22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 8 Nisan 2016 EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY Türkiye demokrasiden U dönüşü yaptıBaşkçaonklıgğeaçgoelçailbdiilğirinde Özarslan: Demokrasiyle ilgili tüm kavramlar erozyona uğradı. Şeffaf yönetim talep etmek için en kritik zaman. Yoksa bu son şeffaflık analizimiz olabilir Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in bir kavşakta, yol ayrımında olduğunu belirte rek “ Sert bir U dönüşü yapıp antidemokratik uygulamalara geçmiş görünüyo ruz. Cumhuriyetin hesap verile bilir, şeffaf yönetilmesini talep etmek için en kritik zamanda yız. Ayrıntılarını, ne olduğunu PELİN ÜNKER bilmediğimiz yerli bir Başkanlık Sistemi’ne geçildiğinde bundan sonrası çok geç olabilir ve bu son yaptığımız şeffaflık anali zi olabilir” dedi. Şeffaflık Derneği’nin Türkiye’nin 15 kuru munu incelediği ‘Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizi’ raporunun açıklandığı toplantıda ko nuşan Özarslan, rapora göre 15 kurumun yal nızca 5’inin orta derecede etkin görünürken, geri kalan 10 kurumun zayıf olarak değerlen dirildiğini belirtti. Türkiye’de siyasi gücün, di ğer kurumları etkisizleştirecek şekilde, yü rütme erki üzerinde yoğunlaştığını belirten Özarslan, temel kurumların bu kadar düşük puanlar almasının ana nedeninin bağımsızlık ları önündeki engeller olduğuna dikkat çekti. Rapora göre medyanın bağımsızlığı ile ilgili sorunlar endişe verici boyutları ulaştı. Bu du rum sadece şeffaflık sistemi için değil ifade ve haber alma özgürlüğü için de kat edilmesi ge reken çok yol olduğunu gösteriyor. Yürütme nin gücünü anayasal sınırların dışına çıkarak kullanması, özellikle de yargı kurumlarını si yasallaştıran etkisi ve basın özgürlüğünü ihlal eden yasak ve kısıtlamalar siyasi iktidarın de netlenmesini güçleştiriyor. Olağanüstü dönem Demokrasiyle ilişkili tüm kavramlarda yaşanan erozyonun neredeyse elle tutulur hale geldiğini vurgulayan Özarslan “Şirketler, medya, gazeteciler, muhalif her kesime baskı neredeyse günlük hayatın bir parçası haline geldi. Olağanüstü dönem ilan edilmeden olağanüstü dönem yaşıyoruz. Temel hukuk kav ramları yavaş yavaş yok oluyor. Hukukun üstünlüğü zarar görüyor. Anayasaya uyum artık nostaljik olarak algılanabilir hale geldi” dedi. Özarslan, Türkiye’nin son iki yılda yolsuzluk algısında sekiz puan kaybettiğini ve 13 basamak birden gerilediğini dile getirdi. Yürütmenin yargı kararlarını eğip büktüğünü belirten Özarslan, “Bu, yeni Türkiye’de yeni normalimiz oldu. Cumhuriyetin şeffaf yönetilmesini talep etmek için tam zamanı” diye devam etti. Oya Özarslan Bir ülke tek sütunla Yargıbağımsızmı Sarraf’a bakan anlar Raporun açıklanmasının ardın dayanamaz çöker dan düzenlenen panelde konuşan Avukat Turgut Kazan ise Türkiye’de yargının bağımsız olup olmadığını anlamak için Türki OECD Yolsuzlukla Mücadele Grup Başkanı Drago Kos ise gulama arasındaki boşluğun çok büyük olduğunu vurgulayan Kos, ye’deki savcılığın Rıza Sarraf kararına bakmanın yeterli olduğunu söyledi. Kazan, Sarraf’ın savcılığa Türkiye’de yasama, yürütme ve yar “Bunun sonucunda Türkiye yolsuz verdiği ifadeden şunları okudu: gı mekanizması olsa da yürütmenin lukla mücadelede giderek daha kö “Biz yaptığımız işten doğal olarak bunların hepsini etkilediğini belir tü puanlar alıyor. Yolsuzluk algıla para kazanıyorduk. Bir gün sayın terek “Politikacılar polise emir ve ma değerlendirmesine giren ülke genel müdüre minnetlerimi ifa rebiliyor ama savcılık denetleye ler arasında 66. sırada. Senegal, Ru de ettim. Bunun karşılığında Ço miyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu anda, Uganda’dan daha rum Osmancık Lisesi’ne yardım yok. Devlet memurları, polisler, si beter. Sonuç bu ol etmemin iyi olacağını söyledi. 2.5 lahlı kuvvetler sanki dokunulmaz. mamalı. Yolsuzluk milyon dolar, 1.5 milyon TL ver İstihbarat kurumunda yasal olarak sadece kâğıt üze dim. Üsküp’teki üniversite için de var. Bu çok kötü bir izlenim. Dün rinde değil. 1.5 milyon Avro verdim. Ekono yanın hiçbir yerinde bu yok” dedi. İşte Soma ma mi Bakanı’nın Muş’ta yaptığı okul Uganda’dan beter denleri... İnsanlar ölüyor” için 2 milyon lira elden verdim. 2 milyon lira da ramazan paketleri Kos, “Yürütme erkinin büyük diye için verdim.” Bu ifadenin ardından problemleri olacak. Ayakta kalabil konuştu. Savcılığın ‘aralarında rüşvet ile il mek için bütün ülke tek bir sütun gili bir anlaşma yapılıp yapılmadı la dayanamaz çöker. Türkiye cid ğı saptanamadığından’ takipsiz di bir şekilde yolsuzlukla mücade lik kararı verdiğini ifade eden Ka le etmezse çok problemli bir gelece zan, “İstanbul Başsavcılığı temiz ği olacak ve Türkiye bunu hak etmi leme bürosu olarak çalışıyor” ifa yor” diye konuştu. desini kullandı. Kos, Türkiye’de gazetecilere yö Türkiye’de 2 bin civarında Cum nelik baskıya şu sözlerle tepki gös hurbaşkanına hakaret cezası ol terdi: “Gazeteciler terörist değil duğunu belirten Kazan, “İfade öz dir, devlet düşmanı değildir. gürlüğü iktidara yakın olanların Medya toplumun aynasıdır. En hakaretlerine tanınıyor. Siyasal çarpık görüntü hiç ayna olma iktidarı eleştirmişseniz hele hele yan bir yerden daha iyi.” her gün konuşan Cumhurbaşka Türkiye’de yasama ve uy nı Erdoğan ile ilgili değerlendirme Drago Kos yaptıysanız suçlusunuz” dedi. En az şeffaf medya ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Derneğin incelediği kurumlar “Yasama, Yürütme, Yargı, Kamu Sektörü, Emniyet Teşkilatı, Yüksek Seçim Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Sayıştay, Teftiş Kurulları, Siyasi Partiler, Medya, Sivil Toplum, İş Dünyası, Savcılık, Kamu İktisadi Teşebbüsleri” şeklinde sıralanıyor. Şeffaflık sisteminin en güçlü görünen kurumları 58 puan ile Sayıştay, 53.5 ile Kamu Denetçiliği Kurumu ve 47 ile Teftiş Kurulları, 42’şer puan ile yasama erki ve Sivil Toplum Kuruluşları. En zayıf 26 puan ile medya. Medyayı 33 puan ile yürütme erki, 35 puanla KİT’ler, 37 puanla emniyet teşkilatı ve 37.5 puanla Yüksek Seçim Kurulu izliyor. Rapora göre 40 ve altı puan alan kurumlar şeffaflıkta zayıf olarak değerlendirilirken, 4060 puan arası or talama, 6080 arası güçlü, 80100 puan arası ise oldukça güçlü olarak sınıflandırılıyor. Buna göre Türkiye’nin en şeffaf kurumu olarak görülen Sayıştay bile ortalama puanın üzerine çıkamıyor. Denetim yok Kurumlar yeterli sayılabilecek kaynaklara ve yasal çerçeveye karşın; etkin, hesap verebilir, şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışını hayata geçiremiyor. Bunun en önemli nedeni yetersiz ve zayıf uygulama olarak görülüyor. Yürütme erkinin siyasi kurumlar üzerine düşen koyu gölgesi sistemin denetlenme mekanizmaları önünde engel oluşturuyor. Siyasi gücün yürütme erki üzerine yoğunlaşması sivil aktörlerin karar alma süreçlerinde etkin bir rol oynamasını engelliyor. Şeffaflık Derneği’nin şeffaf sisteme geçiş için çözüm önerileri ise şöyle: n Yürütme erki yargı kararlarına kayıtsız şartsız uymalı. n Yargı bağımsızlığı güvence altına alınmalı. Hâkim ve savcılara uygulanan sınav yetkisi Adalet Bakanlığı’ndan alınmalı. n Seçim barajı düşürülmeli. Milletvekili dokunulmazlığının kapsamı ifade özgürlüğünü güvence altına alacak ve yolsuzlukla ilgili davaların görülmesine imkân tanıyacak şekilde yeniden tanımlanmalı. n Terörle Mücadele Kanunu uluslararası insan hakları hukukunun gerekliliklerine uygun olarak tekrar formüle edilmeli. n Yürütme erki ihale sürecini devre dışı bırakarak mal ve hizmetleri ihalesiz alma eğilimine son vermeli. n Basın kuruluşlarında çıkar çatışmalarının önlenmesi açısından medya patronları şeffaf hale getirilmeli. Draghi: Küresel ekonomi belirsiz Draghi, Avrupa’nın yeni şoklara dayanabilmesi konusunda kuşkular olduğunu söyledi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, küresel ekonominin geleceğinin belirsiz olmaya devam ettiğini ve Avrupa’nın yeni şoklara dayanabilme yeteneği konusunda kuşkular olduğunu söyledi. Avrupa Merkez Bankası’nın 2015 yılı faaliyet raporuna bir değerlendirme yazan Draghi, “2016, ECB için 2015’ten daha az zorlu bir yıl olmayacak. Global ekonominin görünümü konusunda be lirsizlikle karşı karşıyayız. Deflasyonist güçlerle karşı karşıya olmaya devam ediyoruz ve Avrupa’nın yeni şoklara dayanıklılığı konusunda sorularla karşı karşıyayız” dedi. Draghi, ECB’nin parasal genişlemesinin büyümeyi 20152018 döneminde yıllık yüzde 1,5 civarında artıracağını da vurguladı. l Ekonomi Servisi Mario Draghi 17 MİLYAR DOLARLIK KREDİ BORCU Banka yöneticilerinin verdiği bilgiye göre turizm şirketleri toplamda 17 milyar dolar kredi kullanırken, bu miktarın 2.5 milyar dolarlık anapara ödemesinin bu yıl içinde gerçekleşmesi gerekiyor. Bankalar anapara ödemeleri dışında 800 milyon dolar da faiz ödemesi bekliyor. BDDK’den turizmciye suni teneffüs Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), bankalarca turizm sektörüne kullandırılan kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenleme yaptı. Kurum tarafından yapılan düzenlemeye göre, sektöre kredi kolaylığı sağlanacak. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan ve Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi Yönetmeliğine bir geçici madde ekleyen yönetmeliğe göre, bu yıl sonuna kadar bankalarca turizm sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan ve ikinci grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar iki defa ile sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilecek. Yeniden yapılanacak Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarının yüzde 10’unun geri ödenmiş olması koşuluyla birinci grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilecek. Bankalarca turizm sektörüne kullandırılan krediler ve diğer alacaklar dışında üçüncü, dördüncü veya beşinci grupta sınıflandırılan kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dahil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilecek ya da yeni bir itfa planına bağlanabilecek. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Nasıl bir gelecek? Nasıl bir eğitim? Geçen hafta sonu Japon asıllı fizikçi ve fütürist Prof. Dr. Michio Kaku Ankara’daydı ve yakın gelecek hakkında öngörülerini anlattı. Yakın gelecek dediğimiz şunun şurasında 20 yıl. Bilginin artık her yerde ve bilgiye erişimin bedava olacağı, insan hafızasının bile yedeklenebileceği... Tıptan ulaşıma, üretim ve dağıtım süreçlerine kadar her alanda ciddi değişimlerin yaşanacağı... Kapitalizmin itici gücü entelektüel kapitalizm olacak. Bileşenlerini ise hayal etme, deneyleme, yenilikçilik (inovasyon), analiz yapabilme becerisi, bilim, sanat ve yetenek oluşturacak.. Zaten nesnelerin interneti ile düğmeye basılmıştı bile... Almanya merkezli 4. Sanayi Devrimi, robotların insanların görevlerini üstleneceği dönemin adı. Verim, hız ve kalite artacağı için bunu yapan şirketlerin rekabet güçleri de artacak. Bir dönem ucuz işgücü ve düşük maliyet nedeniyle Uzak Asya ve aralarında Türkiye gibi ülkelere kayan işlerin yeniden Batı’ya yönelmesi büyük olasılık.. Özellikle az nitelikli işgücünün, gelişmiş olsun gelişmekte olsun tüm ülkelerde işsiz kalma olasılığı büyük. Ayrıca Türkiye ve benzer ülkelerdeki şirketler de rekabet gereği aynı hız, kalite ve verimliliği yakalayabilmek zorunda oldukları için makine, teçhizat yatırımlarını yenilemek durumunda kalacaklar ve büyük olasılıkla gelişmiş Batı ürünleri ve teknoloji ithal edilecek. Sonuçta Batı için çifte kazanç... Daha doğrusu sadece Batı için değil, aklını kullanıp, insan kaynağını doğru değerlendirip, doğru eğitim verebilen, politikalarının bu doğrultuda yeniden şekillendirmeyi başarabilen ülkeler için... Peki, şimdi gelelim “Nasıl bir eğitim” sorusunun yanıtına... Öncelikle 12 yıl eğitim verip de tek kelime bile İngilizce konuşamadan mezun ettiğimiz, öğrencilerin okuma, okuduğunu anlama, matematik ve fen becerilerini ölçen PISA verilerinde her yıl sonunculuk için Meksika ile yarıştığımız, yerlerde sürünen, felsefe, bilim, güzel sanatlardan giderek uzaklaşan bu eğitim sistemi ile değil tabii ki.. Hadi bu sistem, Taylor Ford tarzı üretim ve ekonomide bir şekilde yürüdü diyelim ama o kadar... Yeni ekonomi dinamiklerinin bu hantal, verimsiz eğitim yapısı ile toplamsal bir katma değer yaratması mümkün değil. Üstelik daha da ötesi var. İki örnek. Daha doğrusu iki haber: 1 Mart ayında 14 ildeki eğitim kurumlarında toplam 64 öğrenci tacize maruz kaldı. (Bianet) 2 Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yalnızca “unvan dağıtmak” için kurulduğu ortaya çıktı. 45 kişinin profesör unvanı aldığı üniversitede yalnızca 5 profesör çalışıyor. (Cumhuriyet 6 Nisan) Başka söze gerek var mı? Eğitim yapısı içinde eğitim dışı. Bu ve benzeri yığınla ahlaksızlık sıralayabiliriz. Tabii buna, kendi görüşünden olmayan bütün öğretmenleri fişleyen, ihbar eden iktidar yanlısı yapının goygoycularını da ekleyebiliriz. Keza, kendi görüşünden olmayan akademisyenleri “lümpen, yarı aydın, teröristten farksız” gibi tanımlayan bir cumhurbaşkanını da... İşte tüm bunlar dururken nasıl eğitimin kalitesi masaya yatırılabilir, radikal bir sistem değişikliğine gidilebilir ki? “Nasıl bir eğitim” konusunu gelecek hafta sürdüreceğiz... Küresel ticarette büyüme beklentisi düştü Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), küresel ticaretin büyümesiyle ilgili tahmin raporunu açıkladı. Buna göre 2015’te küresel ticaret, miktar bazda yüzde 2.8 büyüdü. İhracat dolar bazında yüzde 13.5 azaldı. Örgüt, 2016 küresel ticaret büyüme beklentisini yüzde 3.9’dan yüzde 2.8’e indirdi. 2017’de de küresel ticaretin yüzde 3.6 büyümesi bekleniyor. Çin’deki yavaşlayan büyüme, giderek kötüleşen finansal dalgalanmalar ve ülkelerin yabancı para cinsinden artan borçları tahminlerin aşağı yönde olmasında etkili oldu. l Ekonomi Servisi Moody’s bankaları uyardı Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Basel III kurallarının 2019’da tam olarak uygulanmasına geçilmeden önce, bazı Türk bankalarının sermaye açığı ile karşı karşıya kalmamak için ek sermaye artırımına ihtiyaç duymalarının muhtemel olduğunu açıkladı. Moody’s İkinci Başkan Yardımcısı Arif Bekiroğlu, “Türk bankalarının kredi büyümeleri, sermaye oluşumlarının üzerinde ve gelecek 3 ila 5 yılda sermaye seviyelerinde düşüş yaşanmasını bekliyoruz” dedi. Bekiroğlu, Basel III uygulamaya girdiğinde bankaların soluklanma alanının daralacağını söyledi l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle