26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 23 Nisan 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Günaydın; ‘Delil, adil yargılama yokmuş...’ İktidarlarının, TSK’nin her kademeden komuta zincirlerini kıran büyük operasyonlarında çok işe yarayan, toplumun siyasal yapılanma, örgütlenme değerlerinde deprem yaratan yön değişikliklerinde araç yapılan “Ergenekon terör örgütü” davası tepe taklak... AYM’nin bozma kararından sonra Yargıtay’ın halkın diliyle “Mahkeme mahkeme değildi, tanıklar gerçek tanık sayılamazdı, adil yargılama yapılmadı, zaten Ergenekon terör örgütünün de varlığı kanıtlanamadı...” olarak özetlenebilecek sonuç kararı, kuşkusuz sanıklarına yaşatılanlar, ağır sonuçlarının kısacık özetlerinin yapılabildiği haberler içinde bile kamu vicdanını sızlattı... Bugün hukuken kanıtlanan boyutlarıyla vicdanları sızlatan ağır suçlamalar, yargılamalar sürecinde ölenler, yaşamsal hastalıklara yakalananlar, yıllarca tecritin en ağırı ile hapis yatanlar, toplumda onurlu konumları ile çatışan en ağırından suçlamaların, karalamaların hedefi olanlar, önemli çoğunlukla kendilerini adadıkları mesleklerindeki kariyerleri, işlerini de tümden yitirmişlerdi. Ailelerine bedellerini, toplum nezdinde çok ağır izler bırakan karalanmalarını sorgulayamıyoruz bile... Bu ülkede askeri darbelerin darbe hukuklarını, işleyişini mumla aratan bir hukuksuzluğun, yargısız infazların, sonuçlarının, “Sivil iktidarları eliyle, güçlü bir sivil siyasal iktidar sorumluluğunda, ele geçirilmiş emniyet, bağımsız yargılama kadroları eliyle (sivil iktidarlarının, sivil darbesi operasyonları aracı yapılmasına...) sadece yargılananların kendi savunmaları çerçevesinde, avukatları ile birlikte kamuoyuna ulaştırmaya çalıştıkları gerçekler yeterince acıtıcıydı... Dönem içinde çok sayıda aklı başında bilim insanı, hukukçu, meslek örgütlenmeleri, seslerini duyurabildikleri ölçeklerde basından da itirazlara kulak tıkandı”. HHH Hiç unutmayın, bugünün Cumhurbaşkanı liderliğinde, AKP, tüm kamu örgütlenmelerinde daha önceki hiçbir sivil iktidarın gerçekleştiremediği yaygın operasyonlarla yerleştirdiği yandaş kadrolarıyla... İktidarlarının uzun soluklu, kalıcı olmayı hedefledikleri büyük yürüyüşlerinde, öncelikli (geçmişle hesaplaşma) adına operasyonların, yargı ayağının da baş destekçileriydiler... Toplumu güdülemede başrolde kullanılan gazeteciler, yandaş bilim insanları, medya grupları çoksesli, çok güçlü koroyu oluşturmuşlardı... Şimdilerde, “Cemaat bizi yanıltmış, içimize sızmış, kilit iktidar noktalarını ele geçirmiş, en çok da yargıyı, polisi, para kaynaklarını ele geçirmiş... Fena halde aldatıldık... Bizi kullanarak işledikleri suçları bir bir ortaya çıkararak hesaplaşıyoruz” demekle, o günün suç ortaklıkları, ortak İktidarları yürüyüşleri, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni ile çatışan, acımasız, hukuksuz operasyonları ortadan mı kalkmakta? 6 yıllık fiili yargılamalar sürecinde, İktidar yürüyüşlerinde istenilen yeni yollarda yürüyüşlerinde istenen işlevleri, operasyonlar sonuçlarından istenenler fazlası ile alındıktan sonra değişen dünya ve ülke sorunlarının yeni boyutlarında, otoriterleşmenin öncelik aldığı bundan sonraki İktidarları yürüyüşleri, yollarında istenen yeni işlevlere yönelik kamuoyu güdülemesi, yönlendirmeleri için yeni kurgulamalar da zamanlamalarıyla tastamam... Günümüz operasyonlarında, “paralel terör örgütlenmeleriyle hesaplaşma” amacı başı çekmekte... O dönemin “Askeri darbe, terör örgütü operasyonlarını” yürüten yargılama kadrolarının, bugünün “Haksız, hukuksuz Ergenekon yargılamasının, baş suçluları” olmalarının sakıncası mı var? O günlerde Ergenekon operasyonunun kefili, savcısı olmayı seçmiş Liderlik, bugünkü İktidarları yürüyüşünde, paralel terör örgütlenmesiyle hesaplaşmayı baş tehdit, siyasetlerinin amacı yapabilmişlerse? Sevgili İlhan Abi, yaşına, sağlık sorunlarına kulak tıkanmış, günlü geceli sürdürülmüş iki günlük izansız, vicdansız sorgulamadan çıktığın sabah şafağında, yaşadığın zorlukları gülümsemenle sakladığından kalp krizi geçirdiğini atlamıştık... Bugünlerin İktidarları yürüyüşünde, işi bitmiş, Ergenekon yargılamasının hukuksuzluklarının baş suçlusu yapılmış Zekeriya Öz’ün başına gelecekleri öngörmüş olabilir misin? Hukukçuya yakıştıramadığın sorgulamasından etkilenip “İleride kendisiyle, hukukçu vicdanıyla nasıl hesaplaşabileceği?” yolunda çok ince bir sorgulama yaptığını gülümseyerek anlatmıştın... ekonomi 9 şBeEÇTRAAAMRPPk’ODICARINer7bmileilyyoiyneçmoicyuokr Türkiye’deki 20 milyon çocuğun 7 milyonundan fazlası şiddetli maddi yoksunluk içerisinde yaşıyor. Çocukların yüzde 40’ı imkânsızlıklardan dolayı et yiyemiyor Avrupa Birliği’nin yoksunluk tanımına göre Türkiye’de yaklaşık her üç çocuktan biri, başka bir deyişle 7 milyondan fazla çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşıyor. Avrupa’nın geneli ile karşılaştırıldığında, Türkiye hem daha düşük kişi başı gelire sahip ülkelerin hem de ekonomik krizden şiddetli olarak etkilenmiş ülkelerin gerisinde kalıyor. Bölgeler arası uçurum Çocuklar arasındaki şiddetli maddi yoksunluk sorunu, batı illerinden doğu illerine doğru gidildikçe daha ciddi bir hal alıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (Betam) araştırması 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocukların ne şartlar altında yaşadığını dramatik şekilde gözler önüne serdi. Betam Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Yrd. Doç. Dr. Gökçe Uysal ve Araştırma Görevlisi Selin Köksal tarafından hazırlanan “Her üç çocuktan biri maddi yoksunluk içinde” başlıklı araştırma notunda şu tespitlere yer verildi: 4 Türkiye’de maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşayan çocukların yarısından fazlası Akdeniz, Kuzey Doğu Anadolu, Orta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ikâmet ediyor. Tatil yok 4 Şiddetli maddi yoksunluğun alt kalemlerine bakıldığında her dört çocuktan üçünün yılda bir haftalık tatil yapamayan hanelerde yaşadığı, yarısından fazlasının hanesinde otomobil olmadığı görülüyor. 4 Çocukların yüzde 40’ının protein ihtiyacını et, tavuk ya da balık ile karşılayamadığı gözlemleniyor. 4 Uzun süren gelir yoksulluğunun bir sonucu olan mad di yoksunluk, yetişkinlerde geçici olabilirken çocuklarda genelde ömür boyu sürer ve sonraki nesillere aktarılma riski taşıyor. 4 Doğu bölgeleri ve Akdeniz bölgesinde maddi yoksunluk oranları Türkiye ortalaması olan yüzde 36.2’nin üzerindeyken diğer 7 bölgede ortalamanın altında yer alıyor. 4 Çocuk maddi yoksunluğunda en yüksek oranlara sahip iki bölge Kuzeydoğu Anadolu (yüzde 52.9) ve Güneydoğu Anadolu’dur (yüzde 55.1). Bu iki bölgede yaşayan çocukların yarısından fazlasının şiddetli maddi yoksunluk çektiği söylenebilir. 4 Çocuklarda maddi yoksunluk açısından bölgeler arası uçurumun başlıca nedeni bölgelerde medyan gelirler arasındaki mevcut devasa farklılık, tali olarak da doğu bölgelerinde hanelerin ortalama çocuk sayısının yüksekliği ön plana çıkıyor. Evler ısınmıyor 4 Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’ne göre (1) kira ve faturaların ödenmesi, (2) evin ısınma ihtiyacının yeterince karşılanması, (3) beklenmedik harcamaların karşılanması, (4) her iki günde bir et, balık ya da protein eşdeğer gıdalarının tüketilmesi, (5) evden uzakta bir haftalık tatil masrafının karşılanması, (6) bir arabaya, (7) bir çamaşır makinesine, (8) bir renkli televizyona ve (9) bir telefona sahip olunması (cep telefonu da dahil), olarak belirlenen dokuz kriterlerden dördünü yerine getiremeyen hanelerde yaşayan bireyler şiddetli maddi yoksunluk içerisinde kabul ediliyor. l Ekonomi Servisi Meslekler hayallerde kalıyor Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin 2015 sonu itibarıyla 78 milyon 741 bin olan nüfusunun 22 milyon 871 binini, Birleşmiş Milletler tanımına göre ‘017’ yaş grubunu içeren çocuklar oluşturdu. Öte yandan her kes küçükken büyüyünce yapmak istediği meslekle ilgili hayal kurar, ne olmak istediğini seçer. Bu hayaller ve gerçekleşme oranlarıyla ilgi Secretcv.com’un “Küçükken ne olmak isterdiniz?” ve “Şu andaki mesleğiniz nedir?” sorusunun sorulduğu ankete katılan adayların sadece yüzde 13’ü küçükken hayalini kurduğu mesleği yapıyor. Çocukken en çok hayali kurulan meslekler yüzde 21 ile öğretmenlik, yüzde 17 ile mühendislik ve yüzde 14 ile doktorluk geliyor. KISA... KISA... l Dünyanın en büyük jeneratör fabrikasına sahip olan Genpower, iflas erteleme istedi. Mahkeme, şirkete kayyum ataması yaptı. Genpower, birçok kez Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesine de girmişti. l ‘Migros 23 Nisan Geleneksel Tiyatro Şenliği’, bu yıl 1930 Nisan arasında Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Trabzon, Diyarbakır, Konya, Antalya ve Sivas illerindeki Migros mağazalarda gerçekleşiyor. Bu illerdeki Migros mağazalarını ziyaret eden herkes, alışveriş yapma şartı aranmadan kasalardan aldıkları rezervasyon fişlerini Devlet Tiyatrosu gişelerinden ücretsiz bilete çevirebiliyor. Migros 23 Nisan Geleneksel Tiyatro Şenliği kapsamında, bu yıl da yaklaşık 15 bin çocuk tiyatronun büyülü dünyasına konuk olacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle