18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Mayıs 2016 10 Mendil getirin, akıl terledi Genelkurmay’ın en anlı şanlı başkanlarından, “Boru bu boru” ya da “Kâğıt parçası” gibi özlü sözlerin sahibi, konuşmalarında Horkheimer, Adorno gibi ağır top düşünürlerin adlarını anarak ne kadar derin bir entelektüel, ne kadar elit bir asker olduğunu kanıtlamış, mütekait General İlker Başbuğ’un Almanya’da düzenlenen bir ADD toplantısında imam hatip liselerine ve ilahiyat fakültelerine övgü üstüne övgü düzüp, yararlarını yere göğe sığdıramadığı konuşmasını okumuş; kendimce keyifli bir Tırmık yazmıştım. Yazıyı tam gazeteye gönderecekken bir hata yaptım. Açık televizyonun karşısına oturma gafletinde bulundum. Günlerden salıydı. Siyasi partilerin “grup toplantısı” denen, parti amigoları eşliğinde genel başkanların kükreme, naralanma, bağırma, çok bağırma, öteki liderlerden daha çok bağırma ve… ve “hiçbir şey söylememe” günüydü. Üstelik çiçeği burnunda Başbakan Binali Yıldırım konuşuyordu. Büyülenmiş gibi kalakaldım. Baştan sona kadar dinledim. Birinci izlenim: Mesut Yılmaz’dan sonra konuşmalarının cümle hatta kelime arasına reklam alınabilecek bir başbakanımız daha oldu. Binali Yıldırım en çok üç kelimeyi art arda getiriyor, ardından okkalı bir boşluk geliyordu. İşte bu onu iyice zorladı. Çünkü grup toplantısı salonunda konu mankeni görevi gören milletvekillerinin yanı sıra daha önce pek görmediğimiz sayıda bir parti amigoları ekibi de yer almıştı. Kalabalıktılar. Stadyumlardaki taraftarlar kadar kalabalıktılar ve amigoları stadyumlardaki amigolar kadar hünerliydi. Üstelik hüner gösterisinde endazeyi kaçırdılar ve taze başbakanın ilk grup konuşmasını berbat ettiler. Adamcağız tam üç kez “Yav bi susun; bir soluklanın, ben konuşayım, sonra ne kadar böğürürseniz böğürün” diye yalvardı ama dinleyen kim!.. Ellerine bir harita mı almışlar, biri bir liste mi tutuşturmuş bilemem. “Erzincan seninle gurur duyuyor” diye başlayıp Samsun, Erzurum, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Şereflikoçhisar, Rize, Afyon, İzmir’i falan Binali Yıldırım’la gurur duyan kentlere dahil edip, saydıkça sayıyorlardı. Bu nakarata ara verdiklerinde “Reeeeecep Taaaayip Erdoğan, Recep Tayip Erdoğan” nakaratına geçtiler; oradan ne demekse “İzmirli Binali” diye tutturdular. Bir ara iyiden iyiye sapıttılar benim Göztepe’min ezeli rakibi “35 buçuk Karşıyaka”nın taraftarı kesildiler ve “Kaf kaf kaf, sin sin sin, kaf sin, kaf sin kaf sin kaf” diye salonu inlettiler. Ardından yeniden kentleri sayıp “gurur duyuyor” muhabbetine geçtiler ve… Ve evet, “Ödemiş seninle gurur duyuyor” demezler mi? İtiraf ediyorum; kendimi tutamadım, “Hoooop, hooop!.. Ben hariç, en azından ben hariç. Ayrıca bencileyin çok Ödemişli var, palavra sıkmayın” diye televizyon aygıtına karşı sert bir polemiğe giriştim… HHH Peki, Binali Yıldırım ne dedi? Valla önemli hemen hiçbir şey söylemedi. Ankara gazetecileri onun konuşmasını cımbızlayıp, satır aralarından derin anlamlar çıkaracaklardır ama siz onların değil, benim söylediklerime kulak verin. Yeni başbakan bilmediğimiz hiçbir şey söylemedi. Bundan sonra sadece Tayyip Erdoğan’ın dedikleri yapılacakmış, zaten o görüp görülebilecek en değerli bir bilge imiş, falan filan… Bir de kalkınmaya ağırlık verilecekmiş. Bunu söyledi ve ekledi “Alın teri ile akıl terini birleştireceğiz…” İşte orada koptum. Aklım terledi. Mendil aramak için kalktım, kalkarken televizyonu da kapattım… haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 65. HÜKÜMET KURULDU, KABİNEDE SÜRPRİZ DEĞİŞİKLİKLERE GİDİLDİ Dolmabahçe masasındaki isimlerin ikisi kabine dışı Yeni hükümete ‘ekonomi’ ve ‘küskün hareketi önleme’ kaygıları damga vurdu. Erdoğan’ın Gül ekibini tasfiye taktiği 65. Hükümet’te de uygulandı. Yeni hükümet’te Dolmabahçe fotoğrafında yer alan Mahir Ünal ve Yalçın Akdoğan yok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hükümetlerdeki Abdullah Gül ekibini ‘yavaş yavaş’ tasfiye tak tiğini 65. hükümette de uyguladı. Başba kan Ahmet Davutoğlu’na yakın isimler arasında sayılan Lütfi Elvan, Başbakan Yardımcılığı’ndan Kalkınma Bakanlığı’na kaydırılarak, önümüzdeki dönemde getirilecek ana yasa değişiklikleri nede niyle Davutoğlu ve ekibi nin küsmesine önlem alın dı. Parti tabanına da “Par EMİNE tide bir sıkıntı yok, kut KAPLAN lu yürüyüşe devam” me sajı verildi. Ekonomide pi yasalardaki beklentiler dikkate alınarak riske girilmedi, geçiş dönemi için “Meh met Şimşek’le devam” kararı alındı. Nu rettin Canikli Başbakan Yardımcılığı, Ni hat Zeybekci de Ekonomi Bakanlığı’na getirilerek ‘milli ekonomi’ ekibinin ağır lığı artırıldı. Dolmabahçe fotoğrafında yer alanlardan bir tek Efkan Ala kabine de kalabildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldırım’ın başbakan olarak grup toplan tısına katılması için yarım günlüğüne Ankara’ya geldi. Başbakan Binali Yıldı rım, dün 65. hükümetin kabinesini Cum hurbaşkanlığı Sarayı’na sunarak onay aldı. Kabinenin kurulması süreci ve lis teyle ilgili şu gelişmeler dikkat çekti: ‘Gruba başbakan olarak gir’ Yıldırım’a “Grup toplantısına başbakan olarak girmelisin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabinenin bugünkü grup toplantısına yetişmesi için önceki gece İstanbul’dan yarım günlüğüne Ankara’ya geldi. Binali Yıldırım ile gece yarısı yaklaşık 2 saat görüşen Erdoğan, kabineye son şeklini verdi. Erdoğan, sabah 10.30’da da Yıldırım’a randevu verdi. Bir saat süren görüşmenin ardından Yıldırım, yeni kabine listesini açıkladı. 8 bakan gitti, 9 bakan geldi Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AB Bakanı Volkan Bozkır, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve Baş Yıldırım, kabinenin onaylanmasının ardından görevi Davutoğlu’ndan devraldı. bakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan listedeki kabine dışında kalan bakanlar oldu. Kabineye yeni giren 9 isim ise Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, AB Bakanı Ömer Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan oldu. Lütfi Elvan, Kalkınma Bakanlığı’na, Nabi Avcı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, İsmet Yılmaz Milli Savunma Bakanlığı’na, Fikri Işık Milli Savunma Bakanlığı’na kaydırıldı. Yerlerini korudular Başbakan yardımcıları Numan Kurtulmuş, Mehmet Şimşek ve Alparslan Türkeş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu yerini korudu. Erdoğan ve Yıldırım, ekonomide piyasaların beklentisi doğrultusunda hareket ederken risk almadı. Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı olarak kabinede kaldı. Ancak Ekonomi Bakanlığı’na Nihat Zeybekci, Başbakan Yardımcılığı’na Nurettin Canikli ile ‘milli ekonomi’ ekibinin ağırlığı sağlandı. Kayseri önlemi Daha önce Mustafa Elitaş ile temsil edilen Kayseri için bu kez Özhaseki’nin kabineye girmesi, “Kayseri’ye ‘kabinede iyi bir temsil verdik, başka yere kayma’ mesajı” olarak nitelendirilirken, “Abdullah Gül” önlemi olarak yorumlandı. Yıldırım, çok önem verdiği Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı’na kendi bakanlıkları döneminde bürokratı olan Kars Milletvekili Ahmet Arslan’ı getirdi. ‘Küskün hareketi’ önleme Davuto ğlu’na yakın isimlerden Lütfi Elvan’ın Başbakan Yardımcılığı’ndan Kalkınma Bakanlığı’na kaydırılmakla birlikte kabinede kalması ‘sürpriz’ olarak nitelendirildi. Elvan’ın hükümette kalmasında Yıldırım ile Davutoğlu arasında önceki gün gerçekleşen görüşmenin etkili olduğu ileri sürüldü. Liste hazırlanırken, önümüzdeki dönemde gelecek anayasa değişiklikleri de dikkate alınarak Davutoğlu ve ekibinin küsmesine bu şekilde önlem alındığı belirtiliyor. Böylece parti tabanından gelebilecek olası tepkilere karşı “Hiçbir sıkıntı yok, kutlu yürüyüşe devam” mesajı verildiği kaydediliyor. 65. Hükümet’te kimler geldi, kimler gitti? Koltuğa oturanlar Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Sağlık Bakanı Recep Akdağ Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Ahmet Arslan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Koltuğu değişenler Fikri Işık (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Milli Savunma Bakanlığı’na) Lütfi Elvan (Başbakan Yardımcılığı’ndan Kalkınma Bakanlığı’na) Nabi Avcı (Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na) İsmet Yılmaz (Milli Savunma Bakanlığı’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na) Koltuğa veda edenler Yalçın Akdoğan (Eski Başbakan Yardımcısı) Sema Ramazanoğlu (Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı) Fatma Güldemet Sarı (Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı) Volkan Bozkır (Eski AB Bakanı) Mehmet Müezzinoğlu (Eski Sağlık Bakanı) Mustafa Elitaş (Eski Ekonomi Bakanı) Cevdet Yılmaz (Eski Kalkınma Bakanı) Mahir Ünal (Eski Kültür ve Turizm Bakanı) Nihat Zeybekci Mustafa Elitaş Devir teslim başladı Kabinenin açıklanmasının ardından başbakanlık başta olmak üzere bakanlıklarda devir teslim törenleri düzenlendi. Başbakan Davutoğlu, Çankaya Köşkü’nde Binali Yıldırım’ı ağırladı. Yıldırım’a hayırlı olsun dileklerinde bulunan Davutoğlu, “Allah utandırmasın” dedi. Binali Yıldırım, Ahmet Arslan’a Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevini devretti. Kabinede bir tek Efkan Ala kaldı CçrçskdnmgaiııaueemenfüdnmdırnckdAiekeAadahekkkldluayadçaaeeren,etoybllfreseeğçtaoiinşere”anşttniknakkioinkirl’eanğiıadosnnyrnrkiirkığaamkueeMEtfiamsttnrDobaıadiğanholiİodnçsytıilireiğuımbeşynÜ.areleddaeAnnlabaıiruş’rllaiıaaıtnı“ğplBnh’ipnlrisdadlçkaaıeeknaieamr.araYbkktfnaliaeaaonmbılbllteEmlieaoifsağı 2 bakan MYK’yE kaYdırıldı mas(Şt(mkrnmmdisMdidimdairlAnuikeiltıaeıişıbaiıamaükşsmKenşlAktGnlaYleeıibPdaiciinckynlSşlıiüz(ri’aeıylşşdıtnşellçdo)zlleışDaalırö,kğiaereiğır(ndknrydrEiiiyggıvnrşliııakneoe)ram)yle(ulrvi,enao,ainniğreeknennMlN:()latyl,gne,ossesuHKaü(npuşaÖieoaokrslraakesraduMnotsCaerrdzyyhtrhuiuadefnçrnYtaeahaıeıimmmiukiniorsufltvKamtd(sağriidrmvylkdlc’veuuiöHsYu.ealeAıÇieiatliilşzaoEna)ggretltradtkc,lizesrteıaeseorlaü)VeYıüııkaln)ştc,rknnçpll.ırieiyetıÇüıkl)eeı(nml(Mükö,d(d(utağsillAslğMregnabmeaYaoübb)iRdşytezö,nienKsaandka,eAvtdDryeşşh’eGdiitsieemğlkaıkbm,edaa.dievEalaeMdminKhtvellnp)Knne)erEüıeaa,en,tioark6rgllYybyıAhhk)röhmlesaea,iiaalmaihnuozarsrrevneet Grup da değişebilir dtEğdbvtGğnNeıkiıeeerfniikuroyıaknlliuıriaçrlnlriaeyepalbsitolnrüiritoiğblbımlgtirnepryioüianurnıicaoşutşdsmBererCkapute.ağalnlianauEnkbnignnaDsakavgbribknkoaşuAeeaiiılykbğlkiKznMeM’adniuaıPelclnYleaiunnenlevGrdKsdbrKğıebtnii’arandluiakiuaı,şyniebfsink5plkoaleaadisağngrBçtEneen.eirialnimğçiuolztyşeeiipaalmkaşmyşekkareba’desanaiıbşanpkısytvmilşıelıieelekanncrkcacieıinelinalısdliğke.i İLK BAKANLAR KURULU beştepe’de Bkkgy(BpkleboaMaöaerdunonnrşbgeeDugıtomiürevşrünlaanaıpdneazmmn)eaylldoeiva’ıaCldnıklrakyaİueınylacBabamsanaydariaprkıhakanbln.apiaumkıaiİcnarçgtzZıbacle,ıaöioğaardarrdvlşığarıdzKşekekırüz,ubasaağ.mtnriukde’eOunına.rbrldErlulşYöeaaarelerardkntdlıortksedoadıeıanpiğnmehrrblm.aMaüğkiüYnnnkeeiYc,aetüorKa“ırilsmmlBiıed’alndıenaneeeıt dirme imkanımız olacak” dedi. Günlerdir konuşuluyor kimlerden oluşacak diye... İsimler, eğilimler hepsi masaya yatırılıyor. Sanki koltuklarını doldurabileceklermiş, özgürce icraat yapabileceklermiş gibi. 65. Hükümet’in üyeleri kelimenin tam anlamıyla “bakan”lar kurulunu oluşturuyor. İradelerini, icraatlarını “tek bir adam”a teslim etmiş, onun ağzının içine, oradan çıkacak “kutsal emirlere” “bakan”lar... İtaatte kusur etmeyen, yıllardır gözünün içine bakan da “baş bakan”... Bugün millete “külliye” diye pazarlanmaya çalışılan, 1000 odalı, yüzme havuzlu Saray’a gidecekler, ilk toplantılarını “huzur”da gerçekleştirecekler. Ne mutlu onlara tarihe geçecekler... Kendi bulundukları parlamentoya, koltuklara ihanet edip ülkeyi “tek adam rejimine” götürme çalışmasını yapan ekip olarak hatırlanacaklar. Pazar günkü atama kongresinde de dünkü grup toplantısında da Binali Yıldırım açıkça ilan etti: Yolları; Erdoğan yolu, işleri; şu an anayasa, kuvvetler ayrılığı tanımadan fiilen ülkeyi yöneten Erdoğan’a yasal bir meşruiyet sağlamak... Dün grup toplantısında konuşmaya çalışırken izledim ‘Bakan’lar kuruluYıldırım’ı... Kendinden, yapacaklarından çok Erdoğan’dan ve onun ile gölge kabinehaklarından bahsetti. Dedi ki: “Şimdi diyorlar ki değerli arkadaşlar, efendim yapıyor. Ülke güvenliği için, ekonomi için, Cumhurbaşkanı memleket meselelerine barış için, kardeşlik için, kurumların uyum karışıyor, eskiler gibi otursun orada. ve ahenk içinde çalışması için her türlü Temsili olsun. Ben soruyorum inisiyatifi kullanıyor, bundan sonra da şimdi, milletime soruyorum. 21.5 kullanmaya devam edecek.” milyon vatandaşın oyunu alan bir Tabii şimdi yandaşlar “güvenlik, Cumhurbaşkanı ne yapacak? Millete ekonomi, kurumların çalışması için karşı sorumluluğu var, ben sorumsuzum her türlü inisiyatifi o kullanıyorsa siz ne diyemez. Siyasi sorumluluğu var. İşte yapacaksınız?” diye sormayacak. Eski Cumhurbaşkanımız da bunun gereğini “merkez”in “fatihleri” ne başarılıydı yazılarından fırsat bulup bu çarpıklığı sorgulamayacak. Biz hepsinin yerine yaparız, sorarız... Bu arada AKP’nin “içeridekilerden” çok “dışarıdakilerden” haber veren bir kaynağım önceki gün partinin önemli isimlerinden birinin istifa hazırlığında olduğunu aktardı. Bu “çiçek” gibi kulis doğrulanmadı ama başka bilgiler akmaya başladı. Abdullah Gül’ün etrafında her geçen gün biraz daha büyüyen bir halka oluşmaya başladığı... Bu halkanın AKP içinde ya da dışında nasıl bir oluşum gerçekleşebileceği konusunda fikir jimnastiğini artırdığı... Kaynak “aslında AKP’den dışlananlar adeta bir gölge kabine” dedi... Gül “başbakan”, Bülent Arınç “başbakan yardımcısı”, Ali Babacan “Ekonomiden Sorumlu Bakan”, Hüseyin Çelik “Milli Eğitim Bakanı”, Cemil Çiçek “Adalet Bakanı” diye saymaya başladı. Ben sadece dinledim. Oturup teker teker bu isimlerin “muktedir” oldukları günlerde yaptıkları olumsuzlukları ya da göz yumduklarını tartışmadım... Bitirirken önceki gün AKP’nin MKYK’sinde, dün kabinede ve MYK’de yer bulamayan bir isimden Yalçın Akdoğan’dan bahsetmek istiyorum. Kendisi Erdoğan adına medyaya “neyi nasıl yapacakları talimatlarını ileten, atılması gereken gazetecileri patronaja bildiren” isim olarak sivrilmişti. Kürt sorununda Dolmabahçe mutabakatındaki fotoğrafta yer almış, ancak Erdoğan’ın işaretiyle kısa süre sonra “şahinleşmişti”... Şimdi ne kabinede var, ne partinin yönetim kurullarında... Bol vakti olacak “özeleştiri” için... Belki bu süreçte kendine sorduğu sorulardan biri de “değdi mi” olur. İktidar gelir geçer, etraf boşaldığında en yakıcı soru sanırım budur. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle