19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘PutinMerkel’idevirmekistiyor’ NATO’nun üst düzey yetkilisi Janis Sarts, Rusya lideri Vladimir Putin’in Almanya Başbakanı Angela Merkel’i devirmek için sığınmacı krizini ateşlemeye yönelik çalışmalar yürüttüğünü öne sürdü. Suudi prense gizli nişan Fransa lideri François Hollande, S. Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Nayef’e ülkenin en üst seviyeli onur nişanı Legion d’Honneur verdi. Nişanın gizli bir törenle verilmesi tepki çekti. Merkel Putin Pazartesi 7 Mart 2016 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK ZENCANI’YE IDAM 7 İran tarihinin en büyük yolsuzluk davası sonuçlandı. Türkiye’de yolsuzluk iddialarına karışan Rıza Sarraf’ın ortağı Babek Zencani idama mahkum oldu Türkiye’deki 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan İran kökenli işadamı Rıza Sarraf’ın ortağı olarak anılan İranlı milyarder Babek Zencani, yolsuzluk davasında ölüm cezasına çarptırıldı. İran Yargı Sözcüsü Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında, ülke tarihinin en büyük yolsuzluk davası sayılan Zencani davasının sonuçlandığını, Zencani ile iki ortağı Mehdi Şems ve Hamid Felah haklarında idam kararı verildiğini belirtti. Temyize gidebilir “Mahkeme üçünü ‘yeryüzünde fesat çıkarmak’ suçlamasından idama mahkum etti” diyen yargı sözcüsü “Yanı sıra kendilerinden şikâyetçi olan Milli Petrol Şirketi’nin malını geri verme ve yaptıkları yolsuzluk miktarının dörtte biri kadar ceza ödemeye mahkum edildiler” açıklamasını yaptı. Her üç mahkum için temyiz yolunun açık olduğunu belirten Ejei, işadamının çaldığı paraları ödemesi halinde cezasının hafifletilebileceğini söyledi. Temmuz 2015’teki nükleer anlaşmaya dek İran’ı kıskaca alan ABD yaptırımlarını delmenin aracılarından biri olan Zencani, Türkiye ile aktif ça lışma içindeydi. Türkiye’deki işlemlerinin yürütülmesi için de Rıza Sarraf’la yakın işbirliği yapıyordu. Sarraf ise Zencani’yle iş yaptığını kabul etse de, ortağı yahut kendi patronu olduğunu reddetti. Sarraf, işbirliği iddialarının artması üzerine Zencani’nin dürüst olmadığında dair daha önce İran yönetimini uyardığını iddia etti. Türkiye ile bağlantılı Zencani ise yaptırımlar nedeniyle Türkiye’deki malvarlığının bir kısmını Türk vatandaşı ortaklarının üzerine yaptırdığını ileri sürdü. Mahkemedeki savunmasında Türkiye’deki yediemin ve ortaklarından biri olan Kudret Tuncel’in kendisini 550 milyon dolar dolandırdığını söyledi. Tahran yönetimi, 2013’te 250 milyon dolara Onur Air’i alan İran vatandaşı Mehdi Şems ile Türkiye vatandaşı Kudret Tuncel’in aslında Zencani’nin yedieminleri olduğunu savunarak, havayolu şirketinin Zencani’ye ve dolayısıyla İran devletine ait olduğu iddiasıyla Türkiye’de bir dizi dava açmıştı. Mal tespiti için Türkiye’ye heyet göndermişti. Zencani’nin tutuklanmasının ardından devlete olan borcuna karşılık ülkedeki malvarlıklarına el koyan Tahran, bunun yeterli olmadığını öne Babek Zencani 30 Aralık 2013’te tutuklanmıştı. Türkiye’de Rıza Sarraf’ın “kara para aklama ve rüşvet” şüphesiyle 17 Aralık’ta tutuklanmasının hemen ardından bu adımın atılması dikkat çekmişti. sürerek Zencani’nin yurtdışındaki mallarının tespiti için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelere heyetler gönderdi, ama henüz sonuç elde edemedi. 2.8 milyar dolar Ruhani’nin selefi Mahmud Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığı döneminde İran’ın yaptırımlar yüzünden doğrudan satamadığı petrolü değişik ül kelerdeki aracıları vasıtasıyla satan Zencani, İran’ın para trafiğini kontrol ederek büyük bir servet edinmişti. Devleti 2 milyar 800 milyon dolar dolandırmakla suçlanan Zencani hakkında hazırlanan 200 bin sayfalık iddianameyle Ekim 2015’te Tahran Devrim Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. Toplam 26 kez hâkim karşısına çıkan ünlü işadamı, uluslararası yaptırımlar liste sinde olması gerekçesiyle devlete olan borcunu ödeyemediğini savundu. Yaptırımları deldiği gerekçesiyle AB ve ABD’nin yaptırım listesinde olan Zencani, nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından listeden çıkarıldı. Bunu dikkate alan mahkeme, devlete ödeme yapması için 18 Şubat’a dek süre tanıdığı Zencani’ye ödeme yapmayınca darağacını kurdu. l TAHRAN/CUMHURİYET IRAK Bağdat’ta en büyük saldırı Bağdat’ın güneyindeki bir kontrol noktasına IŞİD tarafından yılın en büyük intihar saldırısı gerçekleşti. Saldırı sonucu 20’si güvenlik güçleri mensubu 47 kişi hayatını kaybetti, 72 kişi yaralandı. Militanların saldırıyı bomba yüklü bir kamyonla gerçekleştirdiği açıklandı. İRAN Putin S300’leri askıya aldı Kuveyt’in El Ceride gazetesi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İran’a S300 savunma füzesi ithalatını askıya aldığını yazdı. Gazeteye göre Putin, İsrail’den gelen “İran Lübnan Hizbullah’ına ağır silah yardımı yapmama sözünü tutmuyor” istihbaratı üzerine bu kararı aldı. SURİYE Hatay’a top atışıyla tahrik Rusya, Nusra militanlarının ateşkesi bozmak için Türkiye’yi provoke ettiğini iddia etti. Suriye’deki Ateşkesi İzleme Merkezi Başkanı Sergey Kuralenko “Dün, Nusra militanları Hatay’a havan topuyla ateş etti. Amaçları Türk ordusunu savaşa çekmek” dedi. Türkiye araştırmalarına fon için yandaşlık kriteri ABD’de Georgetown Üniversitesi’ndeki Türk Çalışmaları Enstitüsü’ne mali destek 33 yıl sonra kesildi. Kararın siyasi olduğu yorumları yapılıyor İLHAN TANIR ABD’nin başkenti Washington’da akademik çevreler bir süredir ülkenin en saygın akademik kurumlarından Georgetown Üniversitesi’ndeki Türk Çalışmaları Enstitüsü’nün (ITS) fonlarının kesilmesini konuşuyor. Zira Türkiye hükümetlerinin 1982 yılında kurulduğu günden beri finanse ettiği program bu yıl ilk kez kesildi. Hükümet kararın teknik olduğunu savunsa da fonun ITS’in çalışmalarında hükümetin pozisyonlarını savunmadığı için kesildiği konuşuluyor. ITS Direktörü Dr. Sinan Ciddi süreci ilk kez Cumhuriyet’e anlattı: n Türkiye’den gelen fon neden kesildi? Bunun için resmi sebep anlaşmanın zamanaşımına uğradığı. Ama resmi anlaşmaya bakarsınız aslında bu anlaşmanın zaman dilimi zaten 1987’de bitti. O tarihten beri bugüne kadar devam ediyor. Yani asıl sebep bize açıklanmadı ama elimizde belli başlı fikirler var. n Nedir fikirleriniz? İzlenimim, Washington’da, Sinan Ciddi ITS’yi 2011’den beri yönetiyor. Türkiye’nin herhangi bir yerinde olduğu gibi, devletin desteklediği bir program hükümetin yaptıklarını yansıtmadığı sürece bu desteğin sürmesine gerek duyulmadığı. n Yandaş mı olmadınız, Sorun bu muydu? E tabii etrafta görüyoruz. Washington’daki farklı düşünce kuruluşları Ankara için bir algı yönetimine girmeye çalışıyorlar. Bu bizim işimiz değil. Biz sadece akademisyen çalışmalarını destekliyoruz. Tabii bugünkü Türkiye’de bu yetmiyor. “Bu Cumhurbaşkanını koşulsuz desteklemezseniz biz destekleyecekleri buluruz” felsefefesi var. Bizim fonumuzun da bu nedenle kesildiğine inanıyorum. n Bütçenin kesilmesinin bedeli ne olacak? ABD’de belli bir izlenim yaratıyor bu durum. “Eğer AKP hükümetinin başarılarını yansıtmayacaksınız o zaman biz niye bu parayı verelim” mantığının Ankara’da hâkim olduğunu gösteriyor. Ama devletin başarılarını anlatmak bizim misyonumuz değil ki. Bizim misyonumuz akademik çalışmaları desteklemek. Dolayısıyla bunun aniden kesilmesi Amerikan akademik camiasında kararın siyasi olduğu izlenimini yarattı. l WASHINGTON 13 ÜNİVERSİTEDE TÜRKİYE KÜRSÜSÜ ITS, 33 yıldır Ankara’dan aldığı fonlarla Amerika’daki 13 farklı üniversitede Türkiye kürsüsünün kurulmasına aracılık etti. ITS’den burs almış bilimadamları arasında Stan ford Shaw, Kemal Karpat, Jenny White, Joshua Hendrick ve Steven A. Cook gibi önemli isimler var. Türkiye’ye ilgi duyan akademisyenlerin, öğrencilerin çeşitli alanlarda akademik potensiyelini geliştirmesi için verilen bursların kazananları, kendi alanlarında uzman, kıdemli profosörlerden oluşan bir akademik konseyin 3 farklı komisyonu ile seçiliyor. Konsey üyeleri yılda bir ay karşılıksız hizmet vererek kazananları belirliyorlar. İki mühim cephe: Lübnan ve Rojava Suriye için ViyanaCenevre tiyatrosunu etkileyecek iki mühim cephe öne çıkıyor: Lübnan ve Rojava. İki cephede de Türkiye’nin parçası olduğunu ilan ettiği (nafile!) “Sünni İttifak”ın durumu parlak değil. Önce Lübnan’a bakalım.. ABD’yi Ortadoğu’da yeni askeri maceraya zorlayıp mütemadiyen başarısız olan “Sünni İttifak”, sahada Rusya ve İran destekli Suriye ordusu ve kuzeyde Kürt güçleri tarafından zora düşürüldü. Dolayısıyla yeni cephe hamleleri ufukta göründü. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “ateşkes işlemezse B Planı’nın devreye sokulabileceği” sözleri eşliğinde Lübnan üzerinde kara bulutlar dolanmaya başladı. Alın size işaretleri: 1 Suudi Arabistan, şubat sonunda 3 milyar doları Lübnan’ın seküler ordusu ve güvenlik güçlerine olmak üzere 4 milyar dolarlık yardımı gerekçe göstermeksizin iptal ediverdi. 2 Geçen hafta Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Hizbullah’ı “terör örgütü” listesine yerleştirdi. 3 Rus askeri istihbarat şefi İgor Sergun’un ocakta Türkiye ve Suud’un parmağı olan bir suikastla Beyrut’ta öldürüldüğü iddiası sızdırıldı. 4 İzmir’den 4 Şubat’ta yola çıkan ve Lübnan’a giden silah yüklü gemi Yunan Sahil Güvenliği tarafından yakalandı. 5 Körfez ülkeleri ve Türkiye vatandaşlarına Lübnan’a yönelik seyahat uyarısında bulundu. 6 Suudi Arabistan’ın Trablus ve Sidon’daki sadık Sünniler ve sığınmacı kamplarındaki Suriyelilerden Selefi militanlık devşirme planları ortalığa saçıldı. HHH 19751990 arasında kanlı bir iç savaşı yaşamış Lübnanlılar yaprak kımıldasa hissederler. Sekiz mezhebin temsil edildiği segragasyon sisteminin geçerli olduğu ülkede, Hizbullah meclis ve hükümette önemli bir güç. Nitekim Nasrallah, derhal çıkıp Yemen, Suriye, Irak ve Bahreyn’deki gibi Lübnan’da da Suudi tehdidi altında olduklarını söyledi, “Sizin derdiniz bizimle, Lübnan’la yahut Lübnanlılarla değil” derken Sünni kelimesini ağzına almaması dikkat çekiciydi. Hesabı herkes anladı: Beyrut siyasetindeki ŞiiHıristiyan ittifakını kırmak, Şam yönetiminin sürecin başında akıllı bir manevrayla ve Hizbullah’ın yardımıyla çok kan dökerek büyük ölçüde “güvenceye aldığı” Lübnan sınırından yüklenmek... HHH Suud, Lübnan ordusundan esirgediği paraları 2013 Eylül’ünde sınırdaki Arsal bölgesinde şoförümün “zebanilerden korkar misali” gaza basarak fotoğraflamama izin vermediği cihatçı militanlara dağıtabilir elbette. Ancak başarısı tartışmalı olur. İsrail’e karşı direnişiyle nam salmış ironik ama “Ortadoğu’nun en seküler gücü” diyebileceğimiz Hizbullah’ı Lübnan’da zora düşürmek hiç kolay değil. Ayrıca İran, Lübnan ordusuna Suud’un verdiğinin iki katını sunmaya hazır olduğunu duyurdu. Suriye yangınından memnun ve konjonktürel olarak Riyad’la kol kola olan İsrail’e gelince. Başbakan Benyamin Netanyahu’nun geçen hafta Suriye ateşkesiyle ilgili “kırmızı çizgilerini” beyan ederken “Hizbullah ve Golan”ı itinayla anmasını not edin. Burnunun dibindeki Lübnan’ın ateşe verilmesi İsrail’in işine gelmez. Kuvvetle muhtemel ki ekim sonundaki müdahale sürecinde Rusya’dan belli “garantiler” aldılar. Son olarak ne manidar ki Sünni İttifak’ın Lübnan’daki olası “Selefi hamlesine” dikkat çekenler Stratfor dahil Amerikan düşünce kuruluşları ve medyası. New York Times, Riyad’ı, “Lübnan’ı Tahran’a terk edersiniz” diyerek ikaz etmek durumunda kaldı. HHH ABD’yi Ortadoğu’da 21. yüzyılın pahalı savaşlarından çekip çıkartmış Obama yönetimi, riski müttefiklerinin üzerine yıkmanın rahatlığı içinde elbette. Ancak onların da “üstünlük” ve “etkinlik” mücadelesi mevzubahis. Washington’da “Ortadoğu’dan sökülüyoruz. Sonumuz 20’nci yüzyılın Britanya’sına dönecek” nidaları eksik değil. Yazı uzadı ve bu bağlamda resmin tamamlayıcısı Rojava’ya çarşamba günü bakalım... Bir tiyo vereyim: Türk medyasında çıkan “Kürtler şimdi yandı, PYD zorda” argümanlarına o kadar da kapılıp gitmeyin. SLOVAKYA Tek başına iktidar olamadı Slovakya’da dün yapılan genel seçimlerde, İslam ve sığınmacı karşıtı sözleriyle tanınan Başbakan Robert Fico liderliğindeki Smer, sandıktan birinci çıksa da meclis çoğunluğunu kaybetti. Fico seçim kampanyasında “tek Müslüman göçmen almayacağını” söylemişti. Donald Trump Trump iki eyalette daha kazandı Melania Trump ABD’de kasımdaki başkanlık seçimi için Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti’nin adaylarını belirlemelerine yönelik önseçim maratonunda bir viraj daha dönüldü. Cumhuriyetçi cephede ırkçı, faşist yönetimleri çağrıştıran söylemi nedeniyle hem ABD’de hem dünya çapında “başkan seçilirse, ne olur” endişelerine yol açan mültimilyarder Donald Trump ile Teksas Senatörü Ted Cruz en öne çıkan iki aday konumuna geldi. Kentucky ile Louisiana eyaletlerini alan Trump, Kansas ile Maine eyaletlerinde kazanan Cruz, teke tek kapışmak istediklerini söyleyerek, kendilerinden daha ılımlı çizgideki Marco Rubio ve John Kasich’e yarıştan çekilme çağrısı yaptı. Demokrat cephede “sosyalist” Bernie Sanders Kan sas ve Nebraska’yı aldı, ama siyah nüfusun yoğun olduğu büyük eyalet Louisiana’da eski first lady ve dışişleri bakanı Hillary Clinton kazandı. Böylece delege sayısında Clinton 1121’e, Sanders ise 481’e ulaştı. Trump’ın 382, Cruz‘un 300 delegesi var. Almanya’de SPD’li Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel “Trump barışa ve refaha tehlike oluşturuyor” uyarısı yaptı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle