19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 13 Temmuz 2016 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 5 Suriyeliye ‘soydaş’ modeliVatandaşlıkta öncelik beyaz yakalının olacak. konutlar ‘maliyetine’ satılacak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuoyunda büyük tartışma çıkaran Suriyelilere ‘va tandaşlık’ ve ‘TOKİ konutu’ verilmesi önerisinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı Hükümet, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “müjde” olarak açıkladığı ancak kamuoyun da büyük tepkiye neden olan “Suriye li göçmenlere vatandaşlık” ve “TOKİ ko nutu” verilmesi konusun daki çalışmaya son şek lini vermek üzere. Su riyelilere “TOKİ konu tu” verilmesi konusunda 19891995 yılları arasın AYŞE SAYIN da Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Bulgaris tan Türklerine uygulanan “iskân modeli” esas alınacak. Yani, TO Kİ, düşük peşinat ve uzun vadeli (10 yıl gibi) taksitlendirme yöntemiyle “mali yetine” konut verecek. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’ye göre, kamuoyunda “Suriye lilerin vatandaşlığa alınmasına” tepki çok düşük. Gazetecilerin, sohbet sıra sında kendisine verdiği tepki, tartışma hatta, ölümlü kavga örneklerini “münfe rit” olarak nitelendiren Canikli, “en id dialı olduğumuz alan” diye nitelendir diği kamuoyu yoklamalarıyla toplumun nabzını neredeyse gün gün ölçtüklerini ifade etti. Canikli, “İnanın tepki duyan lar, karşı çıkanlar sadece o sosyal med yada sesi çok çıkanlar, onun dışında, tepki gösterenler çok düşük düzeyde” derken, toplumun yüzde kaçının “karşı” yüzde kaçının “vatandaş olsun” dediği konusunda, “speküle edilir” gerekçesiy le rakam vermekten kaçındı. Referandum yok Canikli, bir soru üzerine Suriyelilere vatandaşlık konusunun “referanduma götürmeyi düşünmediklerini” söyledi. Hükümetin, “birkaç detay” üzerinde daha çalışma yapma gereği duyduğu “vatandaşlık” düzenlemesinde, “kalifiye eleman”lara öncelik verilecek. Buna göre “beyaz yakalılar” olarak tanımlanan, doktor, mühendis gibi “üniversite mezunu” kesimler ile teknisyen, tamirci, mobilyacı gibi zanaatkarlar önceliği alacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Polonya dönüşünde açıkladığı “TOKİ evleri verilsin” modeli konusunda ise Bulgaristan göçmenlerinin konut edindirilmesi esas alınacak. Bu kapsamda İskân Yasası’na tıpkı Bulgaristan göçmenleri için yapıldığı gibi “geçici madde” düzenlemesi konularak, bu kişilere TOKİ stokundaki konutlardan verilecek ya da düşük bedelle konut üretimi yapılabilecek. Vatandaşlığa kabul edilenlere, “kâr payı konulmadan”, uzun vaadeli ve düşük peşinatla konut satışı yapılacak, geri kalan maaliyeti devlet sübvanse edecek. l ANKARA EFKAN ALA AÇIKLADI Ahıska Türklerine de vatandaşlık verilecek İçişleri Bakanı Efkan Ala, Meclis Genel Kurulu’nda muhalefetin “Suriyelile re vatandaşlık” konusundaki sorularını ya nıtladı, Ahıska Türklerini de vatandaşlığa alacakları nı kaydetti. Türkiye’ye ge len 2 milyon 750 bin Suri yelinin tümünün kayıtlı ol duğunu ve dosyalarının tek Efkan Ala tek ele alındığını ifade eden Ala, “Herhangi bir suça bu laşmamış, Türkiye için bir tehlike, tereddüt olmayan, kendileri için de bizim için de ya rarlı olacak olanlar vatandaşlığa alınacak” dedi. Ala, Ahıska Türklerinin de vatandaşlı ğa alınacağını açıkladı. l ANKARA Bulgar göçmenler çok çekti Peşinatını ödediği halde konut verilmeyen soydaşlar yatırdıkları paralarını geri alabilmek için yıllarca uğraştı. Türkiye’ye en kitlesel sığınmacı göçü 1989’da başladı ve aralıklı olarak 1993 yılına kadar sürdü. Bulgaristan’da Jivkov zulmünden ka çarak zorunlu olarak Türkiye’ye gelen soy daşların sayısı 300 bi MİYASE İLKNUR ni aşmıştı. Ağırlıklı olarak Bursa, İstanbul ve Edirne’de kuru lan kamplarda yıllarca kalan ve çok azı Türkiye’deki akraba larının yanına yerleşebilen soydaşla rın barınmaları ve iskânları amacıyla Yüksek Planlama Kurulu’nun 1990 yı lında aldığı kararla Göçmen Konutla rı Koordinatörlüğü oluşturuldu. Aile lerin acil konut ihtiyacını karşılamak üzere, Yüksek Planlama Kurulunun 27.11.1990 tarih ve 90/’103 sayılı ka rarı ile ihtiyaç duyulan illerde göçmen konutları inşa edilmesi kararlaştırıldı. İnşa edilen konutların finansmanın da kullanılmak üzere Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası’ndan dilimler halin de toplam 376.7 milyon ABD Doları ge ri ödemeli kredi olarak kullanıldı. YPK kararları doğrultusunda Türkiye’de 17 il olmak üzere 23 yerleşim merkezinde toplam 23 bin 531 konut yapılmış ve söz konusu projenin koordinasyonunu TOKİ üstlenmişti. Kangrene dönüştü Yapılan konutlar için belirlenen hak sahiplerine dönemin parası ile 2.3 milyon liradan 14 milyon liraya kadar peşinat alındı, geri kalan tutar ise 10 yılda ödenmek üzere taksitlendirildi. Konut edinmek için 44 bin 451 soydaş başvuru yaparken bunların ancak 23 bin 495’i konut alabildi. Başvurduğu halde konut sahibi olamayan 17 bin soydaşın yatırdığı peşinatın iadesi sorunu ise adeta kangrene dönüştü. Peşinatlarını almak için başvuran soydaşlara çok düşük faiz hesaplaması ile paraları verilmek istendi. Yapılan belirlemede, konut sahibi olmak için göçmen vatandaşların ödemiş oldukları paraların, geçmişte kamu bankalarında uzun süre vadesiz hesaplarda tutularak nemalanmasının önlendiği ve bu tutarların enflasyon karşısında eridiği ortaya çıktı. Ayrıca bu konuda göçmen vatandaşlar tarafından açılmış olan davalarda mahkemece davacı lehine hükmedilmiş olan tutarlar ile diğer yargılama giderleri ve noter masrafları da bu hesaptan karşılandığı için hesaptaki tutar, bu yıl yapılacak ödemeleri karşılayamaz hale geldi. Üstelik, göçmenler için yapılan konutların finansmanı tamamen yurtdışından alınan kredilerle sağlanırken, kredilerin geri dönüşü Hazine’ye oldu ve göçmen konutları hesabı, yeni kaynak girişi olmadığı için daha da yetersiz kaldı. İş yargıya gitti ve faizin düşük hesaplandığı, soydaşların zarara uğratıldığı yargı kararı ile kesinleşti. Sorunun çözümü için 2006 yılına kadar beklemek zorunda kalan soydaşlar, İskân Kanunu’nda yapılan değişiklikle paraların yatırıldığı dönemden ödendiği döneme kadar yasal faiz uygulanarak değerlendirilmesi ve tutarın 1 yıl içerisinde hak sahiplerine ödenmesi kararı verildi. Yasadaki bazı hükümlerin anayasaya aykırılığı belirlenmesi ve soydaşların hak kaybına uğramaması için 2009 yılında İskan Kanunu’nda yeni bir değişikliğe gidildi ve göçmenler paralarını TÜFE faizi üzerinden alabildiler. İçtüzük’te uzlaşma arayışı Hükümet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir süre önce “öncelikli çıkarılsın” dediği Meclis İçtüzük değişikliği için de harekete geçti. AKP MYK’de alınan karar doğrultusunda, muhalefete “ortak içtüzük komisyonu” kurulması önerisi götürülmesi, eğer muhalefet reddederse de “tüzük değişikliği” önerisini AKP’nin Meclis’e sunması benimsendi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Kurban Bayramı’na kadar çıkarılması gereken önemli yasalar” olduğunu belirterek, Meclis’in 3 hafta boyunca, salıcuma günleri arasında çalışmasını önereceklerini bildirdi. Elitaş, bu süreçte, İçtüzük değişikliği için de hemen harekete geçilmesi kararı alındığını, bu kapsamda muhalefet partilerini ziyaret ederek, daha önce de grup başkanvekillerinin katılımıyla kurulana benzer bir “İçtüzük komisyonu” kurulması önerisi götüreceklerini bildirdi. Daha önce kurulan İçtüzük komisyonunun üzerinde uzlaştığı maddeler ile “anlaşmazlık konusu” olan maddelerin de yeniden ele alınarak çıkarılmasını planlayan AKP, bu gerçekleşmezse, “Kendi önerilerimi getirir, Meclis’ten geçiririm” diyerek, muhalefeti sıkış AKP, içtüzük değişikliği isteğinde Meclis’teki kavgaları gerekçe göstermişti. tırmaya çalışacak. AKP’nin İçtüzük önerisinde önce likleri, uzun konuşma sürelerinin kısaltılması oluşturuyor. Bu kapsamda, muhalefetin “engelleme” amaçlı getirdiği grup önerilerinde konuşma süresinin 510 dakikayla sınırlanması, gündem dışı konuşmaların tümünün 10 dakikayla sınırlanması gibi mu halefetin “sesini kısma”ya dönük hükümler oluşturuyor. Muhalefetin önceliği ise TBMM TV’nin 15.0019.00 saatleri yerine, eskiden olduğu gibi Meclis çalışmaları sürdüğü sürece yayın yapması. AKP’nin komisyon kurulması önerisi üzerinde muhalefet partileri anlaştı. İlk toplantı bugün yapılacak. İsrail ile anlaşma TBMM’de Özür ve ambargo Meclis onayına sunulmayacak Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerinin normalleşmesi için varılan mutabakat çerçevesinde imzalanan anlaşmayla ilgili Bakanlar Kurulu imzaları tamamlandı. Ancak anlaşmanın Türkiye’de resmiyet kazanabilmesi için TBMM onayı gerekiyor. Bunun için anlaşmaya ilişkin yasa tasarısı tasarı hazırlandı. Anlaşmanın yer aldığı tasarının bugün ya da hafta sonuna kadar TBMM’ye sevk edilmesi bekleniyor. Anlaşmanın, TBMM tatile gir meden önce Meclis’ten geçirilmesi planlanıyor. Anlaşmaya ilişkin yasa tasarısının esasını, yani Meclis onayının zorunlu olduğu bölümü Mavi Marmara mağdurlarına “tazminat” ödenmesine ilişkin hüküm oluşturuyor. İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve Gazze ablukasının yumuşatılmasına ilişkin hükümler ise Meclis onayına sunulmayacak. Ancak, anlaşma tasarısına, varılan mutabakat metni “ekler” olarak konulacak. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SINAVA ALMADI Katliamda yaralanmak ‘geçerli mazeret’ değil Ankara 10 Ekim katliamında yaralanan, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümü öğrencisi Uğur Gümüşkaya, tedavi gördüğü süre içinde giremediği sınavlara hastane raporuyla mazeret gösterdiği halde alınmadı. Katliamdan kurtulan Gümüşkaya sonuncusu 19 Nisan’da olmak üzere 2 kez ameliyat geçirdi. 20 gün hastanede kalan Gümüşkaya kaçırdığı sınavlar için üniversiteye hastane raporlarıyla birlikte mazeret dilekçe si verdi. Gümüşkaya’nın yazdığı dilekçeye fakülteden geç gelen yanıtta, “İstanbul Üniversitesi Hastalık Raporları Yönergesinin 6. maddesinin 4. bendi uyarınca, hastalık raporları bitirme ve bütünleme sınavları için işleme konulamaz hükmü gereğince talebiniz uygun görülmemiştir” ifadeleri kullanıldı. Dava açacağını söyleyen Gümüşkaya, “Üniversite hükümetin yaptığı gibi katliamları ve sonuçlarını normalleştiriyor” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet Akşener ‘Emanet başkan’ formülü MHP’de muhalefet, ‘Akşener’in disipline sevk edilmesi’ durumunda ‘emanetçi’ bir ismi genel başkan adayı gösterecek. SELDA GÜNEYSU “Alternatif bayramlaşma” programı gerçekleştiren genel başkan adayı Meral Akşener’in, MHP yönetimince “tedbirli ihraç” istemiyle disipline sevk edilmesi durumunda muhalefet cephesinin “b” planı hazır. Akşener’in Şeker Bayramı’nda partililerle alternatif bayramlaşma programı gerçekleştirmesi MHP Genel Merkezi’nce, “bardağı taşıran son nokta” olarak değerlendirilmişti. Akşener’in bu hamlesinin ardından da MHP yönetiminin bu hafta sonuna kadar 4 genel başkan adayından sadece Akşener’i, “tedbirli ihraç” istemiyle disipline sevk edeceği ifade edilmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dün partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin bu konuya yönelik sorusu üzerine, yeniden disiplin sürecini işaret ederek, şunları kaydetti: “7 aya yaklaşan bir süreç içerisinde MHP’yi itibarsızlaştıran, tarlaya süren, korsan toplantılar yapan, tellere tırmanan, bayramlaşma alternatifini ortaya koyan eğer birileri varsa, ki inceleniyor, bunlar da Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edilmek suretiyle üzerlerinde gerekli işlem yapılacaktır. MHP ayıklanacak ve yeniden kaynaşarak yoluna devam edecektir.” Önce mahkeme Akşener’in “tedbirli ihraç” istemiyle disipline sevk edilmesi durumunda muhalefetin de karşı hamlesi hazır. Muhalefet, Akşener’in disipline sevk edilmesi halinde önce aynı Sinan Oğan’ın ihraç sürecinde olduğu gibi mahkemenin kapısını çalacak. Bu sürecin uzayacak olması durumunda da “olağanüstü kurultay” yolunu deneyecek. En geç eylül ayında yeniden bir olağanüstü kurultayı toplamayı hedefleyen muhalefet, “olası bir kurultayda” Akşener hakkında verilen “tedbirli ihraç” talebinin kaldırılması gerekçesiyle, kurultayda oluşturulacak genel kurula önerge verecek. Muhalefet bu noktada “kurultayda oluşturulacak genel kurulun yetkilerinin genel başkanın yetkilerinden de büyük olmasına güveniyor.” Ancak muhalefetin bu noktadaki en önemli hamlesi ise “emanet başkanlık” olacak. Genel merkezin Akşener’i “tedbirli ihraç” istemiyle disipline sevk etmesi durumunda muhalefet, tüm yolları denedikten sonra, bir sonuç alınamaması halinde Akşener’in işaret edeceği bir başka ismi genel başkan adayı olarak gösterecek. O isim, genel başkan seçilmesi halinde Akşener hakkındaki “ihraç” kararını kaldırdıktan sonra koltuğu Akşener’e teslim edecek. l ANKARA DYP’yi anımsattı Muhalefetin genel merkeze karşı son süreçte atmayı planladığı bu adım, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından DYP’de yaşananları akıllara getirdi. Darbenin ardından Süleyman Demirel, 20 Mayıs 1983’te Adalet Partisi’nin (AP) devamı olarak Büyük Türkiye Partisi’nin kuruluşunu desteklemiş ancak 31 Mayıs 1983’te bu parti “AP’nin devamı olduğu” gerekçesiyle Milli Güvenlik Konseyi tarafından kapatılmıştı. Demirel de “siyaset yasağını çiğnediği” gerekçesiyle siyasi yasaklıklar listesine girmişti. Daha sonra da DYP’nin kuruluşunu destekleyen Demirel’in yasağı 6 Eylül 1987’deki halkoylamasıyla kalkınca, DYP’nin o tarihteki genel başkanı Hüsamettin Cindoruk, görevinden istifa ederek, 24 Eylül 1987’de koltuğu Demirel’e teslim etmişti. Demirel de 1987 seçimlerinde Isparta milletvekili olarak Meclis’e girmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle