16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 7 Ağustos 2016 4 Darbeye halk desteği “Demokrasi nöbetleri” bugün Yenikapı’da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı büyük mitingle sona eriyor. İyi de oluyor, çünkü arada aşırılıkların, sataşmaların, saldırıların da görüldüğü bu gösterileri durdurmanın zamanı gelmişti. Kendi gibi olmayana yaşam hakkı tanımayanların hatırı sayılır bir orana eriştiği toplumlarda, zincirlerinden boşanmış kitlelerin sokaklara salıverilmesi, alanlara davet edilmesi, kolayca zıvanadan çıkabilecek kalabalıkların, denetlenmesi çok güç davranışları yüzünden bindirilmiş kıtaların kendileri gibi olmayanları sindirme saldırılarına dönüşebilir, sokağa davet çıkaranın kimi zaman sokağı kontrol etmesi imkânsızlaşabilir. Ayrıca kabul etmek gerekir ki, OHAL ile parlamento ve yasa denetiminin saf dışı bırakıldığı bir ortamda, meydanlara toplanan, sucukekmek, sıcak börek ikramı yapılmış kalabalıklara bayraklar sallatarak, nutuklar atarak, türküler söyleterek demokrasiyi korumak, biraz fazla kendine özgü oluyor. Bunun yerine demokratik denetim mekanizmalarının bir an önce işlerlik kazanması daha iyi olacaktır. Yine de darbe girişimine karşı durarak, onun akim kalmasını sağlayan halk şenliği hak etmiştir, ne kadar sevinse ve de tepinse azdır. HHH Bu noktada biraz durup düşünmek ve de “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek” zorundayız. Evet, darbe halkın karşı çıkmasıyla önlenmiştir. Bu noktayı teslim etmek gerek. Ama yine yadsınamayacak bir gerçek daha var ki, o da girişimin başarıya erişmeme nedenlerinden biri de TSK’nin önemli bir bölümünün katılmaması ve karşı çıkmasıdır. Bu faktör de, girişimin akim kalmasında rol oynamıştır. Hem halkın hem ordunun hakkını teslim edelim ve düşünmeyi sürdürelim: Halk darbeye karşı çıkarak, başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuş, meşru olmadığını da ilan etmiştir. Biraz düşününce olayın çok da yeni olmayıp bilinen şu olgunun teyidi olduğunu görürüz: Türkiye’de halkın desteği olmadan hiçbir darbe başarıya erişemez, erişememiştir. 27 Mayıs’ı düşünün! Tankların üstünde yine salkım saçak insanlar vardı. Ama o defa köstek değil, destek olmak için vardı. Talat Aydemir’in darbecilerin idamı ile sonlanan girişiminde ise halktan kimsenin desteği yoktu. 12 Eylül 1980 sabahını düşünün! O gün darbenin lideri Kenan Evren, tarihimizde kimseye nasip olmamış ölçüde büyük bir halk desteğine mazhar olmuştu. Daha sonraları da Kenan Paşa hatırı sayılır bir süre halk desteğini korumuştu. Demek ki, 15 Temmuz günü darbeyi canı pahasına engelleyen halkın, başka zamanlarda darbeleri destekleyip başarıya ulaştırdığı da görülmüştü. Demek ki, bu durum göz önünde bulundurulunca darbelerin tek nedeni askeri vesayet olarak açıklanamaz. Geçmiş darbelerin çoğunda halk desteği de mevcuttur. HHH Demek ki, oturup ciddi olarak düşünüldüğünde askeri vesayet ezberi bozulmaya mahkumdur. Peki , halkın desteğini, “halkın sesi hakkın sesidir” diyerek darbeleri meşru gösterecek bir öğe olarak kabul edebilir miyiz? 27 Mayıs 1960’ta tankların üzerine çıkıp destek veren halkın bu tutumu Yassıada zulmünü ve Menderes, Zorlu, Polatkan cinayetlerini meşru gösterebilir mi? Kenan Evren’in iktidara el koyduktan bir yıl sonra bile halkoylamasında yüzde 90’ın üstünde çıkan desteği, cinayetleri, zulümleri, yıkımları mazur gösterebilir mi? Tabii ki hayır! Demek ki, halk darbeye karşı çıktığı gibi darbeyi destekliyor da, demek ki, nasıl darbeleri sadece askeri vesayete bağlamak mümkün değilse, halkın desteğinin tek başına bir girişimi, bir eylemi meşru kıldığını kabul etmek de mümkün değildir. Demek ki, demokrasiyi sloganlarla tartışmak, klişeler ile savunmak pek mümkün değil, başka açıklamalar, kavramlar bulmak da, başka demokratik savunma mekanizmaları geliştirmek de zorunlu. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ Muhalefetin sorularına cevap bile vermediler Parlamento çatısı altında muhalefetin hükümeti denetleme faaliyeti olan 6 bin 387 soru önergesinden yalnızca 440’ı yasal süre içerisinde yanıtlandı Darbe girişiminin ardından olağanüstü hal uygulamasıyla devre dışı kalan TBMM Başkanlığı’nın açıkladığı verilere göre; 26. dönemde muhalefetin yönelttiği toplam 6 bin TBMM’de hükümet henüz birinci 387 yazılı soru önergesinden yılı bitmeyen 26. dönemde dene yalnızca 440’ı yasal süresi (3 ay) timden kaçtı. Muhalefetin hükü MAHMUT içinde ilgili bakanlıklar tarafın mete yönelttiği ortalama her 100 LICALI dan yanıtlandı. Soru önergele önergeden yaklaşık 8’i yasal za rinden 1661’ine ise yasal süresi manında yanıtlandı. Denetimden kaçan geçtikten sonra cevap verildi. ilk üç bakanlık sırasıyla Kültür ve Turizm, Adalet, Ulaştırma, Denizcilik ve Uyarı yazısı alan bakanlıklar Haberleşme bakanlıkları oldu. TBMM Başkanlığı soru önergelerine 1 Kasım seçimlerinden sonra başla yasal süre içerisinde yanıt vermeyen yan 26. dönemde AKP hükümeti TBMM bakanlıklara toplamda 5 bin 801 kere çatısı altında muhalefetin denetim faa dikkat çekme yazısı gönderdi. TBMM liyeti kapsamında yönelttiği soru öner Başkanlığı’nın dikkat çekme yazısı gön gelerini rekor oranda yanıtsız bıraktı. derilen bakanlıklar arasında ilk sırayı 1375 yazıyla Başbakanlık, ikinci sırayı 695 yazıyla İçişleri Bakanlığı, üçüncü sırayı ise 570 yazıyla Milli Eğitim Bakanlığı aldı. 26. dönemde TBMM Başkanlığı tarafından en az dikkat yazısı gönderilen bakanlıklar ise sırasıyla Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ve Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş oldu. 26. dönemde 1509 önergeyle Başbakanlık en fazla soru önergesinin muhattabı oldu. Başbakanlığın ardından Milli Eğitim Bakanlığı 608 önergeyle ikinci sırada yer aldı. Rekortmen bakanlıklar TBMM Başkanlığı, bakanlıkların soru önergelerine “yasal süre içerisinde” ve “yasal süre geçtikten sonra yanıtlananların” dışında “hiç cevaplandırmama” oranlarını da paylaştı. Buna göre parlamento denetimden kaçan bakanlıkların soru önergelerini hiç cevaplandırmama oranlarına göre sıralaması şöyle: “Kültür Bakanlığı yüzde 89.25; Adalet Bakanlığı yüzde 79.75; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yüzde 78.59; Sağlık Bakanlığı yüzde 78.30; İçişleri Bakanlığı yüzde 77.40; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yüzde 75.65; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yüzde 75.56, Başbakan Yardımcılığı (Numan Kurtulmuş) yüzde 71.05.” l ANKARA ‘Bu iş daha bitmedi’ Seçtiği gazetecilerle dün bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişimiyle ilgili olarak ‘Atacağımız adımlar var, rehavete kapılmayacağız’ dedi Şehit Uzman Çavuş Mehmet Esen için memleketinde düzenlenen törende yakınları güçlükle ayakta durdu. Şehitlere hüzünlü uğurlama Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarıyla yaptığı görüşmede, Yenikapı’da gerçekleştirilecek mitingde sadece Türk bayrağı olmasını istedi. Erdoğan darbe girişimiyle ilgili ise “Bu işin bittiğine şu anda inanmıyorum. Atacağımız adımlar var, rehavete kapılmayacağız” dedi. Tarabya’daki Huber Köşkü’nde basına kapalı gerçekleşen buluşmada, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da hazır bulundu. Gazetecilerle buluşmasının, medyaya teşekkür etmek için gerçekleştiğini belirten Erdoğan’ın, “Bir masanın etrafında buluştuk. Medyamız demokrasi, özgürlük ve milli iradeden yana tavır koydu. Bu kez takdir ediyorum. Bunu söylemek boynumun borcu” ifadelerini kullandığı öğrenildi. Erdoğan gazetecilere, darbe girişimi gecesi yaşadıklarını da şöyle anlattı: “CNN Türk ve 4 TV kanalıyla temas kurduk. Sonra da Marmaris’ten ayrılma planını hayata geçirmişler. Üzerimizden uçan F16’lar bomba yüklü değildi. Yoksa bırakırlardı.” Cemaatin AKP ile 2010’a kadar uyumlu olduğunu söyleyen Erdoğan’ın “Uyumlu olmadığı tek kişi var o da Erbakan’dı. Gülen ABD’yi bile ele geçirmek istiyor. Üst akıl neyi istiyorsa harfiyen yerine getirecekti. Akıncı Üssü vurulunca girişim çöktü. Üsse 12 bomba artırdık” dedi. Erdoğan, darbe tehlikesinin hâlâ sürdüğünü de belirterek, “Bu işin bittiğine şu anda inanmıyorum. Atacağımız adımlar var, rehavete kapılmayacağız” ifadelerini kullandı. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Tekeli köyünün Kuzey Irak’a sıfır noktada bulunan Mergesav bölgesindeki askeri üs bölgesine önceki gün PKK’liler tarafından havan ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda şehit olan 26 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Tuncay Küssen ile 28 yaşındaki Piyade Uzman Çavuş Mehmet Esen için dün sabah Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı’nda askeri ve mülki yetkililerin katılımıy la tören düzenlendi. Törenin ardından Şehit Uzman Çavuş Mehmet Esen Afyonkarahisar’ın Çay ilçesine şehit Uzman Çavuş Küssen ise Balıkesir’in İvrinde ilçesine götürüldü. Bitlis’in Hizan ilçesinde PKK’liler tarafından önceki gece askeri araca düzenlenen roketli saldırıda şehit olan Uzman Çavuş Bahattin Dolma’nın cenazesi ise memleketi Sinop’un Dikmen ilçesinde toprağa verildi. 2 korucu şehit Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine 5 kilometre mesafede bulunan Sinekli Meydan Mahallesi’nin İkinci köprü mevkiinde yol kontrolü için nöbet tutan köy korucularına PKK’liler tarafından bombalı saldırı düzenlendi. Patlamada 2 köy korucusu şehit olurken, 1 köy korucusu ise yaralandı. Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. Erdoğan feragatte hızını alamadı CANAN COŞKUN Hakaret davalarındaki şikâyetini bir kereye mahsus geri çeken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’a açtığı ve kaybettiği ‘Kaçak Saray’ davasından da feragat etti. Mahkeme, Erdoğan’ın Candan hakkında, ‘Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verdiği iftar davetinde sofranın maliyet açıklamasından kaynaklı açtığı ‘hakaret’ ve ‘tazminat’ dava sını reddetmişti. Candan’ın avukatı Turgut Kazan tarafından feragat dilekçesine verilen yanıtta, söz konusu davanın reddedildiğine değinilmemesinin düşündürücü ve ilginç olduğu belirtildi. Erdoğan’ın imzacı akademisyenler için kullandığı “alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütü maşası, ahlaksız, mandacı artığı ve ruhu kirlenmiş” sözleri anımsatılarak, bu sözler için Erdoğan’a karşı açılan davada avukatın bunları ifade özgürlüğü olarak savunmasının tutarsızlık olduğu belirtildi. Erdoğan’a hakaret iddiasıyla ilgili 104 fezleke, sosyal medya kaynaklı hakaret iddiasıyla açılmış dava sayısının ise 1500’e yakın olduğu bildiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının açılan davalardaki müdahillik taleplerini de geri çekeceği belirtildi. l İSTANBUL Huber Köşkü’ne ‘Ejder Yalçın’ tipi zırhlı muharebe araçları konuldu. HDP de soruldu Erdoğan’ın HDP’nin mitinge neden çağrılmadığı sorusuna ise “Darbe ile terörü ayrı tutmam. PKK ile FETÖ’yü ayrı kefeye koymam. Böyle bir örgütle işbirliği yapanı davet etmem. Davet edersem, gazilere, şehitlere bunu anlata mam” yanıtını verdiği kaydedildi. ‘HakkÂri için görüşeceğiM’ Hakkâri’nin il statüsünden çıkarılıp, isminin de Çölemerik ilçesi olarak değiştirilip yerine Yüksekova’nın il yapılmasının Meclis’e sunulması kentte tepkiyle karşılanırken, CHP Hakkâri İl Başkanı Aytekin Karahanlı başkanlığında bir heyet, Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Karahanlı, “Toplantıda Sayın Kılıçdaroğlu, Hakkâri halkının yalnız olmadığını, her zaman Hakkâri insanının yanında olduklarını söyledi. Ayrıca Hakkâri’nin tarihi bir il olduğunu ve bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşeceklerini, güvenlik meselesi olsa dahi Hakkâri’nin bu şekilde cezalandırılamayacağını söyledi” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle