Katalog

Çarşamba 25 Mayıs 2016 8 ekonomi EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY Cenaze töreninde yan yana saf tutan Erdoğan ile Abdullah Gül, Bodur’un tabutuna omuz verdi. İbrahim Bodur Bodur, İstanbul’dan uğurlandı 88yaşında önceki gün hayata gözlerini yuman işadamı Dr. İbrahim Bodur için ilk uğurlama İstanbul’da yapıldı. Bodur için Fatih Camii’nde cenaze namazı kılındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. Erdoğan, “Yerliydi, milliydi ve sürekli olarak bunun heyecanını, bunun aşkını duyan bir insandı. İthal malı değildi. Soyadı gibi bodur değildi, bir devdi” dedi. Erdoğan’ın yanı sıra, oğlu Bilal Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, Bodur’un eşi Sevim Bodur, kızı ve Kale Grubu Başkanı, Üst Yöneticisi Zeynep Bodur Okyay, damadı Osman Okyay, torunu İbrahim Okyay ve çok sayıda isim katıldı. Cenaze namazında Erdoğan ile Abdullah Gül omuz omuza saf tuttu. Gül de, “Kendisi gerçekten çok asil bir insandı. Türk sanayisinin temel direklerinden, birisiydi” dedi. Cenaze namazının ardından Çanakkale’nin Çan’a ilçesine götürülen, Bodur bugün öğle namazından sonra Yenice Nevruz köyünde defnedilecek. Dava sonuçlanma süresi 200 günden 450 güne çıktı Türkiye’de uyuşmazlıkların son beş yılda iki katına yakın bir sürede sonuçlanması, umutları tahkime bağladı. Bir hâkim Avrupa’da 200, Türkiye’de 800 dosyaya bakıyor Ticari uyuşmazlıkların mahkeme yerine hakemler rın mahkemeler yerine tahkimle daha ucuza ve daha hız ce çözümlendiği bir mer lı bir şekilde çözü kez olarak, ocaktan itiba leceği konusunda ren TOBB plazadaki mer hemfikir. kezinde faaliyete başlayan Ancak hemen ön İstanbul Tahkim Merkezi (İstac) ilk iki davasını almış durumda. OBülcyaüyktaş celikle şunu belirtmekte yarar var ki bir uyuşmazlığın İstanbul’da kurulan fi mahkeme yerine nans merkezinin ardından ya tahkimle çözülebilmesi için ya sası çıkarılarak uygulamaya pılan anlaşma ve sözleşmeler konulan İstanbul Tahkim Mer de, uyuşmazlığın çözümü ko kezi, bu yılın ocak ayından itibaren de çalışmalarına başladı. Merkez ve çalışmaları hak nusunda İstac’ın yetkili olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Bir yılda 800 dosya Mahkemelerin büyük bir iş yükü altında olduğuna dikkat çeken TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun verdiği bilgiye göre, Avrupa ülkelerinde bir hâkim, yılda ortalama 200 dosyaya bakıyor. Türkiye’de ise bir hâkimin bir yılda baktığı dosya sayısı bunun tam dört katı yani yılda ortalama 800 dosya. Mahkemelere her yıl 6 milyondan fazla dosya geliyor. Bunların ancak üçte ikisi o yıl karara bağlanıyor. 2 milyon dosya er tesi yıla kalıyor. İş davalarının mahkemeye gelişiyle karar verilmesi arasında geçen süre son 5 senede, 200 günden 450 güne çıkmış durumda. Bazı mahkemeler duruşma tarihlerini 6 ay sonrasına bırakıyor. Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre; ticaret mahkemelerinde bir dava ortalama 231 gün, iş mahkemelerinde 417 gün, fikri ve sinai haklarda ise 377 gün sürüyor. İşte tüm bu nedenlerden dolayı iş dünyası umudunu tahkime bağlamış durumda. kında bir grup gazeteciye bilgi veren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yöne Bu davaların temyizi yok tim Kurulu üyeleri ve İstac Yönetim Ku Merkezi çalışmaları hak sözleşmeleri olduğu bilgisini kında bilgi veren Akın vermekle yetindi. noktalardan biri her ne kadar divanın atayacağı hakem rulu Başkanı cı da, normal koşullarda ye Akıncı’nın verdiği bilgiye ler, konularının uzmanı da ol Prof. Dr. Ziya ni kurulan bir merkezin en er göre de yüz yıldır hizmet ve sa hiç yanılma payları olma Akıncı, uyuş ken 45 yılda dava aldığını an ren Paris ya da Londra tah yacak mı, tahkim sonrası baş mazlıkla cak İstac’a iki başvuru yapıl kim merkezleri yanında böl ka bir merci ya da bu sonuca dığını söyledi. Ağırlıklı ola genin yıldızı olmaya aday İs hesap verecek bir kurum ol rak inşaat ve gemicilik alanla tac, bir davayı en uzun 6 ay mayacak mı? İşte bu nokta ka rında gereksinim duyulan tah da sonuçlandıracak. Öde ranlık. Zira tahkimin temyizi kimde İstac’a gelen davalar da necek tazminat ve harçlar yok. Yani sonuç ne olursa ol Afrika ve Ortadoğu’dan. Sek mahkemelerden kesinlikle sun her iki tarafın da baştan tör söylemelerinin doğru olma fazla olmayacak. kabulleneceği bir durum. Ta yacağını belirten Akıncı, da Peki, bu merkezin hiç mi bii bu da hakemlere daha faz va konularının inşaat ve satış bir kusuru yok. Akla ilk gelen la sorumluluk yüklüyor. Ziya Akıncı 100 bin liranın altı tahkime İngiltere’deki ticari uyuşmazlıkların yüzde 98’inin, alternatif çözüm yöntemleriyle çözümlendiğini ve dosyaların yalnız yüzde 2’sinin mahkemelere gittiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, tahkim sisteminin yaygınlaştırılması için belli bir tutarın altındaki ticari davalarda tahkimi ve bireysel davalarda arabuluculuk sistemini zorunlu hale getirmeleri gerektiğini belirtti. “Bunun için Adalet Bakanlığı ve YargıtayDanıştay ile birlikte son 6 ayda 3 defa bir araya geldik. Kapsamlı çalışmalar yaptık ve bir yol haritası hazırladık. Bunların da yakında hayata geçmesini bekliyoruz” diyen Hisarcıklıoğlu, sorularımız üzerine belli miktarın 100 bin lira olduğunu yanıtını verdi. UN.RoRo’dan yeni bir liman TürkiyeAvrupa arasındaki RoRo hatlarındaki intermodal taşımacılığı alanında faaliyet gösteren UN. RoRo İşletmeleri, Türkiye’deki limanlarına bir yenisini daha ekledi. Şirket halen 322 bin araç kapasiteli 12 modern RoRo gemili filosuyla, İstanbul ve Mersin’den, İtalya’daki Trieste Limanı’na, Pendik’ten Fransa’daki Toulon Limanı’na düzenli RoRo seferleri yapıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan UN RoRo İşletmeleri Üst Yönetisi (CEO) Sedat Gümüşoğlu; Türkiye’nin Avrupa’ya RoRo ile yaptığı ihracatın yüzde 65’ini yaptıklarını hatırlattı. Ambarlı Limanı ile yılda 20.000 TIR, trafiğe girmeden Avrupa’ya ulaşacak. Verilen bilgiye göre, Ambarlı Limanı’nın hizmete girmesiyle yılda 10 milyon liralık ekonomik katkı sağlanacak. Bunun yanı sıra, 6 milyon liranın üzerinde zaman tasarrufu yapacak. l Ekonomi Servisi Sedat Gümüşoğlu Konut satışları sert düştü Türkiye genelinde konut satışları 2016 Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10.9 oranında azalarak 106 348 oldu. Konut satışlarında, İstanbul 19.537 konut satışı ile en yüksek paya (%18.4) sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u, 11.843 konut satışı (yüzde 11.1) ile Ankara, 6.568 konut satışı (yüzde 6.2) ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 7 konut ile Ardahan, 13 konut ile Hakkâri ve 18 konut ile Şırnak oldu. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüz de 27.4 oranında azalarak 33.429 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 31.4 oldu. İpotekli satışlarda İstanbul 7.050 konut satışı ve yüzde 21.1 pay ile ilk sırayı aldı. ‘Güvenilir işletme danışmanı olacağız’ Hafta sonu yapılacak seçimlerde başkanlığa aday olan Yücel Akdemir, artık yalnız defter tutan değil, güvenilir işletme danışmanı” olma misyonu ile hareket ettiklerini söyledi. İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) 29 Mayıs’ta Lütfi Kır dar Kongre Merkezi’nde yapılacak olan seçimle yeni başkanını seçecek. İstanbul’da 40 bine yakın üyesi bulunan İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) başkanı adaylarından Yücel Akdemir, Türkiye’de başka hiçbir kurumda olmayan nispi tem silin İSMMMO seçimlerinde uygulandığını belirtti. Yahya Arıkan’ın başkanlığının ardından Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği (ÇDMB) adına seçimlere giren Akdemir, “Şimdi artık mali müşavir olarak, birlikte iş yapma kültürünü de geliştirmek üzere, sadece defter tutan değil, mali raporları ha zırlayan, yorumlayan, yönetim danışmanlı ğı yapan, uzmanlıkla rıyla daha çok ka zanan bir meslek mensubu olmak üzere eğitim pro jelerimizle gele ceğe yürüyoruz” dedi. Yücel Akdemir İşgücü piyasalarında dibe doğru yarış Küresel kapitalizm 2008’den bu yana içine sürüklendiği krizi aşma çabasında Ne FED’in küresel para piyasalarına boca ettiği milyarlarca dolar sıcak para, ne sıfırlanan faizler, ne de kemer sıkmaya dayalı istikrar saplantıları krizi aşmaya yeterli olabildi. Zira kapitalizmin yapısal ve sistemik boyutta sergilenen bir kriziyle karşı karşıyayız. Krizin aşılmasında, sistemin mantığı açısından tek bir çare var: Emeğin kazanımlarının ve ücretlerin geriletilmesi. Küresel boyuttaki bu olgu “dibe doğru yarış” diye anılmakta. Dibe doğru yarış, dünyamızda 200 milyona ulaşan işsiz; kapitalizmin tüm hegemonik merkezlerinde orta sınıfın çözülmesi ve sanayide istihdamın daraltılarak hizmet sektörlerinde geçici ve güvencesiz nitelikli enformel işler olarak şiddetlenmekte. 20 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanan “Özel İstihdam Büroları Aracılığıyla Geçici İş İlişkisini” yasallaştıran kiralık işçi düzenlemesi de Türkiye’nin bir çevre ekonomisi olarak bu küresel dibe doğru yarışta kendine düşen görevi yerine getirme çabası olarak değerlendirilmeli. Özetle, bu yasayla birlikte işsizler özel istihdam bürolarının elemanı olacaklar. Maaş ve sigortalarını da bu bürolar ödeyecek. İşverenler diledikleri koşul ve süreyle buralardan işçi kiralayacaklar. Emek örgütleri tarafından “köle pazarı” olarak nitelenen bu yasayla birlikte, istihdam büroları işsiz konumunda olan başvuru sahiplerini sigortalı olarak işe alacaklar; “kiralanacak işçinin” maaşı da asgari ücret üzerinden yatırılmış olacak. İşletmeler ise ilgili istihdam bürosundan işçileri kiralayacaklar ve “kiraladıkları” işçiye ait hiçbir yükümlülük üstlenmemiş olacaklar. HHH Bu gelişmelere koşut olarak, TÜİK’in Hane Halkı İşgücü şubat ayı verileri bu sürecin ulusal işgücü piyasalarındaki parçalanmışlığı ve enformalleşmeyi belgeler nitelikte: Toplamda yüzde 10.9’a, tarımdışı kesimlerde yüzde 12.7’ye ulaşan işsizlik oranı; sanayide sürekli gerileyen istihdam ve cinsiyete dayalı ayırımın derinleştiği Türkiye. Hemen belirtelim ki, sayısı 3 milyon 224 bine ulaşan söz konusu işsizler “açık işsiz” niteliğinde. Bu kesim son bir ay içerisinde aktif olarak iş arayan ve iki hafta içinde işbaşı yapmaya hazır iş arayıp da bulamayanlar ile sınırlı. DİSK Araştırma Dairesi’nin verilerine dayanarak, bu kesime “son bir ay içerisinde iş aramamış olan, ancak iki hafta içerisinde işbaşı yapmaya hazır” iş bulmaktan umudunu kesen işsizleri de katarsak “geniş” tanımlı toplam işsiz sayısı 6 milyon 437 bine çıkıyor. Bu tanıma göre işsizlik oranı yüzde 19.9’a dayanmış durumda. İşsizlik artık ekonominin kronikleşmiş, yapısal bir sorunu haline dönüşmüş iken, sanayisizleşme ile birlikte mevcut “işlerin kalitesi” de geriliyor. TÜİK verileri 2012’den bu yana sanayide istihdam kayıplarının 100 bin kişiye ulaştığını; “yeni” istihdamın çoğunlukla “eğitim”, “güvenlik”, “konaklama ve yiyecek” ve “perakende ticaret” gibi hizmet sektörlerinde ve geçici nitelikli işlerde olduğunu belgeliyor. Kendi iç dinamiklerine dayanmayan ve ulusal tasarruflardan beslenme olanağını yitirmiş bu bağımlı yapının büyümesi ise yurtdışından gelecek sıcak para ve kayıt dışı sermaye hareketlerine bağlı durumda. Küresel kapitalizmin uluslararası işbölümü içerisinde ithalat ekonomisi ve ucuz işgücü deposu olarak konumlanan “yeni” Türkiye’de, ekonomik şiddet ile siyasal terör ve şiddet kol kola geziyor. Has Grup ArGe Merkez belgesi aldı Sayıları 249 olan ArGe merkezlerimize bir yenisinin daha eklendiğini ve sayının 250’ye ulaştığını ifade eden eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “250. ArGe merkezi belgesi, tekstil makineleri imalat sektöründe faaliyet gösteren Has Group Makine Endüstrisi’ne verildi” dedi. Bakanlıktan gelen açıklama ve belge üzerine duyduğu memnuniyeti ifade eden Has Group Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Hasbay; ArGe çalışmaları ile ilgili, yenilikçi yön ve geliştirilen makine ve süreçler kadar ancak piyasa da rekabetçi bir güce sahip olabileceğine dikkat çekerek, bu nedenle ArGe merkezimizin faaliyetleri ve beklentileri içerisinde; yeni ürün geliştirmek, ihtiyaç veya gelen talep doğrultusunda prototip üretimi gerçekleştirmek olduğunu ifade etti. l Ekonomi Servisi C MY B