25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Çarşamba 6 Nisan 2016 [email protected] Nusra ile Ahrar uçak düşürüp Suriyeli pilotu esir aldı Kaide’nin Suriye kolları Nusra Cephesi ile Ahraruş Şam, Halep’in güneyinde Şam yoluna hâkim Tel el Ais’i ele geçirmesinin ardından burada hükümet güçlerinin bir uçağını düşürdü. Enkazda çekilen videoda çamur içinde yatan bir adamın başına toplanmış onlarca militan ve sivil “Pilot Suriyeli. Seni pis domuz. Silahlarını alın” diye bağırırken görüldü. Gözlemevi’nin Nusra’nın pilotu esir aldığını duyurmasının ardından saldırıyı Ahrar üstlendi. Bir ay içinde ikinci savaş uçağının düşürülmesi, destekçi ülkelerin cihatçılara uçaksavar füzesi verdiği şüphesi doğurdu. TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 tarihin en büyük sızıntısı panama belgeleri’nden her günyeni bir skandal çıkıyor İşin içinde casus var Panama merkezli MossackFonseca şirketi kurucularının Almanya’nın 1 numaralı casusu ile ortak olduğu ortaya çıktı Küresel çapta vergi kaçırma ve kara para aklama konusunda en uzman beş hukuk firmasından biri olan Panama merkezli Mossack Fonseca’nın 11.5 milyon belgesinin sızdırılmasının ardından, firma mercek altına alındı. Belgelerin tamamını inceleyen Almanya’nın Süddeutsche gazetesi, firmanın Alman derin devletiyle bağlantılarına dikkat çekti. İki ortağından biri olan Jürgen Mossack’ın babası Erhard Mossack, Nazi rejiminde WaffenSS yetkilisiydi ve 1948’te Panama’ya geldikten sonra CIA adına Kübalı komünistlere karşı casusluk yapmıştı. MossackFonseca’nın vergi kaçakçılığı için kurdurduğu paravan şirketleri de bir Alman yönetiyor: Kâğıt üzerinde Alman pasaportu sahibi Claus Möllner olarak gözüken bu kişinin Almanya’nın 1 numaralı casusu Werner Mauss’un ta ken rol almıştı. Süddeutsche’nin “Fe disi olduğunu Süddeutsche orta deral Almanya tarihindeki en gi ya çıkardı. zemli figürlerden biri”, “kelime Mossack uyuşturucu paraları nin tam anlamıyla karanlık bir nın Panama’ya aktarılması için adam” dediği Mauss, son 50 yıl önemli bir köprüydü, özellikle da onlarca sahte kimlik kullan Kolombiya ve Meksikalı uyuştu mıştı. Gazete Mauss’un zaten if rucu baronları en iyi müşterileri şa olmuş milyonlarca dolarlık arasındaydı. 1965’ten beri tüm Alman istihbarat servislerinin Mauss vergi kaçırma operasyonlarına şimdi de Panama Belgeleri’nde sivil çalışanı olan Mauss da 1980’lerin ki 12 paravan şirketin eklendiğini kay ortasından itibaren Kolombiya’yı mer detti. Kirli operasyonları sırasında bu kez belleyip Latin Amerika çapında fa şirketler ve banka hesaplarından fay aliyet göstermişti. Ancak Kolombiya’da dalanan Mauss’un 2000’lerden itiba ELN’nin hem rehin alma eylemlerine ren Alman devletinin resmi desteği yardım ettiği hem de rehineleri kurtar ni kaybettiğini belirtti. Ayrıca belgele ma operasyonu düzenleyip vurgun yap re göre, MossackFonseca’nın kirli hiz tığı suçlamaları yüzünden “istenme metlerine Almanya’nın Siemens yö yen adam” haline gelmişti. Buna rağmen neticilerinden genelev krallarına uza Hizbullah ve RAF operasyonlarında da nan binlerce vatandaşı başvuruyor. ‘Almanya da satın almıştı’ Amerikan yayın kuruluşu CNN’e mülakat veren Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) başındaki Gerard Ryle, “Belgeler elimize geçmeden önce Mossack Fonseca’dan daha ufak bir sızıntı olmuştu. Alman hükümeti bilgiyi satın alıp Britanya ve ABD hükümetleriyle paylaştı. Biz bu belgelere ulaşıp elimizdekilerle karşılaştırdık, tamamen uyuşuyorlardı” dedi. ICIJ’nin üst düzey editörlerinden Michael Hudson da VOA’ya “Bu belgeleri ilk biz görmedik” diyerek, Alman hükümetinin geçen yıl daha ufak bir sızıntıdan elde ettiği bilgilerle MossackFonseca’yla bağlantılı bir Alman bankasına baskınlar yaptığını belirtti. Çin interneti sansürledi Mossack Fonseca’ın 8 ofis açtığı Çin’de Devlet Başkanı Şi Cinping’in kayınbiraderi ile Politbüro’nun eski ve şimdiki 8 üyesinin offshore şirketleri olduğu ortaya çıktı. Pekin’in tepkisi, belgelerle ilgili sosyal medya paylaşımlarını sansürlemek oldu. Çince arama motorlarında ‘Panama Belgeleri’ araması sonuçsuz kalırken, ‘Panama’ araması yapanlarsa sporcularla ilgili haberlere erişebildi. Ülkede yaygın kullanılan blog sitesi Weibo ve mesajlaşma uygulaması Wechat’ten ilgili paylaşımlar silindi. Devlet medyası “düşman Batılı güçleri” suçladı. Muhalefet: Soruşturalım Başkent Reykjavik’te parlamento binası önünde toplanan binlerce gösterici, ellerinde Gunnlaugsson’un selefi Jóhanna Siguroardóttir’in resmiyle “Beni hâlâ özlemediniz mi?” yazan pankartlar taşıdı. Panama Belgeleri’nin Britanya Başbakanı David Cameron’un babası Ian Cameron’ın 30 yıldır hiç vergi ödemeyen bir offshore fon la bağlantısını ortaya çıkarmasının ardından, muhalefet harekete geç ti. Ana muhalefette ki İşçi Partisi’nin li deri Jeremy Corbyn, Panama Belgeleri ile bağlantılı tüm vatan daşlar hakkında Ca meron ailesi dahil ol mak üzere bağımsız soruşturma açılması Cameron çağrısı yaptı. Müşteriler kara listeden Mossack Fonseca’nın paravan şirket kurduğu müşterilerinden 33’ü, ABD Hazine Bakanlığı’nın yaptırım listesinde. Bu şahıs ve şirketlerle yaptırımlardan önce çalışmaya başlayan firma, kimilerine hizmet vermeyi sürdürürken, kimileri ile çemberin daraldığı yerlerde iş ilişkisini bitirmiş. Kara listedeki müşteriler arasında Kuzey Kore’nin nükleer silah programıyla bağlantılı bir Pyongyang finans şirketi, Suriye lideri Beşşar Esad’ın kuzeni Rami Makluf’a ait Drex Technologies, Suriye hükümetine jet yakıtı sağlayan Pangates International Corporation bulunuyor. İzlanda’da başbakan gitti Panama Belgeleri’nde ülkesi ekonomik krizdeyken devlet yardımı alan üç bankaya milyonlarca dolar yatırım yaptığı ve offshore şirketleri aracılığıyla bu yatırımları gizli tuttuğu ortaya çıkan İzlanda Başbakanı Sigmundur Gunnlaugsson, dün istifasını vermek zorunda kaldı. Gunnlaugsson, parlamentonun feshi ve erken seçime gidilmesi talebinin Cumhurbaşkanı Olafur Ragnar Grimsson tarafından reddedilmesinin ardından, başbakanlıktan is tifa etti. Grimsson, krizin patlak vermesiyle ABD ziyaretini yarıda keserek İzlanda’ya dönerken, önceki akşamdan itibaren 330 binlik nüfusun kaydadeğer bir bölümü sokaklara döküldü. Sokaklara döküldüler 10 binden fazla kişinin Reykjavik’teki parlamento önünde gösteri yapması, bazılarının kuzey ülkesinin muz cumhuriyetine döndüğünü vurgulamak için muz sallaması, Gunnlaugsson’un istifasında kilit rol oynadı. Gunnlaugsson Pakistan’da soruşturma Pakistan Başbakanı Navaz Şerif de belgelerin ailesini offshore şirketlerle ilişkilendirmesi üzerine yargıçlardan oluşacak bir soruşturma komisyonu kuracağını açıkladı. Şerif “Ben suçlanmıyorum. Suçlanan iki oğlum yetişkin ve yaptıklarından mesul. Kendimi bu meseleden ayrı tutuyorum” dedi. Aşırı sağcı Le Pen de belgelerde Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi’nin (FN) lideri Marine Le Pen’in adı da offshore belgelerinde geçiyor. Fransız Le Monde gazetesinin haberine göre Le Pen’in üniversite yıllarından arkadaşı Frederic Chatillon, kurulan “sofistike offshore sistemi”nin merkezinde yer alıyor. Chatillon ile Le Pen’in 2012’deki cumhurbaşkanlığı seçim ka panyasında çalışan muhasebe uzmanı yalarında kullanıldığı öne sürülüyor. Nicolas Crochet’in skandalın kalbindeki Ancak Chatillon ve Crochet hakkında hukuk firması MossackFonseca aracı halihazırda Ulusal Cephe için yasadı lığı ile Hong Kong, Singapur, Virgin şı yollardan kampanya finanse et Adaları ve Panama’da şirketler kur tikleri gerekçesiyle açılmış bir so duğu iddia ediliyor. Chatillon’un ruşturma bulunduğu da belirtili paravan şirketler aracılığıyla pa yor. Ulusal Cephe yetkilileri ise rayı yurtdışına çıkardığı, vergiden partinin Panama Belgeleri’nde kaçırılan gelirlerin seçim kampan yer almadığını savundu. Le Pen AB, sığınmacılar ve kara komedi Avrupa Birliği (AB) Türkiye ile mart ortasında imzaladığı sığınmacı anlaşması uyarınca düğmeye bastı. Pazartesi günü devasa lojistik gerektiren bir operasyon başladı. Hedef, Avrupa’daki serbest dolaşım bölgesine (schengen) açılan kapı olan Yunanistan’da birikmiş Suriyelilerin başını çektiği sığınmacıları Türkiye’ye geri yollamak. Kayıt merkezleri, hukuki uzmanları, tercümanlarıyla 4 bin kişilik görev gücü altı ayda 320 milyon dolara Yunanistan’ı koruyup kollamaya çalışacak. Hepimize geçmiş olsun! Bu sayede ismini geçen sene koyduğumuz üzere artık resmen “tampon bölge” olduk. Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı aklın epeydir Batı’yı Suriye işgaline zorlamak üzere kullandığı türden “güvenliklisinden” filan da değil. Uluslararası ilişkiler lugatından bildiğimiz “tampon bölge”. Suriye’nin yanı sıra Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerden sığınmacıları nasıl geri yollayabileceğimiz meçhul. AB’nin 3+3 milyar Avro’luk insani rüşvetiyle “Pakistanlaşma” sürecinde dev adımlarla ilerlemeye devam edeceğimiz anlaşılıyor. HHH Yunan adalarında “No to Turkey” (Türkiye’ye hayır) pankartlarıyla gösteriler yapan sığınmacılardan anlayacağımız üzere, kimsenin memleketimizi “güvenli” bulduğu yok. Aylardır kendi insanımızın hedefi olduğu bombalı saldırılar düşünülürse, hak vermemek elde değil. Zaten insan bir yerden kaçıp gitmek istemeyedursun, kim tutacak? Şimdi gelsin Ege’de sığınmacı avları... AB’nin Türkiye’yle gayri ahlaki, uluslararası ve insani hukuk açısından da sorunlu bu anlaşmayı ne kadar uygulayabileceği de mesele. Şu ironiye bakın ki, AB’nin operasyonu başlattığı gün Türkiye’ye 200’den fazla sığınmacı taşınmışken, 24 saatte 339 sığınmacı kaçak botlarla Yunan adalarına ulaştı. Midilli açıklarında iki teknede 50’den fazla kadın ve çocuk kurtarıldı. Ve Yunan makamları sığınmacıları gönderme operasyonlarını ikinci günde dondurmak zorunda kaldı. Niye? Çünkü dönmek isteyen yok, sığınma başvurularında patlama var. HHH Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB ile anlaşma imzalandığında “Bugün tarihi bir gün. Türkiye ve AB’nin aynı kader, aynı meydan okuma ve geleceği paylaştığını anladık” demişti. Ne demezsiniz! Zira bu anlaşma aynı zamanda Türkiye’nin AB üyeliğine de “elveda” anlamına geliyor. AB “ortak kader” filan değil, “kendi kaderini” zorlamakta. Sınırını de fakto Yunanistan/Bulgaristan hattına çekmekte. Sığınmacı anlaşması; AB üyeliğimiz yolunda adalet, özgürlük, güvenlik, temel haklar gibi kriterlere uyum için açılması icap eden müzakere başlıklarının öylece askıda kalmasını temin etmekte zaten. 80 milyona yakın Türkiye vatandaşına 72 koşulu yerine getirme karşılığında vize serbestisi verileceği hayali göreniniz de kalmamıştır herhalde. Beş on işadamı, bir kısım öğrenci ve meslek erbabı bir nebze rahat hareket edebilirse şükredeceğiz, o kadar. HHH Sığınmacı krizi yüzünden koltuğu sallanan Almanya Başbakanı Angela Merkel’e gelince... Avrupa’ya sığınmacı akınını bir nebze kesebilse “zafer” sayabilir. Ve Türkiye’nin hiç de arzulanmayan AB üyeliği sürecine son vermiş lider olarak tarihe geçer. Yoksa sığınmacı anlaşmasının maliyetleri şimdiden kendisine çıkarılmakta. Türkiye’nin siyasal İslamcı hükümetinden Almanya basınını hizaya çekmesi ikazlarına bile muhatap oluyor. Avrupa’nın “demir lady”si, sığınmacı krizi uğruna bir “kara komedi”de mecburi rol oynamak zorunda artık. Merhemi olsa kendi başına sürecek. Bırakın bizim başımızdakini koruyup kollamasını, kendisi kendi basını tarafından “karikatürleştirilmek” durumunda. HHH Velhasıl bu anlaşma dertlere deva olmayacak. Sığınmacı krizinin tek ilacı Suriye’deki savaşı bitirmek, ülkeyi yeniden inşa etmek. Başka çaresi yok. Ve savaştan medet umanlar, sığınmacı krizinden de medet umanlardır. Bunca insani vebal de rejim değişikliği davası için çıkarttıkları insani krizi araçsallaştıranların boynunadır. Martakert bölgesindeki çatışmalarda hasar gören bir ev böyle görüntülendi. KÇAADDRTUAAIŞRBĞMUALLAIĞKDL’DUAAR Kriz Türkiye’yi de içine çekebilir Azerbaycan ile Ermenistan arasında 1991’de savaş çıkaran Dağlık Karabağ’da 1 Nisan’da yeniden patlak veren ve 3 Nisan’da Baku’nun tek taraflı ateşkes ilanına rağmen şiddetlenen çatışmalar dün duruldu. 16 yaşındaki kız öldü Karabağ’da dün 12.00’de silahlar susarken hem “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti” hem de Azerbaycan, ateşkes uzlaşmasına varıldığını duyurdu. Ardından iki taraf arasında arabuluculuk yapan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşki latı (AGİT) Minsk Grubu, Ermeni ve Azeri temsilcilerle Paris’te toplandı. Azeri cephe hattındaki Hasangaya köyünde dün sabah vurulan 16 yaşındaki bir genç kız, üçüncü sivil kurban oldu. Toplam ölü sayısı 64’ü buldu. Dün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan ve Ermenistan liderleriyle telefonda görüşüp çatışmaların tümüyle kesilmesinin garanti edilmesini istedi. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi Başbakan Ahmet Davutoğlu da “bir gün topraklarını geri alacak Azerbaycan’ın kıyamete dek yanın da duracaklarını” söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ankara’yı Baku’yu destekleyerek “taraflı” davranmakla suçladı. Uzmanlar, Karabağ’ın kontrolden çıkıp Suriye yüzünden kanlı bıçaklı Rusya ile Türkiye’yi de içine çekecek bir savaşa dönüşebileceği uyarısı yapıyor. Carnegie Moskova Merkezi’nden Aleksey Malaşenko “Çatışmaların durumu lehine çevirmek isteyen Baku’nun çıkarına olduğunu, Baku üzerinde Türk nüfuzunu da artıracağını, Ukrayna ve Suriye ile meşgul Rusya’yı ise zora sokacağını” dile getirdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle