15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 8 Ağustos 2016 haber Tarihi buluşma eksik kaldı10 11EDİTÖR: ASLAN YILDIZ/SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Erdoğan 4 Kılıçdaroğlu 0 Cumhuriyet ciddi bir gazete olmasaydı, ben de mecburen “ciddi bir gazeteci”ymişim gibi yazmak zorunda olmasaydım sizlere Yenikapı Mitingi’nden ciddi izlenimler yazmaktan vazgeçer ve Darbeye karşı çıkan milyonlarca yurttaş HDP’nin davet edilmediği Yenikapı’daki ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde buluştu 15Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından 3 siyasi parti lideri Yenikapı’daki “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde bir araya geldi. İstanbul Yenikapı ile birlikte 81 ilde şehir merkezlerinde eş zamanlı mitingler düzenledi. Yenikapı ve 81 ildeki katılım ile ‘Herkes Ders çıkarsın’CHP12MLMİDAAENDRİFİDNEESDLTEİKON “Miting alanına nasıl girdik ve miting alanından nasıl çıktık” başlığı altında keyifli bir Tırmık yazardım. Alana, akan insan selleri arasında saatte 50 metre hızla girip, akşama doğru yine insan selleri arasında, saatte bu kez 40 metre hızla çıkışımız sahiden de anlatmaya değerdi. O hızla giderken tesettürlü tesettürsüz, şapkalı, kepli, bereli, namaz takkeli, sakallı, sakalsız halkımızın söylediklerini (ki çoğunu not ettim) aktarsam sizler de keyiflenirdiniz. HHH Miting öncesinde katılma kararını açıklayan Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a da iletildiği belirtilen “katılma koşullarını” herhalde hatırlıyorsunuz. Mesela “Sadece Atatürk portresi asılacak” koşulunu. Alandaki dev boyutlu sahnenin iki yanında yine dev boyutlu ikişer portre asılıydı. Biri Mustafa Kemal Atatürk, öteki Recep Tayyip Erdoğan. Yani maç (miting demek istedim) daha başlamadan skor tabelasında Erdoğan 1 Kılıçdaroğlu 0 yazıyordu. Mitingde liderler arasında eşit temsil koşulu da vardı. Miting sahnesinde sunuculuk, çoşturuculuk, amigoluk görevini üstlenen bir zat, Kılıçdaroğlu’nu tek cümle ile selamladı: “CHP’nin sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”. Son olarak sahne alan Cumhurbaşkanı Erdoğan içinse “Cumhurun başkanı”ndan başladı, “Başkomutanımız”la devam etti ve notlarıma göre tam 12 abartılı övgü cümlesi sıraladıktan sonra “Recep Tayyip Erdoğaaaaan” diye naralandı. Eşit temsil koşulu da bu sonuçla noktalandı: Erdoğan 2 Kılıçdaroğlu 0. Hatırlarsınız, süreleri eşit beş konuşmacı ilan edilmişti: MHP, CHP, AKP genel başkanları, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı... Darbe girişiminde basiretiyle, komutası altında birliklere hâkimiyetiyle her türlü övgüyü hak eden(!) Genelkurmay Başkanı Akar da devreye sokuluverdi ve Kılıçdaroğlu’ndan sonra o da kürsüde boy gösterdi. Maçın skoru yine değişti: 30. Protokol tribününde oturanlara baktık. En uçta Bahçeli ile Kılıçdaroğlu, sonra AKP’nin anlı şanlı liderleri. Ben değil, bir TV gazetecisi meslektaş söyledi; ayıpsa suç onundur. “Abi, bu iş gazinoya döndü. Assolist Erdoğan. Assolist altları İsmail Kahraman ile Binali Yıldırım. Üçüncü assolist altı olarak bir de Hulusi Akar. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli de ekibin uvertür sanatçıları oldu...” İtiraz edemedim. Yani 40. HHH Not 1: Bu yazının başlığını önce “AKP 4 CHP 0” koymuştum. İçim elvermedi. Pek çok CHP’linin bunu hak etmediğini düşündüm. Dost acı söyler. Kılıçdaroğlu ya da onu mitinge bu koşullarda katılmaya ikna eden kurmayları bu Tırmık’ın başlığını ne yazık ki hak ettiler... Besbelli ki Yenikapı Mitingi bir “AKP show”u olarak tasarlanmıştı ve öyle de oldu. Not 2: Mitingde somutlanan siyasal tercihler çok ilginç bir tartışmaya ebelik etti ve edecek: Milliyetçilik, ümmetçilik’i ezip geçmiş, en azından gölgelemiş gibi. Ama bu yakıcı konu bir başka Tırmık’ın konusu olacak... birlikte meydanlara inen yurttaşların sayısı milyonları aştı. Yenikapı’daki mitinge, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları, 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu birlikte katıldı. Miting Gülen’in ikamet ettiği ABD Pensilvanya’da da barkovizyon ile ekranlara yansıtıldı. Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’den 96 yıl sonra Yenikapı’dan aynı soruyu sizlere soruyorum. Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin? Mesele bu. Bu millete kimse bu esareti asla getiremeyecektir” sorusunu yöneltti. Yenikapı Miting Alanı’nda düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” için dün sabah saatlerinden itibaren milyonlarca yurttaş Yenikapı Meydanı’na akın etti. Erdoğan, konuşmasında darbe girişimine karşı, tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak her kökenden insanın demokrasiye sahip çıktığını vurguladı. ‘İdam kararını onarım’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, idama ilişkin ise şu görüşleri yineledi: “Şu anda, siyasi partilerimizin genel başkanları burada. Sizin zaten talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek olan merci, TBMM’dir. Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra, atılacak adım bellidir. Onamaksa, Meclis’ten gelen böyle bir kararı, ben peşinen ifade ediyorum, onarım. Bu millet, egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, eğer böyle bir kararı veriyorsa öyle zannediyorum ki siyasi partiler de bu karara uyacaktır.” Askeri liselerin kapatılması Askeri liselerin kapatılmasına ilişkin de Erdoğan “Bazı eski askerler bunu yanlış olduğunu söylediler. Ben de buradan söylüyorum, işte oradan yetişmiş olan tek tip Fetocular bu olayı yaptılar. Biz de diyoruz ki harp okullarımız duracak. Tüm liselerden yetişenler gelsin buraya girsinler” diye yanıt verdi. Birlik ve beraberlik ruhunun en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “15 Temmuz ruhunu bir milat haline dönüştürmeliyiz” çağrısı yaptı. ‘Davalar yeni baştan’ Erdoğan, şöyle devam etti: “Yakın tarihin kafalarda soru işareti oluşturan tüm konularının masaya yatırarak eksiklerini ortaya koymalıyız. Davaları yeni baştan incelemeliyiz. Şaibeli tüm sınavları tüm işlemleri gözden geçirmeliyiz. Bu örgütün dizayn etmek istediği medyayı, iş dünyasını kendi doğal haline oturtmalıyız. 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ mensuplarının bir ihanet hareketidir. Bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir. Ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı bin yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Bundan böyle altımızda kimler var hangi birimde kim var inceleyeceğiz. Yargıda kim var inceleyeceğiz. Kapıya koyacağız cezaevi ise cezaevine koyacağız.” HABER VE FOTOĞRAFLAR: ALİ AÇAR, KAAN SAĞANAK, CAN EROK Akar kürsüye çıktıclEgmeerürodğninkoiünriğnaisassoçniöan,nryadöşleeaebmdreeitb.a “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne 4 milyon kişi katıldı. protokolü bozdu Önceden açıklanan programda yer almayan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar sürpriz olarak sahneye çıkarak kitleye seslendi. Mitingde devlet protokolü uygulanacağı açıklanmıştı. Daha önceden duyurulan programa göre sırasıyla MHP lideri Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Yıldırım, TBMM Başkanı Kahraman ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşacaktı. Ancak Akar’ın sürpriz bir şekilde konuşması devlet protokolünü de bozuldu. Devlet protokolüne siyasi parti liderlerinden önce kürsüye çıkması gereken Akar, Kılıçdaroğlu’ndan sonra konuştu. ‘Kara leke sürdüler’ Akar’ın konuşması sık sık “En büyük asker, bizim asker” sloganıyla kesildi. Akar, “15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK’ye sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain, Fetullahçı terör örgütü tarihimizde görülmemiş bir şekilde va Cübbeli Ahmet Hoca ile Akar mitingde el sıkıştı. tanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve bu rezaleti yaşatmış ve TSK’nin şanlı şerefli geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir” ifadelerini kullandı. Akar“TSK’de yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin, FETÖ’nün darbe girişiminin TSK’nin vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarının kesinlikle hiçbir alakası yoktur” dedi. Muhalefet fotoğrafta yok Yenikapı’daki mitingde son dakika programa dahil olan bazı değişiklikler, muhalefet liderleri için de sürpriz oldu. Miting programında olmayan Genelkurmay Başkanı Akar’ın kitleye hitabı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Emine Erdoğan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Akar’ın yer aldığı kareden, muhalefet liderlerinin haberinin olmaması dikkat çekti. Edinilen bilgiye göre, Kılıçdaroğlu mi tingin sonunu beklemeden uçağına yetişmek üzere alandan erken ayrıldı. Öte yandan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye, ne Akar’ın konuşacağına ne de miting sonunda sahneden verilen kareye ilişkin bir bilgi verildiği öğrenildi. Yenikapı notları n Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan helikopter, saat 17.10’da miting alanına iniş yaptı. Erdoğan’a eşi Emine, oğlu Bilal Erdoğan, kızı Sümeyye Bayraktar, damadı Selçuk Bayraktar eşlik etti. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez aynı aynı anda giriş yaptı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu THY’ye ait ait uçakla, MHP lideri Devlet Bahçeli ise kara yoluyla Ankara’dan mitinge geldi. n Saat 16.45 sıralarında sahneden kurulan sinevizyonda darbe günü yaşamını yitirenlerin görüntülerinin yer aldığı gösterim yapıldı. nMiting alanında Kılıçdaroğlu’nun ismi anons edildiğinde bir grubun tepki gösterdiği görüldü. Kürsüden yapılan uyarıların ardından Kılıçdaroğlu’nun ismi tekrar anons edildi ve bu kez alandan alkış yükseldi. Beğenilen tweet E#lnirdtıdeepokrağlmyealrianllleşe’ımntytaatewnskıiyybtüatüenryearükhok‘elhabsaneasğbfhoeıtntandogiağa’inylrdaleıf.ın Erdoğan’ın eski başdanışmanı Cü neyd Zapsu, eski başbakanlardan Tansu Çiller’in de mitinge katıldığı görüldü. n Elinde Türk Bayrağı olan bir yurttaşın yüzerek Yenikapı’daki miting alanına doğru geldiği görüldü. n Yenikapı açıklarında güvenlik gerekçesiyle üzerinde askeri helikopter de bulunan savaş gemisi hazır bekletildi. Mitingte 15 bin polis görev yaptı. n Miting alanına ulaşım için 7 bin otobüs, 203 tekne, 10 vapur hizmet verdi. Yaklaşık 500 sanatçı da mitinge vapurla geldi. Mitinge katılan nlüler arasında Halit Ergenç ve eşi Bergüzar Korel, İbrahim Tatlıses, oğlu İdo Tatlıses, Orhan Gencebay ve eşi Sevim Emre, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Milli Takımlar Tekni k Direktörü Fatih Terim, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ve eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül gibi isimler de vardı. n Bazı AKP ve CHP vekiller ile FİBA Başkanı Turgay Demirel, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’in bulunduğu grup, kapasite aşıldığı gerekçesi ile B protolüne yönlendirildi. Birçok isim B protokolü kapısında bekletilirken Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek ve Beyaz Tv futbol yorumcusu Sinan Engin’in içeri alınması tepkiye neden oldu. n 2.5 milyon bayrak, 3 milyon şap CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer bu uzlaşma kültürünü daha ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız. Neden ve niçin bu noktaya geldik? Ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım. Ben dahil, bütün siyasi parti genel başkanlarının yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım” dedi. Kılıçdaroğlu, yeni dönem için 12 maddelik bir manifesto açıkladı. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’un Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimi olduğunu söyledi. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye’nin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu “Eğer biz bu gücü bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, çıkarılması gereken dersleri ise 112 maddede şöyle özetledi: Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Buralara siyaset girerse toplumu böleriz. Soy 2lu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Siyasette özeleştiri yapmak, geçmişi iyi tahlil etmemiz gerekiyor. Tarihin tekerrürünü değil, 3tarihi tekerrür ettirmemeliyiz. Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Bu bizim tarikattan cemaatten partiden değil, kim o işi iyi yapıyorsa ona teslim etmek gibi bir geleneği baş 4latmak zorundayız. Her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 temmuz darbe girişimi demokrasinin bize ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Halk direnme gücünü kullanarak, canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Siz bir tarih yazdınız. Sadece darbe değil demokrasi üzerinde tüm vesayetleri reddetmeliyiz. Ne darbe ne dikta yaşasın tam 5demokrasi diyoruz. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyeti kurarken 1921’de bir anayasa yaptılar. Birinci maddesi şudur “hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” Hâkimiyet milletindir değil, ka 6yıtsız şartsız milletindir diyor. Parlamenter sistemimizi güçlendirmek zorundayız. Ve 15 temmuz akşamı TBMM dik durarak onurlu durarak bombalar yağarken kurşunlar sıkılırken parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş Savaşı’nı nasıl yönettiyse, bir darbeyi de aynı 7anlayışla püskürttü. Medyanın özgürlüğü.. 15 Temmuz akşamı bağımsız medya olmasaydı, belki hiç kimse sokaklara çıkmayacaktı. O medya olayları verdi, vatandaşlar sokağa davet edildi. O medya bütün bu görüntüleri verdi. Program öncesinde Erdoğan, Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Kahraman ve MHP lideri Bahçeli bir araya geldi 8Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı.. FETÖ terör örgütü devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F tipi örgütlenme diyorduk, şimdi Fethullah Gülen terör örgütü diye tanımlanıyor. Eğer bir hakim Pensilvanya’dan aldığı kararla karar veriyorsa o hâkim 9hâkim değildir. Laikliğin ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz gösterdi. Dini inancımızı kullanarak her türlü yasa dışı içinde olanlar milleti nasıl kandırdılar hep beraber gördük. Laiklik herkesin istediği gibi inanması ve ibadet etmesi demektir. Bütün siyasi partilerin bu konu 10da daha dikkatli olması gerekir. Demokrasinin güçlenmesi için sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız irfanı hür yetişmeli, vicdanı fikri hür yetişmeli çocuklarımız. Çocuklarımız birilerinden talimat alıp onun gereğini yap 11mamalı. FETÖ terör örgütünün geçmişte balyoz davası dediler, Ergenekon, casusluk davası dediler. Pek çok subayımızı hapse attılar. Şimdi onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. O zaman buradan çağrı yapıyorum. Bütün siyasi liderlere, Türkiye’ye. Geçmişin mağdurlarına haklarını iade ede 12lim, itibarlarını iade edelim. Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. İçimizdeki bir tek kişinin bile emeği eseri zamanı ziyan olduğunda bu Türkiye’nin ortak kaybıdır. Yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukuk diyoruz, adalet diyoruz. Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Adalet mülkün temelidir, devletin temelidir. Yol haritamızı açıkladım, eksiği olabilir, fazlası olabilir. Ama Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin görevi. Yenikapı’daki mitinge katılan yurttaşlar ilginç pankartlar taşıdı. Bahçeli: Kutuplaşmayı bıçak gibi kesmeliyiz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yenikapı’daki konuşmada Fethullah Gülen’i sert bir dille eleştirerek “Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları, bu defa Türk askeri kılığına girdiler, milletin silahını yine millete çevirdiler, milletin imkanlarını kullanarak yine millete öldürücü darbe vurmak istediler. Âlim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya’dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle cinayet örgütüne Türkiye’ye ‘vur’ emri verdi. İblis’e ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda, ihanetle, Türk ve Türkiye düşmanlığıyla doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekor kırdı” dedi. “Yeni bir sayfa açalım, geleceğin haritasını çizelim” vurgusu yapan Bahçeli, “Türk askeri topyekün darbeci gösterilmemelidir. Bu sisli ortamda mazlum vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz” dedi. Bahçeli “Bu topraklarda yeni bir fetret devrine izin vermeyeceğiz” dedi. ‘İslam kıyamete kadar bu topraklarda yaşayacak’ TBMM Başkanı İsmail Kahraman ““Sizler, beyaz elbisesiyle 1071’de Malazgirt’te 200 bin kişilik Bizans ordusunun karşısına çıkarken ‘Ey askerler, eğer şehit olursam beyaz elbise benim kefenim olur’ diyen Tufan Alparslan’ın torunlarısınız. 10 asır önce Anadolu’ya gelen İslam kıyamete kadar bu topraklarda ya şayacaktır. Sizler, İslam’ı yok etmek için seferlere çıkan Haçlı ordularını yok edenlerin torunlarısınız” dedi. Dünyada gazi unvanı olan tek parlamento TBBM’dir. Meczuplar, milletin kalbini Meclis’i bombaladı. Meclis, ikinci kez gazilik payesini hak etti. Demokrasi kazandı. Darbeler tarihi sona ermiştir” ifadelerini kullandı. ‘Bu birlikteliği bozmayacağız’ Diyarbakır Yenikapı Meydanı mahzun İZLENİM İstanbul Yenikapı Meydanı dün bir ilke sahne oldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde milli bayramlar ve şehit cenazeleri hariç biraya gelmeyen “Cumhurun başı” ve tüm siyasi parti liderleri bir eksikle de olsa birlikte halkın karşısına çıktılar. Bu anlamlı fotoğraf karesinde bir tek HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yoktu. Kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı, Başbakan, milyonlar kendilerini yok sayılmış, dışlanmış hissetmediler mi? İstanbul Yenikapı Meydanı’ndan bir ilke daha imza atıp “Önümüzdeki haftasonu da Diyarbakır Yenikapı Meydanı’nda miting yapacağız” demiş olsalardı, 15 Temmuz’da açılan beyaz sayfalara bir yenisi eklenmiş olacaktı. Hayal bu ya, Nãzım Hikmet’ten dizeler okuyan Başbakan, bir de Ahmed Cumhurbaşkanı HDP’nin çağrılmayışını “terör örgütü nü kınasın biz de davet ede lim” diyerek açıkladı. Ama unuttuğu bugün terör örgütü olarak hep birlikte ilan ettiğimiz FETÖ için bir iki yıl önce Mİlkinyuasre kendisini böyle bir kınama yı yapmış mıydı? Sonrasında çıkıp “kan Cumhurbaşkanı ve liderler gelmeden önce mehter alayı ve Ali Osmanlı alayı mehter marşı ilahiler söyledi. Bari bir de dengelemek için askeri bando olsaydı. Arkasından bir müezzin ilahi ve sela okudu. Müezzinin ardından da Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez dua okudu. Mitingin adı “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde bütün semboller ve konuşmalar diniydi. Milli olan tek şey ay yıldızlı bayraklardı. Miting milli değil dini bir mitingdi. Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni çağrıştıracak tek bir sembol yoktu. ka dağıtıldı. Alanın çeşitli noktalarına 5 milyon şişe su bırakıldı. n TSK Mehteran Birliği ve TSK Tarihi Osmanlı Bölüğü gösteri sundu. Mehteran takımı demokrasi şehitlerinin sayısına atıfla 240 kişiden oluştu. n Yenikapı miting alanında yalnızca Türk bayrağı bulunurken, siyasi partilerin bayraklarına izin verilmedi. Darbe kurbanlarının fotoğrafları metroda Başbakan, siyasetteki tarihi tabloyu gözleri gibi koruyacaklarını söyledi Yenikapı’daki mitingde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, birlik beraberlik vurgusu yaptı “Siyasette meydana gelen bu birlikteliği bozmayacağız. Uzlaşmayı, işbirliğini daha da güçlendireceğiz” mesajı verdi. Başbakan, Fethullah Gülen’in ve Türk arasındaki bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız. İnşallah TürkKürt, Alevi sünni arasındaki muhabbeti daha da geliştireceğiz. Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimiz arasından çıkaracağız. Mersin’de CHP’liler alanı terk etti İstanbul Yenikapı’yla eş zamanlı olarak 80 ilde “Demokrasi Nöbeti”ne destek vermek isteyen yurttaşlar meydanlarda toplandı. Ankara’dankara Kızılay Demokrasi Meydanı’nda İzmir’de Konak ve siyasi parti liderlerinden bir tek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu eksikliğe vurgu yaptı. Oysa “Gazi Meclisin Başkanı” Arif’ten “Öyle yıkma kendini/Öyle mahzun/ öyle garip...” dizeleriyle seslenseydi Kürt vatandaşlara ve Kılıçdaroğlu gibi o da dırıldık” deyip çıkıverdi işin içinden. Yarın HDP’nin de kendisi gibi “kandırıldık” demeyeceği ne malum? Türk bayrağı dışında, Afganistan, Filistin, Türkmenistan, Azerbaycan, BosnaHersek bayrakları vardı. Bir de Oğuzların Kayı Boyu Türkiye’ye gelip hesap vereceğini söyledi. Yıldırım’ın konuşmasında Nâzım Hikmet, Ahmed Arif ‘eİntmtikeaymeclaeğhiaz’reket Meydanı’nda onbinler toplandı. AKP, CHP ve MHP’lilerinde katıldığı etkinliklerde birlik beraberlik olarak meydanda anons edilen TBMM Başkanı İsmail Kahraman 15 Temmuz akşamı bütün partilere mensup milletvekillerini o gece meclis çatısı altına çağırmıştı. O çağrıya AKP, CHP ve MHP’’i milletvekilleri gibi HDP milletvekilleri de darbeye karşı çıkma görevini yerine getirmek için koşa koşa gelmişlerdi meclise. Ancak darbe tehlikesi savuşturulduktan sonra ne Beştepe Sarayı’na çağrıldılar ne de Yenikapı Meydanı’na. Bu durumda Güneydoğu’da yaşayan ve HDP’ye oy veren HDP’nin davet edilmeyişinin eksikliğinden dem vursaydı asıl o milli birlikten söz etmek anlamlı olurdu. Diyarbakır Yenikapı Meydanı kültür ve inanç birlikteliğini asırlar öncesinden sağlamış halbuki. Bir yanında Şeyh Mattar Camii, biraz ilerisinde Surp Grigor Ermeni Kilisesi, yanıbaşında Mor Petyum Keldani Kilisesi ve adını bilmediğim bir sinagog. Asırlar önce sağlanan bu birliği bugün de sağlamak o kadar zor olmasa gerek. Mitinge saatler öncesinden gittiğimizde alan tıka basa doluydu. Bir o kadar insan da yollarda ya gidiyor ya da sıcaktan bunalmış çıkıyordu. Ancak dünkü miting, 15 Temmuz gecesi Boğaz Köprüsü’nde katledilen fakülteden arkadaşım Erol Olçok’un düzenlediklerinin hayli gerisindeydi. Giriş ve çıkışlar için yollar ayrılmamış, girenlerle çıkanlar orta alanda sıkışıp kalmıştı. Hac’daki tünel faciasının bir benzeri dün yaşanmadıysa yatıp kalkıp şükredelim. ve Özgür Suriye Ordusu bayraklarına rastladık. Oğuzların Kayı Boyu damgasını taşıyan bayraklar son günlerin modası galiba. Her mitingde çok sayıda Oğuz bayrağına rastlamamak mümkün değil. Liderler alana gelmeden önce adları anons edildi. Kılıçdaroğlu’nu bir grup yuhaladı ama sunucunun müdahalesiyle çabuk kesildi. Eh yıllarca süren kutuplaştırma politikası nedeniyle ezberler bir günde terk edilmiyor. Yenikapı metro istasyonu, darbe girişimi sırasında yaşamını yitiren yurttaşların fotoğraflarıyla donatıldı. Mitinge katılanların büyük ilgi gösterdiği fotoğraflarda şehitlerin isimlerinin yanı sıra nasıl şehit düştüklerinin anlatıldığı metinler de yer aldı. İstasyonda darbe gecesi çekilen fotoğraflardan oluşan sergi açıldı. ve Necip Fazıl’ın şiirWlerinden bölümler okuması dikkat çekti. Yıldırım, 15 Temmuz’un ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyledi. Yıldırım, siyasette meydana gelen birleştirici tabloyu bozmayacaklarını belirterek, özetle şunları kaydetti: “Uzlaşmayı, işbirliğini daha da güçlendireceğiz. Kürt ile Türk ile bunların arasına girenler işte bu hainlerdi. Kürt Hangi mezhepten olursa olsun bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Bu tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız, intikam duygusu ile değil adaletle, hukukla hareket edeceğiz. Demokrasiden taviz vermeyeceğiz, özgürlüklerimizi daha da geliştireceğiz. Düşmanlarımızı azaltacak, dostlarımız çoğaltacağız.” mesajları verildi. Mersin Cumhuriyet Alanı’nda yapılan demokrasi nöbeti eylemine, üzerinde Atatürk fotoğrafları, Türk bayrakları ve Cumhuriyetle ilgili sloganlar olan flamalarla girilmesine izin verilmedi. Polisin bu engellemesine tepki gösteren CHP’liler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla alanı terk etti. Yenikapı, ‘yeni normal’e açıldı! Cumhurbaşkanı Erdoğan himayesinde Yenikapı’da gerçekleştirilen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” bir bakıma “Yeni Türkiye”nin “yeni normal”ine kapı açtı denilebilir. Ve bu “yeni normal”i somutlaştırabileceğimiz en çarpıcı görüntü, protokolün en ön ve en prestijli koltuklarındaki oturma düzeninde karşılığını buldu. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi başkanları Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin en “kıyıda” konumlanışlarında... Bu konumlanışı değerlendirmek için, miting öncesinde CHP’nin Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen katılım davetine icabeti hususundaki tartışmaları hatırlamamız gerek. Bilindiği gibi, Kılıçdaroğlu mitinge katılıp katılmama konusundaki tereddüdünü aştığında belli şartlar ileri sürerek kendince bir irade sergilemeye ve Türkiye’de laikliği katışıksız temsil eden partinin başkanı olarak müdahil olmaya çalışmıştı. Platformda sadece Atatürk posteri olmasını, mitingde de sadece Türk bayrağı açılmasını isteyerek... Böyle olmadı. Platformdaki görüntü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ile “Yeni Türkiye”nin kurucusunun eşitlenmesiydi: Solda Atatürk, ortada Türk bayrağı ve sağda Recep Tayyip Erdoğan, aynı ebatta boy gösterdiler. (Şunu da eklemek gerekir: Evet, bu “Yeni Türkiye”de Atatürk var ama aslında gayet nüanslıca, bir “Kalpaklı Mustafa Kemal” olarak var!) Ayrıca Türk bayraklarının ezici bir hâkimiyeti meydanda fark edilse de ne üzerinde “Kelimei Tevhid” işli yeşil bayrak (“Peygamber sancağı”), ne yeşil zemin üzerine üç hilalli bayrak, ne de “Diriliş Ertuğrul” dizisinden popülerlik kazanmış “Kayı Boyu sancağı” eksikti meydanda... Hiç kuşkusuz laikulusalcı cenahın tercihi olan Atatürk resmiyle kolajlanmış Türk bayrakları da tektük göze çarpmaktaydı. Ama onu “dengeleyecek” mahiyette, tıpkı platformdaki posterlerde olduğu gibi, Erdoğan resmiyle kolajlanmış Türk bayrakları da vardı!.. Sadece bu kadar değil. Zengin bir çeşitlilik arz eden Erdoğan tişörtleri, kadınerkek pek çok katılımcının kafasını çevreleyen “Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan” yazılı bantlar ve nihayet yüzlerdeki Erdoğan maskeleri mitingin mânâ, ehemmiyet ve “şahsiyet”ini açık şekilde ortaya seriyordu. Kısacası Kılıçdaroğlu ve CHP’nin böylesi “milli birlik” he defli bir buluşmadaki “Atatürk” hassasiyeti, karşılığını bulmadı. Mitingin hassasiyeti, “Başkomutan Erdoğan”dı. Atatürk vardı ama merkezde değil, kıyıdaydı. Kılıçdaroğlu da yukarıda kaydettiğimiz gibi, oturduğu koltuğun çok çarpıcı şekilde simgelediği üzere kıyıdaydı. Bahçeli ise en kıyıda, aslında Türk milliyetçiliğinin ve ülkücü hareketin simgelerinin, sloganlarının ve şarkılarının Erdoğan Türkiyesi tarafından nasıl da özümsendiğini adeta yorgun bir dinginlik içinde seyreder haldeydi. Onun marjinalliğine, açık bir “özümsenmişlik” halinin de eşlik ettiği hissi hüzünle oluştu içimde!.. Protokol oturma koltuğundaki düzenlemeden, poster asma tercihine ve kalabalığın parmaklarıyla, elleriyle, giysileri ve aksesuarlarıyla sergiledikleri görüntülere kadar açılan yelpazede Yenikapı Mitingi bize “15 Temmuz” sonrasında elimizdeavucumuzdaki memleketin “yeninormal”inin simgesel bir özeti gibiydi. Burası bir “postKemalist” Türkiye’dir. Burası bir “postsekülerist” Türkiye’dir. Ve burası, Kemalizmin de, sekülerizmin de merkezi konumlanışlarını yitirerek, tıpkı Kılıçdaroğlu’nun koltuğunun konumu gibi ancak “kıyıda” kendilerine yer bulabildikleri bir Türkiye’dir. “Yeni normal” budur ve Turkiye’de hükümetiyle muhalefetiyle siyasi işleyiş artık bu “yeni normal” doğrultusunda biçimlenip işlerlik kazanacak gibi görünmektedir. Elbette 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Kılıçdaroğlu’nun ve Bahçeli’nin bu mitinge davet edilmiş olmaları da, hüsnüniyetle davete icabet etmeleri de olumludur. Fakat işte keyfiyet de bu: “15 Temmuz”un en kesin sonucu, Tayyip Erdoğan’ın bu topraklarda “kültleşme”si oldu. Yenikapı’daki miting, bunun bir tescilidir. Yukarıda CHP’nin istekleri hilafına mitingde gözümüze çarpanları sıralarken Rabia işaretini unuttuk. Elbette o da bu mitingin en yaygın şekilde karşımıza çıkan simgelerinden biriydi. Ama mitinge baktığımızda, sonuç olarak Rabia işaretini de içeriksel anlamda yetersiz kılıp bundan sonra göklere dört değil beş parmak yükseltmeyi gerektirecek bir tablonun artık karşımızda olduğu söylenebilir: Tek vatan... Tek devlet... Tek bayrak... Tek millet... Ve tek adam!.. Yüksekdağ, Yenikapı mitingini değerlendirdi ‘Mutabakatları uzun sürmez’ Baluken HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Mersin’de düzenlediği toplantıda parti temsilcileri ile bir araya geldi. HDP’nin davet edilmediği Yenikapı mitingiyle ilgili değerlendirmede bulunan Yüksekdağ. AKP, CHP ve MHP’nin kurduğu mutabakatın uzun sürmeyeceğini söyledi. Yüksekdağ, “İktidarın Kürtlere karşı oluşturduğu ittifak bir yıl sonra kendisine darbe olarak döndü. Darbenin ardından darbeye karşı yine Kürtlere karşı milliyetçi bir ittifak kurmaya çalışıyorlar. Dördüncünün etrafında bir araya geldiler. Ama o da yıkılacak. Yenikapı’da hazırladıkları şovla günü kurtarmaya çalışıyorlar. Ama biliyorlar ki Kürt halkının içinde olmadığı her mutabakat olduğu gibi bu mutabakat da yıkılacak” dedi HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel, Milletvekili Osman Baydemir ve DTK Eş Genel Başkanı Hatip Dicle, Batman’da düzenlenen mitingde konuştu. ‘Acı kahve olurlar’ Baluken, “Hani tekleyen partiler var ya; düne kadar ‘tek dil, tek millet, tek devlet’ diyorlardı. Bak şimdi birbirlerinin etrafında ‘tek lider, tek miting’ diyorlar. Bunlar üçü bir arada savaş cephesidir. Bunlar üçü bir arada kahve olurlar. Kokusu bozuk, tadı bozuk, son kullanım tarihi geçen bunlar acı kahveden başka bir şey değiller” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle