18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 23 Nisan 2016 18 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN İlk duruşmada tahliye Can Dündar, ’de Alman Başbakanı’na açık mektup yazdı: Yanlış saftasınız Sayın Merkel! Sayın Şansölye Merkel, Time dergisi sizi “Yılın İnsanı” seçtiğinde size, baskı rejimine bir gözbağı olarak kullanıyor. Sınırları açma tehdidini “Özgür dünyanın şansölyesi” sı Demokles’in kılıcı gibi başınız fatını layık görmüştü. da sallandırarak, suskunluğunu Bu mektubu, o unvanın sahibi zu garantiliyor. ne yazıyorum. Bu kirli pazarlık, milyonlarca Bugün ziyaret edeceğiniz ül mülteciyi bir baskı rejiminin re kede “özgür dünya”, tehdit al hinesi durumuna getirdiği gibi, tında... Almanya’yı da gündelik çıkarla Son ziyaretinizde ben, Türk rı için Batı’nın temel değerlerin hapishanelerinde yatan 30 tutuk den vazgeçmiş bir ülke konumu lu gazeteciden biriydim. na sokuyor. Türkiye’nin en eski ve itibar Oysa hiçbir jeopolitik sorun, lı gazetesi Cumhuriyet’in Genel temel insan haklarının çiğnenme Yayın Yönetmeniyim. sini meşrulaştıramaz. Türk istihbaratına ait TIR’larla Tabii buna göz yumulması Suriye’deki radikal İslamcılara si nı da... lah sevk edildiğine dair habe Bir kez göz yumarsanız, o bas rim nedeniyle ve Cumhurbaşka kıcı zihniyetin hızla yayılıp kendi nı Erdoğan’ın şah topraklarınıza bulaş si şikâyetiyle tutuk maya başladığını gö landım. rürsünüz. Sadece bir haber Nitekim bugünlerde den ötürü, hakkım görüyorsunuz. da iki kez ömür bo HHH yu hapis cezası iste Sayın Merkel, niyor. Bugün Türkiye’de Tecrit koşullarında demokratlarla otok tutulduğum o günler ratlar arasında bir ip deki ziyaretinizde, çekme mücadelesi Türk Başbakanı ile yaşanıyor. birlikte yaptığınız or tak basın toplantısın Angela Merkel Biz, insan hakları, da Die Welt muhabi demokrasi, hukukun ri size, daha önce Türkiye’nin in üstünlüğü, basın özgürlüğü, la san hakları ihlalleri konusunda iklik değerlerine inananlarla, sa eleştirel tavır alan Alman hükü vaştan, baskıdan, radikal inanç metinin bugün neden sessizliğe lara sahip kindar kuşaklar yetiş büründüğünü sordu. tirmekten yana zihniyet arasın Hücremin televizyonunun se daki bir ölümkalım mücadele sini açtım. si bu... 2012’de Rus lideri Putin’in yü Ve ne yazık ki, bu tarihsel çe züne, “Bence bir insan, fark kişmede siz ve ülkeniz yanlış saf lı fikirlerden korkmamalı” di tasınız. yen, 2014’te Çin hükümetine ifa Elbette doludizgin otokrasiye de özgürlüğüne saygı duyması giden bir ülkede evrensel değer nı tembihleyen “özgür dünyanın ler adına üstlendiğimiz bu müca lideri”, baskıcı Türk hükümetinin deleyi, gerekiyorsa size karşı da liderine ne diyecekti acaba? vereceğiz, ama korkarım o za Kurduğunuz 4 cümle şuydu man “özgür dünyanın şansölye Sayın Merkel: si” unvanını taşımakta zorlana “Belirli bir görüşme formatımız caksınız. var. Her konuyu ele alıyoruz. Ga Siz geldiğinizde biz, barış için zetecilerin çalışma koşulları hak bir bildiriye imza attığı için tutuk kında da bilgi alışverişinde bulun lanan akademisyenlerle birlikte duk. Zannederim Sayın Başba yargılanıyor olacağız. kan da bu konuda bir şeyler söy Sadece bizim değil, tüm dün leyecektir.” yanın gözü sizde olacak. Bu kadar! Yine sadece iktidar mensupla “Özgür dünyanın lideri”nin rıyla görüşüp muhaliflerin sesine dünyanın en büyük gazeteci ha kulak tıkayacak mısınız? pishanesinde basın özgürlüğü Yine bütün bu baskıcı uygu ne dair söyleyebildiği, bundan lamalar yokmuş gibi yaparak bu ibaretti. ülkeden ayrılacak mısınız? Büyük hayal kırıklığıydı. Yoksa bizlerin ve ülkenizde Sizden sonra söz alan Türk Baş basın ve ifade özgürlüğü adına bakanı Türk cezaevlerinde tutuklu bizlerle dayanışma içinde olanla gazeteci olmadığını söyledi. rın sesine kulak verecek misiniz? Büyük yalandı. HHH Bir tutuklu gazeteci olarak bu Sayın Şansölye, yalanı bir hapishane hücresin Biz Türklerin tarih kitapların de dinlemenin ne demek olduğu da okuyarak ezberlediği bir kli nu tahmin edersiniz. Çünkü siz şe vardır: de ifade özgürlüğünün ağır bas Bize Türklerin 1. Dünya kı altında olduğu bir ülkede bü Savaşı’nda zaferler elde etme yüdünüz. sine rağmen, büyük müttefikle HHH ri Almanya yenildiği için mağlup Sayın Merkel, sayıldığı anlatılır. Türkiye’deki rejim, birkaç yıl Korkarım 100 yıl sonra bunun öncesine göre çok daha otori rövanşını yaşıyoruz. ter bir hal almasına rağmen bir Bu kez de ifade özgürlüğü sa kaç yıl önceki uyarı cümleleri vaşımında Türkler yenildiği için nizin, yerini derin bir sessizli onların peşine takılan Almanya ğe bırakmasının nedenini biliyo yenilmiş sayılabilir. ruz. Çünkü Erdoğan, genelde Özgür dünyanın liderliği, buna Avrupa’nın, özelde Almanya’nın izin vermemesi gereken bir sıfattır. mülteci akını korkusunu, kendi O sıfata layık olmanızı bekliyoruz. Antalya Barınaklar Bulvarına, Anadolu Hastahanesine, Güzeloba Çarşıya, denize çok yakın, 2134 sokakta 2012 yapımı 4+1+ 2 banyolu dublex. Satın al hemen taşın. Sahibinden Tel: 0532 200 66 52 TÜRK GENÇLİĞİNE HİZMET VAKFI’NIN TBMM’NİN KURULUŞUNUN 96. YILDÖNÜMÜ İngiliz işgali altındaki İstanbul’da Osmanlı Mebusan Meclisi’nin padişah fermanı ile 11 Nisan 1920 günü kapatılması üzerine, Mustafa Kemal’in ilk hedefi olan Ulusal Meclis’in kurulması ortamı doğmuştu. Monarşi yönetimlerinde bile Kral hanedanı’nın ismini taşıyan herhangi bir ülke örneği yoktur. Meclis, ülkenin kaderini çizecek tüm kararların alındığı, ulusun en yüce temsilcisi olmalıydı. Bu düşüncelerle Ankara’da 23 Nisan 1920 günü açılışı yapılan ilk Meclis’e “Büyük Millet Meclisi” adı verildi. Bir süre sonra ilan edilen yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adımı niteliğindeki bu Meclisin sonsuza değin yaşaması, canlarını adıyarak bu Meclisi ve Cumhuriyet’i tüm varlıklarıyla yaratanların izinde ülke değerlerinin ve ilkelerinin korunması, ona sahip çıkacak yeni nesillerin varlığını gerektiriyordu. Büyük Önder Mustafa Kemal, bu gerçeği bütün açıklığıyla görerek 1927 yılındaki Söylev’inde Cumhuriyet Türk Gençliği’ne emanet ettiğini açıklamıştı. Geleceğin gençleri o günlerin çocuklarıydı. Bu kutlu gün bir ulusal bayram olmalıydı. Bu bayrama “Çocuk Bayramı” adı verildi. Ülkemizin geleceği, siyasal oyunlarla Atatürk’ün ilkelerini gölgelemeye çalışan, ulusal bayramları kaldırıp din bayramları yerleştirmeye çaba gösterenlerin değil, Atatürk ilkelerinin aydınlığında yetişen yavrularımızın ve gençlerimizin elinde olacaktır. Geleceğin gençleri olan tüm yavrularımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını kutlar, laik ve demokratik aydınlığında daha mutlu yarınlarda nice bayramları kutlamalarını dilerim. T.G.H.V. Başkanı Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu HİLAL KÖSE Barış bildirisine imza attıkları için tutuklanan 4 akademisyenin 301. Barış bildirisine imza attıkları maddeden yargılanabileceğini belirten savcı, Adalet Bakanlığı’ndan için tutuklanan ve “terör örgütü propagandası yaptıkları” iddi izin istedi. Akademisyenler mağduriyet oluşmaması için tahliye edildi. asıyla yargılanan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, DİPLOMATLAR ADLİYEDE Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı ve Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, dün özgürlüğe kavuştu. Mahkeme, iddianın, TCK’nin 301. maddesindeki “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçunu oluşturma ihtimalinin olduğunu belirterek, yargılamayı durdurdu. Dosya, 301. maddeden soruşturma izni için Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Akademisyenler, “Korkmadık, yılmadık” dediler. ‘Propagandayı savcı yaptı’ Akademisyenlere destek için onlarca kişi adliyeye akın etti. İsveç İstanbul Başkonsolosu Jens Odlandeir, Almanya Büyükelçiliği Temsilcisi Robert Dölger, Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Petr Mares, ABD, Belçika, Danimarka, İsviçre, Hollanda, İtalya, Yunanistan, İngiltere, Kanada temsilcileri, 25 örgüt, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, CHP ve HDP milletvekilleri, Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar ve Ankara temsilcimiz Erdem Gül de davayı izledi. En küçük destekçi Meral Camcı’nın 7 aylık yeğeni Masal’dı. Akademisyenleri 500 avukat savundu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahke mesi’ndeki duruşmada Muzaffer Kaya, “Bugün burada barış hakkı ve ifade özgürlüğü hakkı yargılanı yor” dedi. İddianamede çözüm sü recinin kötü bir özetinin yer aldı ğını dile getiren Ersoy, “Bir öğren cim bana böyle bir özet yapsa 10 üzerinden 2 bile vermezdim” diye konuştu. Bildirinin kaleme alındığı günlerde, hükümetin 90’lı yılların Can erok terörle mücadele konseptine dönüş yapmış olduğuna dikkat çekerek, Esra Mungan ve Meral Camcı tahliye sonrası birbirlerine sarıldı. devam etti: “Bunlar yaşanırken ruz. Ölümlerden nefes alamaz ha Ersoy’un denklemleriyiz, akademisyenler olarak, maaşları le geldiğimiz noktada, devleti, bir Muzaffer Kaya’nın olgula mızı alıp, görece korunaklı hayat tekmeyle devrilen o masaya otur rıyız’ diyor. Kimsenin İrfan larımızı sürdürmeyi onurumuza maya çağırdık” diye konuştu. Fidan’ın iddialarıyız diye yediremedik. Bildirimiz, bir ‘yeter’ çığlığı, bir haykırıştır. Asıl sorgu ‘Zoraki kahraman’ ceğini sanmıyorum.” Meral Camcı ise akademisyenlerin lanması gereken hükümetin yurtta Kıvanç Ersoy da bileğindeki ke hizaya çekilecek kişiler harp, cihanda harp politikasıdır.” lepçe izlerini heyete göstererek olmadığını dile geti Kaya, ‘Bese Hozat talimatı iddi “Biz Türkiye’yiz. Bu ülkenin aka rerek, “Akademi bi asını’ ise şöyle değerlendirdi: “Ak demisyenleriyiz. Hedef gösteren at etmez, etmeme la ziyan bir senaryo, iftira ve haka ler, hain diyenler, kanlarımızda lidir. Çünkü üni ret. Aynı zamanda da mükemmel duş alacaklar serbestken, korkma versite memle bir örgüt propagandası. Örgüt üye yarak, yılmayarak, diyoruz ki piş kettir” dedi. sinin, binlerce akademisyeni hare man değiliz, yine olsa yine imzala Duruşma kete geçirdiğini öne süren savcıyı rız.” Savunması alkışlarla bölünen savcısı, akade propaganda ile suçlayabiliriz.” Ersoy, “Savcı bizi zorla kahraman misyenlere Esra Mungan, “Bizi fikirleri yaptı. İşimizde gücümüzde akade atılı suçun mizden vazgeçirme düşüncesinde misyenlerdik. Şimdi, herkes, ’Me TCK’nin olanlar yanılıyorlar. Barışın bu top ral Camcı’nın karanfilleriyiz, Esra 301/4. mad ‘Torba dava’ planıraklar için elzem olduğunu biliyo Mungan’ın kumrularıyız, Kıvanç desi kapsa ÇAĞLAYAN’DA KÜRSÜ Akademisyenler için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde “akademi kürsüsü” kuruldu. “Adalet şöleni” düzenlendi. Şarkıcı Ferhat Tunç ve CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı türküler söyledi. Grup üyeleri ise halay çekerek türkülere eşlik etti. Can Dündar ve Erdem Gül de “Talebimizde ısrarcıyız. Bu suça ortak olmayacağız” yazılı pankartı tuttu. mında kalma ihtimali olduğunu belirterek, yargılamanın durdurulmasını talep etti, tutukluluk hallerinin devamını istedi. Verilen aranın ardından savcı görüş değiştirdi. Savcı, dosyanın Adalet Bakanlığı’ndan geç gelme ihtimali olduğunu söyleyerek, ‘mağduriyete sebep olmamak’ için tahliye talep etti. Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek “Tahliye vereceğim” diyerek kürsüden ayrıldı. Salonda, çığlıklar, sevinç gözyaşlarına karıştı. çöktü Savcı, Can Dündar ve Erdem Gül’ün MİT TIR’ları haberleri nedeniyle yargılandığı davanın, Yargıtay’da görülen MİT TIR’ları davasıyla birleştirilmesini istedi, mahkeme reddetti CANAN COŞKUN MİT TIR’ları ile ilgili haberleri nedeniyle yargılanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün yargılandığı davada savcı Evliya Çalışkan, davanın Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen MİT TIR’ları davası ile birleştirilmesini talep etti, mahkeme ise talebi reddetti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasında savcı Evliya Çalışkan, davanın MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili savcılar ve TSK mensuplarının Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen dava ile birleştirilmesini talep etti. Talebe ilişkin görüş belirten Dündar ve Gül’ün avukatlarından, Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “Bu dava hem çok kolay, hem de çok zor bir dava. Bütün sujeleri ortada, bu kolay tarafı. Zor olan tarafı ise hüküm makamı olan sizleri tenzih ederek şu an mevcut düzende hâkimlik yapan hâkimlere ‘Türkiye’de hangi davaya bakmak istemezsiniz’ diye sorsanız hepsi bu davayı söyleyeceklerdir. Bir yandan MİT Müsteşarlığı, bir yandan ülkenin Cumhurbaşkanı ve ağır bir suçlama ve şeytanlaştırıcı bir medya. Ama bir yandan da büyük bir kamuoyu desteği. Türkiye’nin üyesi olmak istediği Batı medeniyetinin bütün kurumlarının desteklediği gazetecileri yargılıyorsunuz” dedi. Atalay, soruşturmanın haber yayımladıktan en geç 4 ay sonra açılması gerektiğini ancak bu işlemin böyle yapılmadığını belirterek usul hatası olduğunu ve davanın düşmesi gerektiğini söyledi. Dündar ve Gül’ün avukatlarından Ergin Cinmen ise “Dosyaların birleştirilmesi talebi siyasilerin isteğidir ve bu nedenle gündeme gelmektedir” dedi. Taleplere ilişkin ara karar oluşturan heyet, savcının birleştirme talebini reddetti. Savcının dosya hakkındaki esas görüşünü hazırlaması için süre talebini kabul eden heyet, duruşmayı 6 Mayıs’a erteledi. Can erok BDÜESYTÜEKK Çağlayan Adliye Gamze İlgezdi, CHP’li eski milletvekili Sü Karadağ, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çer si’ndeki dün görü leyman Çelebi, HDP milletvekilleri Osman kezoğlu, gazeteciler Hasan Cemal, Oktay len duruşma öncesi CHP millet Baydemir, Garo Paylan, HDP eski milletve Ekşi, Celal Başlangıç, sanatçı Ferhat Tunç, vekilleri Enis Berberoğlu, Sezgin Tanrıku kili Levent Tüzel, YARSAV Başkanı Murat Berkin Elvan’ın annebabası Gülsüm ve Sa Beraata bir adım kaldılu, Mahmut Tanal, Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Arslan, Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa mi Elvan da destek için adliyeye geldi. MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuksuz yargılanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, savcının birleştirme talebinin kabul edilmemesinin ardından gazetecilere konuştu. Türkiye’nin basın özgürlüğünü ilgilendiren önemli davası ile ifade özgürlüğünü ve barış özlemini dile getiren akademisyenlerin davasının tesadüfen bir araya geldiğini söyleyen Can Dündar, “İki önemli damar bugün Çağlayan önünde bir araya geldi. Ben Türkiye’nin muhalif potansiyelinin mücadele gücünün, direncinin adliye önlerinden başlayacağına inanıyorum. Giderek daha güçlüyüz” dedi. Oyun tutmadı Ergenekon’da oynanan oyunun burada da oynandığını belirten Dündar, “Benzesin ya da ben zemesin bazı davaları aynı torbaya koyup yargılama gibi bir oyun oynanıyor. Bunun bir örneğini Ergenekon’da gördük. Fiyaskoyla sonuçlandığını gördüğümüz oyunu bizim üzerimizde denemek istediler. Bizi de böyle bir davanın içine atıp uzun süre yargılamak istiyorlardı, bu plan çöktü. Ben bunu çok önemsiyorum. Yaptığımız gazetecilikti ve mahkeme bunu oybirliği ile onayladı. Böylece beraata bir adım daha yaklaştığımızı düşünüyoruz. Darısı akademisyen hocalarımızın başına. Onları da alıp gideceğiz buradan” diye konuştu. Suçlamalar temelsiz Erdem Gül ise Yargıtay’da devam eden dava ile MİT TIR’ları haberinin birleştirme talebinin kabul edilmediğini kaydederek şunları söyledi: “Duruşma savcısı bizim davamızla Yargıtay’da devam MİT TIR’ları davasının birleştirilmesini talep etti. Gerekçe olarak da yakınlık taşıdığını söyledi. Mahkeme araya çekilerek kararını açıklayarak oybirliği ile reddetti. Reddederken de Yargıtay’da devam eden MİT TIR’ları davası ile yargılanmakta olduğumuz dava arasında suç bakımından bir ilgi olmadığı saptamasını yaptı. Ortaya çıkan sonuç mahkemede baştan beri ifade ettiğimiz, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında ortaya konulan ortada atılı suçların gerçeği yansıtmadığı, yargılanmak istenilen gazetecilik olduğu yönündeki görüşümüzün mahkemece bugün kabullenmiş olduğu anlamına geliyor. Şimdi biraz daha umutlu bakıyoruz. Devamı akademisyenlerin davasında gelsin istiyoruz. 4 hocanın tahliye olmasını istiyoruz. Çağlayan Adliyesi’nden iki iyi haberle çıkmak istiyoruz.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle