23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Haziran 2016 haber 10 EDİTÖR: ASLAN YILDIZ / CAN DOKER Sarraf yaldızlı kafes istiyor Dış politikada dört parmak hesabı Keşke dış politikada değişim dört parmak hesabının basitliğinde olabilseydi... Bakınız, dört parmak hâlâ havada. Lakin başlangıçta taşıdığı anlam değişti. Erdoğan’ın dört parmağı havaya ilk kez 2013’te kalktı. Mısır’da General Sisi, İhvancı Cumhurbaşkanı Mursi’yi 3 Temmuz’da darbeyle devirdi; arkasından İslamcılar Kahire’deki Rabiatül Adeviyye Meydanı’nda toplanarak direnişe geçtiler. Yaklaşık iki ay süren bu hareket kanla bastırıldı. Erdoğan, Sisi darbesini kendisine karşı yapılmış gibi yaşadı; iliklerinde, zihninde ve ruhunda hissetti. Haksız da sayılmazdı çünkü Sisi bu darbeyle sadece Mursi iktidarını değil, Erdoğan’ın Doğu Akdeniz Havzası’nı Tunus’tan başlayarak kuşatan bir İhvancı rejimler topluluğunun doğal lideri olma hayallerini de yıktı. Travma büyüktü. Erdoğan, Mısırlı İslamcıların Kahire’deki meydanın adı olan Rabia’nın Arapçada “dört” anlamına gelmesine atfen yaptıkları “dört parmak” işaretini benimsedi. Türkiye’de nereye gitse taraftarlarını dört parmakla selamlamaya başladı. Erdoğan, başparmağını açık duran avucunda gizleyip birbirinden ayırdığı dört parmağını havaya dikince, Mısırlı “dört parmak” Türkiye’de iç siyasetin günlük bir unsuru haline geldi. Zaten devri iktidarlarında, dış siyaset ile iç siyaset arasındaki ayrım çizgisi neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış, dış siyaset fazlasıyla kişiselleşmiş ve içeride iktidarın tahkimi için yapılır olmuştu. AKP dış siyasetinin hemen bütün netameli konuları birer iç politika pozisyonuna dönüştürülmüşlerdir ve bunları değiştirmenin bir iç maliyeti vardır. Öyle olmasaydı İsrail’le Hamas ve Gazze eksenli krizleri aşmak bu kadar güç olmazdı. Mısır’la Sisi darbesi nedeniyle kopan ilişkiler tamir edilebilirdi. Suriye’de Esad’ı devirmek için bu müflis politikalara yıllarca saplanıp kalınmazdı. Erdoğan’ın iç siyaseti neyse dış siyaseti de odur. Dört parmakta dört musibet vardır: İslamcılık, mezhepçilik, ayrımcılık ve sözde Osmanlıcılık... İç siyasete hâkim olan İslamcı ve otoriter zihniyet değişmediği sürece Türkiye’nin dış siyaseti hep çatışma ve kriz üretecektir. Çünkü iç siyasetin yaptığı bu... Yurtta kutuplaşma, cihanda kutuplaşma. Ve merak ediyorum, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dış politikada kangrenleştirdikleri bazı alanları kastederek, “Mutlaka birtakım değişikliklere gidilmesi gerektiği zaruri görülüyor” derken bunu başarmanın yolunu biliyor mu? Bu iş “dört parmak” hesabıyla yapılsaydı kolaydı. Hesapta ne oldu? Dört parmak inmedi, havada kaldı ama Rabia niyetine değil. Sahibi, parmaklara yüklediği anlamı değiştirdi. Eller şimdi havaya, Nazilerden mülhem “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” sloganlarının işaret ettiği mantık çizgisi üzerinden “tek lider” Türkiye’sine milleti alıştırmak için kalkıyor. Politika değişikliği tamam; maliyetsiz, temiz. Numan Kurtulmuş’un ağızıyla konuşan Saray’ın hesabı da bu basitlikte olsa gerek. Dış politikadaki fecaatin bütün vebalini, devirdiği Davutoğlu’nun sırtına yükleyip kurtulmak... “Dört parmak”ta hallettiği gibi. Ama olamaz. Beraberlerdi, her şeyi birlikte yürüttüler. Kimse “Davutoğlu tarafından kandırıldım” diyemez. Önce kafalar değişecek, ki imkânsız. Değişmeyen kafalar gitmediği sürece Türkiye’nin bataktaki dış politikası da değişmez. Kimse hayal görmesin, güzelleme yapmasın. Dört parmaktaki dört musibet gidecek, alternatif “dört parmak” gelecek... Bir: Cumhuriyetçilik, iki: Laiklik, üç: Kurumsallık, dört: Öngörülebilirlik. Kısaca “fabrika ayarları”. Alternatif dört parmak yoksa, dış politikada değişim de yok. Gezi şehidi Ayvalıtaş anıldı Gezi Parkı gösterileri sırasında 1 Mayıs Mahallesi’ndeki eylemde aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren Mehmet Ay valıtaş ile oğlunun acısına dayanamayarak hayata veda eden annesi Fadime Ayvalıtaş, mezarı başında anıldı. Baba Ali Ayvalıtaş oğlunun mezarı başında yaptığı konuşmada, “İnsanlık için mücadelemiz süMehmet Ayvalıtaş recek, ama ne adalet ne hukuk ne düzen kalmış. Faşist bir rejim var ve hiçbir davamız ilerlemiyor. Berkin Elvan’ın davası açılmadı, Ahmet Atakan’ın davası açılmadı, Abdullah Cömert’in davası sonuçlandı yargılanan polis Diyarbakır’da görev yapmaya devam ediyor. Ethem Sarısülük’ün katili Ahmet Şahbaz tahliye edildi” dedi. l İSTANBUL NYT’de ‘Zengin zanlıların yargıçlardan talebi: Beni yaldızlı kafeslere kapat’ yazısı dikkat çekti ABD’de tutuklanan Rıza Sarraf’ın dün kefalet duruşması için mahkemeye çıkmasından önce saygın New York Times gazetesinde “Zengin zanlıların yargıçlardan talebi: Beni yaldızlı kafeslere kapat” başlıklı bir yazı yayımlandı. İran’a ambargoyu delmekle suçlanan Sarraf’ın avukatları mahkemeye 10 milyon doları nakit olmak üzere 50 milyon dolar kefalet ödemeyi önermişti. Avukatlar bunun karşılığında Sarraf’ın New York’ta kiralaya cağı bir dairede elekronik kelepçeyle kalmasını istemişti. İranlı işadamının kaçmasını önleyecek gardiyanların parasını da yine kendisinin ödemesini teklif etmişlerdi. New York Times (NYT) “Bu talep gözüktüğü kadar anormal değil. Zenginler her zaman biraz daha farklı. Bir avuç yabancı zengin zanlı, kendi finanse ettikleri yaldızlı kafeslerde kalmayı teklif ederek mahkemeleri test ediyorlar” yorumunu yaptı. Gazete daha önce de Çinli mil yarder işadamı Ng Lap Seng’in 20 milyon doları hemen ödenmek üzere 50 milyon dolar kefaletle şehrin ortasında bir apartmanda GPS gözetimi altında yaşadığını hatırlattı. NYT “New York’ta binlerce tutuklu, en mütevazı kefalet bedellerini bile ödeyemedikleri için hapislerde çürüyor. Haliyle avukatlar, bazı tutukluların sahip oldukları finansal gücün yardımıyla hapishanede kalmamalarının açıkça haksız olduğunu savunuyor” diye yazdı. l Dış Haberler Aksünger: Türkiye’de yargı süreci başlamalı CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Rıza Sarraf’ın New York’ta tutuklu yargılanmasına ilişkin, “İçeride bir yargısal sürecin başlaması gerekir. Bu süreç başlamadığı sürece, biz o ABD mahkemelerinde alınmış kararların hepsine karşı savunmasız ve müeyyidelerle karşı karşıya kalacağız. Bu, büyük tehlike” dedi. Aksünger, parti genel merkezinde Sarraf davasına iliş kin basın toplantısı düzenledi. Aksünger, bankacılık sistemi ve bankalarla ilgili konuların, Amerikan mahkeme salonlarında “terörün finansmanı”, “kara para finansmanı noktasında” konuşulduğunu söyleyerek, “İddiaların altı doldurulursa yaptırımlar ve riskler, bu ülkeyi geri dönülmez sıkıntılar içine sokacaktır. Dışarıyla irtibatımızı kesebilecek kadar riskler vardır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Karar haftaya kaldıRıza Sarraf’ın kefalet talebinin görüşüldüğü duruşma 2.5 saat sürdü Duruşma boyunca tercüman kullanan Rıza Sarraf’ın ayaklarına bu kez pranga vurulmadığı dikkat çekti Beklenen Rıza Sarraf’ın kefalet talebi du ruşması (görüş mesi) New York Güney Bölgesi’ne İLHAN TANIR bağlı mahkeme salonunda yapıl dı. Mahkeme hâkimi Richard M. Berman, Sarraf’ın kefalet ta lebine önümüzdeki hafta karar vereceğini açıkladı. Duruşma yaklaşık 2.5 sa at sürdü ve Başsavcılık ile Sarraf’ın savunma ekibini temsilen Benjamin Brafman, daha önce mahkemeye sun dukları belgelerin can alıcı noktalarını bu kez bizzat sa vundular. Yoğun ilgi Duruşma salonu kalabalıktı. 70 civarında izleyici duruşmayı izledi. Yoğun bir gazeteci ilgisi olduğu, bir düzine kadar Amerikan gazetecinin duruşmayı izlediği görüldü. Mahkeme hâkimi Richard M. Berman, Sarraf’ın kefalet talebine önümüzdeki hafta karar vereceğini açıkladı. Hâkim Rıza Sarraf Benjamin Brafman Sarraf’ın avukatı Brafman, 55 dakikalık bir savunma yaptı. Hâkim Berman, kefaletle ilgili kararlarının onun suçlu olup olmadığı anlamına gelmeyeceğini söyledi. Hâkim Berman tam olarak kararını hangi gün açıklayacağını söylemedi. Kararın önümüzdeki hafta Pazartesi gününden itibaren çıkması bekleniyor. Savcı Bharara yoktu Mahkeme salonunda bu kez Başsavcı Preet Bharara bulunmadı. Savcılığı yardımcı sı Michael Lockard temsil etti. Zarrab’ın avukatı Brafman önce 40 dakikalık, ikinci turda ise yaklaşık 1015 dakikalık bir savunma yaptı. Savcı yardımcısı Michael Lockard ise 2025 dakikalık süre içinde suçlamaların ağır olduğunu ve Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmaması gerektiği ni savundu. Sarraf’ın karakter olarak, yanlış ve yalan bilgileri sunmasıyla bilindiği ve nihayet ülkeden kaçmasının engellenmesinin mümkün olmadığında ısrar etti. Bu kez pranga yok Savcılık, özel güvenlik şirketi tarafından sunulacak gö revlilerin kendi işverenini nasıl koruyacakları konusunda ciddi bazı sıkıntılar yaşayabileceğinde ısrar etti. Mahkeme salonunda bulunan Sarraf’ın bu kez ayaklarına pranga vurulmadığı dikkat çekti. Savcıdan yumuşak tavır Hâkim Berman, Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılma veya bırakılmama kararlarının onun suçlu olup olmadığı anlamına gelmeyeceğini hatırlattı. Taraflar, son iki hafta içinde mahkemeye sundukları dilekçelerinde bulunan belli başlı argümanları tekrar ettiler. Buna karşın savcılık temsilcisi daha yumuşak tavırları ile dikkat çekti. Tercüman kullandı Savunma Sarraf’a yapılan suçlamaların ‘savunulabilir’ olduğunu ileri sürerken, başsavcılığın Sarraf’ı tutuklu yargılaması için gereken şartları yerine getirmekten uzak olduğunu ve Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmasının bir ‘hakkı’ olduğunu ileri sürdü. Sarraf duruşma boyunca tercüman kullandı. l WASHINGTON Ali İsmail yaşasaydı bugün cüppe giyip kep atacaktıEKSOKRİAŞKENMHILİARDZ’DI E DAülni İdsamravileöGdüüll’üe DünİdsamravileöGdüüll’üe AliGDH“kİDsüaaomzensneadmauntailloeurPKkmipoolreiaalrzasnkAitnimeknMlGaekaünzaekcrnKYaaaeütadtıllşleetdYaümlımea.ryssDMÖıiinlücvednieYrsdüköiBlaeüEnarzresvidv’tıneenemdrmGiÖeeldünzGdi.gli’üüeCüzlraedlAnünelğileün”en Erdem Gül Şahap Korkmaz Can Dündar Utku Çakırözer Can Dündar, Ali İsmail fotoğrafının önüne karanfil bıraktı. Ali İsmail’in anma törenine siyasi partiler, sendika ve sivil toplum kuruluşları katıldı. CAN HACIOĞLU Gezi direnişinde öldürülen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, polisler ve eli sopalı esnaf tarafından dövülerek beyin kanaması geçirdiği Sanayi Kokak’taki ekmek fırını önünde anıldı. Anma törenine Hatay’dan gelen baba Şahap Korkmaz, ağabey Gürkan Korkmaz, gazetemizin genel yayın yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül, CHP Milletvekili Utku Çakırözer, siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yüzlerce kişi katıldı. ‘Annesi gelemedi’ Ali İsmail’in babası Şahap Korkmaz “Annesi gelemedi. Çünkü ağır geliyor burası. Ben tekrar buralarda, bu binalarda oturanlara sesleniyorum: Bu nokta, bakın kaç pence reden görülüyor? Burada oturanlar, evlat sahipleri nerdeydi acaba, Ali İsmail vurulduğunda? Çocuk denecek yaşta bir kişiye 78 kişi tarafından darp edilirken onlar hiçbir şey hissetmediler mi? İnsanlık adına bir ses çıkartsaydılar. Onun gerçek katili kimdir? Kendini biliyordur. İnşallah korkarak yaşayıp korkarak ölür” dedi. Gürkan Korkmaz da “Annemin o sözleri kulağımda çınlıyor. ‘Bu sene Ali İsmail mezun olacaktı. Ben mezuniyetini bekleyecektim. Ama şimdi katillerin cezalandırılmasını bekliyorum’ diyor annem. Ali İsmail bu sene mezun olacaktı. Kep atacaktı. Biz karanfil atmayacaktık. Cüppe giyecekti kefen giymek zorunda kalmayacaktı” dedi. Kalabalık fırının karşısında yere konulan Ali İsmail ’in fotoğrafının yanına kırmızı karanfiller bıraktıktan sonra dağıldı. l ESKİŞEHİR Akpınar Şehidin 4 yaşındaki kızı Minel babasını son yolculuğuna tabutunu öperek uğurladı. Nusaybin’de 2 şehit Mardin Nusaybin ilçesinde önceki gün PKK’lilerin tuzakla dığı bombanın infilak etmesi sonu cu yaralanan 12 güvenlik görevlisin den Uzman Çavuş Mehmet Akpınar (31) kurtarılamayarak şehit oldu. Yine Nusaybin’de Fırat Mahallesi’nde ope rasyona çıkan askerlerin geçişi sırasın da yola tuzaklanmış el yapımı patlayı cı infilak etti. Patlamada yaralanan 3 askerden Astsubay Arif Çakır, kurtarı lamayarak şehit oldu. Şehit Akpınar’ın cenazesi mem leketi Elazığ’da düzenlenen tö renin ardın dan gözyaşlarıy la toprağa veril di. Akpınar’ın Bir gözünü bir ay önce operasyonda yara kaybetti Silopi’de 23 Aralık 2015’te çocuğun elini nefesiyle ısıtan Jandarma Özel Harekât landığı, tedavisinin ardından yeniden görevine döndüğü ifade edildi. Bitlis’te Tabur Komutanı Bin köy korucusu başı Necmettin Tetik, Nusaybin’de Mehmet Akpınar’ın şehit olduğu patlamada yaralandı. GATA’ya kaldırılan Tetik’in sol gözünü kaybettiği belirtildi. Tuncay Aktaş (41), ara sokakta, kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısı sonucu şehit oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle