15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 28 Haziran 2016 6 10 Temmuz krizi haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Çankaya İlçe Seçim Kurulu’ndan, 10 Temmuz’da yapılması planlanan “tüzük ve genel başkan seçimli kurultay” için “Seçimli kurultay yapılamaz” kararı çıktı SELDA GÜNEYSU MHP’de kurultay süreci her geçen gün biraz daha “arapsaçına dönüyor.” Geçen hafta cuma günü üst kurul delegesi ve eski Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un “kurultayın ipta li” yönünde Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davada “19 Haziran’daki tüzük kurultayına ihtiyati tedbir” kararının yankıları sürerken, bu kez de Çankaya İlçe Seçim Kurulu’ndan muhalifler aleyhine karar çıktı. Kurul, “Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı kesinleşene kadar kurultay yapılamayacağına ve 10 Temmuz’da seçimli kurultay olamayacağına” karar verdi. 1 yılı bulabilir Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun bu kararının ardından da gözler genel merkeze çevrildi. Kurulun, kararını verirken Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden davayı anımsatması, muhalefet cephesinde, “hukuksuzluk” olarak nitelendirilirken, edinilen bilgiye göre davanın kesinleşmesinin bir yılı bulabileceği kaydediliyor. Kararın bir yıl sürmesi durumunda da genel merkez yönetiminin kurultay sürecinde elini güçlendiriyor. MHP kulislerinde karar, “Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun kararının ardından, genel merkezin kurultayı yapmıyoruz deme hakkına sahip olduğu” şeklinde yorumlandı. Ancak nihai kararı Bahçeli verecek. Bahçeli’nin kararını bugün yapacağı grup toplantısında açıklayacağı ifade ediliyor. Muhalefet cephesi Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun kararına YSK’de itiraz etti. Genel başkan adayı Meral Akşener’in avukatı Feridun Bahşi ise “Biz diyoruz ki genel merkez 10 Temmuz’da tüzüğü değiştirsin, 15 gün sonra genel başkan seçimli kongre kararı alalım. 25 Temmuz ya da 2 Ağustos’ta da buyursunlar, seçimli kongre yapalım.” Bahşi ayrıca Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “ihtiyati tedbir” kararına itiraz etti. Hasan Cemal’e Soruşturma Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapan T24 yazarı ve Bağımsız Gazetecilik Platformu P24’ün kurucu başkanı Hasan Cemal ile Haberdar.com Genel Yayın Yönetmeni Said Sefa, oyuncu Deniz Türkali, Alevi Piri Hasan Hayri Şanlı, HDP MYK üyesi Çilem Kü çükkeleş ve Dicle Anter hakkında ‘örgüt propagandası’ iddiası ile soruşturma açıldı. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde başlatıHasan Cemal lan ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına şimdiye kadar 55 kişi destek verdi. Açılan soruşturmaların 6’sı takipsizlik ile sonuçlanırken, 6 soruşturma davaya dönüştü ve son olarak da kampanya katıldıkları için Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yazar Ahmet Nesin ve gazeteci Erol Önderoğlu tutuklanmıştı. Gazeteci Hasan Cemal’e T24 sitesinde geçen yıl 12 Ağustos’ta yayımlanan “Akan kanın bir numaralı sorumlusu, Saray’daki Sultan’dır, nokta!” başlıklı yazısı nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. l İSTANBUL HATAY’DA İFTARDABtsaaephkçiezetkltiöii.fşKteaolrinpkuarşosmkgaernatmıhneınadrddiayıneddaeavdneiltBdliail.ehrçeelhi’iye Bahçeli: MHP düşmanlarıyla aynı safta toplandılar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önceki gece Hatay’ın Dörtyol ilçesinde iftara katıldı. MHP’deki kurultay süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, “Tuzağı gördük, maşaları tanıdık, arkasında duran güçleri, okyanus ötesinden hazırlanmış oyunları bozmak için ne gerekiyorsa yapmaya söz verdik, yemin ettik. Niyetlerini artık çok iyi bildiğiniz bazı şahıslar olağanüstü tüzük kurultayı yapmak için imza top ladı. Bunlar, MHP düşmanlarıyla aynı safta toplandılar. Pensilvanya’nın emir erliğine talip oldular. Paralel çetenin tetikçiliğine soyundular” dedi. MHP’nin 6. Olağanüstü Büyük Kurultayı’nın 10 Temmuz’da Ankara’da yapılacağını belirten Bahçeli, “Herkes bilsin ki, trenden inen bir daha binemeyecektir. İşte fırsat önümüzde, gelin hep beraber oyun ve nifak cephesini mahcup ve mağlup edelim. l DHA ChCeudmehfuarliydıet’irssldrSıemraannoğuieörynıamliidğcşnzdlheigeiuciblıemşpuniğöülulediadlurmu,inmvorrekşenYa;küeaiipofdhnmlkeltlaalleguuaoüaonylglrdçrğarmajieik,açıiazyıunknldtanüaeğaeaatmeyğdBnrtrtkı.oaıelk,iaa’sduısiBkynCcmhıuthgııiyliyçlnruadlnaeuöeGeealrmsleızrrir.cpğlfüueifhPiv,datılnrbaveu“ıKerbler,şiaaKarrdKruğTvirsilidsvyamı,ılaeiılutşinearoDelrrleıniieraintmlHkltba.arf’drdeau”SrK,n;uikavar.AaadPldukodsiğtzbegBeölureCkuscudoioğzlriâoşıasilsbdsid.ralşrta,uliereair Oğan: Aksaçlılar heyeti kuracağız Gaziantep’te önceki gece düzenlenen bir iftar yemeğine şilik bizim Aksaçlılar meclisimizin birer üyesi haline getirece katılan genel başkan adayların ğiz. Bu kurul Milliyetçi Hareket dan Sinan Oğan, MHP Genel Baş Partisi’nin en üst kurulu olacak kanı seçilmesi halinde Aksaçlılar tır. Bazen genel başkanı da kar heyetini kuracağını ve bu heye şısına alıp öğüt, nasihat edecek tin partinin en üst kurulu olaca tir. Bir muhalefet hareketi varsa ğını belirtti. Oğan, “Artık sloganlarla değil projelerle MHP’yi yö Sinan Oğan genel başkanla muhalefet hareketini böyle rahmet ayında bir neteceğiz. Aksaçlılar heyetini ku için çile çekmiş bazen, 80 önce araya getirecek. Ülkücüler so racağız ve bu toplum artık büyük sinde hapis yatmış 80 sonrasında runlarını iftar sofrasında çöze sözü dinleyecek. Geleneği parti ocaklarda, kadın kollarında okul bilir, bunun için mahkemeye gi mizde yaşatacağız. Gelenekle ge larımızda, il ve ilçe teşkilatları dilmesine gerek yok. Ülkücüler leceği kucaklaştıracağız. Bunun mızda hizmet etmiş büyüklerimi mahkeme kapılarına düşürül için Türkiye genelinde bu dava ze gideceğiz, bulacağız ve 200 ki meyecek” dedi. l DHA Ilfade ezIlyetIl Gazeteciler ifade vermeye geldi, savcı ifade almaktan vazgeçti Dava ve soruşturma baskısında olan Özgür Gündem gazetesine destek amacıyla başlatılan kampanyaya katıldıkları için ‘şüpheli’ olarak ifadeye çağrılan nöbetçi genel yayın yönetmenleri Nadire Mater, Tuğrul Eryılmaz, Yıldırım Türker ve Faruk Balıkçı, dün, ifade veremeden adliyeden ayrıldı. Çünkü, gazetecilere davetiye göndererek adliyeye çağıran savcı, ifade almaktan vazgeçti. Gazetecilerin ifadesi, Emniyet’te polisler tarafından alınacak. Gazeteciyazar Nadire Mater şunları söyledi: “Haber yapacağımız yerde burada ifade vereceğiz. Biz hak odaklı, barış odaklı habercilik yapıyoruz. Umarız barışın yaklaştığını duyuran haberlerimizi yaptığımız günler gelir. İnadına dayanışmayı sürdüreceğiz, inadına gazetecilik yapacağız.” Dayanışma vurgusu Gazeteci Faruk Balıkçı, gazetecilik mesleğinin önemli ayaklarından birinin dayanışma ol duğunu belirterek, dayanışma için yayın yönetmenliği yaptığını ifade etti. Gazeteci Tuğrul Eryılmaz da, gazetecilik mesleğinin gördüğü baskılara üzüldüğünü belirterek “Tek derdimiz doğru düzgün gazetecilik yapmayı becerebilmek” dedi. Gazeteci Yıldırım Türker ise şu an aktif olarak gazetecilik yapmadığını ancak gazetecilerle her zaman dayanışma içinde olduğunu söyledi. Türker, dayanışmanın yükseltileceğini dile getirdi. l İSTANBUL Fincancı koğuşa alındıTHECARFBTİİTRATDEYIRDİ Nesin Fincancı Önderoğlu Özgür Gündem gazetesi tarafından başlatılan Nöbetçi Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan ve “terör propagandası” yaptığı iddiasıyla tutuklanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TiHV) Başkanı Prof. Şeb nem Korur Fincancı, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tek başına tutulduğu hücreden çıkarıldı. Prof. Fincancı, kadın tutsakların kaldığı koğuşa alındı. Fincancı’nın Evrensel’de yayımlan yazısında “Yalnızlığa da pek itirazım olmadığından, önüme sürü len ‘tek kalmak istiyorum’ yazısını imzalayıverdim. Sonra. Sonra tüm o tecrit, F tipi uygulamalarına karşı mücadelemizi, yalnız benim ömrüme sığan yüzlerce ölümün bu uğurda olduğunu düşününce, nasıl bir hata yaptığımı fark ettim” diye yazmıştı. l İSTANBUL Muhafazakâr blokun yükselişi: Başımıza ne çorap örülecek? Derin belirsizliklerde, bilgiçlik taslamaktan çok sorularla ilerlemek daha hayırlıdır. İngiltere’de referandum sonucu, muhafazakârlığın yükselişinin güçlü işaretlerinden biri deniyor. Kanıt çok. Macaristan, Polonya, Avusturya! Fransa! Tabii ki ABD’de katilliği üst politika düzeyine yükseltmeye soyunmuş, işadamı kılıklı çirkinlik abidesi bir de adam var. İngiltere Trump örtüşmesi İngiltere’de referandumun sonucu ile ABD’de karanlık adamın yükselişinin zamanlama örtüşmesi rastlantısal mı? Olabilir. İngiltere eğer “çıkış”ı gerçekleştirirse, sadece AB’de değil, aynı zamanda dünyada da yeni durum yaratacak. ABD, eğer bu çirkin adam başkanlığa oturursa, şüphesiz ki benzer yeni bir durum yaratacak. Bu “yeni durum”da, ikisi arasında bir ortaklık olur mu? İngiltere Trump’a mı hazırlanıyor? Trump, eğer bunca melun açıklamalarını salt başkanlığa gelmek için sarfettiyse.. ve Amerika’nın temsili sistemi onun elini kolunu bağlamakta aciz kalırsa... Dünyanın başına nasıl yeni bir kumpas örülür? İkili, dünyada hangi gelişmenin motoru olur? İngiltere ile ABD genellikle eşgüdümlü davranır. Ada’nın bir ayağı Avrupa’da, ama diğer uzun ve ağır ayağı ise ABD’dedir. Ada, ABD’nin tüm küresel politikalarının tam ve baş destekçisi olmuştur. İster muhafazakârlar iktidarda olsun ister “İşçi” Partisi. Corbyn’nin önü kesilir mi? Bir soru daha: İngiltere’de İşçi Partisi’nin başına, iktidarların bugüne kadarki poitikalarını ağır eleştiren, reddeden, her şeyi altüst etmeye hazır tam alternatif bir başkan seçildiğini unutmayın: Jeremy Corbyn! Öyle ki, İngiltere’nin yozlaşmış ve kaşarlanmış siyasalekonomik ve hatta askeri eliti, Corbyn için, iktidara gelse bile hangi araçla olursa olsun onu alaşağı etmek gerekir, bile demektedir. İngiltere’de muhafazakârların bu atağı ile işleri karıştırıcı Corbyn’nin yükselişi ve iktidar seçeneği oluşturması arasında bir ilişki kurabilir miyiz? Muhafazakârlar, seçmen nezdinde, Corbyn ve İşçi Partisi’nden rol çalıyor (öncelikle, seçmeni kütlesel olarak çalmak bağlamında) olabilirler mi? Özetle, dünya yeni ve büyük bir muhafazakâr blok ve yönetimi ile mi karşı karşıya? Eğer İngiltere ayrılırsa, AB içinde yeni bir yapılanmasaflaşma olacaktır. AB halkı henüz AB’liliği içselleştirebilmiş değildir. AB ülkeleri arasında milli çıkarları uzlaştırma politikaları, henüz ülkelerin milli çıkarlarını koruma ve çoklaştırma politikasını aşamamıştır. İlginç kamuoyu sonuçları Önümdeki AB çekirdek ülkelerinde yapılan bir kamuoyu araştırmasının (PEW) sonuçlarına bakıyorum: 1 Brüksel’e verilen bazı yetkiler milli hükümetlere geri verilmeli: Yüzde olarak: Yunanistan 66, İngiltere 65, İsveç 47, Hollanda 44, Almanya 43, Macaristan 40, İtalya 39, Fransa 39, Polonya 38, İspanya 35. 2 Ulusal hükümetlerin bir kısım yetkileri daha Brüksel’e geçmeli: Yüzde olarak: Yunanistan 8, İngiltere 6, İsveç 13, Hollanda 24, Almanya 26, Macaristan 17, İtalya 21, Fransa 34, Polonya 9, İspanya 30. İki sorunun sonuçları da çok önemli. Ulusal hükümetlere bazı yetkilerin geri verilmesini İngiltere öteden beri istiyor. Ama tüm ülkelerde bu talebe destek veren ülkelerde, en düşük oran yüzde 35, yani aslında güçlü bir talebi görüyoruz. Brüksel’in çuvalladığı nokta burası. Brüksel çok eleştirildi. Ama bu sonuçlara poposunu döndü. Ulusal hükümetlerin bazı yetkilerinin neden Brüksel’in elinde olması gerektiği konusunda, AB’nin inandırıcı olamadığı görülüyor. İngiltere’nin uyarısı çok sert oldu! İlginç bir şekilde, Brüksel’e daha çok yetki verilmesini isteyen halk yüzdelerine, kesin ve tartışmasız Avrupa Birliği yurttaşları gözüyle bakılabilir. Ama bu oranlar AB için yeterli hiç değil. Bir başarısızlık ortada. Şimdi yaşamakta olduğumuz muhafazakâr dalga, AB içinde nasıl yeni bir yapılanma yaratır? Bu dalganın halk üzerinde etkileri konusunda neler söylenebilir? Daha çok savaşan bir dünyaya mı yelken açıyoruz? YÖK’te barış krizi Barış Bildirisi’ne imza atan 35 akademisyene savunma için davetiye gitti. Akademisyenler disiplin yönünden soruşturulacak ama YÖK bu konuda yetkisiz SİNAN TARTANOĞLU YÖK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepki gösterdiği Barış için Akademisyenler bildirgesine imza atanlar için harekete geçti. 17 üniversiteden 35 akademisyenle ilgili soruşturmalar YÖK’e iletildi. YÖK, akademisyenleri 20 Temmuz’da savunma için çağırdı. 35 akademisyen hakkında hazırlanan dosyalarda “devlet memurluğundan çıkarma cezasının” önerildiği belirtildi. Ancak disiplin soruşturması dosyaları üzerinde bir “hukuk krizinin” yaşandığı ifade edildi. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce aldığı bir karara göre, YÖK’ün disiplin yönetmeliği hükümlerine göre soruşturma başlatması ve soruşturma sonucuna göre disiplin cezası vermesinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Buna karşı ise soruşturmaların disiplin yönetmeliği üzerinden değil 657 sayısı Devlet Memurları Yasası’na göre yürütülmesi formülü geliştirildi. Söz konusu AYM kararı gereğince, disiplin hükümlerinin YÖK Yasası’na eklenmesini içeren yasa tasarısı dün TBMM Eğitim Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Tasarı, YÖK Başkanı’na akademisyenler için ücretten kesme, kademe durduma, kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren tüm eylemlerle ilgili doğrudan soruşturma açma yetkisi veriliyor. l ANKARA Yamanlar olayı ilk değil İzmir Bayraklı’ya bağlı Yamanlar semtinde yaşamını yitiren Alevi yurttaşın cenazesinin camiden duyurulmasında “cemevi” kelimesinin kullanılmaması konusu yeni bir boyut kazandı. Alevi yurttaşların yoğun yaşadığı Narlıdere’deki cami lerde de yaklaşık 8 yıldır cemevi denmediği ortaya çıktı. Alevi Bektaşi Derneği Narlıdere Şube Başkanı Mustafa Aslan, “Bu sadece Yamanlar, Narlıdere’de değil Türkiye’de yıllardır uygulanan bir politika” dedi. l YUSUF ÖZKAN/İZMİR C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle