19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 7 Nisan 2016 EDİTÖR: CAN DOKER haber 11 AB’ye göç 6 kat arttı Avrupa Birliği, 2015 yılında 1.82 milyon kişinin 28 üye ülkenin sınırlarından yasadışı geçiş yaptığını açıkladı. Bu sayının 2014’tekinin 6 katına çıktığı belirtildi. Yasadışı sınır geçişlerindeki artışın büyük kısmı Suriyeli sığınmacılardan kaynaklanırken, yıl sonuna doğru Afgan ve Iraklı sığınmacıların sayısında da artış oldu. Yasadışı geçişlerin 885 bin 400’ünü, Avrupa’ya ulaşmak için Türkiye’den Yunan adalarına geçişler oluşturuyor. Dikili açıklarında Yunanistan’a geçmeye çalışan sığınmacılar lastik bir botun üzerinde yakalandı. YUNANİSTAN, SIĞINMACILARIN TÜRKİYE’YE İADE SÜRECİNİ ASKIYA ALDI İadede iltica krizi ABTürkiye anlaşmasının uygulanmaya başlamasının ardından sığınmacıların giderek artan sayıda iltica başvurusunda bulunması üzerine Yunanistan Türkiye’ye iade sürecini en erken cumaya dek askıya aldı. İlk etapta Midilli’deki geçici merkezde bulunan 3021 sığınmacıdan 2800’ü, Sakız’daki 1766 sığınmacıdan 600’ü iltica başvurusunda bulundu. Yunanistan’ın AB Bakan Yardımcısı Nikos Hidakis, Türkiye’ye sığınmacı iadesinde muhtemelen iki haftalık bir gecikme olacağını, bu süre boyunca iltica taleplerini değerlendireceklerinden iade Yunanistan’daki sığınmacıların iltica başvurularının artması üzerine cumaya kadar süreç askıya alındı. Yunan yetkililer işlemlerde iki haftalık gecikme olabileceğini belirtti lerin duraklayacağını belirtti. Hidakis, yine de cuma gününden itibaren küçük gruplar gönderebileceklerini söyledi. AB politikalarını eleştiren Hidakis, “Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 5 gün sonra sürecin başlayacağını düşünmeleri delilikti. Bunun böyle yürümeyeceğini pek çok kez Brüksel’e söyledik. İnsanları paket edip postalayamayız” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) ise Yunanistan’ı bazı sığınmacıları iltica süreci tamamlanmadan “yanlışlıkla” sınır dışı etmekle suçladı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Avrupa Direktörü Vincent Cochetel, Türkiye’ye ilk gönderilen 202 sığınmacıdan 13’ünün iltica etmek istediğini, ama Yunan polisinin talepleri kayda geçirmediğini duyurdu. BM’nin iddiası doğruysa, AB’nin her sığınmacının dosyası tek tek inceleneceği ve toplu sınır dışı yapılmayacağı için anlaşmanın uluslararası hukuka uygun olduğu iddiası bir darbe daha yiyecek. Af Örgütü adalarda 90 insan hakları ve sığınmacı örgütünün oluşturduğu Avrupa Sığınmacı ve Sürgün Konseyi’nin tüm iadelerin askıya alınması için devreye girmesi ise Atina nezdinde sonuç verdi. Uluslararası Af Örgütü de BM’nin iddialarını araştırmak için Yunan adalarına çıkarma yaptı. Adalardan iade edilecek sığınmacıların tespit edilmesi için çalışacak 400 AB yetkilisinden ise sadece 30’u görevine başladı. Sdaabvaanscıı 20 yıl sonra hâkim karşısında Özdemir Sabancı suikastı sa me Başkanı Nazım Durmaz, sa ğım kesildi. Tecrit edildim. Tecrit nığı, DHKPC üyesi İsma nık Fehriye Erdal hakkındaki ya insanlık suçudur. Bana verilen il Akkol dün hâkim karşısına çık kalama emrinin infaz edilmediği iddianameyi bile bir hafta sonra tı. 20 yıl sonra dava kapsamın ni, Akkol hakkındaki yakalama idare teslim etti. Benimle birlikte da hâkim karşısına çıkan Akkol, kararının infaz edildiğini ve tu gözaltına alınan Fadik Adıyaman, dosyanın kendisine henüz veril tuklandığını anımsattı. Duruşma hapse götürülmeden Tekirdağ F mediğini, bu nedenle savunma da söz alan sanık Akkol, kendisi Tipi Cezaevi’ne götürülerek hücyapmayacağını belirtti. Akkol öte ne sadece iddianame verildiğini reye kondu. Tek suçu İsmail Ak yandan hücrede tutulduğunu da belirterek, dosyanın tamamı ta kol ile birlikte olması. 66 gündür ifadesine ekledi. rafına verildikten sonra savunma Fadik Adıyaman açlık grevinde İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruş yapmak istediğini söyledi. Hüc dir. Tek isteği arkadaşlarının olrede tutulduğunu aktaran Akkol, duğu hapiste bulunmak istemesi maya, Silivri Cezaevi’nden geti “Bağlı bulunduğum koridorda dir. Ben de aynı gerekçeyle açlık rilen sanık İsmail Akkol ve avu da kimse bulunmamaktadır. Dü grevine devam ediyorum” dedi. katları hazır bulundu. Sabancı ai şüp yaralansam yardım isteyecek Heyet, duruşmayı 22 Sanık Akkol, dosya verilmedi lesini duruşmada avukat Veh kimse bulunmamaktadır. İletişim Haziran’a erteledi. l İSTAN ği için savunma yapamadı. bi Kahveci temsil etti. Mahke hakkım yok edildi. Dışarıyla ba BUL/Cumhuriyet Her şüpheli cezaevini tadacaktır! Tayyip Erdoğan, suçlu olduğuna hükmettiği kişinin, yargılanması bitmeden, suçluluğu ispat edilmeden, hemen cezalandırılmasını istiyor. Suç işlediğinden şüphelenilen herkesin, örneğin başkanlık ettiği hükümette yakınları aracılığıyla rüşvet, irtikap, kara para aklama ve benzeri suçlarla itham edilenleri değil, kendinin suçlu olarak işaret ettiklerini anında demir parmaklıklar arkasında görmek istiyor. Yeni anayasa için önerdiği güçler uyumundan anladığı bu olsa gerek. “Milli irade”nin kendinde tecelli ettiği ilan edilen “lider”in, millet adına başsavcılık ve hâkimlik de yapması. Türkiye’deki cezaevi verileri, aynı fiili başkanlık rejimi gibi, anayasa değiştirmeden bu yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Yürütme ve yasamanın yanında, yargının bütünüyle ellerinde olduğunu artık iktidar partisi mensupları çekinmeden ilan edebiliyor. İktidar çevrelerinin aykırı, muhalif veya kendisi için tehdit olarak gördüğü her şüpheliye cezaevini tattırmak için yanıp tutuştuğu bir ülkede yaşıyoruz. Institute Of Criminal Policy Reserach (Kriminal Politikalar Araştırma Enstitüsü) Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren ve 216 ülke ve bölgenin cezaevlerindeki durumu çok yakından izleyen ünlü bir araştırma merkezidir. Bu enstitünün derlediği verilere göre, Türkiye’de cezaevlerindeki insan sayısı, nüfus artışından iki buçuk kat daha hızlı büyüyor. 2002’de cezaevlerimizde 59.400 kişi vardı. 2015 sonunda bu sayı 179.600’e çıkmış. 2002’de Türkiye’de yaşayan her 100 bin kişinin 85’i tutuklu veya hükümlü olarak hapiste iken, bu oran 2015’te 228! Cezaevindeki nüfus, 2009’dan itibaren artan bir hızla büyümüş. Yalnız 2015’te cezaevi nüfusu yirmi bin artmış. “Tutuklu yargılansınlar” Cumhurbaşkanlığı emrinin önümüzdeki dönemde ne sonuç vereceğini kestirmek açısından, şimdiki duruma bakalım. Daha hiç hüküm giymemiş tutuklu oranı, yüzde 15. Hüküm giymiş ama cezası kesinleşmemişlerle birlikte, cezaevlerinde tutuklu oranı yüzde 40 civarında. Anlaşılan bu göreli yüksek oran da “milli irade”yi tatmin etmiyor. Daha fazla tutuklama istiyor. Bundan takriben on yıl önce, Türkiye’de cezaevindeki nüfus oranı Avrupa ortalamalarına yakındı. Bu konuda açık ara şampiyonluğu elden bırakmayan ABD’den çok uzaktı veriler. Şimdi Türkiye cezaevindeki insan oranı açısından üstorta seviyeye gelmiş durumda. Kişi başına gelirde orta gelir grubunda ilerlemek yerine, geriye düşmeye başlarken cezaevindeki nüfus konusunda üstorta gruba yükselmek arasında bir ilişki var mıdır? Üzerinde düşünülmeye değer bir konu. 2015’te Fransa’da cezaevindeki insan oranı yüz binde 114, Yunanistan’da 90 olmuş. Yunanistan’daki mahpusların yarısı yabancı! Almanya’da bu oran 76 ve son on yılda düzenli düşmüş. 2000 başında dünyada cezaevindeki insan oranı konusunda şampiyon olan Rusya’da mahpus sayısı son on beş yılda baş döndürücü biçimde azalmış. 2000’de bu oran 729 iken, 2016 başında 442’ye inmiş. Otokrasi sadece hapsederek hükmetmiyor. Buna karşılık ABD’de neredeyse aynı hızda artmış. 1980’de oran 220 iken, yani Türkiye’nin bugünkü durumuna benzerken, 2015 sonunda 698’e çıkmış. ABD hapishanelerinde 2 milyon 200 bin kişi yatıyor. Ama bunların yalnız yüzde yirmisi tutuklu. Amerikan yargısı Tayyip Erdoğan’ın tavsiyesini dinlemeye kalksa, Türkiye’deki tutuklu yargılama oranlarına ulaşmaya heveslense, takriben yarım milyon zanlıyı daha içeri davet etmeleri gerekecek... Belki Cumhurbaşkanı bu tutuklu yargılama meselesine Türkiye’nin çıkarları için en kalbi duygularıyla yaklaşıyordur. Örneğin yavaşlayan iktisadi büyümeyi cezaevi inşaatına hız vererek canlandırmak istiyordur. Halen faaliyetteki 355 cezaevinin kapasitesi 165.000 kişi. Cezaevindeki nüfus bundan 15 bin fazla ve hızla artmaya devam ediyor. Bu durumda cezaevlerinde kapasitenin üç yüz bine çıkması neden bir çılgın proje olmasın? Ayrıca bu yolla “vatan hainleri”nin de ülke ekonomisine katkı yapması sağlanır, bir taşla iki kuş vurulmuş olmaz mı? Kuşkusuz, cezaevi kapılarına “Her şüpheli cezaevini tadacaktır” yazıldığı bir Yeni Türkiye ancak huzur, güven ve istikrarı sağlayabilir. NOT JUST ANY CRUISE. 7 GECE / 8 GÜN MSC MAGNIFICA ile EGE & ADRİYATİK 09 Nisan 16 Ekim Arası Bari ve Venedik Hareketli 1. Gün 2. Gün 3. Gün 4. Gün 5. Gün 6. Gün 7. Gün 8. Gün Bari, İtalya Katakolon,Yunanistan Mikanos,Yunanistan Pire,Yunanistan Denizde Seyir Dubrovnik, Hırvatistan Venedik, İtalya Bari, İtalya TECRÜBELİ SATI? DANI?MANLARI İLE HIZLI VE DOĞRU BİLGİ VADETAFKASRİKTSIZ 774€ ‘dan Başlayan Fiyatlarla 444 9 777 Yayımlanan ?yata en düşük sezonda İÇ BELLA kabin tipinde 7 gece tam pansiyon konaklama, THY ile ekonomi sınıfı gidiş/dönüş uçuşlar, transferler, liman ve havalimanı vergileri, Türkçe rehberlik hizmeti ve gemi içi servis bedelleri dahildir. Yurtdışı çıkış harcı 15 TL olup, yolcularımız tarafından ödenecektir. Vize ücretleri ?yatlara dahil değildir. Fiyatlar yayımlandığı gün için geçerlidir. İlanlarda meydana gelebilecek tipogra?k hatalardan acentemiz sorumlu değildir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle