19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 7 Nisan 2016 14 haber/yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY Lale mi dikmeli nergis mi? İlkbaharı, ana caddelere laleler dikerek karşılıyoruz: Olabilir. Eğer bunca masraf bize III. Ahmet ile Damat İbrahim Paşa’nın ekonominin battığı bir zamanda gerekli önlemleri alacaklarına Davutpaşa Sarayı’nda bülbül sesi dinlemiş, Çırağan’da eğlenceler düzenlemiş olduklarını ve bunların ardından bir isyanın patlak verdiğini anımsatabilecekse uygun olabilir: Ekonomimizin yeniden bozulduğu bir zamanda Sultanahmet’te 545 bin laleyle 262 metrekarelik halı oluşturup sadece Osmanlı kültürümüzün görkeminden bahsetmekle yetinmeyip Patrona Halil Ayaklanması’nı da anmak gerekirdi. Aslında ilkbaharda lale ile yetinmeyip alanların hiç olmazsa yarısına bu mevsimde açan nergis çiçeği dikmek daha doğru olurdu: Nergis (yani Narsisus) Yunan mitolojisinde kendine hayran, deredeki görüntüsüne âşık olan bir gençtir. Bu nedenle ruhbilimde kendilerine bayılan, kendilerini dünyanın en önemlisi sananlarda Narsisistik kişilik bozukluğu (= nergisleşme) olduğu söylenir: Bunlar, başarısız oldukları zaman bile alkışlamayana kızar, eleştirene köpürür, intikam almak isterler. Kendilerini kolay kontrol edemezler, bazen ağızlarından çıkanları kulakları işitmez. Bundan bile başkalarının sorumlu olduğuna inanırlar. Çocukluğunda fazla horlanmanın, itilip kakılmış olmanın ezikliği vardır çoğunda. Narsisistik kişilik bozukluğu olanlardan bazıları büyüyünce maalesef diktatör olurlar! Yeryüzünde narsisist çoktur ama pek azı diktatörleşir. Narsisisti, başka tür bozuklukları olanların davranışları, diktatöre dönüştürür: Bu kimseler, l Onu, ne derse alkışlayarak, l Kendisini eleştirenleri aşağıladığında ona hak vererek, l Sözlerine “onun da dediği gibi” diye başlayıp konuyu ona arz ettiklerini, son sözü onun söyleyeceğini belirterek, l Bayramlarda köprülerden bedava geçilip geçilmeyeceğinden tutun kentlerdeki meydan projelerine kadar her şeye onun karar vermesini akla yatkın bularak, l Her türlü denetimin etkisiz kılındığı, adaletin, hükümetin emrinde bulunduğu bir ülkede onu illaki tüm yetkileri elinde tutan bir cumhurbaşkanı yapmak için yırtınarak, narsisisti diktatörleştirirler! İlkbaharda kenti lale ile donatacağımıza bazı yerlerde nergis halıları (= tapetti narciso) oluştursaydık bunları ve bunların yanında başka gerçekleri de anımsardık: Narsisisti diktatöre eviren sadece yalakalar mıdır? Hayır! l Çağdaş politik propaganda yöntemleri yerine eski, yararsız usulleri kullanmayı sürdüren, halkta ümit yaratamayan muhalefet partileri, l Halka gitmeden, fırsat doğdukça nutuklar atarak oy toplayabileceklerini sanan muhalifler, l Karşı olduğunu söyleyip en kritik anlarda diktatör adayının çıkışlarını destekleyen partiler, l “Bana dokunmayan yılan bin yıl, çıyan daha fazla yaşasın” diyenler. Bize, diktatörü varlığında eleştirirken, kaçtığında arkasından söylenirken, kabahatin çoğunun onda değil, çocukluğunda onu ezik yetiştiren anasında, babasında sonra da yalakalarında ve yetersiz muhaliflerinde olduğunu da anımsatmalıdır ilkbahar çiçekleri. ŞANS TOPU 07, 08, 09, 21, 22 + 12 5+1 BİLEN: 229 bin 581’er TL (3 kişi) 5 bilen: 2 bin 460’ar TL 4+1 bilen: 281.25’er TL 4 bilen: 30.10’ar TL 3+1 bilen: 21.25’er TL 3 bilen: 4.05’er TL 2+1 bilen: 6.30’ar TL 1+1 bilen: 3.60’ar TL 7 NİSAN 2016 SAYI: 33055 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.00 04.48 05.14 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.31 13.31 16.49 06.16 12.58 16.33 06.41 13.21 16.55 Akşam 19.43 19.27 19.48 Yatsı 21.06 20.48 21.07 15yaşındaki bir kızın gözleri çıkarılıyor, bedeni parçalanıyor, yetmiyor öldükten sonra yakılıyor. Ailesi tarafından bulunan bir kadının cenazesinin başı yok, vücudu dört parçaya bölünmüş. Çocukların ve erkeklerin kemikleri kırılmış, iç organları parçalanmış, yanakları ezilerek çıkarılmış. Memeleri kesilmiş ölü kadın bedenlerine aşağılayıcı ve ırkçı yazılar yazılmış. Çağlar öncesinde yaşanan bir katliamdan söz etmiyorum ya da IŞİD’in uyguladığı vahşetten örneklerden de... Okurken bile insanın kanını donduran bu olaylar günümüz Türkiye’sinde yaşanıyor. Ve ne yazık ki herhangi bir ülkede yaşansa dünyayı ayağa kaldıracak bu vahşet karşısında doğru dürüst bir tepki bile verilmiyor. Duygular yitirilmiş bir halde, sanki bunlar hiç yaşanmamış, yaşanmıyor gibi hayat devam ediyor. Sayıları azalan, halka ulaşma kanalları kısıtlanan kimi televizyonlarda dile getirilirken bile korkunç bir masal dinler gibi dinleniliyor sadece... Peki neden? Kürt oldukları için baş üstünde baş bırakılmamayı hak ettiklerini düşünenlerin oranı mı fazla? Yoksa tepki verirsem “hainlikle suçlanırım, hapse atılırım hatta vatandaşlıktan çıkarılırım” korkusundan mı? Durun durun, belki de o kadar çok benzeri olayla karşılaştık, duyduk, gördük, dinledik ki artık kanıksadık mı? Belki de hepsinin etkisiyle Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Mezopotamya Hukukçular Derneği, Asrın Hukuk Bürosu, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı çalışanlarından oluşan bir grup avu Bu vahşete alışmak suçtur katın üç gün önce yayımladığı Cizre raporu pek kimsenin ilgisini çekmedi. Hani ikinci sokağa çıkma yasağının 79 gün sürdüğü, yasağın halen kısmen sürdüğü, sadece üç bodrumdan 167 cenazenin çıkarıldığı Cizre... Dedesinin kucağında vurulan, morgda yer olmadığı için 27 gün boyunca başka bir ölü bedenin koynunda bekletilen üç aylık Miray bebeğe “terörist” denmesine nasıl kulaklarımızı tıkadığımızı anımsatıyor rapor. Raporda uzun uzun anlatılan evlerin nasıl harap hale getirildiğini, ziynet eşyaları ve paraların çalındığı bilgisine girmeyeceğim bile. Cizre’de yaşananları incelemek üzere ilçeye gittiklerinde zırhlı araçla takip edilip daha sonra o araçtan inen sivil giyimli kişiler tarafından tehdit edilen avukatların raporlarında yer alan tespitlerden birkaçını aktarmakla yetineceğim: “ Cizre’de yaşanan vahşet, kamuoyuna yansıyandan daha büyük ve ağır niteliktedir. 14 Aralık 2015 2 Şubat 2016 tarihleri arasında yaşanan olaylar esnasında aralarında kadınlar, bebekler, çocuklar, yaşlılar şeklinde sivillerin de bulunduğu 280’in üzerinde insan hayatını kaybetmiştir. Cenazelerin büyük kısmının yakılmış olması, farklı illere dağıtılmış olması, bir kısmının kimlik eşleşmesi yapılmadan gömülmüş olması gibi nedenlerle halen net ölüm sayısı tespit edilememiştir. Otopsi işlemlerinin büyük çoğunluğuna avukat dahil edilmediği gibi ailelere/avukatlara otopsi belgelerinin verilmediği anlaşılmıştır. DNA ve kimlik eşleşmesi yapılmadan gömülen cenazeler hakkında Adalet Bakanlığı’nda 23 Şubat tarihinde yapılan başvuruya hâlâ yanıt verilmemiştir. Teşhisi mümkün olmayacak şekilde yakıldığı için yakınlarına teslim edilemeyen cenazeler; Kimsesizler Mezarlığı’na veya rastgele yakın köylere veya ilçelere taşınarak gömülmüştür. Objektif çıkarımlardan (saldırılar ve baskı nedeniyle) kaçınıldığı izlenimi edinilen (ulaşılabilen) otopsi raporlarının genelinde; Yanmış olanlar: Belirlenemeyen sebeplerle ölümün gerçekleştiği, Silahlı öldürmeler: Envanterde olmayan silahlarla öldürülmelerin gerçekleştiği, Üzerinden araç geçirilerek öldürülen yaralılar: Kesin ölüm sebebi belirlenmediği gibi tespit cümlelerine yer verilmiştir.” Susmak suça ortak olmaktır. Peki, ya bu vahşete alışmak? Gazeteciler serbest Gizli tanık Ababey, “Karşı gazetesine haberler bazen gönderdikleri çiçeklerin saksısında, bazen çikolata kutusunda CD ortamında geliyordu” dedi 25Aralık yolsuzluk soruşturması haberleri nedeniyle gözaltına alınan 7 gazeteci ile aynı operasyon kapsamında gizli tanık ol duğu iddia edilen kapatılan Karşı gazetesinin İmtiyaz Sahibi Turan Ababey ve 1 polis dün serbest bırakıldı. Gizli tanık Ababey’in ifadesine Cumhuriyet ulaştı. İstanbul Başsavcılığı’na gizli tanık Ayçiçeği kod adıyla ifade veren Ababey, ifadesinde Karşı gazetesi nin amacının yanlış olan her şeyi eleş tirmek olduğunu belirterek, “Bu han gi parti, ideoloji olursa olsun yanlışla rı eleştirmek amacıyla kurulmuştu. Za man zaman bu gazetede cemaatin iste diği haberler yazılmaya başladı. Hükü CANAN COŞKUN met aleyhine tapeler yayımlandı” dedi. Karşı gazetesine haberleri, Tuskon’un danışman firmasından Y. isimli kişi nin getirdiğini öne süren Ababey, “Y. Tuskon’un da nışman firmasından getirdiklerini E.E’ye teslim edi yordu. Aynı şekilde CD’leri E.E ve U.K. da getiriyor du. Haberler bazen gönderdikleri çiçeklerin saksısın da geliyordu. Bazen çikolata kutusunda CD ortamın da geliyordu. Y’nin getirdiği belgelerin yayımlanma sı için tartışma çıkıyordu. E.E. ısrarla yayımlanması nı istiyordu. Mehmet Bozkurt da istemiyordu. Bunun üzerine E.E. Turan’a ‘Bunlar hükümeti düşürecek, Erdoğan’ı Lahey’de savaş suçlusu olarak yargılatacak belgeler’ diyordu. Bunları yayımlarsak Tuskon gaze teye yardımcı olur. Para verir, gazete zengin olur” di yordu. 1725 Aralık tapelerinin bulunduğu CD’leri U.K. ve E.E. getirdiler. E.E. Samanyolu TV’de prog ramlara da katıldı” ifadelerini kullandı. Gazeteciler serbest Soruşturma kapsamında önceki gün gözaltına alınan gazetenin o dönemki sorumlu yazıişleri müdürü Mehmet Bozkurt, haber müdürü Murat Kazancı, muhabiri Emre Erciş adli kontrol ile serbest bırakıldılar. Gazeteciler Değer Özergün, Bayram Kaya, Kutlu Esendemir ve polis memuru Mesut Babacan ise savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. l İSTANBUL ‘Borç silinir’ vaadi yapıldı Hakkında fezleke hazırlanan Karşı gazete hesaplaşmak ve onu tarihin mahkumu yapmak için sinin eski Genel Yayın Yö heyecan ve dört gözle fez netmeni CHP Milletveki lekemi bekliyorum” diyen li Eren Erdem Ayçiçeği kod Erdem, “Dokunulmazlığı adlı gizli tanığın gazetenin mı kaldırmayan, sahte giz imtiyaz sahibi Turan Aba li tanıklarla beni yargıla bey olduğunu belirtti. Er mak için dokunulmazlığı dem, “Turan Ababey’e, Yıl mı indirmeyen namerttir. dıray Oğur tarafından para Bu anlayıştan korkan, kor teklif edildi, Başbakan’dan kup hakikatleri söylemek özür dilemesi halinde borç ten geri duran da namert larının ve vergi borçlarının tir” ifadelerini kullandı. kapatılacağı vaat edildi. Bu şahıs bunları kabul ederek Manşetin intikamı bu operasyonların bir par Yargılanma nedeni ola çası oldu. A Haber’de yap rak Karşı gazetesinin “Senin tığı açıklamalarla başlat önüne yatarım Reza” man tı bunları. Bu şahıs AKP’ye teslim olmuş, bir dönemin CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem. şeti olduğunu kaydeden Erdem, “Erdoğan ABD’ye gidi önemli gazetecilik başarı her şeyi yapabilecek çevreleri yor, adeta kapı önünde bek sını lekelemeye çalışıyor” de davaya dahil ederek, şahsıma liyor Obama ile görüşmek için. di. Dokunulmazlığının kaldı yönelik kumpas örmeye çalı Tüm bu algı operasyonları, bü rılması için TBMM’ye dilek şan savcının elinde, benim ‘hü yüyen krizi örtmek, üste çık çe vereceğini söyleyen Erdem, kümete darbe, terör örgütüne mak ve toplumsal muhalefe şöyle devam etti: üye olma’ gibi suçlar ile ilgili ti yok etmek için yapılmakta ‘Fezleke bekliyorum’ bir tek delil olmadığı çok açık biçimde ortadadır. Ben, bu hu dır. Bu operasyonlara asla boyun eğmeyeceğiz. Ben, gazete “Bu gizli tanık, gazetenin sa susta çok rahatım. Dün gazete cilik yaptığımı rahatlıkla ispat hibidir. Kendisi, daha önce de cilik yaptım. Bugün siyaset ya ederim de, bakalım savcı be çeşitli TV kanallarında şahsı pıyorum. Her ikisini de yiğitçe, nim darbeci ya da terör örgü mı hedef göstermişti. Böyle bir mertçe yaptım, yapıyorum.” tü üyesi olduğumu nasıl ispat adamı ve CHP ile mücadele ek “Milli iradenin temsilcisi edecek” dedi. seninde siyaset üretmek adına olarak, bu kumpasçı savcı ile l İSTANBUL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER ANILDI Erinç: Gidecek başka ülkemiz yok Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), öldürülen 65 gazeteciyi, ilk basın şehidi Hasan Fehmi Efendi’nin mezarı başında saygı duruşunda bulunduktan sonra Basın Müzesi’nde dün düzenlenen törenle andı. Törende konuşan gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, “Hasan Fehmi Bey öldürüldü, 70 yıl sonra Abdi İpekçi öldürüldü. Abdi İpekçi, 70 yılda öldürülen 15. gazeteci oldu. Ondan sonra olağanüstü hızlanma var. 929394 yıllarında 65 gazetecinin yaklaşık üçte biri öldürülmüş bulunuyor. Gazetecilik, en zor mesleklerden birine dönüştü. Bizim gidecek başka ülkemiz, yapacak başka bir mesleğimiz de yok. Bu sıkıntıları dayanışma ile aşacağız” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Faruk Bildirici’nin eşi yaşamını yitirdi Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi gazete ci Faruk Bildirici’nin Ankara İbni Sina Hastanesi’nde tedavi gören eşi Serpil Bildirici (57) yaşamını yitirdi. Bildirici için ilk tören bugün öğlen Kocatepe Camisi’nde düzenlenecek. Bildirici, yarın öğle Söke Hacılar Camisi’nde kılınacak namazın ardından Söke Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle