18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Mayıs 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 3 ERCİYES DAĞI’NA MAYIS KARI YAĞDI Yağışlı havanın etkili olduğu Kayseri’de, hava sıcaklıklarındaki ani düşüş nedeniyle Erciyes Dağı’nın yüksek kesimleri ve zirvesine 7 cm. kalınlığında kar yağdı. Hava sıcaklığı Erciyes Dağı’nda 4 dereceye kadar düştü. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 22/18 Ankara 22/12 Trabzon 24/14 İzmir 24/18 Antalya 24/18 Mersin 26/19 Kars 20/4 Diyarbakır 28/13 Bursa 240/1 4 0 Adana 260/1 7 0 Artvin 220/1 0 0 Çanakkale 220/1 5 0 Balıkesir 250/1 2 0 Sivas 230/6 0 Erzurum 190/4 0 Eskişehir 210/1 2 0 Aydın 260/1 5 0 Gaziantep 260/1 3 0 Konya 240/1 1 0 Atina 250/1 5 0 Berlin 220/1 4 0 Girne 270/1 9 0 Londra 150/9 0 Moskova 220/1 5 0 Paris 200/9 0 Madrid 220/1 3 0 Amsterdam 160/1 2 0 Roma 230/1 2 0 New York 280/1 7 0 Tokyo 240/1 9 0 TARİHTE BUGÜN 1944: Nuri Demirağ’ın fabrikasında yapılan Türk yolcu uçağı İstanbul’dan Ankara’ya uçtu. 1954: Türkiye, Osmanlı borçlarının son taksidini ödedi. 1977: ‘Yıldız Savaşları’ filmi gösterime girdi. Utandıran savunma Ugandalı Jesca’nın İstanbul’da camdan atılarak öldürülmesi davasına Jesca Nankabirwa avukatın skandal sözleri damga vurdu: Fuhuş için Türkiye’ye geldi Ugandalı Jesca Nankabirwa’yı (39) camdan atarak öldürdüğü gerekçesiyle yargılanan Enver Dursun’a müebbet hapis verildi. Sanığa “iyi hal” indirimi uygulayan mahkeme, cezayı 25 yıla indirdi. Dursun’un avukatı Ahmet Şentürk ise mahkemede ölen kadını aşağılayan bir savunma yaptı. Şentürk, Jesca’nın fuhuş yapmak amacıyla Türkiye’ye geldiğini öne sürerek “Kör ölünce badem gözlü olur” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın karar oturumunda sanık yakınları, karar açıklandıktan sonra bağırarak, küfürlerle Jesca’nın avukatlarının ve davayı izleyen feministlerin üzerlerine yürüdü. Aktivistler, adliyede 1.5 saat mahsur kaldı. Jesca’nın 150 TL’ye anlaşa rak Dursun’un evine gittiğini ancak 300 TL istediğini söyleyen Şentürk, tartıştıklarını, Jesca’nın sanığa tokat attığını, sanığın da karşılık verdiğini öne sürdü. Sanığın polis çağırması üzerine, Jesca’nın sınır dışı edilme endişesiyle kaçmak için pencereden kendini attığını söyledi. Jesca’nın avukatlarına “ucuz numaralar yapıyorlar” diye laf atan Şentürk, şöyle konuştu: “Bunlar siyahi. Siyahiler güçlü insanlardır. Boksta, baskette de. Müvekkilim tek başına onu aşağıya atamaz. Atması için en az 23 kişi olması lazım. Kör ölür badem gözlü olur. Siz hiç Aksaray’a gittiniz mi? Oralar rezalet. Hep bu tür insanların fuhuş pazarlığı var. Müvekkilimin erkeklik onuru incinmiştir. Jesca, Türkiye’ye fuhuş yapmak için gelmiştir.” Son sözleri sorulan sanık ise “Mağdur olan benim, eğer atmak isteseydim ben onu oradan atmazdım. Arka balkonumuz var oradan atardım” dedi. Uganda’dan 2013’te gelen Jesca Nankabirwa, 6 Eylül 2014’te ortadan kayboldu ve bir hafta sonra hastane morgunda bulundu. 4 arkadaşı, 13 Eylül’de Jesca’yı teşhis etti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Mehmet Ayvalıtaş ADLİ TIP RAPORU Ayvalıtaş tam kusurluymuş! Adli Tıp, Gezi Parkı eylemleri sırasında, Mehmet Ayvalıtaş’ın (20) yaşamını yitirdiği 2 Haziran 2013’teki trafik kazasında, Ayvalıtaş ve yaralanan Seyit Kartal’ı asli ve tam kusurlu buldu. Sanıklar Mehmet Görkem Demirbaş ve Cengiz Aktaş’ın “kusursuz” olduklarını bildirdi. Mahkemeye ulaşan raporda, “Ayvalıtaş ve Kartal, yaya girişlerinin mevcut fiziki engellerle yasaklanmış otoyola girip vasıtaların çarpmasına maruz kalarak kendi can güvenliklerini tehlikeye düşürmüşlerdir. Dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup, asli ve tam kusurludurlar” denildi. l İSTANBUL Sancar Sancar’dan asker ziyareti Nobel Kimya ödüllü Prof. Aziz Sancar ve eşi Gwen Sancar, terörle mücadelede yaralanarak Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tedavi gören asker ve polisleri ziyaret etti. Sancar ve beraberindeki heyeti GATA Komutanı Korgeneral Ömer Paç ve GATA Dekanı Tümamiral Hayati Bilgiç’in karşıladığı, şeref defteri imzalatılarak, rölyef tablo ve şilt takdim edildiği kaydedildi. l ANKARA Madenciler aylarca kaçak çalıştırılmış Kilimli’de işçiler ocakta, yakınları ise yukarıda direnişi sürdürüyor Zonguldak Kilimli’de maden işçilerinin başlattıkları açlık grevi 7. gü nüne girerken yeni bir skandal ortaya çıktı. Maden ocakları nın aylarca kaçak çalıştırıldığı belirlendi. İşçilere destek ver mek için ocağa giden TMMOB ve sendikalar ise saldırıya uğradı. Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan (TTK) rödovans MUSTAFA ÇAKIR yoluyla aldıkları sahaları işle ten Deka ve Bal çınlar Madencilik Şirketleri’ne paralel yapıyla mücadele kap samında 13 Nisan’da kayyım atandı. İşçilerin ücretleri ocak ayından bu yana ödenmiyor. Yaklaştırmadılar Ocak ve şubat ücretlerini alamayan işçiler nisandan bu yana eylemlerini sürdürüyor. Önce işe gitmeme eylemi yapan, son olarak açlık grevi başlatan işçiler 7 gündür ocaktan çıkmıyor. Önceki gün akşam saatlerinde TMMOB, sendikalar ve sivil toplum örgütleri işçilere destek vermek amacıyla madene gitti. Ancak polis grubun madene yaklaşmasına izin vermedi. Basın açıklaması yapan sivil toplum örgütleri temsilcileri Kilimli Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan araçlarına giderken 1520 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Saldırıda iki genç yaralandı. Saldırının öğrenilmesi üzerine TMMOB kente heyet gönderdi. TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Torun, Zon CKuİmlihmulrii’ydeet 7075 işçi ocakta eyleme devam ediyor. Rahatsızlanan 15 işçi hastanelere kaldırıldı. İşçilere kredi de çektirilmiş İşçilerden alınan bilgiye göre iki şirketin, işçilere kredi de çektirdikleri öğrenildi. Şirketlere kayyım atanmasının ardından işçiler binlerce liralık kredi borçları ile baş başa kaldı. guldak Valisi Ali Kaban’a saldırının planlı ve organize olduğunu, grubun demir boru ve çubuklarla saldırdığını aktardı. Torun, aldıkları duyumlara göre sivil polislerin de saldırgan grubu yönlendirdiklerini valiye iletti. Vali, saldırıdan yeni haberi olduğunu söyledi. Kömür satılırsa... Ocakların aylardır kaçak çalıştırıldığı da ortaya çıktı. Vali ocakların izinsiz çalıştıklarını doğruladı. Kaban, TMMOB heyeti ile görüşmesinde eylemlerin devam ettiği iki ocağın birisinin 1.5 yıldır, birisinin de 6 aydır izinsiz, kaçak çalıştırıldığını söyledi. Vali, ocakların izinsiz çalıştırılması nedeniyle TTK’yi suçladı. Vali, 5 bin ton kömürün satılarak en kısa sürede işçilerin alacaklarının ödeneceğini de ifade etti. 15 işçi hastenede Dün gece boyunca ocakta fenalaşan işçiler ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. Rahatsızlanan işçilerin sayısı 15’e ulaştı. Polisin madene giden yolu kestiği noktada bekleyen işçi yakınları her ambulans geçtiğinde yakınlarından bir haber alabilmek için çırpındı. Ambulanstaki işçilerin isimlerini öğrenmeye çalışan işçi yakınlarından fenalaşanlar oldu. l ZONGULDAK Polis, kurduğu barikatla dışarıdan gelenlerin ocağa yaklaşmasına izin vermiyor. İşçi yakınlarının endişeli bekleyişleri sürüyor. Demokratik geçiş Ataol Behramoğlu, Cumhuriyet’te yayımlanan son yazısında, Erdoğan’ın işin içine askeri endüstriyel kompleksi de dahil edecek şekilde sağın tek merkezde toplanması meselesini hallettiğinden bahsettiğim bir yazıdan hareketle isabetli ve tartışılması gereken bazı sorular sormuş. Ben yazıyı, sağın Erdoğan tekelinde yoğunlaşmasının aslında solun bildiği bir mesele olduğunu ve sınıfın tekrar solun merkezinde yer alması gerektiği çıkarımıyla bitirmiştim. Behramoğlu ise bıraktığım yerden devam etmiş ve sadece sınıf temelli siyasetle çok uzun yol gidilemeyeceği, solun Aydınlanma devrimine sahip çıkması ve Kürt meselesindeki tutumunu netleştirmesi gerektiğinin altını çizmiş. Kendisinden çok farklı düşünmüyorum. Askeri ya da sivil otoriter rejimlerden çıkış yolları üzerine kafa yorulan bir alan. Yakın zamanda editörlüğünü ABD’li siyaset bilimci Abraham Lowenthal ile Şilili bir kanaat önderi olan Sergio Bitar’ın yaptığı “demokratik geçiş dönemlerini” konu alan bir kitap yayımlandı. Kitapta, Brezilya, Şili, Gana, Endonezya, Meksika, Filipinler, Polonya, Güney Afrika ve İspanya’da otoriter rejimlerden demokrasiye geçiş incelenmiş. Kimi başarılı, kimi yarım yamalak giden bu demokratikleşme hikâyelerinin içindekilerle, yani hem baskıcı iktidarın hem de demokratik muhalefetin üyeleriyle söyleşiler yapılmış. Kitabın editörleri daha sonra bir makalede başarıya ulaşmış demokratik geçiş dönemlerinde bazı ortak noktaları belirlemişler. Şöyle özetlenebilir: Yönetebileceğine halkı inandırarak kamuoyu desteğini kazanabilmek. Siyasi partileri, sosyal hareketleri, işçileri, öğrencileri ve iş çevrelerini bir araya getirebilmek. Zamanında baskıcı iktidarla işbirliği yapmasına rağmen bugün demokratikleşmeden yana olanları dahil edebilmek. İktidar içi çatlakları gözlemleyip kullanabilmek. İktidar içerisinde “bir çıkış stratejisi” arayan unsurlarla temas kurabilmek. Maksimalist talepleri erteleyip asgari müşterekler üzerinden muhalefeti birleştirebilmek. Şiddet yanlısı olanları marjinalize etmek. Yani sınıfı merkezine alan solu aşan, geniş bir demokratik muhalefet bloku oluşturmak bahsedilen demokratik geçiş dönemlerinde etkili olmuş. Elbette genel geçer bir formülden bahsetmek mümkün değil. Ancak bu tespitler çok da isabetsiz değil. Buradan hareketle siyaset bilimci Yard. Doç. Deniz Yıldırım’ın “Üçüncü Halkçı Demokratik Atılım Çağrısı” başlıklı yazısına dikkat çekmekte fayda var. Yıldırım, meşrutiyetle başlayan ve Cumhuriyet’le tamamlanan süreci birinci, 1960’lardan 12 Eylül’e kadar yükselen solu ikinci halkçı demokratik atılım olarak değerlendiriyor ve bugün bir üçüncüsüne ihtiyacımız olduğunu savunuyor: “İlk çare; hedefi küçült, cepheyi genişlet. Üçüncü HalkçıDemokratik Atılım asgari bir program önerisiyle halkın önüne çıkacak, halkla birlikte örgütlenecek. Bu asgari program, Türkiye’nin acil çözüm bekleyen sorunları etrafında en geniş zemini örgütleyecek.” “Taşerona, güvencesizliğe, iş cinayetlerine, topraksız mevsimlik tarım işçilerine, işsizlere seslenen bir sınıf içeriğiyle ‘halkçılık’ güncellenecek.” “Kürt sorununu birlikte gönüllü yaşam formülü etrafında halkın rızasıyla, demokratik yollardan çözmek Üçüncü HalkçıDemokratik Atılım’ın görevi olacak.” “HalkçıDemokratik Atılım stratejisi sosyal demokrat, Atatürkçü, merkez sol, merkez sağ, milliyetçi kitleler için azami program, sosyalist siyasetler içinse asgari program olacaktır. Bu anlamda ikinci atılımda kaçırılan fırsat bu kez kaçırılmamalı, Üçüncü Halkçı Demokratik Atılım’da en geniş halk iktidarı seçeneği etrafında bir araya gelinmesinin yolları aranmalıdır.” Çoktandır “özgürlükçü olmayan demokrasiler” ya da “yeni otoriter rejimler” arasında sayılan bir memlekette yaşıyoruz. Buradan demokratik çıkış yollarını tartışmak da birinci önceliğimiz olmalı. Sayın Behramoğlu’na, konuyu biraz olsun açmama imkân veren yazısı için teşekkür ederim. Zabıta kurşun yağdırdı Zabıtapilavcı tartışmasında müşteri yaşamını yitirdi Büyükçekmece’de zabıta memuru ile seyyar pilavcı arasında çıkan tartışmaya müşteri de dahil olunca kan aktı. Olay, önceki akşam meydana geldi. Zabıta memuru Yüksel T. (48), seyyar pilav satan bir kişiye “Pilav arabanı buradan kaldır” diye uyarıda bulundu. Pilavcı itiraz edince, zabıta ile seyyar pilavcı arasında tartışma çıktı. Bu sırada pilav yiyen müşteri İbrahim Halil Aslan (36) da tartışmaya dahil oldu. Yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine, müşteri İbrahim Halil Aslan zabıtayı darp etmeye başladı. Zabıta da yanındaki silahla İbrahim Halil Aslan’a 8 el ateş etti. Vücudunun değişik yerlerine mermi isabet eden müşteri olay yerinde hayatını kaybetti. Olay sonrası polise giderek teslim olan zabıta Yüksel T, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ndeki sorgusunun ardından zırhlı araçla Büyükçekmece Adliyesi’ne sevk edildi. Olayda hayatını kaybeden İbrahim Halil Aslan’ın tehdit ve yaralama suçlarından poliste kaydının olduğu öğrenildi. l İSTANBUL/DHA Vali yardımcısı kurtarılamadı Kahramanmaraş’ta geçen hafta makam odasında tabancayla kendisini başından vuran Vali Yardımcısı Ferhat Kurtoğlu (48), hastanede dün yaşamını yitirdi. Kurtoğlu’nun cenazesi valilikteki törenin ardından karayoluyla memleketi Isparta’ya gönderildi. Kahramanmaraş Valiliği’nden yapılan açıklamada Kurtoğlu’nun ailesi ve yakınlarına başsağlığı dilendi. l K. MARAŞ/Cumhuriyet Hhaayvaatykasutrıtğaırdı Bursa İnegöl’de Yenice Köprüsü yakınlarında dün sabah 27 yaşındaki Mustafa Özdoğru yönetimindeki otomobil, Eskişehir yönüne giderken yol kenarında park eden Ali İhsan Bosnalı yönetimindeki çekicinin dorsesine arkadan çarptı. Otomobilin hurdaya döndüğü kazada, araçta sıkışan sürücüyü iftaiye ve 112 ekipleri güçlükle kurtardı. Feci kazadan hava yastığı sayesinde ağır yaralı kurtulan Özdoğru kaldırıldığı İnegöl Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. l BURSA/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle