23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Mayıs 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Türkiye kaderci çıktı Önemli olan Davutoğlu’nun istifası değil! Davutoğlu’nun istifası, “Pelikan dosyası” üzerine tartışmalar yoğun. Bence esas tartışılması gereken, Meclis Başkanı’nın laiklikle ilgili açıklamasıyla, Can ve Erdem arkadaşlarımıza verilen ceza, Can’a silahlı saldırı arasındaki ilişki. Davutoğlu’nun istifası rejimin mekaniğine ait. Bu ilişki ise, rejimin hakikatine ışık tutuyor. Laiklik, demokrasi, özgürlük İlber Ortaylı geçenlerde bir yazısında, “‘LAICUS’ Yunancadan gelme Latince bir tabir. Yunanca’da düpedüz ‘halk’ demektir”... Latinin ‘laicus’u da ‘rahiplerin dıs¸ında kalan’dır.”... “Egˆitim ve bilgi, ruhbana ait bir imtiyaz ve nimet oldugˆundan ‘is¸ bilmez, egˆitimi düs¸ük’ adam anlamında da geçer” diyordu. Bu saptama, ruhban sınıfının bilgi üzerindeki tekeline işaret ediyor ve Laicus kavramı da, halkın, çoğunluğun yönetimi anlamına gelen demokrasi kavramıyla buluşuyor. Gerçekten de bugün laiklik, kapitalizme, kapitalist sınıfın, “eski rejime” karşı siyasi, kültürel mücadelesine ait bir kavram. Yükselmeye başlayan kapitalist sınıf, toplumda zamanın, mekânın paylaşımını, konuşulabilir olanın sınırlarını kendi yaşam pratiğini kolaylaştıracak, yeniden üretecek biçimde genişletmek istediğinde siyasi, ideolojik engellerle karşılaştı. Bunları aşmak istediğinde de karşısına öncelikle İlber Hoca’nın değindiği ruhban sınıfının, onun tekelinde tuttuğu bilginin, bu durumu yeniden üreten kurumsallaşmış dinlerin baskıları çıkıyordu. Ruhban sınıfına, kurumsallaşmış dine yönelik eleştirilere 16. yüzyıldan itibaren gittikçe artan oranda, yeni sınıfın önde gelen entelektüellerinin (Örneğin: Hobbes, Spinoza) yazılarında görüyoruz. Bu yazarlar, “mucize” kavramına karşı nedensonuç ilişkisini, doğanın yasalarını, dini düşünceye karşı bilimsel düşünceyi, felsefeyi savundular. Aydınlanma “olayı” sırasında da, Voltaire, Hume, Rousseau, Kant gibi düşünürler, insanın yaşam pratiğinin, aklının özgürleşmesi için kilisenin devletin müdahalesinden kurtulması gerektiğini savundular. Özetle: Bugünkü laiklik kavramının tarihsel içeriğini ruhban sınıfının, kurumsallaşmış dinlerin toplumsal egemenliğine karşı itirazlar, ruhban sınıfının bilgisini sorgulama, eleştirme özgürlüğü, dini siyasi iktidar alanından (kamusal alandan) çıkartma talebi oluşturdu. Ve bir hegemonya operasyonu... Laiklik kavramı, siyasal İslamın, AKP aracılığıyla iktidara yükselme, zamanın, mekânın paylaşımını, konuşulabilir, görülebilir olanın sınırlarını kendi yaşam pratiğini destekleyecek biçimde genişletme, giderek hegemonyasını inşa etme sürecinde tepetaklak edildi: Laiklik, liberal entelijensiyanın azımsanamayacak katkılarıyla, demokrasinin, özgürlüklerin karşıtı olarak sunuldu. Laikliği yeniden tanımlama, yumuşatma söylemi var olan rejime karşı, özgürlükleri genişletme yönünde değil, siyasal İslamın entelijensiyasının (ulemanın: bir ruhban sınıfın) iktidarını ve simgesel evrenini (Sünni İslamın hakikat rejimini) restore etme yönünde işleyen bir söylemi besledi. Ülkede laikliği daha da geliştirmek, örneğin Sünni İslam ile devlet arasındaki bağı kopartmak, düşünce, eleştiri özgürlüğünün sınırlarını genişletmek yerine, laikliği özgürlük kavramının karşısına koyarak sınırlamayı amaçlayan söylem, aslında düşünce, eleştiri özgürlüklerini giderek sınırlayan bir hegemonya sürecinin önünü açtı. Bir süredir, konuşulabilecek, anlamlandırılabilecek olanın sınırları, siyasal İslamın yaşam pratiğinin gereksinimlerine göre yeniden belirleniyor. Can ve Erdem gibi, barış isteyen akademisyenler gibi, yandaş basına katılmayan gazeteciler gibi, bu pratiğin içine sığmayanlar, giderek artan oranda, fiziki, simgesel şiddetle susturulmak isteniyor. Bugün laikliği savunmak, düşünce özgürlüğünün, demokratik hakların genişletilmesini savunmaktır. Düşünce özgürlüğünü, demokratik hakları savunmak, dinin kamusal alandan çıkarılmasını savunmaktır. Intel’in araştırmasına göre Türkiye’de kadercilik var ve bu kedere yol açıyor Türkiye’de halkın neredeyse yarısının en büyük ha tanımlayanların en fazla (yüzde 16) tercih ettiği meslek öğretmenlik ve yali ‘bir meslek sahibi ol (yüzde 16) doktorluk olur mak’ ve ‘kendilerini gü ken, bunları futbolcu/ vence altına almak’. Intel’in 855 yaş ara sında kadın ve erkekler ALİ ÇELİKKAN sporcu/antrenör (yüzde 9), sanatçı, pilot ve polis olmak (yüzde 7) izliyor. le gerçekleştirilen Türki Hayali maddiyat odak ye Hayal Araştırması’na göre lı düşünenlerin en fazla kurdu insanların yüzde 49’u çocuk ğu hayal ise kendi işinin sahi ken hayal kurmaya başlıyor. bi (yüzde 9) olmak. Katılımcılar Hayal kurma, yaş ilerledikçe para kazanmanın yolunun ken dramatik şekilde azalıyor. Ye di işini kurmaktan geçtiğine tişkinlerin sadece yüzde 14’ü inanıyor. Her 2 kişiden biri; ha hayal kurduğunu belirtiyor. yal kurmak için kişinin “geçim Hayal kurma sıklığına bakıldı derdinin olmaması” gerektiğini ğında da benzer bir tablo orta düşünüyor. ya çıkıyor. Çocukluk ve ergenlikte sürekli hayal kurduğunu Kadınlar hayalci belirten (yüzde 32) katılımcı Intel Türkiye Hayal Araştır lar, yetişkin yaşlara doğru ha ması sonuçları, kadınların ha yal kurmaktan neredeyse vaz yal kurmayı erkeklere göre da geçiyor. ha çok sevdiğini de ortaya koy Tek hayal iş du. Hayal kurmayı çok sevdiğini söyleyenlerin yüzde 58’i Araştırmayı yürüten Futu kadınken, erkeklerde bu oran re Bright Şirket Kurucu Ortağı yüzde 42. Düşünülenin aksine Akan Abdula ve Intel Türkiye metropollerde hayal kurma ora Genel Müdürü Burak Aydın’ın nı yüzde 42 iken, küçük iller veridiği bilgilere göre, her 10 de yaşayanlarda bu oran yüz katılımcıdan 5’i en büyük haya de 52’lere ulaşıyor. Toplum ge linin “sadece bir meslek sahibi neline yönelik gerçekleştirilen olmak” olduğunu söylüyor. Ka araştırmada, üniversite mezun tılımcıların hayale meslek ve larında hayal kurma oranı yüz maddiyat odaklı yaklaşmaları de 78’lere ulaşırken, bu oran nın temel nedeni ise, “gelece ilkokul mezunlarında yüzde ği güvence altı 56’lara düşüyor. na alma kay Bekârların yüzde 76’sı sü gısı.” Ha rekli ve sık sık hayal kurduğu yalini nu söylerken evlilerde bu oran meslek yüzde 65 seviyesinde kalıyor. olarak Girişim fikri olup hayata ge çiremeyen her 4 kişiden 3’ü te mel neden olarak maddi sıkıntı lar/sermaye yoksunluğunu gös teriyor. l EDREMİT Fikri Özdemir Can Dinçer Kurun kaybettirdiğini4065 inç arasındaki yeni TV serisinin fiyatları 2 bin ile 5 bin TL arasında değişiyor. futbol kazandıracak Dolar nedeniyle küçülen TV pazarı, Avrupa şampiyonası ile sıçrama yapmayı hedefliyor. Geçen yıl 5.72 milyar TL’si yurtiçinden olmak üzere toplam 14.2 milyar TL satış gelirine ulaşan Arçelik AŞ, bu yıl yenilikçi televizyon modelleriyle büyüyecek. Televizyon satışlarında en az yüzde 10 artış sağlaması öngörülen Avro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası ve yaz olimpiyatları için özel televizyon serileri üreten Arçelik, şirket olarak pazarın üzerinde bir büyüme bekliyor. Arçelik’in Beylikdüzü’ndeki fabrikasında düzenlenen toplantıda konuşan Arçelik AŞ Türkiye’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Can Dinçer, “2015’te Türkiye’de her 40 saniyede 1 tüketiciyi yeni bir TV ile buluşturduklarını belirterek “TV pazarındaki ana markalarımızla yüzde 16’lık büyümeye ulaştık. 2016’ya da güçlü başladık. Yılın ilk çeyreğinde pazar yüzde 13 daralırken Arçelik olarak satışlarımızı yüzde 8 artırmayı başardık” dedi. Dinçer, “Tüketiciler, büyük ekran, akıllı özellikler ve Ultra HD (4K) görüntüyü destekleyen televizyonları daha çok tercih etmeye başladı. Smart TV’lerin penetrasyon oranı son 2 yılda yaklaşık 4 kat arttı” dedi. l Ekonomi Servisi IMF’nin de gözü kıdemde Megabank geliyor Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Biz Hazine olarak İslam Kalkınma Bankası ile birlikte Megabank’ın en azından birinin İstanbul’da, Türkiye’de kurulması çalışmalarını devam ettiriyoruz” dedi. Endonezya’nın da benzer bir taleple çıktığını anlatan Şimşek, “IMF, Dünya Bankası toplantılarında üçlü toplantı yaptık. Bu toplantı sonucunda birer heyet oluşturduk. Bunlar oturup bakacaklar. Endonezya önemli bir ülke, dünyada ilk 10’a girme potansiyeli olan nadir Müslüman ülkelerden birisi. Biz bu işi Endonezya ile birlikte götüreceğiz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) emeklilik ve kıdem tazminatı reform planlarının tam ve hızlı uygulamasının Türkiye için kilit önemde olduğunu belirterek, “Hassasiyetler ve tasarruf oranını etkileyecek yeni politikalarda gecikmenin azaltılması aciliyeti karşısında çabalar mümkün olduğu kadar erken başlamalı” dedi. AKP hükümetinin, kıdem tazminatında ‘bireysel kıdem fonu’ uygulaması için çalışmalarına devam ettiği yeni sistemle işten çıkarmalar kolaylaşacak. Kıdem tazminatı almak hayal olacak. Tüm işçiler ‘gündelikçi’ gibi çalışacak, sendikalaşma imkânsız olacak. IMF, son doğu Avrupa bölge sel raporunda Türkiye ile ilgili şu tespitlere yer verdi: 4 Türkiye’nin görece genç nüfusu ve azalan doğurganlık oranı, ülkenin demografik açıdan bir maddi yarar görmesi anlamına geliyor. Bu gelecekteki hemen hemen kaçınılmaz nüfus yaşlanması beklentisinde tasarrufları artırmaya yönelik bir pencere açıyor. Kredi genişlemesini sınırlaya cak makroihtiyati politikalar bir politika karışımının parçası olarak da kalmalı. 4 Özel sektör tasarruf oranı 19982003 arasında yüzde 18 olsa da 2013’te yüzde 9’a düştü ve 2010’dan bu yana yüzde 13’ün altında kaldı. 20102015 arası GSYH’nin ortalama yüzde 6.5 cari işlemler açığını genişletti. l Ekonomi Servisi Ya satış ya batış Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ercan Gül, Bank Asya’yı 29 Mayıs’taki süre sonuna kadar satamamaları halinde bankanın tasfiye edileceğini söyledi. Gül, herhangi bir teklif olup olmadığına yönelik, “Teklif yok, şu an yok” dedi. Bank Asya, 17 Aralık 2013’te Gülen cemaatinin hükümeti polis ve yargı gibi kurumları ele geçirerek devirmeye teşebbüs ettiğini söyleyen dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilmişti. Fethullah Gülen ise resmi web siteleri üzerinden, süreçle ilgisinin olduğu yönündeki iddiaları yalanlamıştı. Bu süreçten sonra bankanın finansal göstergeleri ciddi bir çöküş yaşamıştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), 29 Mayıs 2015’te Bank Asya’nın TMSF’ye devredilmesine karar vermişti. l Ekonomi Servisi som.sabanciuniv.edu/emba C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle