25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 7 Mart 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK CAN EROK haber 11 Kadıköy’deki eylemde polis, kadınlara plastik mermi ile ateş açtı. Yaka paça gözaltına alınan kadınlar yerlerde sürüklendi. ‘ErkeklerI.nI.z gelsI.n’Polis, kadınlar günü etkinliğinde kadınlara şiddet uygulayıp ‘Slogan atanı vururum’ diye tehdit etti İstanbul 8 Mart Kadın Platformu öncülüğünde Kadıköy’de “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutlamak isteyen kadınlara polis plastik mermiyle müdahale etti. İstanbul Valiliği’nin Kadıköy’de yapılmak istenen “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” etkinliğine izin vermemesine karşı dün çok sayıda kadın Kadıköy İskele Meydanı’nda toplandı. Küçük gruplar halinde bir araya gelen kadınlar sloganlar attı. Bunun üzerine anons yapan polis, “Bunu bilerek yapıyorsunuz. Sıkıntı olsun istiyorsunuz. Hemen dağılın” şeklinde anons yaptı. Kadınların sloganla karşılık vermesi üzerine polisle kadınlar arasında arbede yaşandı. Olayların büyümesi üzerine polis gaz sıkarak, plastik mermi kullanarak kadınlara müdahale etti. Müdahale sırasında bazı görevli polislerin “Dağılın, slogan atanı vururum”, “Hadi siz gidin, erkekleriniz gelsin” diye bağırdıkları duyuldu. Polisin sert müdahalesine karşı bir kadının “Seni de doğuran ana niye vuruyorsun” sözleri üzerine polisin, “Senin gibi değil” diye yanıt verdi. Eşitlik için isyan Polisin İskele Meydanı’nda toplanmalara izin vermemesi üzerine kadınlar Bahariye Caddesi’ne doğru yürüdü. Burada bir araya gelen yaklaşık 400 kadının önü polisler ve TOMA tarafından tekrar kesildi. Topluluk adına basın açıklamasını okuyan 8 Mart Kadın Platformu Başkanı Günay Demirbaş, “Erkek egemenliği ile sarmalanmış hayatlarımızı barış, eşitlik ve özgürlük için savundukça erkekdevlet şiddetinin en açık, en ağır hallerini yaşıyoruz. Gerçek eşitlik için isyan ediyoruz” dedi. Açıklamanın ardında kadınlar tramvay yolu üzerinde yürüyüşe geçti. Bunun üzerine polis burada da kadınlara müdahale etti. Kadıköy Moda İlkokulu önünde ise aralarında TGB, Cumhuriyet Kadınları Derneği, KADER, Eğitimİş, CHP Kadın Kolları, MHP, Vatan Partisi Öncü Kadın, 68’liler Birliği Vakfı, İstanbul Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü’nünde bulunduğu kalabalık bir grup toplandı. Yapılan açıklamada “Biz Cumhuriyetin devrimci kadınlarıyız. Diyanet fetvalarıyla değil örgütlenerek, birlikte mücadele ederek yaşayacağız. Biz kadınlar; eşitlik, adalet ve yaşam hakkı istiyoruz”denildi. l İSTANBUL /Cumhuriyet Ankara’daki eylemde seks işçilerinden ilginç anons: NECATİ SAVAŞ Ankara’daki eylemde kadınlar, “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop. İnadı O siyasetçilerina isyan, inadına isyan, inadına özgürlük”, “Her yer kadın, her yer direniş” sloganları attı. biz doğurmadık Ankara’daki 8 Mart etkinlikleri, yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Kolej Meydanı’nda toplanan kadınların etrafı TOMA ve çevik kuvvet polisleriyle çevirdi. Polis, kadınların burada toplanmasına karşı çıkarak; dağılmaları, dağılmadıkları takdirde müdahale edecekleri uyarısında bulundu. Buna karşılık geri adım atmayan kadınlar, “Biz 10 yıldır 8 Mart’ı burada kutluyoruz” dedi. Yapılan pazarlıklar sonucunda yaklaşık 2 bin kadın, Kolej’den Sakarya Caddesi’ne polis gözetimi altında yürüdü. Grup Sakarya Caddesi’ne geldiğinde sayıları 3 bini buldu. Kadınlar, ken di güvenliklerini grubun etrafında zincir oluşturarak kendisi sağladı. Polis ise caddenin başında bekleyerek herhangi bir güvenlik riskine karşı içeriye girenlerin üzerini aradı. Sakarya Caddesi’nde yapılan açıklamalarda özellikle “kadınların öldürülmediği, şiddet görmediği, erkeklerle eşit olduğu bir dünya” vurgusu yapıldı. Ankara Kadın Platformu adına yapılan açıklamada hükümetin kadın politikaları eleştirildi. Alanda bulunan bir seks işçisi kadın, elinde megafonla “O...’lar olarak siyasetçileri biz doğurmadık. Bu yaftalamalarda bulunmayalım” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Çankırı’da saldırı ve linç girişimi Çankırı’da bir grup üniversite öğrencisi kız, Karatekin Parkı’nda bir araya geldi. Kürtçe sloganlar atıp, türküler söyleyerek halay çeken kızlar ile bir süre sonra çevrede toplanan bir grup arasında gerginlik yaşandı. Polisin araya girip durumu yatıştırmasının ardından kızlar, polis eşliğinde yeni adliye binasının önünden Çankırı Belediyesi İş Merkezi’ne kadar yürüdü. Burada tekrar toplanan grup ile kızlar arasında arbede çıktı. Araya giren polis ekipleri, havaya ateş ederek grubu dağıttı. İzmir’de yürüyüşe bayraklı tepki İzmir’in Bornova ilçesinde de 8 Mart Kadınlar Platformu öncülüğünde toplanan yaklaşık bin kadın, yürüyüş yaptı. Mustafa Kemal Caddesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe başlayan gruptakiler Kürtçe sloganlar attı. Bu sırada caddedeki apartmanlarda oturanlar, pencere ve balkonlarından Türk bayrakları salladı, gruba tepki gösterdi. Meydana gelen grupla polis arasında, arama noktasında gerginlik yaşandı. Kadın polisleri de eyleme çağırdılar Antalya’da Aydın Kanza Parkı’nda toplanıp yürüyüş yapmak isteyen kadınlara polis izin vermedi. Kadın polislerin müdahale için hazırlık yapması üzerine elinde Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği’nin beyaz renkli bayrağı olan eylemcilerden bir kadın, polislerin yanına gitti. Kadın polislere 1 dakikalığına da olsa yanlarına gelmesi için çağrıda bulunan eylemciye polis amirleri izin vermedi. Oh mu olsun, demokrasi mi olsun? Zaman gazetesine el kondu. Zaman, medyanın pek sevdiği o niteleme ile söylersek Cemaat’in “amiral gemisi” idi. Tuhaf bir gemiydi ama. İman gücüyle yüzüyordu. Tirajının (net satışının) 1 milyon 200 bini aştığı günler, hatta haftalar, aylar oldu. Ancak tek tek okurların gidip gazete bayiinden Zaman almalarına dayanan bir tirajdan söz etmiyoruz. Gazete bayiine gidip “Bana bir Zaman ver” deyip gazete satın alanların sayısı 17 bin ile 20 bin arasında değişiyordu. 20 bini aştığı pek, hatta hiç görülmedi. Ancak okuyor mu, okumuyor mu bilinemez ama her gün 1 milyon 200 binlik bir kitlenin eline Zaman gazetesi ulaşıyordu. Aksamadan, gün sektirmeden. Ülkenin dört bir yanında birileri, bir esnaf, bir zenaatkâr, bir tüccar, varsıl bir “Hacı amca”, orta boy bir işadamı günde 50, 60, 100, 200 Zaman gazetesinin bedelini düzenli olarak karşılıyor; belli adreslere, kişilere ulaştırılmasını sağlıyordu. Ancak 2010 referandumundan kısa süre sonra AKP tepeleri ile Cemaat arasındaki balayı bitmiş; ilişkide önce çıtırtılar, sonra çatırtılar, daha da sonra gümbürtüler duyulmaya başlanmıştı. 17/25 Aralık sürecinde bu çatışma su yüzüne çıktı; ipler koptu. Çok sert ve acımasız bir çatışma patladı. Çatışmadan Zaman gazetesi de payını aldı. Milyonluk tiraj her hafta düzenli kan kaybederek 650 bine kadar indi. Zaman’a el konduğu gün tiraj 648 bin dolayındaydı. Ona en yakın gazete ise 354 binlik tirajıyla Hürriyet oldu. Yani neredeyse iki kata yakın bir fark. Ve sonunda Cemaat’in bu güçlü medya aygıtına, devletin gücünü ve zorba gücünü muhaliflerini ezmek, yok etmek için kullanmakta gözünü kırpmayan Erdoğan ve takımı el koydu. Bilanço ürkütücü: Samanyolu, Mehtap, Bugün, Kanaltürk, Irmak televizyonları; Zaman, Bugün, Today’s Zaman gazeteleri artık AKP iktidarının elinde. Bunlara Turkcell, Digitürk gibi AKP’nin kontrol ettiği dev boyutlu şirketleri de ekleyin. AKP siyasi parti olmaktan hızla çıkıp “AKP Holding”e dönüşüyor... HHH Peki Cemaat çizgisinde yayın yapan gazete ve televizyonlara önceki gün Zaman gazetesinin de eklenmesine nasıl bakacağız? Soru pek yalın: “Oh olsun” ya da “Bırakın yesinler birbirlerini” mi diyeceğiz, yoksa düşünce özgürlüğünün böylesine çiğnenmesine karşı sesimizi yükseltip susturulan gazete ve televizyonlarla dayanışmayı mı tercih edeceğiz. Cemaat’in siyasal ve demokratik sabıka dosyasının pek, hem de pek pek kabarık olduğu bir gerçek. Ama yine de... Yine de düşünce özgürlüğünün, düşünceyi açıklama özgürlüğünün böylesine vahşice ve zorbaca ayaklar altına alındığı; hukukun son kırıntılarının da silinip süpürüldüğü bir ortamda Zaman’a el konmasına ilişkin “Ama onlar da zamanında...” diye başlayan cümleler kurmak, sadece ve sadece kendine demokrat olmak anlamına gelir. “Ama böyle yaparsak bize Cemaatçi derler” deyip sesini kısmak, aslında zorbaya boyun eğmek ve diz çökmek demektir. Boyun da eğmeyiz, diz de çökmeyiz... Babek Zencani’nin, İran’da yolsuzluk suçlamasıyla yargılandığı davadan idam kararı çıktı. Sosyal medya gündeminde üst sırada yer aldı. Yandaş hesapları ve Ak troller sessiz kaldı ‘Beni Türk hakimlerine emanet ediniz’ Enerji Bakanı Berat Albayrak tüketiciye ‘tavsiyelerde’ bulundu Twitter Gündemi Bu yılın 8 Mart Kadınlar Günü, gazlı polis şiddeti ve “erkekleriniz gelsin” sözüyle hatırlanacak... Türkiye #8MartYasaklanamaz Yavuz Sultan Selim Köprüsü Babek Zencani C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle