18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 27 Mayıs 2016 10 ABD, Erdoğan’a kırmızı kart gösterdi Yeni değil aslında...Uzun süredir üç temel noktada; Suriye’de desteklenecek gruplar, Kürtlerle ilişkiler ve Türkiye’deki demokrasi sorunuyla ilgili giderek derinleşen görüş ayrılıkları alttan alta seslendiriliyordu. Bunun Obama tarafından net şekilde ortaya konması ise bu yılın nisan ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin kapanışında yaptığı konuşmada oldu. Şöyle demişti ABD Başkanı: “Gerçek olan bir şey var ve bunu doğrudan da söyledim: Türkiye’deki bazı eğilimlerden rahatsız olduğum bir sır değil. Ben basın özgürlüğüne, din özgürlüğüne, hukuk ve demokrasiye güçlü bir şekilde inanıyorum...” Bugün gazetemizin birinci sayfasında iki büyük ve aslında birbiriyle bağlantılı haber var. Birincisi ABD Savcısı Preet Bharara’nın tutukladığı Rıza Sarraf’ın kefalet talebine karşı mahkemeye sunduğu 29 sayfalık dilekçe. Ve sonuna eklediği 17 Aralık fezlekesinin 55 sayfalık çevirisi ile başlayan süreç. Metinde “Sarraf ile Erdoğan da dahil üst düzey Türk yetkililer arasında bağlantılar” diye başlayan cümleler. Üç eski bakanın “hesap hareketleri belgeleri”. New York Times muhabiri Benjamin Weiser’in gerekçeden aktarmasıyla “Sarraf’ın servet ve gücünü kullanarak rüşvetle hapisten çıkışı”... Önceki geceden bugüne ve yarınlara yansıyacak haberle ilgili hukukçular “adı geçen isimlerin mallarına el konmasından yurtdışında tutuklanma ihtimallerine kadar” bir dizi ihtimalden bahsediyor. Dosyayı en iyi izleyen gazeteci İlhan Tanır dün işi yakından izleyen kritik bir haber kaynağına şu soruyu sordu: Obama, Erdoğan ilişkileri nedeniyle savcılığa baskı yapar mı? Kaynağın yanıtı şu oldu: Erdoğan’ın isminin bu kadar kolay dilekçeye eklenmesi Washington’dan yeşil ışık aldığını gösterir. Soru da yanıt da çok kritik. Ancak burada Savcı’ya haksızlık etmemek gerekir. Wall Street’i karşısına almış pek çok davada öne çıkmış bu ismin sadece “siyasetle çalışmadığı”, elinde ABD’nin istihbarat birimlerinden pek çok bilgiyle bu davaya baktığını kaydedelim. Burada kısa bir hatırlatma... Bir dönem ABD’de, Halkbank’ı ambargo sürecinde koruyan siyasi bir irade vardı. Öte yandan Türkiye’de bilinenlerin ve siyasetçilerin baskısıyla kapatılanların dışında, ABD’li savcının elinde henüz küçük bir kısmı çok önemli delillerin olduğu belirtiliyor. Kısaca; ABD konuyu yasaların korunması, kanuni yaptırımlar (law enforcement) ekseninde ele alıyor ama siyasetten de yeşil ışık yakılmış görünüyor. O armanın anlamı Gelelim sayfamızdaki ikinci önemli habere... Amerikan Özel Kuvvetleri, IŞİD’e karşı düzenlenen Rakka operasyonunda YPG savaşçılarıyla birlikte yan yana. Üstelik üniformalarında dikkat çekici bir detay var. Fransız haber ajansı AFP’nin geçtiği fotoğrafta Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka operasyonu sırasında üniformalarına YPG arması taktığı açıkça görülüyor. YPG’nin PYD’nin silahlı kanadı olduğunu hatırlatmaya herhalde gerek yok. Peki Türkiye çok uzun zamandır neyi savunuyordu? PYD, PKK’nin uzantısıdır ve terör örgütüdür. ABD ne yanıt veriyordu: Biz PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz. Dün gelen fotoğraflarla ne kesinleşmiş oldu: ABD, PYD’yi yani Suriye’deki Kürt hareketini terör örgütü olarak görmemekle kalmıyor, aynı zamanda “müttefiki” olduğunu dünyaya ilan ediyor. Türkiye’nin bölgede gerçekleştiremediği siyasiaskeri etkinliği, gücü dün itibarıyla tam bir hayal kırıklığına dönüşüyor. ABD için bölgedeki yeni müttefik resmi olarak Kürtler... Bildirideki ayrıntı Dün MGK bildirisinde “bölücü terör örgütü PYD/ YPG’nin Avrupa’da açtığı temsilcilikler müttefiklikle bağdaşmaz” deniyordu. Ancak artık Türkiye’nin şu anki iktidarının ne ABD nezninde ne de Avrupa’da sözünün çok etkisi kalmadığı açıkça ortaya çıkıyor. Ancak kaynaklar ABD’nin Erdoğan ile tamamen köprüleri attığı iddiasının ileri bir yorum olacağını belirtiyor. “Kırmızı çizgilerinde, kırmızı kart gördü” yorumu yapılıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında; kendi ülkesindeki adaletin gerçekleşmesi için ABD’li savcıya umut bağlayan, Suriyeli Kürtlerin ittifakına yorumlar döşenirken, kendi ülkesindeki Kürtlerin uğradığı zulme sessiz kalan bir durumda olmanın “utancı da” herhalde hepimize yeter... ABD’li Savcı Bharara’nın davasına delil saydığı 17 Aralık fezlekesi sosyal medyanın öncelikli gündem maddesi haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TutuklanabilirlerRIZA SARRAF’IN SAVCILIK DİLEKÇESİNİ MERCEK ALTINA ALDIK 91 kişilik listede yer aldığı iddia edilen eski bakanlar için kırmızı bültene bile gerek kalmadan ABD ve birçok Avrupa ülkesi tehlikeli olacak Savcılık dün açıkladığı dilekçe ile Rıza Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmaması gerektiğini kendisinin Türkiye’de politikacıları sa tın alan bir ‘dolan dırıcı’ ve ‘muazzam varlığı’ ile kaçma riskine sahip bir ‘yalancı’ olduğunu İLHAN TANIR söyleyerek açıkladı. Savcılığın bu sert dilekçesini 10 soru 1da mercek altına aldık. Sarraf’la ilgili bu belge iddianame mi? 30 Mart tarihinde bir ön iddia name, 25 Mayıs tarihinde ise ke faletine karşı çıkan bir “dilekçe” yayımlandı. Savcılığa yakın kay naklara göre bin sayfayı bulma sı beklenen asıl iddianamede 91 Türk vatandaşı var. Bunun yanısı ra 34 de başka ülke vatandaşı bu 2lunuyor. Sarraf olayı, 1725 Aralık ile neden ilişkili? Bharara’nın 30 Mart’ta yayım ladığı ön iddianamede, Ameri kan soruşturması ile 1725 Ara lık soruşturması arasındaki bağ tam olarak belli değildi. Ancak 25 Mayıs’te kayda geçen belgelerde bu ilişki doğrudan ortaya kondu. 1725 Aralık fezlekesinin 55 say falık tercümesinin belgelere ek 3lenmesi bunun en büyük kanıtı. 1725 Aralık’ta haklarında rüşvet suçlamaları olanlar bu davadan etkilenir mi? O rüşvet çarkı, şimdiden, Bharara’nın ‘reddiye’ dosyasında geniş şekilde ele alınıyor. Hatta 1725 Aralık sonrasında Sarraf’ın hapisten çıkmak için rüşvet da ğıttığı da var. Eğer bu rüşvetle rin ABD’yi dolandırma ve Hazine Bakanlığı’nı zarara uğratma suçla malarının bir parçası olduğu görü lürse bunlar da asıl iddianameye 4eklenebilir. Türk bakanlar için ABD’de kovuşturma açılır mı? Bakanlık görevi devam edenle rin diplomatik dokunulmazlıkları var. Bu nedenle kovuşturma için Senato ya da Başkan’dan özel iz ne ihtiyaç var. Ama faal diploma tik görevi olmayan eski bakanlar için buna gerek yok. Görünen o ki bazı eski bakanlar Bharara’nın 91 kişilik listesinde yer alıyor ve ko vuşturmanın bir parçası olacak lar. Halen Türk hükümetinde bu lunan bakanların listede olup ol madığı ise henüz bilinmiyor. Bharara’nın ofisine yakın kaynak lar bakanların dokunulmazlıkları bulunsa da savcılığın bu zırhı aş manın fomülünü bulduğunu düşünüyor. Hatırlanmalı ki geçmişte, Bharara’nın soruşturması sonucunda Hindistan’ın ABD’de bulunan üst düzey diplomatları, dokunulmazlıkları olmasına rağmen tutuklanmışlardı. Kırmızı bülten şart değil 5Türk bakanlar ABD’ye gidince tutuklanır mı? Eski bakanlar tutuklanabilir. Sadece ABD değil, ABD’nin anlaşmalı olduğu birçok Avrupa ülkesi, uluslararası havalimanları bu isimler için doğrudan tehdit edici bir durum alacak. Bunun için Interpol’den “kırmızı bülten”in gerekli olmadığı, Sarraf’ın tutuk 6lanması ile belli oldu. Sarraf ne kadar tutuklu kalır, anlaşmaya gider mi? En az 30 yıl hapis yatması kesin gibi. Ancak soruşturmayı yakından takip edenler bunu göze almayabileceği yorumunu yapıyor. ABD yargı sisteminde anlaşma müessesesi var. Sanıkları bildiklerini anlatması karşılığında savcılık suçlamaları hafileterek ceza indirimine gidiyor. Nitekim Bharara ofisinin dilekçedeki çok sert yaklaşımı, Sarraf’ın dilinin açıl 7ması için bir başka neden olmalı. Sarraf mahkum olursa Türkiye’de 1725 Aralık tekrar açılır mı? Bharara’nın dilekçesi Sarraf’ın Türk bakanların yardımları ile ambargoyu nasıl deldiğini anlatıyor. Bu açıdan Halk Bankası’nda ki bürokratların da soruşturma 8nın ilgi alanına girdiği sanılıyor. Obama, Erdoğan korkusuyla olayın kapanması için baskı yapar mı? Uzun yıllardır FBI kovuşturmalarını bilen ve izleyen kaynağımız Cumhuriyet’e yaptığı özel açıklamada “tam tersine Erdoğan ismini bu kadar kolay memorandumuna eklemesi Washington’dan yeşil ışık aldığını gösterir” dedi. Sarraf konusunda, Amerikan Kongresi’nden güçlü destek olması yanında, ABD yönetiminden de herhangi baskıya maruz bırakılmadığı duyumları var. Obama’nın 6 ay sonra görevinden ayrılacak olması da araya girmeyeceği izle 9nimini kuvvetlendiriyor. Sarraf’ın Türkiye’deki mallarına el konur mu? NYGB’ye yakın kaynakların bildirdiğine göre “eklerde kamuya açık olmayan malvarlığı listesini açıkladıklarına göre bunu yapmaları yüksek ihtimal.” Sarraf’ın malvarlığına el koyma, tedbir isteme talebinin geleceği neredeyse kesin olarak görünüyor. Türkiye’de malvarlığının tedbir talebi Türk makamlarının cevabına bağlı olsa da uluslararası bankalarda bulunan malvarlıklarının, ABD makamlarından gelen talep karşılığında dondurulması 10beklenebilir. Türkiye’nin Sarraf’ı iade ettirme gücü olabilir mi? Bu şartlarda böyle bir ihtimal söz konusu değil. lWASHINGTON Medya yine üç maymunu oynadı ABD’de tutuklu 1725 Aralık Yolsuzluk Operasyonu’nun kilit ismi Rıza Sarraf’ı ABD’de tutuklayan savcı Preet Bharara’nın soruştur maya ilişkin yeni belgelerinin yayımlanmasını yine medya görmedi. Vatan, Star, Akşam, Yeni Şafak, Milliyet, Akit, Habertürk, Yeni Çağ, Sabah, Tür kiye, Taraf, Yurt gazeteleri Rıza Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmasının reddine yönelik yayımlanan belgelere ilişkin haberi hiç görmedi. 91 kişilik listede eski bakanlar Egemen Bağış, Muammer Güler ve Zafer Çağlayan’ın olduğu iddia ediliyor. Bharara’dan bol ekli tahliye reddi Başssavcı Preet Bharara, 10 farklı eke sahip Rıza Sarraf ‘reddiyesi’ ve eklerini mahkemeye sundu. Bharara’nın reddiyesi ve ekleri şöyle: Exhibit A: Ön iddianame. B: Sarraf’ın Bekir Hazar ve Ergün Diler ile birlikte çıktığı programın 25 sayfalık dökümü. C: Sarraf’ın yaptığı 3 sayfalık eposta yazışmaları. D: Royal Denizcilik’in İran bağlantılarını gösteren döküm. E: Boş bırakılmış. F: Sarraf’ın külçe altınları, deste deste paraları, özel jeti, denizaltısı gibi lüks yaşamına kanıt olarak gösterilebilecek fotoğraflar. G: 17 Aralık fezlekesinin 55 sayfalık bir tercümesi. H: Sarraf’ın, Emine Erdoğan’ın kurucusu olduğu bilinen TogemDer’e yaptığı bağışları anlatan bir haber küpürü. I: Togemder’in, Emine Erdoğan’ın yengesini başkan ve Bağış’ın eşini ‘asil üye’ olarak gösterdiği yönetim kurulu sayfası. Sarraf’tan karşı hamle Sarraf’ın kefaletle serbest kalmasına sert şekilde karşı çıkan görüşünün ardından Sarraf’ın avukatı Benjamin Brafman’dan yeni bir hamle geldi. Brafman dün, davaya bakan hâkim Richard Berman’a bir dilekçe yazarak “Savcılığın doğru olmayan ve temelde hatalı savlar’’ ile kendi kefalet taleplerine karşı çıktığını iddia ederek cevap hakkı istedi. Sarraf’ın avukatı dilekçeye kritik öneme sahip bazı önemli ek bilgiler göndereceğinin kaydını düştü. Kıskançlar, süperlere karşı Dokunulmazlık tartışması her cephede sürüyor. Sezgin Tanrıkulu kendisini tehdit eden Ak trolleri deşifre etti, TT oldu Metro Turizm tam gün ve gece dünyada TT oldu. Firma sahibi Galip Öztürk, akıl almaz skandalı paralele bağladı Açlık grevindeki maden işçilerine sosyal medya sahip çıkıyor “Batı bizi kıskanıyor”tartışmasına son noktayı Uykusuz koydu, TT oldu Sizce? :) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle