını kaybettiğini, Suriye’de 47 askerin şehit düştüğünü, ekonominin alarm verdiğini söyleyen Baykal, “Allah aşkına, bu ortamda, OHAL rejimi altında bu Anayasa değişikliğini, referandum yapma düşüncesini nasıl oluyor da aklınızdan geçirebiliyorsunuz? Bu bana bir kargaşa ortamında ayıplı malını pazarlamaya çalışan kurnaz bir tüccarı hatırlatıyor” diye konuştu. Yüzde 51’le bir Cumhurbaşkanı seçileceğini, bu Cumhurbaşkanının milletin yüzde 100’ünü temsil eden organın temel yetkilerini alacağını belirterek, “Denetlemeyi tümüyle ortadan kaldıracak, yargıyı alacak ve yeni bir anlayışla bir devlet mekanizması ortaya çıkacak. Demokratik bir ülkede bunun bir benzeri var mı Allah aşkına?” diye sordu. Cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini edeceğini dile getiren Baykal, “Ya, kimi aldatıyoruz? Aynı kişi Cumhurbaşkanı Köşkü’nde tarafsız olacak, parti genel merkezinde AKP’li olacak, Başbakanlıkta Başbakanlık yapacak. Bu parti devleti oluşturmak demektir” dedi. Cumhurbaşkanının, Meclisi tek başına gerekçesiz fesih yetkisine sahip olduğuna dikkat çeken Baykal, “Esad, Meclisi gerekçesiz feshedemez; üstelik gösterdiği gerekçeyi de bir başka defa kullanamayacak. Biz hiç gerekçe bile göstermeden feshedeceğiz. Kim, kimi feshediyor? Yüzde 50, yüzde 100’ü feshediyor arkadaşlar” dedi. Cumhurbaşkanının çıkaracağı kararnameyle Anayasa’yı değiştirme imkânı bulunduğunu ve yapılan oy hesapları yüzünden denetlenemediğini belirten Baykal, “Anayasa’yı değiştirme yetkisini veriyoruz, farkında mısınız Allah aşkına?” diye konuştu. ‘Altında anayasa krizi yok’ Başbakan Yıldırım’ın “Biz bunu istikrarı sağlamak için yapıyoruz” sözlerine karşılık, “Türkiye’de istikrar sağlamaya ihtiyaç mı var? On beş yıldır işbaşındasınız. Bunun altında bir anayasal kriz yoktur bu, sadece iktidarın yanlış politikalarındandır” dedi. Baykal, “Buna izin verirseniz Türkiye büyük sıkıntıların içine girer. Eğer reddedilirse Türkiye’nin önünde büyük ufuk açılacağına ben inanıyorum” diye konuştu. Baykal AKP sıralarına dönerek, “Türkiye çok rahatlayacaktır, siz rahatlayacaksınız, yani siz kimliğinizi kazanacaksınız. Biz Dolmabahçe Sarayından egemenliği Ankara’ya Meclise getirdik, şimdi siz Ankara’da Meclisteki egemenliği götürüp Beştepe’deki saraya emanet ediyorsunuz. Bu Meclisin çatısını bombalayan generaller ve pilotlar akıllarını birisine emanet etmişlerdi. Siz aklınızı kimseye emanet etmeyin. Siz aklınızı kimseye kiralamayın” diye seslendi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle