18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 8 Nisan 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 5 CHP’li ve AKP’li kadınlar karşı karşıya HAKAN DİRİK İzmir’de ‘önüne yatma’ savaşı sürüyor. İlk olarak önceki akşam CHP ve AKP parti grupları arasında Çiğli Belediye Meclisi’nde kavga çıktı. Dün de iki partinin kadınları CHP il binasının olduğu Şair Eşref Bulvarı’nda karşı karşıya geldi. AKP İzmir İl Kadın Kolları üyesi yaklaşık 300 kadın, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini protesto için Ramazanoğlu’nun karton maskelerini takıp, pankartlar ve sloganlarla CHP binası CHP’lilerin afişi. na yürüdü. Sayıları 500’e yaklaşan CHP’li kadınlar da AKP grubunu bina önünde karşılayınca polis iki grubu caddenin orta refüjüne etten duvar örerek ayırdı. AKP’li kadınlar, “Ak kadınlar burada Kemal nerede” di ye slogan atıp “Rabia” işareti yaparak tekbir getirdi. CHP’liler ise Ramazanoğlu’nun fotoğrafı ve Ensar Vakfı hakkındaki “Bir kereden bir şey olmaz. Ensar Vakfı’nı takdir ediyoruz” sözleriyle Muammer Güler’in tapelerde yer alan ifadelerinin bulunduğu bir pankartın asılı olduğu parti binasında önünde “Halkın umudu Kılıçdaroğlu”sloganıyla karşılık verdi. AKP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Gözde Keskin, “Özür yetmez diyoruz. Ahlaksız sözlerinin bedelini millet size demok ratik şekilde ödetecektir” dedi. CHP İzmir Kadın Kolları Baş kanı Nurşen Balcı da örgütün 81 ildeki ortak açıklamasını okudu. Açıklamada, “Sizin bakanınız Reza Zarrab için dediğinde bunu cinsiyetçi bir söylem olarak algılamadınız. İşinize gelmeyince mi cinsiyetçi söylem? Asıl 45 çocuğa tacizde ayaklanacaktınız. Taciz olayına sahip çıkan bakanınız için ayaklanacaktınız” denildi. Açıklamaların ardından iki grup, sloganlar atarak dağıldı. l İZMİR ‘Cinsel ve siyasi sapıklığın adresi’ Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın sözlerine Erdoğan’ın açıklamalarından örnekler vererek yanıt verdi: Dolmabahçe’de oturup vapurdan inen kadınlara, kızlara bakmak sapıklık değil mi? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu’na söylediği “Önüne yattı” sözleri ne ilişkin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Peki siyasi sapıklara ne yapacağız” ifadelerine çok sert yanıt verdi. Erdoğan’ı hem cinsel hem de siyasi sapıklıkla suçlayan Kılıçdaroğlu, “Dolmabahçe’de oturup Kadıköy’den gelen vapurlardaki kadınlara, kızlara bakıyorum demek sapıklık değil midir? Bunun adı cinsel sapıklıktır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasın 434Ty aciz arttı: edzü dan dikkat çeken başlıklar şöyle: 4 Her şeye maydanoz Neden Cumhurbaşkanı bu tartışmaların odağı haline geliyor? Her şeye maydanoz oluyor. İki dakika sus. Senin görevin huzuru sağlamak, sağduyulu mesajlar vermek. 4 Siyasi sapık Erdoğan Siyasi sapıklık nedir? Parlamentonun önüne çıkıp yemin ettikten sonra o yemini tutmayıp namusunu ve şerefini çöp sepetine atandır. Sen CdiyCsrnldeşiüartiuoanbeinz4sysğdopgım3laealereştiu4nenanlaıçş,.4trssnthka“ıa4aenimBue.c9ndlduHtriat.ziauhgk4eaÇkisakülcsreikoupania5azitcçsşyrkTulseoiçtıaudsüuıkvenrşılerlçıllkuanka2inillserçniaid6ykıeblnrınaateyım,inkenrKo’cyddiiinıiırlyünlaaeya.ıobzçnrsokKytdiertiuı.aişaallr NECATİ SAVAŞ Asansörün halatı koptu Kılıçdaroğlu, TTB’nin bulunduğu binada, 4. kata çıkmak için korumalarının işareti üzerine sol taraftaki asansöre binerken, yandaki asansöre de Kılıçdaroğlu’nun ekibinden 5 kişinin bindiği, bu ekip 2. katta olduğu sırada asansör halatının koptuğu öğrenildi. Kazadan CHP’liler yara almadan kurtulurken asansör iptal ettirildi. değil miydin “Al ananı da git” diyen. Soma’da yüreği yanan gencecik insana, “İsrail dölü” diye bağıran. Şimdi kalkmış ders veriyor. anlama geliyor. Bir, bir kimsenin önüne boylu boyunca uzanmak. İki, bir kişi veya kurumu korumak amacıyla elindeki imkânları Ramazanoğlu’ndan Umut Oran: Asıl tazminat davası hedef CHP 4 Psikologların olduğu ortamda konuşalım Hem cinsel sapıklığın, hem siyasi sapıklığın adresi orada. Açık söylüyorum Tayyip Erdoğan. Bu kadar kullanmak. Şimdi bunu alıp da cinsel bir alana çekme, onların kafalarının arkasında neler olduğunu gösteriyor. Tam bir ahlaksızlık örneği. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Önüne yattı” sözlerine ilişkin Kılıçdaroğlu hakkında 50 bin liralık manevi tazminat da Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı CHP’li Umut Oran, AKP’lilerin Kılıçdaroğlu üzerinden CHP’ye saldırdıklarına dikkat çekerek, “Ülkenin ağır konuşuyorum. Psikologla 4 Ensar’ın önüne vası açtı. Ramazanoğlu’nun içerde ve dışarıda pek çok rın da olduğu bir tv programında yatıyorsun Ensar Vakfı’nın avukatları açılan davanın di sorunla karşı karşıya olduğu oturalım konuşalım bakalım sa önüne yatıyorsun. Bir kez daha lekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun bugünlerde, AKP’li milletvekil pık kimmiş. 4 Kafalarının içini gösteriyor Deyimler sözlüğüne baktım. “Önüne yatmak” iki söylüyorum. Çocuklar tecavüze uğruyor, bakan çocukların yerine vakfı koruyor. Milli Eğitim Bakanı da Ensar’ın önüne yatmış. Ramazanoğlu’nun şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu savunuldu. lerinin ve yöneticilerinin Kılıçdaroğlu üzerinden CHP’yi hedef alan saldırıları ahlak sınırlarını aşmıştır” diye konuştu. Bir kere dedi, bir şey olmaz AKP ve havuz medyası Kılıçdaroğlu için linç kampanyası başlattı. CHP liderine destek veren köşe yazarları ise o laf Rıza Sarraf için söylendiğinde neden tepki vermediniz diye sordu Ensar Vakfı’ndaki skandalın üzerini örtmeye ça lışan AKP ve havuz medyası, Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden yola Havuz saldırısı çıkarak linç kampanyası başlattı. İktidara yakın yayın politikası ile bilinen havuz med yası Ensar Vakfı’nda ki skandalın üzerini ört meye çalışı yor. Vatan, Yeni Şafak, Star, Akşam, Güneş, Sa bah, Tak vim, Yeni Akit, Mi lat, Türki ye, Haber türk, Kılıç daroğlu’nu ilk sayfa dan gördü. Star Medya Grubu’na Aurlmaanş’ıınlayamzıasındaı ‘Kılıçdaroğlu yüzde 100 haklı’ diyen Ayşe Arman’ın yazısına Hürriyet’in internet sitesinden bir süre ulaşılamaması ise yazının kaldırıldığı yorumlarına yol açarak tepki çekti. Hürriyet konuya ilişkin ‘teknik sıkıntı yaşandığı’ açıklaması yaptı ve bir süre sonra yazıya erişim yeniden sağlanabildi. bağlı Akşam gazetesi ‘siyasi sapık’ başlığıyla birinci sayfada Erdoğan’ın açıklamalarını haberleştirdi. Yine aynı gruba bağlı Star gazetesi ‘o genel başkan siyasi sapık’ başlığıyla birinci sayfadan KÖŞELERDEN DESTEK AKP’liler tarafından topa tutu Kılıçdaroğlu’nun söylediği sözleri AKP’li es lan Kılıçdaroğlu’na des ki İçişleri Bakanı’nın tek gelmeye devam Rıza Sarraf için söy ediyor. Hürriyet ya lediğini o zaman ne zarı Ayşe Arman ‘Kı den tepki gösterme lıçdaroğlu yüzde 100 diklerini yazarak ‘Er haklı’ köşe yazısı ile Kılıçdaroğlu’na des Bekir Coşkun kek bakanın, bir erkeğin önünde yatma tek verdi. Yeniçağ kö sını normal mi buldu şe yazarı Arslan Bu nuz?’ sorusunu yönelt lut ise ‘önüne yatmak ti. Sözcü gazetesi kö ne demek?’ köşe yazısı şe yazarı Bekir Coşkun ile Ensar Vakfı’na gere ‘Aile bakanı bacımı ken tepkiler verilmez za’ başlığı altında AKP ken Kılıçdaroğlu’nun ve Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin namus mese Mustafa Mutlu Ensar Vakfı ile ilgili lesine çevirildiğini yaz övücü sözlerini hatırla dı. Aydınlık Gazetesi tarak ‘Bir kere dedi za köşe yazarı Mustafa Mutlu ise ten. Bir şey olmaz’ yazdı. gördü. Güneş gazetesi ise ‘siyasi sapık’ başlığıyla birinci sayfadan gördü. Son dönemde iktidara yakın bir çizgiye kayan Demirören Grubu’na bağlı Vatan gazesi de ‘siyasi sapıklık’ manşetiyle ilk sayfadan gördü. Sabah Gazetesi ise ‘siyasi sapıkları ne yapacağız’ başlığıyla birinci sayfadan gördü. Yenişafak, Yeniçağ, Yeni Akit, Milat, Türkiye, Habertürk de birinci sayfadan verdi. Totaliter rejime giden yolda sizinle neyi tartışalım? Otoriter rejimle yol aldığımız bir geçiş dönemi yaşıyoruz hiç şüpheniz olmasın, hedeflenen, anayasa değişikliği ile kritik eşiği aşıp totaliter bir düzenin inşası. Korkmayın, “askeri rejim anayasasının değişmesini istemiyorlar” ithamından. Bugüne bu tür laf cambazlıkları, ayak oyunları ile geldik. Mevcut anayasanın değişmesi gerekiyordu, ama amaç askerlerin kurguladığı otoriter yapıyı yıkmak, yerine demokratik bir anayasa kurgulamaktı. Şu anda, söz konusu olan bu değil, şu anda söz konusu olan milliyetçiİslamcıdevletçimiliter bir totaliter rejimin kurumsallaşmasını tanımlayan bir anayasa çalışması. Öncelikle, şu anda yeni bir toplumsal sözleşmenin ifadesi olan yeni bir anayasa yapmanın imkânı yok. Çünkü toplumsal sözleşme metni kurgulamak için özgür bir toplumsal ve siyasal hayata ihtiyaç var. Özgürlüklerin bunca kısıtlandığı bir ortamda, neyi nasıl tartışacağız? “Kürtlerin hakları” deseniz “terörist”, “sivil vesayet sistemi” deseniz “darbeci”, “evrensel insan hakları” deseniz, “bize yabancı değerleri bahane edip iktidarı yıpratmak” ile itham olunmanız işten bile değil. İktidar çevresine siperlenmiş bir avuç “yarım yamalak okuryazar”, şimdiden totaliter rejimin çürük payandalarını inşa etmekle meşgul. Sanıyorlar ki, ucuz kurnazlığı “akıl”, pespaye bir dayatmacılığı “fikir” diye yutturabilirler. Bırakın bunlarla tartışmayı; tartışma eşit koşullarda olur, bir tarafın iktidarın her tür aracını kullanarak karşısındakini susturma imkânını kullandığı koşullarda tartışma olmaz. Biz kendi doğru bildiklerimizi söyleyelim. Şu anda en çok ihtiyacımız olan, doğru bildiklerimizin ardında sağlam durmak. Dayatma var Başkanlık sistemi neden mi tartışılmasın? Çünkü ortada bir tartışma zemini yok, açık bir dayatma var. “Başkanlık sisteminde federatif yapı söz konusu olabilir” deseniz, “ayrılıkçı teröre destek” diye, başkanlık sisteminin tek başarılı uygulandığı yer ABD, orada kesin bir kuvvetler ayrılığı altyapısı var deseniz, “bizimki Türk tipi olacak” diye lafınız ağzınıza tıkılıyor. “Başkanlık sistemi dediğiniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluksuz ve tek gerçek yetkili olacağı bir düzenin kurgulanması” deseniz, “şahsileştirmeyin” diyen bir babalanma. Siyaset alanının tümünü tek bir kişinin belirlediği, onunla da yetinmeyip bunu yasallaştırmak üzere formül yazdırdığı bir ortamda, “şahsileştirmeyin” demek, “fazla kurcalamayın, bu yutturmacaya gölge düşürmeyin” demekten başka hiçbir anlam taşımıyor. Cahilliğin nobranlığı İkide bir “dillerinin sürçmesi”, dillerinin altındakinin zaman zaman dillerine dolanmasından başka bir şey değil. Diğer taraftan, bekçisiz köy bulmuş olmanın pervasızlığı, lafın ucunun nereye gittiğini hesap edemeyecek ölçekte bir cahilliğin nobranlığı. Aslında kimsenin kuvvetler ayrımı imiş, yargının bağımsızlığı imiş, kavradığı da aldırdığı da yok, sadece şimdilik nedense bu denli açık konuşulamıyor. Tıpkı, laikliği anayasadan çıkarmak istediklerini açıkça söyleyemedikleri gibi. Söylediğiniz gibi her şey kontrolünüz altında; daha neden çekiniyorsunuz, bari samimi olun belki oradan bir çıkış noktası buluruz. Belki de tüm dert, her çıkış noktasını tıkamak. İknaya, uzlaşıya mecaliniz yetmediği için şimdiye kadar her şeyi dayatma ile yaptınız, belli ki başka yol bilmiyorsunuz. Belli ki, açık olursanız, karşınıza çıkacak hiçbir soruyu cevaplayabileceğinize güveniniz yok. Bir süre önce, “laikliği istemiyorsanız, aklınızdaki bir tür İslam düzeni, hiç olmazsa güçlü iken delikanlı (bu terimi kadınları dahil ederek kullanıyorum) olun, onu da tartışalım” diye yazdım. Hadi ben önermiş olmayayım, siz kendiliğinizden bu tartışmayı başlatmış olun, neden bu sessizlik, insan doğru olduğuna inandığı şeyleri söylemekten neden çekinir? İkna etmek zor, dayatmak kolay değil mi? Veya, asıl derdiniz doğru olduğuna inadığınız bir düzeni, anlayışı savunmak değil, işinizi yürütmek? Galiba, pek çoğunuz için, ikincisi değil mi? O halde, sizinle neden tartışalım? Sizinle neyi tartışalım? SARAY UYARDI, SÜREÇ HIZLANDI AMA KAFALAR KARIŞIK Vekile dokunmaya AKP’den 2 formül İmzaları topluyorlar Başbakan Davutoğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması için kendi tekliflerini sunacağının sinyalini vererek, “Anlaşılıyor ki CHP’nin olumlu bir cevap verecek cesareti yok. Süreci derhal başlatma talimatını verdim” dedi. AKP, dokunulmazlıkla ilgili anayasa değişikliği için milletvekillerinden imza toplamaya başladı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, milletvekilli dokunulmazlıklarına ilişkin 4 maddelik önerilerini AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ve CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’e iletti. Vural, terörle ilgili dosyalar konusunda adım atılmasını istediklerini ve dokunulmazlık konusunda kalıcı ya da geçici ne gerekiyorsa siyasi iradelerini kullanacaklarını söyledi. Gök ise dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığı dışında kaldırılmasının parti programlarında yer aldığını belirterek, “İktidar partisinin bakanlıkları ve yolsuzlukları ilgilendiren konulardan geri durduklarını görüyoruz. İktidar partisinin önerisi CHP’nin önerisini karşılamaktan uzaktır. Biz önerimiz doğrultusunda çalışacağımızı ifade etmiştik. Aynı noktadayız” dedi. EMİNE KAPLAN Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliğini AB düzenlemeleri nedeniyle mayıs ayına kadar gündeme almayı düşünmeyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Ağırdan alınmasın” sözleri üzerine sürece hız verdi. Edinilen bilgiye göre, AKP yönetimi bu konuda 2 yol belirledi. İlk olarak partinin Başbakanlık, Adalet Bakanlığı ve TBMM’de fezlekesi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını öngören anayasa değişikliği önerisi TBMM Başkanlığı’na sunulacak. Anayasa değişikliğinin gerçekleştirilememesi durumunda “infial” yaratan HDP’lilerin dosyalarına öncelik verilmek üzere TBMM AnayasaAdalet Karma Komisyonu’nda tüm fezlekelerin ele alınması sağlanacak. Ancak AKP içinde anayasa değişikliğinin 330367 arasında kalması durumunda referanduma gidilmesi, önerinin reddedilmesi durumunda yaşanacak sıkıntılar konusunda farklı görüşler dile getiriliyor. Kulislerde “Anayasa değişikliği olsa bile hukuken sıkıntılı bir yönü var. Yasalarda yapılacak değişiklik geriye işletilemez. Burada da öyle bir açmaz var. Diyelim ki anayasa değişikliği yapıldı, dokunulmazlığı kaldırılan birisi çıkar, “Karma komisyonda savunma hakkım vardı, elimden alındı” der ve dava açarsa iş çok farklı bir boyuta gidebilir” değerlendirmesi de yapılıyor. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle