19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Çarşamba 13 Temmuz 2016 EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: ZARİFE SELÇUK [email protected] ‘Brexit’ iade getirebilir ‘Elgin Mermerleri’ olarak bilinen ve 200 yıldır British Museum koleksiyonundaki Parthenon antik Yunan heykellerinin, ‘Brexit’ süreci ile Yunanistan’a iade edilmesi için, bir grup hukukçunun İngiltere’de teklif sunacağı öğrenildi. 15 Europa Nostra’dan acil Sur mektubu EAVLRTUİMĞ Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu Europa Nostra, Diyarbakır’daki sivil ölümlü çatışmalarla yaşanmış kültürel miras tahribi konulu mektubu ile UNESCO’yu göreve ve işbirliğine çağırdı. Merkezin Türkiye başkanlığını da yapmış Orhan Silier’e göre, “Dışişleri ve Kültür Bakanlığı çevreleri UNESCO daimi temsilcisi dahil olmak üzere, her fırsatta kızgınlıklarını ifade ettiler, üstü kapalı tehditlerde bulundular.” UNESCO’nun İstanbul Kongre Merkezi’nde 20 Temmuz’a değin düzenlediği 40. Dünya Kültür Merkezi Oturumu, merkezi Hollanda’da bulunan uluslararası sivil toplum ve kültür örgütü Europa Nostra (Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu) tarafından hazırlanan ve daha önce de Direktör Irina Bokova nezdinde UNESCO yetkililerine sunulan, Diyarbakır Kent Merkezi ve Sur bölgesindeki tarihsel kültürel miras yapılarına ilişkin ‘acil’ bir mektubu, yeniden gündeme getirdi. Europa Nostra Türkiye Merkezi başkanlığını da yapmış olan Orhan Silier, Lahey’den uluslararası basına dağıtılan 8 Temmuz tarihli mektuba ilişkin olarak, gazetemize yaptığı açıklamada, üye kuruluş temsilcilerinin mektubu 8 9 Temmuz’da İstanbul Galatasaray’daki Cezayir salonlarında yapılan Kültürel Miras ve Sivil Toplum toplantısından başlayarak, gündeme getirmeye çalıştıklarını ifade ederek, mektubu çoğaltıp katılımcılara dağıtmayı sürdürdüklerini vurguladı. “Dışişleri ve Kültür Bakanlığı çevreleri (UNESCO daimi temsilcisi dahil) her fırsatta kızgınlıklarını ifade ettiler, üstü kapalı tehditlerde bulundular” diyen Silier, Türkiye’deki ‘Büyük Basın’ın ise, UNESCO zirvesi haberlerinde Direktör Bokova’nın etkinlik açılışında yaptığı konuşmada vurguladığı “Kültürel miras tahribi insanlık suçudur” cümlesini Suriye ile ilişkilendirmekle yetindiğini” öne sürerek, “ilgili mektuba bekleneceği gibi sansür uygulandığını” ifade etti. Europa Nostra, Yürütücü Başkan Denis de Kergorlay imzalı mektubunda ayrıca, UNESCO’nun her türlü danışma ve yardım talebini yerine getirmeye hazır olduklarını ve mektubun bir kopyasının da UNESCO Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı’ya iletildiğini ifade etti. İşte, “Türkiye’nin Güneydoğusunda Kültürel Mirasın Tahribi” konulu mektuptan kimi satır başları: ‘Derin kaygı duyuyoruz’ 4 Europa Nostra olarak, son aylarda Türkiye’nin güneydoğusundaki 10’un üzerinde tarihi yerleşimde, aralarında yüzlerce sivilin de bulunduğu can kayıplarına yol açan silahlı çatışmaların, ay nı zamanda kültürel, sosyal ve ekonomik kentsel yaşamın ve çok büyük sayıda tescilli kültür varlığının tahribine yola açıyor olmasından derin kaygı duymaktayız. 4 Venedik Komisyonu’nun (Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Avrupa Komisyonu’nun), Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin, İnsan Hakları İzleme Kurumu’nun, Uluslararası Kriz Grubu’nun, FIDH’nin (Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’nun) konuya ilişkin son raporları, her geçen gün bölge ile ilgili kaygılarımızı daha da artırmaktadır. 4 Eylül 2015’ten beri çeşitli yerleşim yerlerinde, valiler tarafından uluslararası ve ulusal hukuka uygunluğu hayli tartışmalı, bir bölümü aylarca devam eden 60’tan fazla sokağa çıkma yasağı kararı alınmış olmasının ardından yaşanan çatışmalar, yüzlerce tarihi caminin, kilisenin, sivil mimari eserinin ve binlerce ev ve işyerinin kısmen ya da bütünüyle yıkımına ve yüz binlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur. 4 2012’de Tarihi Koruma Alanı ilan edilen Diyarbakır tarihi kent merkezinde ve 2015’te UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras listesine alınmış bölgenin yakın çevresi Suriçi bölgesinde, Mart 2016 sonunda çıkarılan bir yasa ile, binaların yüzde 80’inden fazlası hakkında ‘acil kamulaştırma’ kararı alınmıştır. Eldeki raporlara göre yüzlerce tarihi yapının bulunduğu mahallelerin bir bölümü inşaat makineleri ile yok edilip boş alanlar ya da geniş caddelere dönüştürülmüştür. Bu bölgede yaşayan yirmi beş binden çok kişi bu ilçe dışında barınmaya zorlanmıştır. 4 Aralarında, 2015 yılında örnek restorasyonu Avrupa Birliği ve Europa Nostra tarafından verilen Avrupa Kültürel Miras Ödülü’nü kazanmış Aziz Giragos Kilisesi’nin de bulunduğu onlarca anıtsal yapı tahrip olmuş veya zarar görmüştür. 4 Europa Nostra olarak, biz, yukarıda adları sayılı kuruluşların bu çatışmada alınan önlemlerin, kriz koşullarında gözetilmesi gereken orantılılık, kullanılan gücün etkin bir denetime tabi olması, bu bölgelerde ikamet eden sivillerin yaşam ve haklarının korunması gibi uluslararası kuralları ihlal ettiği ve bu durumun tü müyle kabul edilemez olduğu görüşünü paylaşmaktayız. ‘Yeni mahalleler’ üzerine 4 Sur ilçesinin büyük bir bölümüne girişçıkışların hâlâ yasak olması ve merkezi yönetim tarafından, Büyükkent Belediyesi, Bölge Alan Yönetimi, 300’ün üzerinde STK’nin katılımı ile oluşan Sur Koruma Platformu tamamen dışlanarak ve var olan alan yönetim planları bir yana bırakılarak, yepyeni mahallelerin inşa edileceğinin açıklanmış bulunması, kaygılarımızı daha da artırmaktadır. 4 Europa Nostra, UNESCO Uluslararası Kültürel Miras Komitesi’ni, bu özel ve çok üzücü tahrip sürecini tüm boyutlarıyla gündemine almaya ve etkin yerelsivil katılımını, söz konusu yerleşim yerlerinde yaşayan kişilerin rızalarına uygun, kültürel miras koruma alanının uluslararası mesleki standartlarını ve doğru davranış kurallarını titizlikle gözeten bir onarım sürecine uluslararası uzmanlık desteği sağlamaya çağırmaktadır. Bilgi: europanostra.org /whc.unesco.org Kışanak da İstanbul’da Diğer yandan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan son açıklamada ise, tarihi Sur ilçesi için UNESCO’nun Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan dört kez bilgi istediğini, bakanlığın ise 11 Mayıs’ta bilgi verdiği iletildi. Doğan Haber Ajansı’nın verdiği bilgiye bakılırsa, UNESCO Toplantısı’nın bugün yapılacak oturumuna Büyükşehir Belediye Başkanı DBP’li Gültan Kışanak’ın da katılacağı ve Dünya Miras Komitesi’nin Sur’la ilgili kaleme aldığı karar taslağının görüşülmesinin beklendiği belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: “UNESCO karar taslağında, Suriçi’nde belli sayıda tarihi binalarda ve anıtsal yapılarda tahribat olduğu vurgulanarak, ‘Varlığın gelecekte daha fazla tahribat görmeyip korunması için sorumlu yetkililerin tüm önlemleri alması’ tavsiye edilmektedir. Ayrıca sorumlu yetkililer varlığın ve tampon bölgesinin korunma durumuna ilişkin geniş kapsamlı bir hasar tespit yapmasını tavsiye etmektedir’ deniliyor. Taslakta, bu tespit sonuçlarının Dünya Miras Merkezi ve onun danışma kurullarına sunulması gerektiği vurgulanıyor.” Gümüşlük Festivali doğayla kucaklaşıyor 13. Gümüşlük Festivalinde çevrenin zengin dokusuna göre sahneler tasarlanmış: “Taşta, Kumda, Toprakta, Suda” festival. Festivalin ana sponsoru Denizbank. “Taşta Klasik” konserlerinin sponsoru Bosch. Kumsaldaki toprak ev, içinde ve bahçesinde ağırladığı 300’e yakın dinleyiciyle, “Toprakta piyano” dizisinin butik konserlerini kucaklıyor; “Kumda Gitar” dizisi değişik ülkelerden gitarcılarla adeta festival içinde bir “mini gitar festival” yaşatıyor. Gitar konserlerinin sponsoru Bridgestone. “Suda Caz” konserleri Gümüşlük sahilinden denize açılmanın alabildiğine özgürlüğünü caz, dünya müziği ve etnik dinletilerle coşturuyor; İran’dan Kuzey Afrika’ya, Polonya’dan Norveç’e geniş bir coğrafya çiziyor. On üç yaşına giren Festival, gittikçe zenginleşti ve çevrenin doğasıyla tümleşti. Gümüşlük’te “Festival” fikrini ilk ortaya atan Eren Levendoğlu ve bu fikre dört elle sarılan Gülsin Onay, yerel yönetimin ve çevre dostlarının katkılarıyla bugünlere kadar geldiler. Açılışta, tarihi taşocağında Gülsin Gülsin Onay Onay ve “Saygun Quartet”i dinledik. Deniz Toygür Conus (1. keman), Özge Özerbek (2. keman), Yağmur Tekin (viyola) ve Yusuf Çelik’ten (viyolonsel) oluşan topluluk, ilk yarıda Chopin’in Fa minör piyano konçertosunun oda müziği düzenlemesini çaldı. Rüzgârın azizliği, çalgıların ses dengesini etkiledi. Açıkhava konserlerinin keyfine karşın böylesi riskleri de var. İzmir, Karşıyaka Belediye Orkestrası’nın birinci rahlelerinden oluşan Saygun Quartet üyeleri, ikinci ya rıda kendilerini daha iyi gösterdiler. Dvorak’ın “Amerikan” Kuvarteti ve Gülsin Onay’ın katılımıyla seslendirilen Ulvi Cemal Erkin’in Piyanolu Beşlisi ritmik özellikleri ve ses dinamiklerindeki incelikleriyle çok başarılıydı. Gülsin Onay’ın bis olarak çaldığı Chopin Noktürn ise su gibi aktı. Duayen sanatçıların gençlerle kaynaşması bu festivalin ayrı bir özelliği: Ayla Erduran, Gülsin Onay, Bülent Evcil, Emre Şen, Stephane Blet, Ilya Kondratiev ve Emre Yavuz ile master class öğrencileri bir araya gelecek. 10 Ağustos’taki kapanışta, ev sahipleri, Gülsin Onay ile Eren Levendoğlu, dörtel piyano konseriyle veda edecekler. Alican Süner’in başarısı Herbert von Karajan’ın kırk yıl önce kurduğu Berlin Filarmoni Akademisi gençleri büyük orkestraya hazırlayan iki yıllık bir eğitim kurumu. Berlin Filarmoni’nin yaklaşık üçte birini bu akademinin mezunları oluşturuyor. Bir buçuk yıl önce kemancı Hande Küden’in kazandığı sınavı geçenlerde, 58 kişi arasından bir başka Türk kemancı, Alican Süner (1992) kazandı. Şimdi hem Berlin Filarmoni’nin grup şeflerinden ders alacak hem de sezon içinde topluluğun üyesi olarak konserlere ve turnelere katılacak. Alican, halen Berlin Sanat Üniversitesi’nde Prof. Nora Chastain’in öğrencisi. Geçen yıl Max Rostal (Almanya) ve Postacchini (İtalya) yarışmalarının birincisi olmuştu. Halen Romanya’daki Enescu Yarışmasına hazırlanıyor. Not: Bu arada, sevgili opera duayeni Atilla Manizade’nin vefatını büyük bir üzüntü ile haber aldım. Kendisi için bu sabah saat 10.00’da, Kadıköy Süreyya Operası’nda bir anma töreni düzenlenecek. Sevgili Aytaç Manizade’nin eşi, daha sonra Levent Camii’ndeki cenaze törenini takiben, sonsuzluğa uğurlanacak. Onu çok, ama çok özleyeceğiz. ‘Irkçılık hâlâ yaşıyor’ Amerikan rapçi, akt ris ve şarkıcı Queen Latifah, Amerikan televizyon kana Queen Latifah lı VH1’in Hip Hop Onur Gecesi’nde yap tığı konuşmada, Amerika’da siyahile re yönelik artan şiddet olaylarına vur gu yaptı. Latifah, ‘Irkçılık hâlâ kanlı canlı mevcut ve yaşıyor’ ifadesini kulla narak, ilgili tüm kesimlere barış ve hu zur çağrısında bulundu. Sanatçı, “Uma rım bir biçimde tüm bu duygulanımla rı olumlu bir yöne taşımayı başarabilir ve dünyamızı sahiden değiştirecek bir şeyler yapabiliriz” şeklinde konuştu. Cazda iki usta için onur gecesi İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 19 yıldır Garanti Bankası desteğinde düzenlenen 23. İstanbul Caz Festivali’nin ödül gecesi, önceki akşam Avusturya Başkonsolosluğu, Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde yapıldı. Festivalde bu sene “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” cazın iki duayen ismine takdim edildi. Özdemir Erdoğan’a ve saksofon ustası Ergüven Başaran’a ödüllerini İKSV’nin Genel Müdürü Görgün Taner ve İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opcin verdi. Gece, Swing UNLTD ve Uninvited Jazz Band isimli sanatçıların konseriyle devam etti. 45 yıldan sonra Pompeii’deydi David Gilmour, İtalya’daki antik Roma şehri Pompeii’de ‘tarihi’ bir rock konseri verdi. Müzisyen daha önce 1971’de grubu Pink Floyd’la birlikte “Pink Floyd Live At Pompeii” adlı canlı konser filmi için tarihi amfitiyatroda sahneye çıkmıştı. Bu konserin ilk konserden farkı ise tarihi taş amfitiyatroda ilk kez dinleyicilerin önünde verilmiş rock konseri olması oldu. Çünkü ilk konserde hiç dinleyici yer almamış, grup konser filmine özel bir performans sergilemişti. Gilmour, yeni albümü “Rattle That Lock” dünya turu kapsamında eylül ayında beş gecelik bir konser dizisi için Londra’daki Royal Albert Hall’a yine konuk olacak. Küçük filmcilere Uludağ’da kamp 27yıldır hizmet veren Geleceğin Yıldızları’nın Film Kampı, bu sene Uludağ’da düzenlenecek. Kampa 13 16 yaş grubu gençler katılacak. 27 Temmuz’da başlayacak ve iki hafta sürecek olan kampta katılımcı küçük sinemacılara son teknolojiye ait kameralar ve bilgisayarlar verilecek. Her grup beş kişiden oluşacak, sinema konusunda deneyimli koçlar, gençleri eğiterek amatör ruhla bilgiyi projelerinde belki de ilk kez olarak bir araya getirecek. Bilgi: 0533 724 22 43 MEF ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ’NDEN 2547 Sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca tam gün görev yapmak üzere; Üniversitemizin İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümüne 1 Doç., İşletme Bölümüne 1 Yrd. Doç.; Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümüne 1 Yrd. Doç., İç Mimarlık Bölümüne 1 Yrd. Doç./Doç., Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalına 1 Prof., Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalına 1 Yrd. Doç., Medeni Hukuk Anabilim Dalına 1 Yrd. Doç. alınacaktır. İlgilenenlerin ayrıntılı bilgi için Üniversitemizin www.mef.edu.tr adresindeki ilan metnini incelemeleri duyurulur. www.mef.edu.tr • [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle