18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Mayıs 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bazılarının vazgeçilmezliğinin sırrı ne? Eski bakan Yazıcı’nın eşinden yeni Bakanlar Kurulu’na sert tepki AKP’li eski bakan ve MKYK üyesi Hayati Yazıcı’nın eşi ve AKP İstanbul İl Kadın Kolu Kurucu üyesi Selma Yazıcı sosyal medya hesabından “Bazıları nın vazgeçilmezliğinin sırrı ne!!!” diye yazarak yeni kabineyi eleş tirdi. Selma Yazıcı’nın hesabından “Kabine hayırlı olsun diyemeyeceğim” diye yazdığı ve daha sonra bu mesajı sildiği de iddia edildi. Selma Yazıcı’nın sosyal medya hesabındaki sabitlenmiş mesaj ise dikkat çekti: “Yıllar öncesinden bir anı” mesajıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1999 yılında cezaevine girdiği ve avukatlığını Hayati Yazıcı’nın yaptığıyla ilgili bir tweeti paylaştı. O tweet’te şöyle yazıyor: “İstanbul Belediye Başkanı Erdoğan 26 Mart 1999 günü Pınarhisar Cezaevine girdi. Erdoğan ve avukatı Hayati Yazıcı.” Selma Yazıcı daha önce de AKP’nin milletvekili aday listesini eleştirmiş “Yazık Ak Parti bunlarla mı seçime gidecek” demişti. l Haber Merkezi MYK’de eskiye dönüş Hayati Yazıcı ve Şaban Dişli gibi AKP’nin kuruluşu sırasında MYK’de önemli görevler üstlenen isimler yeniden kilit noktalara getirildi Başbakan Binali Yıldırım’ın yeni hükümeti kurduktan sonra açıkladığı AKP MYK’de, kabine dışında kalan Cevdet Yılmaz ve Mehmet Müezzinoğlu genel başkan yardımcılıklarına getirildi. Partinin ilk kurulduğu dönemlerde genel başkan yardımcılığı yapan Hayati Yazıcı, siyasi ve hukuki işlerden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirilerek partinin ‘ikinci adamı’ oldu. Rüşvet iddiaları nedeniyle 8 yıl önce MYK’den istifa eden Şaban Dişli, yine ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirildi. AKP MYK, Binali Yıldırım başkanlığında ilk toplantısını dün akşam yaptı. Basına kapalı toplantı, yaklaşık 1.5 saat sürdü. AKP’nin yeni MYK’si bazı bakanların kurula kaydırılması nedeniyle kabinenin belli olmasından sonra açıklandı. Kabine dışında kalan Cevdet Yılmaz, tanıtım ve medyadan sorumlu genel başkan yardımcılığı ve parti sözcülüğüne, Mehmet Müezzinoğlu da sivil toplum ve halkla ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirildi. Kongreden önce MYK’de yer alan 6 isim Mustafa Ataş, Mehdi Eker, Vedat Demiröz, Nükhet Hotar, Çiğdem Karaaslan ve Abdülhamit Gül yerini korudu. Yeni genel başkan yardımcılarının görev dağılımı şöyle: Hayati Yazıcı (siyasi ve hukuk işleri), Mustafa Ataş (teşkilat), Ahmet Sorgun (seçim işleri), Mehdi Eker (dış ilişkiler), Cevdet Yılmaz (tanıtım ve medya), Mehmet Müezzinoğlu (sivil toplum ve halkla ilişkiler), Öznur Çalık (sosyal politikalar), Erol Kaya (yerel yönetimler), Şaban Dişli (ekonomi), Vedat Demiröz (mali işler), Nükhet Hotar (ARGE), Yasin Aktay (insan hakları), Çiğdem Karaaslan (çevre, şehir ve kültür), Abdülhamit Gül (genel sekreter). Aktay ve Çalık yeniden MYK’ye daha önce de kurulda yer alan 4 ismin geri dönmesi dikkat çekti. Partinin ilk kurulduğu dönemlerde teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Hayati Yazıcı, 8 yıl önce rüşvet iddiaları nedeniyle MYK’den istifa eden Şaban Dişli, 7 Haziran seçimlerinden önce dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığını yürüten Yasin Aktay ile Öznur Çalık, yeniden genel başkan yardımcılığı görevine getirildi. Grup da değişebilir Nurettin Canikli’nin bakan olması nedeniyle boşalan AKP Grup Başkanvekilliği için parti grubunda seçim yapılacak. Grup başkanvekillerinin nezaketen istifalarını sunabileceği, 5 grup başkanvekilliğinden bazılarının değişebileceği belirtiliyor. Eski MYK’de seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığını yürüten Doğan Kubat ile eski Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş’ın tekrar grup başkanvekilliğine kaydırılabileceği kaydediliyor. l ANKARA / Cumhuriyet Yazıcı Ataş Sorgun Yılmaz Çalık Kaya Dişli Müezzinoğlu Demiröz Hotar Aktay NECATİ SAVAŞ 10 dakika müsaade edinBinali Yıldırım’ın TBMM’ye gelişi sırasında uzun bir karşılama kuyruğu oluşması dikkat çekti. Gül Eker Karaaslan meramımı anlatayımTRSİBEÜSNLELNERDEİ Binali Yıldırım, Başbakan olduktan sonra ilk grup toplantısını yaptı Başbakan Binali Yıldırım, hükümeti kurduktan sonra geldiği grup toplantısında “terör ve paralel yapıyla mücadelede taviz verilmeyeceği”, başkanlık sistemi için çalışılacağı mesajı verdi. Halktan 21 milyon oy alan bir Cumhurbaşkanı’nın millete karşı siyasi sorumluluğu olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Ülke ekonomisi için barış, kardeşlik için kurumların uyum ve ahenk içinde çalışması için her türlü insiyatifi kullanıyor. Bundan sonra da kullanmaya devam edecek” dedi. Türkiye’yi terör belasından mutlaka kurtaracaklarını söyleyen Yıldırım. Türkiye’nin bölgesinde birçok sorunla karşı karşıya olduğunu kaydederek “Yapacağımız çok basit, dostlarımızın sayısını artıracağız, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız” dedi. Yıldırım, bölücü terör örgütüyle amansız mücadele devam ederken paralel örgütle de mücadelenin süreceğini vurgulayarak, “Şunu herkes bilsin; kimse Türkiye Cumhuriyeti’yle bilek güreşine tutuşamaz. Tek devlet vardır, tek vatan vardır, tek bayrak vardır, tek millet vardır. NECATİ SAVAŞ Gerisi fasaryadır” diye konuştu. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafın dan seçilmesiyle birlikte anayasanın artık fiili durumun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak hale geldiğini savunan Yıldırım, “Artık Cumhurbaşkanımızın, seçimle işbaşına geçmiş Cumhurbaşkanı’nın milletiyle ilişkisindeki fiili durumunu anayasa Bir ara sesi kısılan Yıldırım, konuşmasının sloganlarla kesilmesi üzerine “Erzincan, İzmir, Anadolu hepiniz buradasınız, heyecanınızı anlıyorum. Ancak sesim zaten yine arıza moduna geçiyor. Biraz bana müsaade edin, 10 dakika meramımı anlatayım sonra istediğiniz kadar coşkuya serbestsiniz” dedi. ya uygun hale getirmek biz AK Parti Grubu’nun en önemli işidir, boynunun borcudur. Biz, başkanlık sistemi dahil yeni anayasayı gerçekleştirmek için gerekli çalışmaları hemen başlatacağız” dedi. Yıldırım, muhalefet partilerine yeni anayasayı birlikte yapma çağrısında bulundu. l ANKARA / Cumhuriyet Sosyal medyada “kulisçi” diye geçinenlerin aslında palavracı olduğunu, iktidara yakın diye Ankara dedikodusu aktaran gazetecilerin de aslında bir türlü iktidarın merkezine nüfuz edemediklerini, dün açıklanan kabineyle gördük. Global piyasalar açısından kritik önemi olan tek isim Mehmet Şimşek, kabinede kaldı. Şok. Ahmet Davutoğlu’na yakın diye gideceği söylenen Lütfi Elvan da. Şok. İktidar partisinin ilk dönemindeki oy artışında hatırı sayılır rolü olan sağlık politikalarının mimarı Recep Akdağ geri dönüyor. Sürpriz. Ve Avrupa’yla ilişkilerin son derece sıkıntılı bir düzlüğe girdiği bir dönemde, Ömer Çelik AB Bakanı... Türkiye’nin artık “fiili” olarak başkanlık sistemine geçtiği yorumu sıkça yapılıyor. Yanlış değil. Cumhurbaşkanı’na yakınlığıyla bilinen Mevlüt Çavuşoğlu, Ahmet Davutoğlu döneminde bir türlü Dışişleri Bakanı olduğunu hissedememişti. Davutoğlu hem bakanlığa hem de dış ilişkilere hâkimdi. Bundan sonraki süreçte ise dış politika ve temsil konusunda Türkiye’nin yegâne yüzü Tayyip Erdoğan olacaktır. Dış politika Saray’da yapılacak. Ahmet Davutoğlu’nun gönderilişinde Avrupa’yla kurduğu iyi ilişkilerin de bir rolü olduğu sır değil. Erdoğan’ın bu durumu kendisine yönelik bir “komplo” ya da “operasyon” olarak gördüğüne dair kuvvetli emareler var. Bu yüzden de tam TürkiyeAvrupa ilişkilerinin ivme kazandığı dönemde, Davutoğlu’yla birlikte kurban edilen, AB Bakanı Volkan Bozkır ve müzakere süreci oldu. Diplomat kökenli Volkan Bozkır’ı denklemden çıkardığınızda, Ömer Çelik iktidar partisinden AB Bakanlığı’na getirilebilecek yegâne isim. AKP’nin mevcut Meclis grubunda, Avrupalılarla aynı masaya oturtabileceğiniz başka da isim yok. Çelik ağır bir muhafazakâr değil; İngilizcesi pek akışkan olmasa da liberalentelektüel bir tarzı var; Batı dünyasının kodlarını iyi tanıyor. Avantajı, Davutoğlu’nun yapamadığı bir Avrupa’yla sıkıntılı yaz rahatlıkla Erdoğan’la konuşabilmek. Davutoğlu, Erdoğan’ın “etrafından dolanmayı” seçmişti, Ömer Çelik ise doğrudan yüzüne “Bunu böyle yapalım” diyebilir. Dezavantajı ise, TürkiyeAB ilişkilerinde yolun sonuna gelinmiş olması... Bundan sonraki dönemde Avrupa’yla ilişkiler, bir müzakere süreci değil, iki güç bloku arasındaki “ikili ilişkiler” olarak seyredeceğine kuşkunuz olmasın. Mesele sadece Davutoğlu’nun gitmesi ya da Türkiye’deki otoriterleşme değil. Avrupalılar Ankara’nın artık bambaşka bir yola girdiğini görüyorlar. Merkel’in Erdoğan’a verdiği destek yüzünden Almanya’da yaşadığı iç sıkıntılara bakın. Avrupa Parlamentosu’ndaki isyana bakın. Gazeteciler hapse atılacaksa, Kürt meselesi karşılıklı öldürme ve yıkımla götürülecekse, akademisyenler hedef alınacaksa, İslamcı bir rota varsa, Avrupa ül kelerinin böyle bir Türkiye’yi kendi kamuoylarına kabul ettirmeleri mümkün değil. Nokta. Bu yüzden bundan sonraki süreçte Erdoğan’ın en büyük sıkıntısı yine kendi imajı olacak. Cumhurbaşkanı’nın Avrupa ülkelerine “resmi ziyarette” bulunmak istediğini biliyoruz. (Sadece bir zirveye katılmak için öylesine uğramak değil, “devlet başkanı” olarak resmi protokol.) Özellikle de İngiltere’de kraliçeyi ziyaret etmek istediği sır değil. Ancak Türkiye artık Avrupa için “zehirli” bir konu. Avrupalılar fellik fellik kaçıyorlar resmi ziyaret fikrinden. İngiltere ve Almanya özellikle. Bir Avrupalı diplomat, “Washington’da yaşananlardan sonra Avrupa’da kimse Erdoğan’ı ağırlamak istemiyor” dedi. (Söz ettiği Brookings’de gazetecilere yönelik saldırı.) Ayrıca Avrupa’da bizde olmayan “protesto” özgürlüğü var. Erdoğan’ın, Ahmet Davutoğlu’nun Brüksel gezisi sırasındaki Kürt protestosunu “PKK çadırı” diye ne kadar diline doladığını hatırlarsınız. Kimse olası bir Erdoğan gezisinde protesto olmayacağının garantisini veremiyor. Almanya, Fransa ya da İngiltere’ye de gitse, aynı çadırlar olacaktır. O zaman siz düşünün kıyameti... haber 5 Gerçekçi Ol İmkânsızı İste Umutsuz bir tablo çizilmek istenmiyorsa ilk koşul gerçeklerin görülmesi olmalı. Gerçekleri dikkate almayan hayaller kurarak yeni bir aşamaya evrildiği görülen gidişe dur denilebileceği sanılmamalıdır. İktidar partisi 7 Haziran’daki gerilemeyi kısa bir süre içinde her türlü olanağı değerlendirerek 1 Kasım’da tersine çevirdi. Bundan sonraki adımları, kendisini herhangi bir düzen yasasıyla da bağlamadan attığı adımlardır. AKP sistemde değişikliklerle zaman yitirmek istemiyor; doğrudan rejimi değiştirme hedefine hızlı bir tempoyla ilerliyor. HHH Düzen içinde onun parlamentosunda sınırlı güce sahip muhalefet partileri ise değişikliğe kendilerini uydurma, adapte etme sürecini gönüllü gönülsüz kabul etmiş görünüyorlar. MHP “Kürt sorununu terörle mücadele yöntemleriyle çözme” temelinde iktidar partisiyle daha derin uzlaşmalar peşindedir. Parti içi muhalefeti de bu uzlaşmanın bir getirisi olarak “halletmek” istiyor. HDP ya da parlamentodaki Kürt siyasi hareketi ise kendisini bu son dönemeçte ikili bir kıskaç içinde bulmuştur. HDP, bir yandan iktidarın marjinalize etme, parlamento dışına sürme operasyonu ile karşı karşıya, öte yandan PKK tarafından sıkıştırılıyor. HHH CHP’ye farklı bir açıdan bakmakta yarar var. Dokunulmazlıklar konusunda her türlü strateji taktik savaşını kötü bir oyuncu olarak yenilgiyle terk eden CHP, siyasi literatüre “teslim olarak başarı kazanmayı düşünen parti” olarak geçecektir. Böyle bir oyun kuruculuğunun hiç ama hiç şansı yoktur. Partili vekillerin ezici çoğunluğu dokunulmazlıklar konusunda parti yönetimi ile aynı kanıyı paylaşmadı. Bizim görebildiğimiz kadarıyla bu karmaşık taktikler parti tabanında, özellikle de vazgeçmeye hazır yönetime rağmen 19 Mayıs yürüyüşünü örgütleyen genç partililerde kabul görmedi. Parti yönetiminin sokaktan korktuğu anlaşılıyor. HHH Parti lideri, sürekli olarak AKP içindeki “hoşnutsuz” kesimlerin siyasette hiçbir anlamı olmamış ve olmayacak konumları üzerinden politika üretmeye çalışıyor. Nasıl “seçildiği” belli yeni yönetimi bile düzenin kurallarına uymaya çağırıyor. Bu türden bir stratejinin ne anlamı ne de bugünkü tabloda bir karşılığı var. Bunun sürdürülmesi rejim değişikliğine doğru hızla kayan zeminde o zeminle birlikte yeni rejimin parçası haline gelmeye yol açar. CHP içinde bu zemin kaymasına itirazı olmayanların, yeni rejim içinde kendilerine muhalefet görevi biçenlerin olduğunu biliyoruz. Onlara yalnızca tarih okumalarını, kendilerine benzer politikacıların akıbetlerini incelemelerini tavsiye edebiliriz. HHH Umutsuz tabloyu tersine çevirmenin yolu gerçekleri görmekten geçiyor dedik. Rejim değişikliği konusunda adımlarını hızlandıran iktidar partisine karşı demokratik muhalefet güçlerinin hiç vakit yitirmeden harekete geçmeleri, hayal kurmadan bir yurttaş hareketini, yani kendilerini örgütlemelerinden başka bir çıkar yol görünmüyor. Bu demokratik muhalefeti harekete geçirebilecek potansiyel güç, niceliksel ve niteliksel olarak sol siyasetin aktörlerinde var. Teori ile pratik, gri ile yeşil arasındaki diyalektik ilişki somut durumun somut tahlili ile birleştiğinde belki rejim değişikliğini önlemenin ötesine geçmenin kapısı da açılabilecektir. “Gerçekçi olmak, imkânsızı istemek”, mümkün olanın karakterini neden değiştirmesin ki. Cemaate iki ayrı operasyon: 54 kişi gözaltında Mersin merkezli 14 ilde Fethullah çı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda Mersin eski İstihbarat Şube Müdürü Ali İhsan Kaya’nın da aralarında bulunduğu 45 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında 42 kişinin de arandığı belirtilirken arananlar arasında benzer suçtan tutuksuz yargılanan Mersin eski istihbarat müdürlerinden Ali Çengelci’nin de bulunduğu belirtildi. Operasyon kapsamında FETÖ/PDY’ye yakınlığı ile bilinen okul, dershane, şirket ve derneklerde de arama yapıldı. Şüphelilerin örgüt üyeliği, yöneticilik ve örgüte maddi finans sağladığı iddia edilirken soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Aksaray’da FETÖ/PDY operasyonu kapsamında örgüte finans sağladığı ileri sürülen 9 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden adliyeye sevk edilen 1 kişi tutuklanırken 8 kişi işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecek. Hakkâri’de gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan ve önceki akşam mahkemeye sevk edilen 13 şüpheliden 5’i tutuklandı. 8 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 4 Sivas merkezli 12 ilde düzenlenen “FETÖPDY” operasyonunda gözaltı sayısı 7’ye çıktı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle