Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Salı 28 Haziran 2016 10 İsrail’le anlaşmaya dair yalanlar ve gerçekler Dün Başbakan Binali Yıldırım’ı İsrail’le anlaşma hakkında beklenen basın toplantısını yaparken izledim... Sorulara yüzeysel retoriğin ötesine geçen bir yanıt vermemesini dosyaya olan “yabancılığına” bağladım. Başbakan birkaç kez altını çizerek, “Ambargo Türkiye’nin öncülüğünde kalkmış oluyor” deyince “bilgisizliği” hakkındaki kanaatim yerleşti. Söyledikleri doğru değildi ve kamuoyunu yanıltıcı mahiyetteydi. Gerçek ise şuydu: Türkiye ve İsrail arasında, 31 Mayıs 2010 tarihli “Mavi Marmara olayı”ndan kaynaklanan krizi çözen anlaşma, Erdoğan’ın “deniz ablukasının kaldırılması” önkoşulundan vazgeçmesi sayesinde mümkün olabilmiştir. Gazze’ye deniz ablukası yerinde duruyor. Kalkmayacağını Türkiye’deki siyasal İslamcı iktidar da en başından beri biliyordu. 2011’de Arap Baharı ülkelerindeki sözde “siyasal İslamcı uyanış”a önderlik edip Doğu Akdeniz havzasında Tunus’tan Suriye’ye uzanan bir İhvancı ülkeler kuşağı oluşturmak gibi hülyalara kapılmışlardı. İşte o koşullarda Arap sokağına “İsrail ile anlaşan ülke” gibi görünmek işlerine gelmedi. Bu maksatla “deniz ablukasının kaldırılması”nı İsrail’le Mavi Marmara anlaşmasının üçüncü resmi koşulu haline getirdiler. İlk ikisi malum, özür ve tazminat idi. Erdoğan ve Davutoğlu ikilisinin amacı, İsrail’le ilişkileri, çözümsüz Gazze’ye ipotekleyip sürekli bir kriz ve soğuk savaş durumunda tutmaktı. Lakin 3 Temmuz 2013’te Mısır’daki Sisi darbesi, Erdoğan’ın “Müslüman Kardeşler konfederasyonu”nun lideri olma hayalini Akdeniz’e gömdü. Nihayet 2015’in Eylülü’nde Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi neticesinde Erdoğan, Şam’a karşı sürdürdüğü vekâleten savaşı kesin olarak kaybetti. İsrail’le ilişkileri krizde sabitlemek artık fevkalade lüzumsuz bir hal almıştı. Erdoğan, taslağı üzerinde aslında 2011’in Haziranı’nda genel hatlarıyla mutabık kalınmış olan özür ve tazminat anlaşmasına bu nedenle rücu etti. Bu noktadan sonra bütün mesele ablukanın kaldırılması koşulundan çark etme manevrasının, AKP seçmenine nasıl yutturulacağında düğümleniyordu. Bu seçmen, Hamas odaklı dış politika yıllarından bu yana tırmandırılmış ve hatta antisemit bir karakter kazanmış olan söylemlerin etkisinde Türkiye’nin yeni ölümcül düşmanının İsrail olduğuna iyiden iyiye inandırılmışken, rejimin işi kolay değildi ve zamana ihtiyacı vardı. İşte bu amaçla, dünkü Binali Yıldırım da dahil olmak üzere iktidarın sözcüleri, “ablukanın kaldırılması” önkoşulunu zamanla “ambargonun kaldırılması”na çevirdiler. Seçmenlerinin “ambargo” ile “deniz ablukası” kavramları arasındaki farkı tefrik edemeyeceğini varsaydıklarından olacak, onları kandırmayı denediler. Şimdi bir an için, söz konusu “deniz ablukası” koşulunun gerçekten de “kara ambargosunun kaldırılması”na dönüştüğünü varsayalım... Türkiye ile İsrail arasında varılan anlaşmanın cüzü içinde yer aldığı dün Binali Yıldırım tarafından açıklanan insani yardımlar sayesinde de bu ambargo kalkmış olmuyor. Buna göre bir Türk gemisine Gazze için yüklenen 10 bin ton insani yardım malzemesi İsrail’in Aşdod Limanı’na boşaltılacak ve ilaveten Gazze’de elektrik, su ve sağlık tesisleri kurulacak. İsrail Gazze’de halen uyguladığı esnek ve kısmi ambargo rejimini Türkiye’den gönderilen yardımın ulaşması için daha da esnetecekse amenna... Ambargo bu anlaşma sayesinde gerçekten de bir süreliğine hafifletilmiş olur. Ancak bu yardım, İsrail’in güvenlik tehdidi değerlendirmelerine göre kapsamını gözden geçirebildiği mevcut ambargo rejimine tabi olunarak yapılacaksa, değişen bir durum yok demektir. Dolayısıyla Başbakan’ın sözleri şimdilik iddia olmaktan öteye gitmiyor. “Normalleşme” de başka bir sahte kavram. Türkiye ve İsrail’de, kendi tarzlarında aşırıcı olan bu iki iktidar varken, karşılıklı güvensizlik her alanda bu kadar derinken, büyükelçi atamakla ilişkiler normalleşmez. Büyükelçi teatisi kozmetik bir adımdır. Normalleşme için iyi niyet, kararlılık ve uzun yıllar gerekir. Ve bu arada ekonomik işbirliğinin kurumsallaştırılması, politik diyalog, stratejik ve askeri konularda işbirliği lazımdır. Düşmanca söylemlere kalıcı biçimde son verilmesi önkoşuldur. İSRAİL BASINI: Teslim koşulları Jerusalem Post gazetesi yazarı Ariel Ben Solomon, Türkiye’yle varılan anlaşmada kazananların Türkiye ve Hamas olduğunu söyledi ve anlaşmayı “Erdoğan için zafer” olarak tanımladı. Times of İsrael, “Türkiye diplomatik zafer kazandı” başlığını attı. Haber sitesi Ynet.news ise “Teslim Koşulları” başlıklı yazıda, “İsrail hükumetinin Türkiye’ye teslimiyet anlaşmasını onaylaması üzüntü verici. Bir devletten özür dileyip, tazminat ödemeyi kabul ediyorsanız suçlu olduğunuz anlamına gelir. Türkiye ile ilişkilerimiz önemli ama ulusal haysiyetimiz de önemli” ifadelerini kullandı. Haaretz gazetesi “Altı yıl geç kalınmış bir anlaşma. İsrail aynı koşulları Mavi Marmara saldırısından hemen sonra yerine getirebilirdi” yorumunu yaptı. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN SARTLI BARISTÜRKİYE VE İSRAİL ARASINDAKİ MUTABAKATIN DETAYLARI AÇIKLANDI İsrail 20 milyon dolar tazminat Türkiye, Hamas ile ilişkisini ödeyecek, Türkiye’de İsrailliler kesmedi. İsrail’e tehdidi hakkındaki davalar düşecek. önlemeyi kabul etti. İsrail, Türk gemilerinin Gazze limanına girmesine izin vermedi. Türkiye ablukayı delemedi. Türkiye ve İsrail, Gazze ablukasına karşı koymak için yola çıkan ve Ankara’nın çıkışına engel ol madığı Mavi Marmara gemisine, 31 Mayıs 2010’da İsrail askerleri tara fından düzenlenen operasyonun ar dından bozulan siyasi ilişkileri nor malleştirmek için mutabakata var dı. Önceki gün parafe edilen anlaş ma metinleri dün iki ülkenin başbakanları tarafından eşzamanlı olarak DUYGU GÜVENÇ kamuoyuna açıklandı. İsrail, 20 mil yon dolarlık tazminatı Türkiye’ye anlaş manın onay süreci tamamlandıktan son ra, İsrail askerleri aleyhine açılan dava ların düşmesiyle yatıracağını açıklarken, anlaşma metninde Hamas’ın adı yer al madı. Onun yerine ‘örgütlerin İsrail’e yö nelik faaliyetlerinin önlenmesi’ ifadeleri yer aldı. Hükümet, Gazze limanını dün yaya açma, yani ablukayı kaldırma haya NECATİ line ise veda etti ve Aşdod’dan yıllardır SAVAŞ sürdürdüğü yardımlarını ‘kazanç’ olarak sundu. İşte mutabakatın detayları: Önce onay, sonra imza Mutabakat metnine bugün saat 11.00’de Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Tel Aviv’de de İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold imza atacak. İsrail, 20 mil Normalleşmenin devamıİsrail’le varılan mutabakatın detaylarını Başbakan Binali Yıldırım açıkladı. karşılıklı gayretle orantılı yon dolarlık tazminatı, Türkiye’deki onay süreci tamamlandıktan sonra yatıracak. Onayla birlikte İsrail askerleri aleyhine Türkiye’de açılan davalar düşecek. Başbakan Binali Yıldırım, İsrail ile varılan mutabakatın ayrıntılarını açıkladı. Yıldırım’ın kullandığı ifade ihtiyacının karşılanması için çalışmalar yapılacak. 200 yataklı Filistin Türkiye Dostluk Hastanesi’nin bir an önce hiz Hamas formulü Türkiye, Hamas ile ilişkisini kesmeyeceğini İsrail’e kabul ettirdi ancak anlaşma metninde İsrail’in terörist olarak tanımladığı Hamas kelimesi yerine ‘örgütlerin silahlı faaliyetlerinin önlenmesi’ne yönelik muğlak ifadeler yer aldı. Bu da Türkiye ve İsrail’e mutabakatı kendi kamuoylarına istedikleri gibi sunma olanağı verdi. İsrail, Türkiye’den Hamas’ın kendisine yönelik faaliyetlerine izin verilmeyeceğine dair hükmü anlaşmaya koydurduğu görüşünde. Hamas’ın Türkiye’de ofisinin olup olmadığı tartışmalarına ise Yıldırım yeni bir tartışma ekledi: “Tabii ki Türkiye’de Filistin ile Türkiye’nin ilişkilerinin takip edilmesi için gerekli diplomatik mekanizmalar eskiden olduğu gibi bundan böyle de olmaya devam edecek.” ler Ankara’nın anlaşmaya yüklediği anlamı da ortaya çıkardı. İşbirliğinin devamı “iki ülkenin göstereceği gayretle doğru orantılı.” Gazze’ye yönelik ambargo “Türkiye’nin öncülüğünde kaldırılmış oldu” ve her şey “Türkiye’nin gözetiminde ve kontrolünde” olacak. İsrail sadece “süreci kolaylaştıracak.” Yıldırım’ın abluka için kullanılan “hafifletme” ifadesinin “ablukanın tanınması” anlamına geleceği eleştirisine de, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “abluka devam edecek” sözlerine de yanıtı “Kim ne derse desin” oldu. Yıldırım, anlaşmanın detaylarını Netanyahu ile aynı saatte Çankaya Köşkü’nde düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları şöyle: Ambargo Türkiye’nin öncülüğünde kalkacak: Cuma günü ilk gemimiz İsrail Aşdod Limanı’na 10 bini tonu aşkın in mete alınması da anlaşılan diğer bir husus. TOKİ’nin konut projesinin de önünü açmış oluyoruz. Hamas ile diplomatik ilişki: (Hamas nasıl formüle edildi sorusu üzerine) Filistin ile Türkiye’nin ilişkileri için gerekli diplomatik mekanizmalar eskiden olduğu gibi olmaya devam edecektir. Kim ne derse desin: (Netanyahu’nun ‘abluka devam edecek’ açıklaması) Biz ilişkilerin normale dönüştürülmesini konuşuyoruz. Normalleşme bir kere başlasın. Hangi konuda ne kadar işbirliği yapacağımız, iki ülkenin gayretleri ile doğru orantılı. Şimdiden konuşmanın anlamı yok. Kim ne derse desin sonuç Gazze’de temel ihtiyaçlarını karşılayamayan kardeşlerimize erişimin sağlanmasıdır. (Ambargonun hafiflemesi tanınması anlamına gelmez mi, sorusu üzerine) Oradaki insanların dünya ile Gazze’ye değil Aşdod’a İsrail ablukayı kaldırmadı; tüm ülkelere tanıdığı izin çerçevesinde Türkiye’ye de kendi denetimindeki Aşdod limanına insani yardım gönderme izni verdi. Türkiye, 2010’da sani yardımla hareket edecek. Yardımlar AFAD koordinasyonunda olacak. Oradaki ambargo da Türkiye’nin öncülüğünde büyük ölçüde ortadan kalkmış oluyor. Hastane ve TOKİ konutları: Gazze bölgesi başta olmak üzere elektrik, su ilişkisi yok. Ölüm kalım mücadelesi veriyorlar. Türkiye bir kez daha mazlum, mağdur insanların hamisi olduğunu ortaya koymuştur. Kim ne derse desin mutabakatı önemsiyoruz. l ANKARA/Cumhuriyet Gazze’ye ablukasının kalkmasını is ler de yapıyor. Yıldırım Türkiye’nin ‘gö sad Şefi Yossi Kohen bir araya geldi. İs terken, Başbakan dün “Mavi Marma zetiminde ve kontrolünde’ yardımın ile rail basını Türk istihbaratının kayıpla ra ile Gazze bölgesi başta olmak üze tileceğini söylerken, İsrail bu kontrolün rın bulunması için güvence içeren mek re Filistin’e topyekun uygulanan ambar ancak Mersin’de yapılabileceği Aşdod’da tup verdiğini duyururken görüşmenin go Türkiye’nin öncülüğünde büyük öl ise bir Türk yetkiliye kontroldenetim iz de Türkiye’de yapıldığı iddia edildi. Ay çüde kalkmış oluyor” dedi. Yıldırım, ni verilmeyeceği görüşünde. nı gün İsrail başbakanlığı Gazze’de öl abluka kelimesini telaffuz etmezken Türkiye’nin yapacağını duyurduğu yar MİTMossad mutabakatı dürülen askerleri Oron Shaul ve Hadar Goldin ile Gazze’de tutulan iki İsrailliyi dımlar yıllardır devam eden projeler ve Mutabakata imza atılmadan önce getirmek için girişimlerini sürdürdüğü benzerlerini Katar, Almanya gibi ülke MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Mos nü duyurdu. l ANKARA Kim ne istedi, kim ne aldı?6GYHEIİLRKLİÂLIKİYMEİSNİ İsrail ve Türkiye arasındaki gerilim 2009’daki Davos Zirvesi ile açığa çıkmıştı. Erdoğan’ın ‘one minute’ sözlerinin ardından ilişkilerde tamir çabası sürerken, Türk Büyükelçi’nin ‘alçak koltuk’ta ağırlanmasıyla gerilim tırmanmıştı. Oysa Türkiye’nin Hamas liderini Ankara’da ağırlamasıyla başlayan ve adım adım ilerleyen kriz de ilişkilerde bir dönüm noktasını oluşturdu. İşte 6 yılın hikâyesi: 31 Mayıs 2010’da Türkiye’den Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail’in düzenlediği operasyonda 10 kişi öldü. BM Güvenlik Konseyi, Türkiye’nin “acil” çağrısı üzerine toplandı ancak bir karar almadı ve sadece kınamaya yönelik bir açıklama yapıldı. Tel Aviv’deki büyükelçisini çeken Türkiye, ilişkilerin nor malleşmesi için resmi özür, öldürülenler ve yaralananlar için tazminat ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasını istedi. BM: İsrail haklı BM Soruşturma Komisyonunu kabul etti. Palmer Raporu 2011’de açıklandı. Raporda, İsrail komandolarının kendilerini korumak için güç kullanmaları gerektiği ve Gazze ablukasının yasal olduğu belirtildi. Buna karşın İsrail askerlerinin aşırı ve mantıksız güç kullandığı vurgulandı. Rapor, İsrail’e üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması ve tazminat ödemesini tavsiye etmişti. İki taraf da raporu reddetti. Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ikinci kâtip düzeyine düşürdü. İsrail Büyükelçisi’nin Türkiye’den ayrılması istendi. Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için her türlü önlemi alma kararı verildi ABD Başkanı Obama’nın araya girmesiyle, İsrail Başbakanı Netanyahu 22 Mart 2013’te, Erdoğan’ı arayarak İsrail adına Türk halkından özür diledi ve tazminat ödenmesini de kabul etti. Ablukadan kısıtlamaya Ardından iki ülke arasında görüşmeler başladı. Netanyahu’nun özel temsilcisi Joseph Ciechanover ve Feridun Sinirlioğlu 3 yıl boyunca hep gizli buluştu. Türkiye, Gazze’ye İsrail’in uyguladığı ablukanın kaldırılmasını istedi. Resmen açıklanan bu talep, zamanla ‘ambargoya’ son olarak da ‘kısıtlamaların kaldırılmasına’ dönüştü. ATİLEEPLKEİRLİ ‘Allah’a havale ediyorum’ Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmaya Mavi Marmara’da hayatı kanı Erdoğan olmak üzere yetkililer bizlere birtakım sözler verdi. Söz verip tut nı kaybedenlerin aileleri tepki göster mayanları Allah’a havale ediyoruz” dedi. di. Operasyonda eşi Çetin Topçu’yu kay Meydan gazetesinin haberine göre, öldü beden Çiğdem Topçu, “Filistin ve Gaz rülen İbrahim Bilgen’in oğlu İsmail Bil ze üzerindeki ambargo kalkana kadar gen, “Anlaşma ambargoyu hukuki zemi yapılan hiçbir anlaşmayı kabul etmi ne taşır nitelikte. Gazze üzerindeki ab yoruz. Biz, bize yapılanları unutmadık. luka kaldırılması dışındaki hiçbir anlaş Unutanlar utansın! Başta Cumhurbaş mayı kabul etmiyoruz” dedi. İöMedHvldkaadruaaaiürsşelykvHnaslmnolairtatrtMdaaİr’kuaHhıaydannzaülnçH;barıınaem‘,uvvİGdnsİeal‘asöıarnezğrraİlezgdsdaaıizelr’üiibe’nllatnlç’ereelıiümaenmlle’iörbireynüGeçtrlpauyitmzalaüepe.kıkzsncnıaBzplkeeapiseiaearnknı’rnçry:lFlaleeçıaıeinkslİrınariıplsissniaTlnnelatımaükirifeşnökerdmakadraudkdikiçaenyyeaaityreuilayıiıak“rmoriltdşİl’lraska”i’ug’yrrartdlıa.aalıareenfiAşdvleırn’inıbnarizniıoieltdlii. Sıra Rusya’da Yıldırım, “İsrail’den sonra Rusya ile de benzer bir yumuşama olur mu” sorusuna, “Güzel gelişmeler var. Yakın zamanda bunları da milletimizle paylaşacağız” karşılığını verdi. Alman milletvekillerinin İncirlik ziyaretinin, soykırım kararının ardından “uygun görülmemesi” üzerine Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in İncirlik’i ziyaretinin gündeme gelmesi de Yıldırım’a soruldu. Yıldırım, “Türkiye izin verecek. İncirliği rahatlıkla ziyaret edebilir” dedi. Netanyahu, İtalya Başbakanı Renzi ile görüştü. Netanyahu: Gazze ablukası devam ediyor İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Türkiye ile varılan anlaşma konusunda yaptığı açıklamada, İsrail’in denizden Gazze’ye yönelik ablukasının devam edeceğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Roma’da bir araya gelen Netanyahu, basın toplantısında Gazze ablukasıyla ilgili olarak “Bu bizim için üst düzey bir güvenlik meselesi. Bu konuda taviz vermek istemedim. Bu Hamas’ın güçlenmesini engellemek için gerekli bir şeydi ve bugün de öyle” diye konuştu. Türkiye’nin İsrail limanları üzerinden Gazze’ye yardım yapmasına izin verileceğini söyleyen Netanyahu, anlaşmayla beraber Türkiye topraklarından İsrail’e yönelik herhangi bir terör eyleminin engelleneceğini ifade etti. Anlaşmanın İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihracatına da olanak tanıyacağını belirten İsrail Başbakanı, “Bu anlaşma olmasaydı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak imkânsız olurdu” diye konuştu. İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ise anlaşmanın İsrail’in çıkarlarına uygun olduğunu belirterek iki ülkenin gelecekte iyi bir işbirliği kuracağına inan dığını söyledi. l Dış Haberler Kılıçdaroğlu: FİYASKO CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye ile İsrail arasın da varılan mutabakat çerçevesinde, AKP’nin ve Saray’ın İsrail politikasını “fiyasko” olarak nitelendir Kılıçdaroğlu di. Sözcü’nün haberine göre Kılıçda roğlu, “İsrail anlaşması da Rusya’ya mektup da fiyasko” dedi. Benzer bir fiyaskonun, Rusya ilişkileri konusunda da yaşandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Büyük lokma ye, büyük laf etme. Çok büyük laflar ettiler. Şimdi sonucunu görüyorsunuz” dedi. Kılıç daroğlu, Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin “taviz üzerine taviz verdiğini” ve “her türlü tavizi verebilecek konuma geldik lerini” de dile getirdi. “İsrail’le bütün ya şananlar 20 milyon Dolar içinmiş” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Rusya için de büyük laflar ettiler. Başbakan ve Cumhurbaşkanı, ‘uçak benim talimatımla düşürüldü” yarışına girdiler. Şimdi, Erdoğan’ın Rusya’ya ‘üz günüm’ yazdığı mektubu, Kremlin söz cüsünün açıklamasından öğreniyoruz. İsrail mutabakatını da İsrail basınından öğrendik. Acı olan, dış politika ile ilgili değişikliklerin, Türk kamuoyundan sak lanması. Yaptıklarının yanlış olduğunu onlar da gayet iyi biliyorlar.” l ANKARA C MY B