22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 18 Haziran 2016 14 yorum Atatürk’ü silmek ne kazandırır? Öncelikle, şu anda AKP’nin anayasayı değiştirecek sayısı yok. CHP de HDP de destek vermez. Kallıyor MHP. İş anayasa olunca, Erdoğan’a her sıkıştığında destek veren Bahçeli bile zorlanabilir. Kaldı ki, aralığa kadar MHP’de Bahçeli kalacak mı, o da belli değil. Dolayısıyla, Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, “Aralıkta TBMM’ye gelecek” dediği yeni anayasanın kabulu pek kolay değil. Hadi getirildi diyelim. Anayasadaki tüm Atatürk maddelerinin çıkarılması için öncelikle “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” denilen ilk 3 maddenin değiştirilmesi lazım. Çünkü Atatürk burada da geçiyor. Ve bu maddeleri değiştirmek zor. Çünkü “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddenin değiştirilmesi için iki aşamalı bir operasyon gerekiyor. Önce bu “Değiştirilemez” denilen ifadenin değiştirilmesi lazım ki sonra o maddeler de değişsin. Hadi diyelim ki, bu da göze alındı. TBMM, anayasanın bu maddelerini değiştirmek için, bütün işini gücünü bırakıp, günler harcayacak; 550 milletvekilinin halka trilyonlara mal olan mesaisi harcanmış olacak. Uzun günler, geceler sadece bu tartışılacak. Acil pek çok kanun veya mevzuat bu yüzden bekleyecek. Belki de referanduma gidilecek. Aylar süren kampanyalar yapılacak, partiler sokaklara dökülecek, yüz binlerce sandık kurulacak, tonlarca oy kullanılacak. Zaten ekonomik kriz varken yüz milyonlar boşa gidecek. “Türkiye zengin kardeşim, paranın lafı mı olur” deyip bunu da göze aldık diyelim. Ve anayasada Atatürk bölümlerinin geçtiği yerlere tek tek bakalım: 2. maddede deniyor ki: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” 42’. maddede deniyor ki: “Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda”, milletvekili ve Cumhurbaşkanı yemininde deniyor ki “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma”. Bir de 134’te deniyor ki: “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, tanıtmak ve amacıyla çalışır.” Bu maddeler anayasadan çıksa ne olur, çıkmasa ne olur? Türkiye’nin hangi meselesini çözecek bu maddeler? Komşularla gelinen “sıfır dostluk” mu çözülecek? Türkiye eski turizm şampiyonluğuna mı dönecek? Kürt sorunundaki 1990’ları aratan ortam mı düzelecek? Bir yıldır oluk oluk kanları akan, insanlar geri mi gelecek? İhracat yeniden şaha mı kalkacak? Türk sanayisi yeniden rekorlar kıracak üretime mi başlayacak? Eğitimdeki dünya sonunculukları birincilik mi olacak? Erdoğan, ABD’ye gittiğinde kırmızı halılar mı serilecek? Almanya ve öteki 28 ülke “Türkiye soykırım yapmadı” mı diyecek? Obama, Putin, Cameron, Merkel, Hollande, Netanyahu, Beştepe Sarayı’nda brunca mı gelecek? Bu sorunların biri bile çözülmeyecekse, “İlle de Atatürk’ü atalım” demek neden? Avukatlık mesleğini yaparken, müvekkilinin haksız el konulacak birkaç kuruşunu bazılarının dişlerinden kurtarmak için aslanlar gibi öne atıldığını bildiğimiz Sayın Mehmet Uçum cevap verse de anlasak… Zorunlu din dersleri kaldırılsın! Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi, zorunlu din derslerinin kaldırılması için kampanya başlattı. Velilere çağrı yapıyorlar: “Tarikatların, cemaatlerin, her türden gerici vakıf ve teşkilatların asli unsur haline getirildiği eğitim sistemi, bir yandan çocuklarımızın akıllarını esir almakta, onları bilimsel ve özgür düşünce yönteminden uzaklaştırmakta, bir yandan da ülkemizin geleceğini karartmaktadır. Çocuklarımız özgür bir yaşamı hak etmektedir. Üşenmeyelim, sakınmayalım ve çocuklarımız için dava açalım.” Kampanyayla ilgilenen yurttaşlar, http://aydinlanmahareketi.org/iletisim.html adresinden hukuksal bilgi ve destek alabiliyorlar. Temelsiz Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum açıkladı: Anayasadan Atatürk’ü çıkaracaklarmış… CHP’li Kazım Arslan’ın dediği gibi: “Hiç boşuna uğraşmayın; sizin üzerinde oturduğunuz saray gibi, hazırlayacağınız anayasa da şimdiden hukuksuz ve temelsizdir.”  Bolu’da orman talanı Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler Sertifika ve Belgelendirme Kurumu tarafından sertifikaya uygun alan olarak ilan edilmişti. Ta ki, AKP iktidarının talanına değin. Geçen ağustos ayında çıkarılan bir ek kararname ile “Bolu Köroğlu Dağı Turizm Alanı”nın adı “Bolu Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi” olarak değiştirildi. Bu değişikliğin ardından Bolu Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait üç idare binası, iki depo, elli lojmanın bulunduğu toplam 53 dönüm arazi geçen mart ayında Muhittin Palazoğlu’nun sahibi olduğu Palazoğlu İnşaat Şirketi’ne 16 milyar liraya satıldı. Oysa; düzenli çalışan, üretim ve ormancılık çalışmaları yönünden en üst sıralarda bulunan işletme müdürlüğünün satışı Orman Genel Müdürlüğü Kuruluş Yasası’na aykırıydı. Yasa dinleyen mi var! Satış sonrası Bolu AK Parti Milletvekili Ali Ercoşkun, bir basın açıklaması yaptı ve satış işlemini kolaylaştırdığı için anayasa gereği ormanları korumakla görevli Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na teşekkür etti. Dahası var: Bolu Soku Yaylası’nda on dönümlük arazi üzerinde Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan dağ evi ile arazisi Dini Eğitim Merkezi adı altında Nureddin Yıldız’a 29 yıllığına kiralandı. Nureddin Yıldız kimdir? Televizyona çıkıp “67 yaşındaki bir kız çocuğu 25 yaşındaki bir erkekle evlenebilir” diyen Sosyal Doku Vakfı Başkanı’dır. O sözde dini eğitim merkezinde neler yapılacağını varın siz hesaplayın artık! Bitmedi: Keskinli Yaylası’nda büyük bir alan, Dini Eğitim Merkezi ve Gençlik Kampı adı altında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi’ne kiralandı. D100 karayoluna yakın Tokati Hayrettin Türbesi yanındaki işçi barınma evi de onarıldıktan sonra dini eğitim kurumu olarak Gençlik Vakfı’na kiraya verildi. Tarım Ormanİş Sendikası, bu gelişmeleri yakından izliyor. Karacasu yerleşkesinin satışı için de iptal davası açtı. Talanı durdurmak için! Kayıp ilanı DBSiuupllatloanmnaaBamişrikınvcoeilsNdueanm.keenvdcuimt.i kaybettim. Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA posta@cumhuriyet.com.tr Mirasa sahip çıkmak VAHAP SAMANLI Emekli İnşaat Yüksek Mühendisi Yazı artık eski yazı değil. “Asri” kıyafet diye bir şey çıkıyor. En önemlisi kadınların yüzü, başı açılıyor. Şeyhlerin, tekkelerin ve tarikatların, halifenin diyarında Türkçe ezan okunuyor. Ve bütün bunlar zaten tarihsel olarak ceberut tavırlı bir “devlet” tarafından yapılıyor. 1920’lerde Türkiye’de yaşanan değişimin sosyal, ekonomik ve kültürel boyutunun bilinen diğer devrimler ile karşılaştırılması birçok bakımdan çok aydınlatıcı bir tarih çalışması olacaktır. Atatürk biliyordu... Bir durup düşünelim; hepsi hepsi 810 yıl içinde olan bütün bunların, okumuşu okumamışı ile genç Türkiye Cumhuriyeti halkı için anlaşılması ve hazmı ne kadar zor bir travma olduğunu... Atatürk bunu biliyordu ve düşünüyordu. Dikkat edilir ise söyledikleri ve yaptıklarında bu bilinci görebiliriz, çok örnekleri vardır. Ama maalesef bu hassasiyetin devrimin kadroları ve özellikle ordu tarafından kavrandığını ve benimsendiğini söyleyemeyiz. Cumhuriyet karşıtlarının çıkardığı zorlukların da devreye girmesi ile bu devrimlerin herkes tarafından anlaşılması, içselleştirilmesi gereği unutuldu. Konu halkın adam edilmesi boyutuna evrildi. Bu hata da maalesef CHP’nin Bundan 90 yıl kadar önce Anadolu ve Trakya’da, asrın dehalarından biri olan Atatürk liderliğinde, ne kadar çarpıcı devrimler yaşandığı bazen unutulabiliyor. Birkaç yıl içinde asırlardır süregelen kültürel ve sosyolojik hayatımız, düzenimiz, alışkanlıklarımız değişiyor. hiçbir zaman bir kitle partisi olamamasının temelinde yatar. Öte yandan, daha dindar ve muhafazakâr kesimin sosyal hayatta bir ölçüde dışarda kaldığını da söyleyebiliriz. Oysaki böyle devrimlerin tüm halklar tarafından benimsenmesi özen ister, bilgi ister ve zaman ister. Gelişme bilinçli, kapsamlı ve sivil projeler kanalı ile olur. Ama maalesef az sayıda, birkaç çok önemli ve özgün çaba da tarihte kayboldu gitti; toprak reformu, Köy Enstitüleri, halk evleri, v.b. gibi... Ulus olabilmek Günümüzde şartlar tabii çok değişik. Artık tam olarak nereye gittiğimizi öyle kısaca kestirmek zor. Türkiye’de ciddi kutuplaşmalar, ötekileşmeler var. Atatürkçü düşünce kendini hiçbir zaman olmadığı kadar tehdit altında hissediyor. rum kalmış veya bırakılmış olan kesimin beraberce ulus oluşturabilmesine bağlıdır. Ulusal uzlaşı gerek Şimdi düşünmek la zım; demokrasi, laisizm, insan hak ve özgürlükle ri gibi hiç kimsenin doğal olarak reddetmeyi düşün meyeceği kavramlar ne den yeterince prim yap mıyor? Karnımızı doyur mak, kimseye muhtaç ol madan yaşamak, sağlıklı nesiller yetiştirmek için, tüm uluslar gibi, bizim de bu evrensel değerlere ih tiyacımız olduğu bir va kia. Ama bu gözden kaça biliyor ise bir şeyler yan lış yapılıyor, görüşler ye terince paylaşılamıyor de Kimseye muhtaç olmadan yaşamak ve sağlıklı nesiller yetiştirmek için, tüm uluslar gibi bizim de evrensel değerlere ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. mektir. Ulusal çözümler, uzlaşılar basmakalıp tavırları aşabilmeyi gerektiriyor. Ve fırsat verilir Ben de “Atatürk’ün askeri” olaca ise insan eninde sonunda ğım diyor, mesela. Ama bu durumda doğruyu ve güzeli bulur elbet. İn da tarih tekerrür eder. Yani, böyle san tarihsel bir yaratıktır. Hiçbir bir refleksin demokratik bir ortam sosyal olay da tarih boyutu dışında da kıymeti harbiyesi olamaz. Konu anlaşılamaz, yönlendirilemez. Ata lar öyle birkaç kişinin veya iktida türk bu günlerde “askeri” olsun is rın değişmesine bağlı olmayacak ka termiydi? Hayır. O büyük insana dar derinlerdedir. Türkiye’nin gele layık olan tarihini, dinini ve kültü ceği, Atatürk’ün mirasçıları olarak rünü bilen çağdaş, vatansever ne çağdaş ve evrensel değerleri benim sillerdir. Ancak, onlar Atatürk’ün semiş olan kesim ile tarihsel ola mirasının hakça paylaşılmasını rak Atatürk’ün mirasından mah sağlayabilirler. 18 HAZİRAN 2016 SAYI: 33127 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.23 03.15 03.48 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.25 13.12 17.10 05.13 12.57 16.53 05.40 13.19 17.12 Akşam 20.47 20.28 20.46 Yatsı 22.23 22.15 22.28 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI behicak@yahoo.com.tr kamilmasaraci@gmail.com.tr Kokan denizi yıkadılar Sokak lambalarına ve yıkım törenlerine resmi tören düzenleyen Rize Belediyesi bir kez daha imza attı. Lağım sularının aktığı, kokudan gezilmeyen Rize sahilinde itfaiye ekipleri deniz suyunu tazyikli suyla yıkadı. Aynı uygulama geçen yıl da yapılmıştı. l ÖMER ŞAN/RİZE Merdivenaltı hastane Suriyeli doktorların Adana’da izinsiz muayenehane açıp hizmet verdiklerini belirleyen Adana polisi ve Sağlık Bakanlığı görevlilerinden oluşan ekip 8 adrese baskın yaptı. Adreslerden birinin kısa süre öncesine kadar kasap olarak hizmet verdiği belirlendi. Bir binanın zemin kat girişinde Arapça tabela bulunan işyerinin ise “ağızdiş ve çocuk sağlığı” olarak hizmet verdiği belirlendi. Merdiven altı tıp merkezine giren ekipler, 10’un üzerinde erkek, kadın ve çocuk hastayı tedavi için sıra beklerken buldu. Ekiplerin baskın düzenlediği başka bir evde ise Suriyeli genç bir kadının, kadın doğum uzmanı olarak hizmet verdiği belirlendi. 7 kişi gözaltına alındı. l ADANA/DHA Alanya Merkez, denize 50 metre mesafede satılık ev dükkânlar TEL: 0532 120 29 72 Antalya Güzeloba 4+1+2 banyo satılık dublex daire TEL: 0532 799 11 99 İstanbul Okan Ünivertesi Dış Ticaret Bölümü’nden aldığım geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. KADİR ASLAN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle