16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 28 Haziran 2016 4 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Ulusal pişmanlık Adam canhıraş biçimde yakınıyordu: Elim kırılaydı da ona oy vermeyeydim! O sırada düşündüm, eğer Tanrı bütün verdiği oydan pişman seçmenlerin duasını kabul etseydi, Türkiye çolaklar ülkesi haline gelirdi. 23 Haziran halkoylamasında, AB’den ayrılma kararı veren İngiltere’nin durumu da aynen bu. 23 Haziran halkoylaması günüydü. 24 Haziran ise ulusal pişmanlık günü oldu. İngiltere’de insanlar, hem yönetime, hem de AB’ye tepkiliydiler. Yönetimin AB karşısında İngiltere’nin çıkarlarını yeterince savunamadığı, Brüksel’den alabileceklerini alamadığı, Brüksel’in de, İngiltere’den sağladığı gelirlere karşın Ada halkına yeterince kaynak ayırmadığı için (bu savın doğru olmadığı açıklandı) tepkiliydi İngilizler. Bu tepki sandığa “AB’ye hayır” şeklinde yansıdı, sonuçta karar AB’den çıkış olarak tecelli etti. Zaten Avro ve Schengen bölgesine dahil olmayan, İngiltere’nin şu aşamada AB’den ayrılması pek akıl kârı görünmüyordu ve nerelere kadar varacağı belli olmayan çok vahim sonuçlar doğurabilirdi. 23 Haziran’da ayrılık oyu verenlerin bir bölümü de, ertesi gün bu gerçeği görüp pişmanlıklarını dile getirdiler. Referandumun yenilenmesini talep eden pişmanlık dilekçesi imzacıları şimdiden 3 milyonu buldu HHH “Hayır”cıların çoğunluğu almasına etken olan amillerden biri de, eski günlere duyulan özlemdi. Bu özlemin peşinde koşanlar, hemen gördüler ki Avrupa’dan ayrılmak İskoçya ve K. İrlanda’nın da Avrupa’yı tercih etmeleriyle Birleşik Krallık’ın sonu olabilirdi. Avrupa’dan ayrılmak, İngiltere’de çeşitli kesimlerin ekonomik çıkarlarıyla da çelişmekteydi. İngiliz seçmenin fazla düşünmeden aceleyle verdiği ayrılık kararı, Avrupa’nın çekirdeğini oluşturan “Altılar” toplantısında da, aynı duygusal acelecilikle karşılandı. Yuvayı terk etmek isteyen, doğrusu birliktelik konusunda hiçbir zaman da fazla gönüllü davranmayan, eşin talebi hemen yanıtlandı: Gitmek mi istiyorsun??? Hay hay, yalnız sallanma hemen git! Çıkarken de arkandan kapıyı kapa! Oysa İngiltere’nin ayrılması, yalnız kendisi için değil, AB açısından da nerelere varabileceği öngörülemeyen sonuçlar doğurabilecek, kıta Avrupa’sı ülkelerinde de AB’den ayrılma yanlılarının iştahını kabartabilecekti. Nitekim AB’nin ana dayanaklardan birini oluşturan Fransa’da, Ulusal Cephe’nin pek hünerli lideri Marine Le Pen bu isteği dillendiriyordu. HHH İngiliz halkoylaması, ülkedeki bütün siyasi partileri karıştırdı, Cameron istifa ederken, İşçi Partisi Başkanı’nın da istifası istendi. Kabul etmek gerekir ki karşı karşıya bulunulan durum, hazır formülleri geçersiz kılar yapıda. Ergin Yıldızoğlu işçi sınıfının tepkisinden söz ederken, “işçi sınıfının hangi kesiminin tepkisi” diye soruyor ve Londra, Manchester, Liverpool, Leeds, Bristol gibi “yeni” işçi sınıfının ağırlıklı olarak kalmaktan yana oy kullanırken eski sanayi kasabalarında Brexit, taraflılarının çoğunlukta olduğunu belirtiyordu. İngiltere önemli bir sorununu halkoyuna sundu. Halk oyunu verdi, sonuç çözüm yerine daha büyük bir belirsizlik, ferahlama yerine büyük bir pişmanlık oldu. Kısacası mevcut siyasal yapılanmalar ve programlar günün gerçekleri karşısında yetersiz kaldı. Durum diğer Avrupa ülkelerinin çoğunluğu için de aynı ve bunun nasıl aşılabileceği konusunda kimse bir şey söyleyememekte. Kurtulmuş’u TBMM raporları yalanlıyor Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Osmanlı’dan sonra Türkiye’de maale sef bir zulüm tarihi oldu. Öyle oldu ki camileri miz ahır oldu, yıkıldı, tahrip oldu” sözlerine, İs met İnönü’nün torunu, CHP Ankara Milletveki li Gülsün Bilgehan, TBMM raporuyla yanıt verdi. 1945 tarihli TBMM Vakıflar bütçesi bütçe ko misyon raporuna göre, 2. Dünya Savaşı’nın zor koşullarında bile Türkiye, abide ve cami onarımı için 19361944 arasında 2 milyon 521 bin lira harcadı. Bilgehan, 1944 yılında Cumhurbaşkan lığının toplam bütçesinin 883 bin lira olduğuna dikkat çekti. Öte yandan raporda, Kurtulmuş’un id diasının aksine abide ve camilerin Cumhuriyet’ten önce “yüzüstü bı rakıldığı” belirtiliyor. TBMM arşivinden çıkan “Vakıf Bilgehan lar Genel Müdürlüğü 1945 Yılı Yedi Aylık Bütçe Kanunu Tasarısı ve Bütçe Komisyonu Raporu”nda konuya ilişkin bil giler şöyle: “Cami tamirinin 9 yıllık bilançosu: Abide ve cami tamiri için bütçeye konulmuş pa ra yekunu 2 milyon 521 bin 583 liradır. Bunun 1 milyon 543 bin 022 lirası restorasyon kaidelerine dikkat edilerek âbidatın temelli tamirlerine, 978 bin 561 lirası da âbidatın ufak tamirleriyle başka hayatın onarılmasına sarf edilmiştir. 47 abidenin tamiri ikbal edilmiş ve 37 abide de kısmen onarıl mıştır. Abidelerimizin Cumhuriyetten evvelki yü züstü bırakılmış halleri, eski eser tamirinin ehem miyeti gözönüne getirilirse yapılan işin küçümse nemeyeceği meydanda.” l İKLİM ÖNGEL ‘Değerli yalnızlık’ iflas etti Dünkü tarihi bir yere not edin. Çünkü dün, AKP rejiminin diplomaside iflas ettiği gün oldu. Saray sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Değerli Yalnızlık” politikası da patlamış oldu. AKP önce yıllarca babalandığı İsrail ile, İsrail’in kendi istediği koşullarla anlaşma ilan etti. Sonra da aylardır kafa tutulan Rusya’ya, birinci ağızdan “Üzgünüz, ben ettim sen etme” diye pişmanlık mektubu gönderildi. Böyle durumlar için sayısız atasö zü vardır. Ama bunları yazmayalım. “Kahve dövücüsünün hık deyicisi” yandaş gazetecilerin, bu iki anlaşmayı bize Türkiye’nin zaferi gibi nasıl yansıtacaklarını görelim ve gülelim. Eminiz şöyle diyeceklerdir. “İsrail stratejik ortağımızdır.” “Turizm sektörü için yaptık.” Yerse... Persona non grata: Ters giderse insanın işi, muhallebi yerken kırılır dişi Türkiye’deki AB Büyükelçisi Hansjörg edince, Büyükelçi apar topar Türkiye’den ayrılma kararı Haber, Cumhurbaşkanı verdi. Oysa daha Türkiye’ye Erdoğan’a yönelik sözleri 2015 Ekim’inde gelmişti. nin kurbanı oldu. Büyükelçi, Dün Habertürk’te Bülent “Biz bireylerle değil, devlet Aydemir’in röportajından lerle anlaşma yaparız” dedi. Hansjörg Haber öğreniyoruz ki, kendisi da Bunu söylerken ha önce de Türkiye’de görev Türkiye’de “Devlet benim” yapmış ve iyi derecedeTürk anlayışının yerleştiğini anlamadı. çe konuşuyor. “Erdoğan’ı kastetmedim” sözü de Ve son esprisini de yapmış: işe yaramadı. “Sizi ve okuyucuları temin ede Herhalde Dışişleri Bakanlığı ken rim ki bu sözü sadece kendime atfen disini “Persona non grata (istenme kullanıyorum: Ters giderse insanın yen adam)” ilan ederiz diye tehdit işi, muhallebi yerken de kırılır dişi...” TRT’ye kapağı at, milyoner ol TBMM KİT Komisyonu üyesi Atilla Sertel, TRT’nin film, dizi ve çizgi film projelerine verdiği ücretleri açıkladı. Ödenen paralar astronomik. Türkiye’de yüksek maaş almak için doktor, mühendis, profesör değil, kayyım olmak veya TRT’de program yapmak lazım. Peki, TRT bu kadar parayı kimin cebinden ödüyor. Tabii ki bizim. Bir de TRT World kuruldu. 24 saat İngilizce yayın yapıyor. Bu TRT World’ün, CNN’i, BBC’yi, Arap şeyhlerinin sübvanse ettiği El Cezire’yi geçmesi mümkün mü? Hayır. Durmadan para yiyor. O kadar ki, TRT World’ün harcamaları yüzünden TRT başka bütün projeleri askıya almış. Mikonos’a özel uçakla künefe getirten varsa, kriz mi kalır? Magazin gazetelerinde dün şöyle na baktık, kendisi inşaat şirketi sahibi. Ay bir haber vardı: rıca havacılık ve “Ünlü işadamı Ekin savunma şirketi Alptekin ve eşi Nigar de var. Talibzade, arkadaş Aslında bu tür larıyla Yunanistan’ın haberlere sevin Mikonos Adası’nda mek lazım. yemek yedikten son Türkiye’de ra canları künefe çek Ekin Alptekin ve eşi uzun süredir ti. İşadamı, arkadaş “inşaatçılar kriz larına jest yaptı, özel uçağının pilotunu de, konut satışı düştü” diye söylenti arayarak ertesi gün adaya İstanbul’dan ler var. künefe getirtti. Bu olay duyulunca ada Bu haberler, öyle bir kriz olmadığını da işadamının adı müthiş Türk’e çıktı.” gösteriyor. Daha önce de işadamı Cem Uzan İnşaatçıların Şampiyonu Ali Ağaoğlu için benzer öyküler anlatılırdı, yok ile Ekin Bey, inşaatçıların krizde olma Paris’ten istakoz getirtti filan diye. dığının en büyük göstergeleri. İşadamı Ekin Bey’in ne iş yaptığı Yaşamlarına bakın yeter. Arda’nın öpücüğü ve millilerin oruç mevzusu üzerine Dün Twit ter ahalisinin en büyük konusu, Arda’nın Fethiye tatilinde çekilmiş fotoğraflarıydı. Arda sevgilisiyle tatil yaparken plaj Arda da uzaktan görüntülenmişti. Bu arada çiftin öpüştüğü gö rülmüştü. Milli takımın Avrupa Şampiyo nası’ndaki başarısızlığının ardın da, futbolcuların oruç tutup ma ça çıktığı söylentileri olduğu için “Arda oruç tutmuyor mu” diye sordu bazıları. İbadet de özeldir, plajda öpüş mek de deyip bırakalım. Basın Kartı Komisyonu kararları artık gizli mi? Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü açıklama yapmış ve 2223 Haziran’da Ankara’da gerçekleştirilen Basın Kartı Komisyonu toplantısı kararlarının açıklandığını duyurmuş. Ancak kararları kimse görmesin diye, internetten kişi başına sorgulanması koşulunu getirmişler. İnternetten bakmak için T.C. kimlik numaranızı girmeniz gerekiyor. Eskiden kararlar açıklanır, yeni basın kartı alanların isimlerini herkes görebilirdi. Bunu önlemişler. Daha önce de bazı gazetecilik örgütleri komisyondan çekilmek zorunda bırakılmıştı. Maksat, burayı da mümkün olduğunca kapalı bir hale getirmek ve el altı işlere olanak tanımak. Eşe dosta, şoföre, hizmetçiye basın kartı dağıtmak. ‘Ben yokum’ sevinci Erdoğan Bayraktar New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara’ın, Rıza Sarraf’ı tutuklayıp 17 Aralık soruşturmasını yeniden açmasının ardından “Gidebilirler mi” tartışması açılan, dönemin dört bakanından Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ABD’ye gitti ve döndü. Bayraktar dönüşünde, “Başsavcı mahkemeye 91 kişilik isim listesi verdi. Ben o listede yokum. O yüzden rahatça ABD’ye gittim ve döndüm” diyerek kendisini 17 Aralık’taki diğer üç bakandan ayırdı. Türkiye’de AKP Hükümeti’nin yargıya müdahale ederek takipsizlikle sonuçlandırdığı ve Meclis’te de AKP milletvekillerinin oylarıyla kapattığı 17 Aralık Soruşturması’nın tartışmaları, ABD’de savcı Bharara tarafından dosyanın açılması nedeniyle sürüyor. Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yeni bir çıkış yaptı. Kılıçdaroğlu, 17 Aralık’taki dört bakanı işaret ederek, “Sarraf Türkiye’de aklandı, hapisten çıkarıldı. Soruşturmayı açan savcılar görevden 17 Aralık’ın bakanlarından Üç bakandan kendini ayırdı Erdoğan Bayraktar ABD’ye gitti, döndü. Adının 91 kişilik Muammer Güler ERDEM GÜL listede olmamasına sevindi alındı, yargıçlar sürüldü, Sarraf ABD’ye gitti tak diye gözaltına alındı. Şimdi milletvekili olmayan o eski bakanlar bir ABD seyahati yapsınlar bakalım ne oluyor, yapabilirler mi” diyerek yeni bir boyuta işaret etti. Soruşturma sürerken Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışının hemen ardından kastedilen isimlerden dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan ses geldi. Edinilen bilgilere göre Bayraktar, çok kısa bir süre önce, savcı Bharara’nın soruşturması sürerken ABD’ye bir seyahatte bulundu ve tutuklanmadan Türkiye’ye döndü. Bayraktar, ABD’ye yaptığı seyahati ve burada tutuklanmamasını yakın çevresiyle paylaşmak istedi ve siyasete de mesaj verdi. Bayraktar mesajını şu ifadelerle anlattı: ‘Rahatça ülkeme döndüm’ “Ben bir işim nedeniyle şu günlerde ABD’yi ziyaret ettim. ABD’den de daha yeni döndüm. Orada devam eden so ruşturma ve dava nedeniyle ne tutuklama ne de başıma başka bir iş gelmedi. Rahatça seyahatimi yaptım ve ülkeme döndüm.” “Savcı Bharara mahkemeye 91 kişilik bir isim listesi verdi. Ben o listede yokum. Benim bildiğim o 91 kişilik listede üst düzey bürokratlar, başka görevde olanlar, gazeteciler var. Ama ben yokum, çünkü zaten benim Rıza Sarraf’la hiçbir alakam yok.” ‘Talimatı Erdoğan verdi’ Kılıçdaroğlu’nun “ABD’ye gitsinler bakalım” sözlerinin ardından Bayraktar’ın çevresiyle paylaştığı bu anlatımlar, Ankara kulislerinde yayıldı. Bunun üzerine siyasi çevreler, 17 Aralık sonrası Bayraktar’ın Erdoğan’dan gelen istifa çağrısına “Ne yaptımsa Başbakan’ın talimatıyla yaptım” şeklindeki çıkışıyla benzerlik kurdu. Bayraktar’ın “91 kişilik listede ben yokum” sözleri 17 Aralık günlerinde olduğu gibi diğer üç bakan Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve Muammer Egemen Bağış Zafer Çağlayan Güler’in konumlarıyla kendisi arasına çizgi çekme tavrı olarak görüldü. Bayraktar’ın “ABD’ye gittim, tutuklanmadım” şeklinde algılanan bu sözleri, CHP’ye de ulaştı. Bu sözlerin ardından CHP’de, eylül ayında ABD’de düzenlenecek olan ve Cumhurbaşkanı ya da Başbakan düzeyinde Türkiye’den katılım olan BM Genel Kurulu’na gidilip gidilemeyeceği tartışmasının açılmasına neden oldu. CHP’de şu değerlendirme yapıldı: “Sarraf’ın kefaletle tahliye talebinin reddedilmesi, elde çok güçlü kanıtlar olduğunun açık göstergesi. Yaz aylarında iddianame hazırlanacak. Ardından eylül ayında BM Genel Kurulu var. Geçen yıl Erdoğan, Davutoğlu’nu bypass ederek kendisi katılmıştı. Bu yıl hem Cumhurbaşkanı’nın kendisi hem de Başbakan Genel Kurul’a gidemeyebilirler.” l ANKARA Erdoğan ‘mutabakat’ dedi Beyaz TV’de Peker’e yaş günü kutlaması Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in sahibi ve genel yayın koordinatörü olduğu Beyaz TV’de, Sedat Peker’in doğum günü kutlandı. Beyaz TV’nin Sabah haberlerini sunan Tahir Sarıkaya, dün (26 Haziran) son dönemde Erdoğan’a yakınlığıyla gündeme gelen Sedat Peker’in doğum günü olduğunu hatırlatarak “Bilmiyorum tanıyanlarınız var mı? Ben kendisiyle görüştüm. Çok düzgün bir insan. Kişiliği oturmuş bir insan. Hani böyle farklı bildiğiniz bir Sedat Peker değil. Onun da doğum günüymüş. Nice yıllara diyoruz. Sedat Peker abimize de iyi sabahlar diliyoruz. Eşi ve çocuklarıyla bir ömür boyu mutluluklar diliyoruz” ifadesini kutlandı. Sedat Peker, Güneydoğu illerindeki ‘abluka’nın bitmesini talep eden 1100’ün üzerindeki akademisyeni tehdit ederek,“Oluk oluk kan akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız” demişti. l Haber Merkezi Cumhurbaşkanı: Putin’e gönderdiğim mektupla var dığımız mutabakat her iki ülkenin de hayrına olacak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Dev cisi, İsrail bu eyleminden dolayı Türkiye’den resmen let Bakanı Vladimir Putin’e özür dilemelidir demiştim. gönderdiği mektupta hem 2013’te ABD Başkanı Oba yaşanan hadiseden duyulan ma şahitliğinde İsrail Baş üzüntüyü ifade ettiğini hem bakanı bu özrü şahsen ba de bölgesel işbirliği imkanla na ifade etti. İkinci şartımız rını hatırlattığını belirterek, İsrail’in, masumların ailele “Gönderdiğim mektupla var rine tazminat ödemesiydi. dığımız mutabakatın her iki Bu şart da 20 milyon dolar ülkenin de hayrına olacağı olarak rakamın kesinleşti na inanıyorum. İlişkilerimizi Erdoğan “Obama başta rilmesiyle yerine getirilmiş süratle normalleştireceğimi olmak üzere herkese oldu. Üçüncü şartımız Filis ze inanıyorum.” dedi. teşekkür ediyorum” dedi. tinlilerin hayat şartlarının Erdoğan Saray’da esnaf iyileştirilmesi noktasında la bir araya geldi. İsrail ile sağlanan an ablukanın kaldırılmasıydı. Yardımları laşmada Türkiye’nin 3 şartının da ka ulaştıracağız. Süreci Filistin’le istişare bul edildiğini savundan Erdoğan şunla içinde yürüttük. Dün Abbas, cuma da rı söyledi “Anlaşma için 3 şartın yeri Halid Meşal ile görüşerek bu adımları ne gelmesi gerekir dedim. Bunun birin attık. Olumlu değerlendirdiler.” HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Batman’da Erdoğan’ın Demirtaş: Putin’e gönderdiği özür mektubunu değerlendirdi. Demirtaş, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile yaptığı görüşmeyi anımsatarak “Bize Kimmiş vatan vatan haini dediler, kimmiş vatan haini gördük” ifadelerini kullandı. Demirtaş, Türkiye’nin Mısır’la gizli görümeler yaptığını kaydederek haini gördük “Göreceksiniz Sisi’den de Suriye’den deözür dileyecek” dedi. Yıldırım: Erdoğan ile Putin görüşecek Başbakan Binali Yıldırım, Kremlin’in Erdoğan’ın özür dilediğine ilişkin açıklaması ile ilgili Rusya tarafının ne yanıt verdiği ile ilgili olarak “Türkiye’nin yapıcı tutumuna Federasyon başkanından karşılık verildi. Süreç fiilen başladı” dedi. Yaşamını yitiren pilotlar için de tazminat ödenebileceğinin belirtildiğini ifade eden Yıldırım; Erdoğan ile Putin’in çarşamba veya perşembe günü telefon ile görüşeceğini dile getirdi. Yıldırım, TRT Haber’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım şunları söyledi: “6 aylık süre içinde yaşananlar yaşanmamış gibi kabul edip, nerede kalmıştık diye yolumuza devam edeceğiz. Mesele tatlıya bağlandı.” Mısır ile ilişkiler ile ilgili olarak da “Her şeyi istesek de kesemeyiz. Mursi ekibine uygulanan haksız cezalar bir tarafa ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine mani yok. Karşılıklı bakanlar gidebilir” dedi. Öte yandan Yıldırım’ın büyükelçilere verdiği iftar yemeğine Mısır ve Rusya temsilcilerinin davet edilmelerine karşın gelmeyeceklerini iletti. İsrail maslahatgüzarının katıldığı iftara Bangladeş ve Suriye hiç davet edilmedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle