23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazar 12 Haziran 2016 Bangladeş’te 3 bin gözaltı Bangladeş’te radikal İslamcılara yönelik ülke genelinde düzenlenen baskınlarda 3 bin kişi gözaltına alındı. Cuma günü bir Hindu manastırı çalışanı palalı saldırıda öldürülmüş, geçen hafta ise Hindu bir rahip ile Hıristiyan bir manav katledilmişti. Saldırıları IŞİD üstlenmişti. dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Clooney Ezidileri Amal Clooney savunacak Ünlü insan hakları avukatı ve Amerikalı oyuncu George Clooney’nin eşi Amal Clooney, IŞİD tarafından esir alınan ve köleleştirilen Ezidilerin avukatlığını yapacak. Clooney’nin Ezidi azınlığa yönelik suçların araştırılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuracağı belirtildi. 7 Şam’da ikiz saldırı: nilgun@cumhuriyet.com.tr 20 kişi öldü ‘Eğitdonat’ta bu kez dost ateşi skandalı ABD’nin ilk eğitdonat projesinde silahlandırdığı muhalifler göreve başladıkları gibi Nusra tarafından telef edilmişti. Bu ilk hezimetin ardından iptal edilen proje nisan ayında Türkiye merkezli eğitimlerle yeniden canlandırılmıştı. Wall Street Journal gazetesi Pentagon’un bu kapsamda eğitip donattığı Suriyeli isyancıların da mayıs ayında ABD jetleri tarafından yanlışlıkla bombalandıklarını ortaya çıkardı. Soruşturma başladı WSJ’nin haberine göre Mare çevresinde 27 ve 28 Mayıs’ta düzenlenen hava saldırılarından biri Mutasim Tugayı’nı vurdu. Saldırı sonrası yapılan açıklamada IŞİD’in taktik birimleri ve araçlarının yok edildiği belirtilmişti. Ancak gazeteye konuşan tugay lideri Mustafa Sejry, IŞİD’le savaşan 10 üyelerinin saldırıda öldüğünü açıkladı. ABD Ordusu Merkez Komutanlığı Sözcüsü Albay Patrick Ryder olayı doğrulayarak hakkında soruşturma başlatıldığını söyledi. Vekillere ‘Türkiye’ye gitmeyin’ uyarısı Alman Dışişleri Bakanlığı Türkiye kökenli milletvekillerine güvenlikleri için garanti verilemeyeceğinden dolayı bir süre Türkiye’ye gitmemelerini tavsiye etti. Der Spiegel’in haberine göre, bazı Türkiye kökenli milletvekillerinin Türkiye seyahatlerini iptal ettikleri öne sürüldü. ‘Türkiye uzantısı değiliz’ Alman parlamentosundaki Ermeni “soykırım”ı yasa tasarısı oylamasında evet oyu veren toplam 11 Türkiye kökenli milletvekili Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “kanı bozuk” olarak nitelendirilmişti. “Yakın zamanda Türkiye’ye uçamayacağınızı bilmek dehşet verici” diyen Sosyal Demokrat Partili Aydan Özoğuz, “Erdoğan bizim Türkiye’nin bir uzantısı olmadığımızı kavramalı” dedi. Yasa tasarısının mimarlarından Yeşiller Partisi milletvekili Cem Özdemir’in çok sayıda ölüm tehdidi aldığı bildirildi. Özdemir, “Tabii ki birisi aklını kaçırıp kendi adaletini kendi sağlamaya kalkarsa ne olur diye kendime sormuyor değilim” dedi. Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyindeki Şii türbesi Seyyide Zeynep’e dün düzenlenen iki bombalı saldırıda 20 kişi hayatını kaybetti, en az 30 kişi de yaralandı. Devlet haber ajansı SANA, saldırının türbenin önündeki bomba yüklü araç ve bir intihar bombacısı ile gerçekleştirildiğini açıkladı. Hükümet güçleri tarafından korunan Şam’ın merkezine 10 kilometre uzaklıktaki türbe bu yıl altıncı kez saldırıların hedefi oldu. Bu saldırıların bazılarını IŞİD üstlenmişti. IŞİD kapana kısıldı Suriye ve Irak’ın ardından Libya’da da bozgun yiyen cihatçılar Sirte limanını kaybetti. Felluce’de yaralı militanları öldürerek kaçıyorlar IŞİD’in Suriye ve Irak’taki sözde hilafeti darbe üzerine darbe alırken, cihatçıların yeni yuvası olarak işaret edilen Libya’da da talihleri ters gidiyor. Birleşmiş Milletler’in desteğiyle geçen ay kurulan birlik hükümeti yanlısı milisler, örgütün Libya’daki kalesi haline getirdiği Sirte kentinin limanını ele geçirdi. Devrik lider Muammer Kaddafi’nin memleketi Sirte’nin kurtarılması için yaklaşık bir ay önce düğmeye basılmış, Libya jetleri hafta başında bölgedeki IŞİD mevzilerine hava operasyonu düzenlemişti. Cihatçıların makineli tüfek, top ve keskin nişancı saldırılarına karşın hızla ilerleyen milis gücü, bir yıldır IŞİD’in elindeki doğu mahallelerini temizledi. Çatışmalar, Kaddafi döneminde uluslararası zirvelere evsahipliği yapan, şimdiyse IŞİD komuta merkezi olan bir konferans merkezi etrafında yoğunlaşıyor. Milislerin sözcüsü Rida İssa, kent merkezinde beş kilometrekarelik bir alanda kuşatılan cihatçıların bubi tuzakları döşemekle uğraştığını söyle di. Örgütün üst düzey liderlerinin ise güneydeki çöle kaçtığı belirtiliyor. IŞİD’in Libya’da yaklaşık 5 bin militanı bulunduğu tahmin edilirken, bunlardan kaçının Sirte’de olduğu bilinmiyor. Hükümet yanlısı güçlerse büyük kısmı Misrata ve diğer batı kentlerinden gelen yaklaşık 2 bin milisten oluşuyor. Kent sakinlerinin çoğunun kaçtığı, ancak yaklaşık 30 bin kişinin Sirte’de kaldığı aktarılıyor. Yaralı militanlara infaz Irak ordusu ve müttefiklerinin Felluce’yi kurtarma operasyonu sürerken, IŞİD’in katliamları dur durak bilmiyor. ABD öncülüğündeki koalisyonun sözcüsü Chris Garver, yaralı militanların yük olmasınlar diye öldürüldüğünü açıkladı. NBC’ye konuşan ordu sözcüsü ise, cuma gecesi Felluce’den kaçmaya çalışan sivillere ateş açan cihatçıların, çoğu kadın ve ço cuk en az 30 kişiyi öldürdüğünü söyledi. IŞİD’in kentten ayrılmak isteyen erkeklere izin verdiği, ancak ailelerini yanlarında götürmelerine engel olduğu belirtiliyor. Bağdat’ın 48 kilometre batısındaki kentte, 30 ila 40 bin sivilin mahsur kaldığı tahmin ediliyor. Yeni hedef Azez Suriye’nin Mınbiç kentini kuşatma altına alarak IŞİD’in Türkiye’yle olan en önemli ikmal hattını kesen YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yeni hedefi Azez ve El Bab olacak. PYD Rusya temsilcisi Abdüsselam Ali, Mınbiç kurtarıldıktan sonra savaşçıların bu iki stratejik kente ilerleyeceğini açıkladı. Azez’e iki koldan ilerleyecek birliklere bu kez ABD değil Rusya’nın destek vereceğini de sözlerine ekledi. Suriyeli Kürtlerin haber ajansı ARA’ya göre, Mınbiç operasyonunda 400 IŞİD militanı öldürüldü. IŞİD’in kente ‘vali’ atadığı Usame Tunsi, ailesiyle birlikte kaçmaya çalışırken topçu ateşine hedef oldu. Libya’da yaklaşık 5 bin IŞİD militanı bulunduğu tahmin edilirken, bunlardan kaçının Sirte’de olduğu bilinmiyor. Örgütün üst düzey liderlerinin güneydeki çöle kaçtığı belirtiliyor. Cenaze Erdoğan’ın “haber” olmadan artık ulusararası ortamlarda var olması mümkün değil. Muhammed Ali’nin cenazesi de istisna olmadı. Sayıları yüz binle ifade edilen bir insan selinin katıldığı cenazeden RTE’nin, talepleri yerine getirilmediği için ayrılması uluslararası medyada törenin en dikkat çekici unsurlarından biri olarak yer aldı. Washington Post’tan Daily Mail’e, Repubblica’dan, Giornale ve La Stampa’ya dek haber köşe bucak yankılandı. WP, RTE’nin koşa koşa katıldığı bir cenazeden açıklama vermeksizin ayrılmasını “ayarsız/awkward” bir durum olarak değerlendirdi. Daily Mail, haberi, Erdoğan’ın “Türk tipi” uygulamalarının ayrıntılı dökümüyle birlikte verdi. Repubblica “Erdoğan küstü” dedi. Cenaze haberini baştan sona “demir bıyık” diye tanımladığı Erdoğan’a ayıran Berlusconi’nin gazetesi Il Giornale ise, yaşananlar için “rezalet/brutta figura” ifadesini kullandı. La Stampa da şu yorumu yaptı: “Evinde hiçbir muhalefetle karşılaşmaksızın emir yağdırmaya alışmışsan, misafir olduğun yerde haliyle sıraya girmek güç olur. Ali’nin cenazesinde istediği gibi ağırlanmayınca Louisville’den ayrılan Erdoğan, bu yüzden diplomatik bir vaka haline geldi.” Türk Cumhurbaşkanı bundan böyle artan sıklıkla bir “diplomatik vaka” olarak nitelendiriliyor. Korumalar Ekvador’da kadın dövüyor, dünyanın öbür ucundaki ülkeyle “diplomatik vaka” çıkıyor. Washington’a gidiliyor. Gürültü patırtı ardından ABD Başkanı bir basın toplantısında bizzat çıkıp “Erdoğan rahatsızlığını” dile getiriyor... Velhasıl arbede çıkmadan dönülen sefer yok. Bu neyi söylüyor? Erdoğan’ın kafasındaki dünya ve o dünyada kendine biçtiği yer ile gerçek dünya artık çakışmıyor. Bu başlı başına çok vahim. Hayal ve gerçek Son, Muhammed Ali cenazesinde de Cumhurbaşkanı besbelli tamamen başka bir ortam tahayyül etmiş. Louisville’e giden bir gazeteci “hayalleri” şöyle anlatıyor: “Muhammed Ali, bayrağı Erdoğan’a devretti. (Ali) İslamın vicdanı olmayı başarmış, hangi ırk ve inançtan olursa olsun bütün mazlumların umudu olmuştur. O duruşu şimdi Erdoğan sürdürüyor... (Bu) buluşma, farklı coğrafyalarda zulme karşı sergilenen iki ayrı başkaldırının bayrak teslimiydi. Erdoğan, Muhammed Ali’yi ve mücadelesini en iyi anlayan kişidir ve dünyadaki mazlumların hamisi ve lideri artık Erdoğan’dır.” Hal böyle olunca, üç günlük törenin en önemli ve biricik konuğu Erdoğan olmuş oluyor... Tüm mazlumlar nezdinde Ali’nin mücadelesini devralan “biricik lider” sıfatıyla oraya giden Cumhurbaşkanı’nın bu durumda özel taleplerde bulunmasından doğal ne olabilir? Tabutu başında tabii dua da okutacak, Kâbe’den örtü de koyacak, konuşma da yapacak... Niye ‘hayır’ dendi? Ama o ne? ABD’de bu çıkarımları kimseler yapmamış! RTE’nin kafasındaki cenaze Ortadoğu’da belki hayata geçirilebilirdi. Ama orası ABD... Muhammed Ali, Hıristiyan kökenlerden geliyor. Ailesinde farklı inançlardan gelen insanlar var. Bu nedenle cenazesi “ümmet propagandası” şeklinde değil, bütün dinleri ve inançları kucaklayan bir multikülti seromoni olarak gerçekleştirildi. Hahamından papazına farklı inançlardan din adamları konuştu. RTE’nin isteklerini geri çeviren son eş Lonnie çıkıp; “Tüm dinlerden temsilcilerin olması Ali’nin son isteğiydi!” dedi. Aile fertleri bu isteği, “ABD’nin ortak paydalara ve köprülere” ihtiyacı olduğunu söylerek ısrarla vurguladılar. Muhammed Ali’nin giderken bir “uygarlık çatışması” değil; bir “uygarlık buluşması” mesajı vermek istediğini belirttiler. RTE ve çevresi nereye gittiklerini önceden araştırmış olsalardı, dünyanın gözleri önünde bu ağır golü yemezlerdi. Willy Brandt’ın CIA’den para aldığı belgelerle kanıtlandı Soğuk Savaş döneminde Federal Almanya’nın en önemli politikacılarından olan, bir dönem Başbakanlık da yapmış Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) lideri Willy Brandt’ın ABD’den para aldığı ortaya çıktı. Alman dergisi Der Spiegel’in, ABD ve Almanya arşivlerine dayandırdığı haberinde Brandt’ın Soğuk Savaş ve SSCB karşıtlığı için, sürgün yıllarından beri Washington ve Amerikan istihbaratıyla el ele çalıştığı ve yoğun parasal destek aldığı anlaşıldı. Ha Brandt bere göre, SPD’nin unutulmaz lideri, eski CIA ajanı Victor Marchetti’nin “The CIA and the Cult of Intelligence” kitabındaki iddiaları 1977 yılında “yalanlarken” de yalan söylemiş. Brandt, “ne kendisine ne de partisi ne herhangi bir amaç için asla böyle paralar ödenmediğini” söylemişti. Haberde, Brandt’ın CIA bağlantılarının İsveç ve Norveç’teki sürgün yıllarından başladığı belirtildi. Brandt’ın 1950’de ABD’den ve el altından 200 bin mark aldığı, bunun kariyeri süresince de devam ettiğinin arşivlerce de belgelendiği kaydedildi. Google Clinton’u kayırıyor iddiası Arama motoru devi Google, bu kez ABD başkanlık yarışının Demok rat adayı Hillary Clinton’la ilgili inter net aramalarını manipüle etmekle suç lanıyor. SourceFed ha ber sitesi Google’ın Clinton’un dışişleri ba kanı iken yazışmala rını kişisel email he sabından yapmasın dan ötürü açılan soruş turma ile ilgili haber Clinton leri kasten sansürle diğini iddia etti. Goog le ise resmi bir açıklama yayımlayarak “Google’ın otomatik tamamlama özel liği hiçbir adayı veya sebebi kayırma maktadır” ifadesini kullandı. Rusİsrail zirvesi Ortadoğu dengelerini değiştirir mi? Britanya’nın saygın gazetelerinden Times, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Rusyaİsrail ilişkileri nin 25. yıldönümü dolayısıyla bu hafta Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyareti masa ya yatırdı. Gazete, Netanyahu’nun son bir yıl içinde ABD Başkanı Barack Obama’yı bir kez, Putin’i ise dört kez zi yaret ettiğine dikkat çekti. Ancak Netanyahu’nun baş ka müttefikler arayışının, İsrail’in Batılı müttefik leriyle ilişkileri açısın dan tehlike sinyali ol duğunun da altı çi zildi. İsrail’in Rusya ile gelişmekte olan Netanyahu ilişkisinde Rusya’nın Ortadoğu’da etkisinin artması, ABD’nin ise “kasıtlı olarak” etkisini azaltması da etken olarak nitelendirildi. Rusya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkının, ABD, Britanya ve Fransa’nın Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerine karşı bir yasa tasarısını desteklemeleri du rumunda İsrail için önemli olduğu degerlendirmesi yapıldı. Netanyahu’nun Savunma Ba kanlığı koltuğuna Rus asıllı Avigdor Lieberman’ı getirmesiyle Rusyaİsrail ilişkilerinin önem kazanacağı yorumları ya Putin pılmıştı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle