14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 18 Haziran 2016 EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY Savaştan mevsimlik2110slairaataçlıayloışrıplar işçiliğe kaybolan hayatlar Türkiye’de yaşam mücadelesine en alt tabakadan katılan Suriyeli mevsimlik tarım işçileri ayakta kalmak için tek göz çadırda yıkanma, uyuma, yemek yeme gibi tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorundalar Elbistan’da ayçiçeği tarlalarında çalışan göçmenler, Kürt oldukları için Türk köylerinde sıkıntı çektiklerini, bazı köylerde ısınmak için odun bile vermediklerini anlatıyorlar... Çocuk işçiliği krizi büyüyor Hayata Destek Derneği, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve UNICEF işbirliğiyle gerçekleştirilen “Türkiye’de Çocuk İşçiliği Sorunu: Suriye’den Gelen Mülteciler Sonrası Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” Mart 2016 dönemi raporuna göre savaşın tetiklediği insani krizle, sayısı her geçen gün artan mülteci nüfus içerisinde de çocuk işçiliğinin ciddi boyutlara ulaştığını söyleyebiliriz. Tarımın yanı sıra sokaklarda, sanayinin ve hizmet sektörünün çeşitli alanlarında çalışan mülteci çocuklar her türlü şiddet ve ihmale açık. Çocuk işçiliği sorunu, Suriyeli çocukların ülkeye sığınmasıyla giderek büyüyor. Suriye’deki savaştan kaçtılar, Türkiye’de yaşam kavgası ve hayat pahalılığının içine düştüler. Ayakta hizmetlerine ulaşamama gibi sorunlar kırsaldaki çocuklara tek çıkar yol olarak tarlalarda, bahçelerde çalışmayı bırakıyor. Hayatta kalmak zor kalmak için tek göz çadırda, yı Yapılan son tahminlere göre kanma, uyuma, yemek yeme gi kamplarda yaşayan okul çağınbi tüm ihtiyaçlarını karşılamak daki çocukların yüzde 20’si ile 32 yaşındaki Beso, 7 çocuk annesi, 2 yıl önce lada yemeği hazırlamak yine söylemeyi de unutturdu” diBeso’nun işi. Tarla kaldıkları yor Beso. zorundalar. Tarımda günde 11 kamp dışında yaşayan çocuklasaat çalışıp 20 ile 40 TL arasın rın neredeyse tamamı okula gi Kobani’den Türkiye’ye göç et çadıra yakınsa koştura koştumek zorunda kaldıklarını söy ra eve gelip 2 yaşındaki oğlu Çiftçilikten işçiliğe daki yevmiyeye razı olmak du demiyor. Özellikle kız çocukları lüyor. Vatansız, evsiz, güven Süleyman’ın altını değiştiri Ali, kendi ülkesinde ken rumundalar. Onlar buna ra ile engelli çocukların okula hiç cesiz, parasız Türkiye’de ha yor ve emziriyor. Türkiye’deki di topraklarını ekip biçerken, zı, ‘Yeter ki iş olsun’ diyorlar. kayıt yaptırmama, okulu bırak yatta kalmak çok zor. En bü hayat şartları o kadar ağır gel Türkiye’de mevsimlik işçi ol Çünkü Suriyeliler için hiçbir ma ya da devamsızlık yapma yük çocuğu 14 en küçüğü 2 miş ki Beso, “Keşke daha az muş. Türkiye’de hayat çok pa şeyin garantisi yok. Ülkesinde riski daha yüksek. Okulu erken yaşında. Çocukları niye oku çocuğum olsaydı” diyor. halı diye başlıyor söze Ali, çocuk olan okula giden Suriyeli bırakmalarının diğer bir nedeni çocukların hepsi Türkiye’de ai ise ekonomik nedenler. la göndermiyorsunuz diye sorduğumda gözleri doluyor. Türküleri unuttum “Özellikle ekmek ve şeker fiyatlarını öğrenince şok olduk. lelerini geçindirmek için mec Suriyelilerin tarımsal üreti “Nerede hangi okulda? Hiç Beso’nun eşi Ali, 4 yaşında Ne kadar yevmiye alacağımı buren işçi oluyor. me dahil olmasıyla yerli işçile bir okul bizim çocuklarımı ki oğlu Ali ve 2 yaşındaki oğ za çavuş (dayıbaşı) karar ve Suriyeli ailelerin yaşam mü rin bir kısmının alan dışına itil zı almıyor ki” diyor. Beso, sa lu Süleyman dışındaki tüm ai riyor. Biz 10 gündür ayçiçeği cadelesine devam edebilmele diği ve işçilik ücretlerinin aşağı bah saat 4’te kalkıyor. Önce le bireyleriyle yan yana tarla çapalaması yapıyoruz. Ne ka rinin en temel koşulu aile üye doğru kaydığı görülüyor. Suri ekmek yapıyorlar. Suriye’dey da hayat mücadelesi veriyor. dar yevmiye alacağımızı bize lerinin çoğunu üretime katarak yeli ile yerli işçilerin aldığı üc ken ekmekleri hazır alıyor Ali, Beso çok iyi türkü söyler söylemediler daha. Ama yüz aile gelirini artırmak. Bu da ço retler arasında da ciddi uçurum duk diyor. “Türkiye’de ekmek diye başlıyor söze. Ama tüm de 10’u çavuşa gidecek. Ge cuk işçiliğini yaygın hale geti söz konusu. Elbistan’da ayçiçe de yapmayı öğrendik...” Kah ısrarlarımıza rağmen Beso’ya çen yıl yaptığımız işlerin bazı riyor. Türkiye’de uzun yıllar ğinde çapa yapan bir yerli iş valtıdan sonra 7’de tarlaya gi türküyü söyletemedik “Mem larının parasını alamadık. Bir dır süregelen çocuk işçiliği so çi 45 TL civarında yevmiye alır dip işe başlıyorlar. Öğlen tar leketimdeki savaş bana türkü hak da iddia edemiyoruz.” runu, Suriyeli çocukların sava ken Suriyeli işçinin yevmiye şın yarattığı krizden kaçıp ül si 38 TL civarında bunun yüzde kemize sığınmasıyla da giderek 10’u ise dayıbaşlar tarafından büyüyor. kesiliyor. Ortalama olarak bir 3 milyon Suriyeli Suriyelinin cebine günde 3034 TL arasında ücret giriyor. Ya Suriye’deki iç savaştan kaçan pılan işe göre alınan yevmiye ve Türkiye’de geçici koruma ler de değişiyor. Colban biçmek statüsü altında bulunan 3 mil için 2530 civarında yevmiye yona yakın Suriyelinin büyük kazanıyorlar. bölümü Türkiye’de birçok ta En düşük ücretler Gaziantep, rımsal ürünün üretimine kayıt K.Maraş ve Çukurova’da çün dışı olarak katılıyor. İnsan onu kü burada çok Suriyeli işçi var. runa yakışmayan çalışma ko Mesela Malatya’da kayısı top şullarının varlığı Türkiye’yi on layan Suriyeli işçiler, yerli iş lar için bir kaçış noktası değil, çilerin üçte ikisi yevmiyeye ça yeni bir mücadele alanı kılıyor. lışıyor. Tek yol çalışmak Türkiye’de yaşam mücadelesine en alt tabakadan katılan Suriyeli göçmenler arasında Suriyeli mevsimlik tarım işçi okullaşma oranlarının çok dü lerinin K.Maraş Elbistan’daki şük olması, okul hikâyesine tanıklık ettik. ‘Çocuklarımızın hayatı heba olmasın’ Dönebilir miyiz bilemiyorum. Ama çocuklarımızın geleceği olamayacak. Tarlalarda çocuklarımızın ömrü heba olmaz inşallah... Beso, Ali, Mahmut, Baka, Zeyne, Sakine, Hamo... ve nice Suriyeli mevsimlik tarım işçisinin sorunları aslında ortak. İnsan onuruna yakış mayan çalışma koşullarının varlığı Türkiye’yi onlar için bir kaçış noktası değil, yeni bir mücadele alanı kılıyor. Öcü değiliz Elbistan’a mevsimlik işçi olarak gelen Sakine henüz 23 ya şında ve 2 çocuk annesi. Oğlu Valid Türkiye’ye geldikten 1 ay sonra dünyaya gelmiş. “Çocuğum daha 1 yaş 8 aylık. Ona süt veremiyorum. Çünkü sütü saklayacak buzdolabımız yok. Biz ne yiyorsak da veriyoruz. Türkiye’de bazı anneler çocuklarını korkutmak için seni Suriyelilere vereceğim diyor. Bu çok acı. Biz öcü değiliz. Biz de insanız. Biz ister miydik buraya gelmeyi. Ama mecbur kaldık” diye sitemini dile getiriyor. Ali’ye göre Türkiye’nin en iyi tarafı ise sürekli iş olması. Elbistan’da çapa bitince, Malatya’ya kaysıya, oradan Mersin’e portakal toplamaya, Kırşehir’e soğan toplamaya gitme imkânı var. Suriye’de tek mevsim az iş vardı. İsmini Türkçeleştirdi 14 yaşındaki Baka (Türkçe ismim Bahar diyor) anne ve babası şu anda Suriye’de hem memleket özlemi hem de aile özlemi çekiyor. Aslında anne, baba ve kardeşleriyle savaştan kaçıp Türkiye’ye gelmişler. Ama dede ve nene orada kaldığı için anne ve babası 7 ay önce onları görmek için Kobani’nin Türkiye sınırına yakın köyüne geri dön müşler. Orada can güvenlikleri yok. Ama Türkiye sınırında güvenlik arttığı için buraya da gelemiyorlar. Baka fırsat buldukça telefonla konuşuyormuş anne babasıyla. Tabii telefon çekerse diyor köylerde. Ali’nin kız kardeşinin kızı olan Baka, Alilerin çadırında kalıyor. Baka, “Ülkemde okula gidiyordum. Buraya geldim işçi oldum. En büyük hayalim yine ülkeme dönüp bir gün okula başlamak” diyor. l ELBİSTAN YARIN: PAYLARINA YOKSULLUK DÜŞTÜ İstanbul ve Şanlıurfa lider İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’de, 31 Mart 2016 itibarıyla 2 milyon 749 bin 140 Suriyeli mülteci barınıyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 4 Nisan’da yayımladığı raporda, göçmenlerin 259 bin 945’i geçici barınma merkezlerinde, 2 milyon 483 bin 552 Suriyelinin barınma merkezleri dışında yaşadığı bildirildi. İl Nüfusu karşılaştırma oranına göre 21.08 yüzdesi ile Şanlıurfa, Suriyeli sığınmacı nüfusu bakımından birinci sırada yer alıyor. Şanlıurfa’da, kaydedilen 398 bin 895 Suriyeli bulunuyor. İkinci sırada İstanbul yer alıyor, 391 bin 280 kayıtlı Suriyeli sığınmacı İstanbul’da yaşıyor. BIST 100’de oyuncu değişikliği Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksinde 1 Temmuz’dan itibaren değişiklikler gerçekleşecek. Trabzonspor, Turcas Petrol ve Nurol GMYO BIST 100’e alınacak. İhlas Holding, Parsan ve Alkim Kimya ise çıkarılacak. Yedek paylar olarak ise Ege Seramik, Aslan Çimento, İndeks Bilgisayar, Yataş ve Bimeks belirlendi. Kayıp kaçağı ödemeye devam! Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış, hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelinin tüketiciden tahsil edilmesi yasal altyapıyla garantilendi. EPDK tarafından belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydıyla kayıplara ilişkin maliyetler, dağıtım tarifelerinde yer alacak ve tü keticilere yansıtılacak. Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ayrıca gerçek veya tüzel kişinin, tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması halinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar EPDK tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. ekonomi 9 Hukuksuzluğa kılıf icraatlar, yasalar... Çalışkanlığı, iş bitiriciliği ile övünülen başbakanımız, yeri geldikçe uzun konuşmaları sevmediğinin altını çiziyor. Birkaç cümlecik açıklamalarının içinde pek çok yeni yasal düzenlemeyi, Hükümetin öncelikli icraatları, projelerini özetleyiveriyor. En çok altını çizdiği, doğal olarak muhalefetin “hukukun guguk yapıldığı itirafı olarak” değerlendirdiği açıklamalaında.. Hükümetlerinin önceliğinin Cumhurbaşkanlığı’nın seçimleri ile doğmuş fiili durumla uyumlu anayasal, yasal değişikliklerin hızla yapılacağı sözünü veriyor.. Hakhukuka dayalı engellerin, nasıl da geçmiş dönemlerden daha kolay, hızla ortadan kaldırılabileceğinin önemli kimi ipuçları ortaya çıkıyor.. İlk açıklamalar tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her gün birkaç etkinlik gerekçelendirilerek yaptığı uzun konuşmaların içinde yer alıyor. Kimi Hükümet, AKP sözcüsü, yandaş kurum, kadrolar açıklamalarıyla desteklenerek, medyada pazarlanan parlak gerekçelendirmelerle birlikte kamuoyuna yönelik ısındırma, parlatma turları çok da uzatılmadan, yasal değişiklik zorunluluğu olan konuların taslakları pat diye Meclis gündemine alınarak, muhalefetten gelen itirazlar ne olursa olsun hızla yasallaştırıveriliyor.. Bir tek dokunulmazlıkların kaldırılmasında Cumhurbaşkanlığı imzasının atılmasının geciktirildiğine tanık oluvermiştik ki.. Öncelikle yargıçlar ve savcılar kararnamesinin yürürlüğe sokulması ile işlerin sağlama alınmasının gözetildiğini sonradan öğrenmiş olduk... HHH Her neyse çiçeği burnunda yeni Hükümetin “Yapşak” buyruklu Cumhurbaşkanlığı ile olan istenen fiili durumlara hukuksal uyumluluk sağlayacak yasal düzen değişikliklerinde ancak kendi kıracağı hız rekorları ile yarışacağını öğrenmiş olduk.. Cemaatle uyumlu İktidar dönemi ortaklıklarında, AKP’nin 12 Eylül referandumu ile hızlandırılan en yaşamsal alanının yargı gücünün ele geçirilmesi operasyonlarının aracı AKP’nin torba anayasal değişikliklerinin, 12 Eylülü’nün referandumu sonrasından şunun şurasında kaç yıl geçti ki? Bugünkü çok ağır otoriterleşmiş İktidarları gücünün ele geçirilmesinde haksızlık, hukuksuzluklarda suyu çıkmış yargı icraatlarının tümü için, baştan tam destek, sonra suçu tümü ile Cemaate yıkma atakları ile elde edilmiş sonuçlar ortada.. Baştan Cemaate verilmiş ağırlıklı yargı, polis güçlerinin kullanılmasının; Liderlik otoriterleşmesine oturtulan İktidarlarına da yönelik olumsuz sonuçlarının artması, en çok da 17 Aralık süreci, yolsuzluklar odaklı siyasal patlamada, keskin yol ayırımına, yetmedi düşmanca çatışma sürecine geçilmesiyle.. Baştan sona kurumlaşma, dahası İktidar icraatları yürüyüşleri, yasal düzenlemeleri bile tersyüz etme zorunluluğunu ortaya çıkaran sonuçlar yaşandı.. Saray’a, Liderliğe uyumlu MGK kararlarıyla Cemaatin tüm kurumlarının çalışanları, sempatizanlarıyla birlikte toptancı terör örgütü kapsamına alınmasıyla.. Cezalandırma, yargılamanın önü açıldı.. Ancak ortak işlenmiş, en azından paylaşılmış suçların Cemaat kadrolarına yüklenmesi yetmiyor.. 1. Silivri yargı sürecindeki ağır insan hakları ihlalleri, haksızlık, hukuksuzlukların sonradan ters tepmesiyle ortaya çıkmış sorunlar, kirli çamaşırlar ortalıkta.. Eski ortakların, yine sivil darbe hukuku yöntemleriyle yargılanmaları koşulları daha bir zor gibi.. Öncelikle YSK’nin ele geçirilmesi ile oluşmuş Cemaat ağırlıkla yargı kadrolarının ayıklanması sorunu nasıl aşılacak? Birkaç katına çıkarılmış yargı kadrolarının toptan temizliği için toptan görevden alma, yeniden dar kadro oluşturma gerekçeli temizlik çaresiz. “Şak” işe yarayacak yasa değişikliği geliverdi. Öte yanda Cemaatin elinde yaratılmış sermaye gücünün, medyanın kırılmasına yönelik operasyonlarda, sermaye şirketlerine el konulması, hukuksuz kayyımlara teslim edilmesi zorunluluğu artıkça, 2. Silivri trajedisi yaşanabileceğinden, kayyım atamaya kılıf yasal değişiklik zorunlu oldu... Yargı kaçak elektriğin faturasının bize yüklenmesine hukuksuzluk kararı vermişti ya, hemen yasallaştıran yasa çıkıverdi.. Mayısta 505 şirket kapandı Kurulan şirket ve kooperatif sayısı, yılın ilk 5 ayında 31 bin 656 oldu. Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB ) mayısa ilişkin kurulan ve kapanan şirketleri açıkladı. Mayıs ayında kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 7.52 kooperatif sayısı yüzde 3.95 ve gerçek kişi ticari işletme sayısı da yüzde 11.87 azaldı. Kapanan şirketler bir önceki aya göre yüzde 18. 15 gerçek kişi ticari işletmeleri yüzde 11.87 gerilerken kooperatifler yüzde 2.70 arttı. Böylece mayısta 5 bin 349 şirket kuruldu. Kapanan şirket sayısı ise 505 olarak açıklandı. Geçen ay kurulan 385 yabancı ortak sermaye şirketin 129’u Suriye 27’si Irak ve 26’sı İran ortaklı oldu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle