27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 8 Şubat 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER 4 DAVUTOĞLU’NUN DAVETLİSİ MERKEL, NE MUHALEFETİ NE DE STÖ’LERİ DİNLEYECEK Ziyareti ‘duygusal!’ ’nin temel değerleri olan AB müzakereleri için Almanya’nın insan hakları, demokra‘ucu açık süreç’ tanımlamasını si, basın ve ifade özgürlüğünü bir tekrarlayan Merkel’in gündeminkenara bırakan Almanya de yine Türkiye’nin üyeŞansölyesi Angela Merliği de, demokratikleşmekel, bugün Başbakan Ahsi de olmayacak. Bu çerçemet Davutoğlu’nun kovede Merkel’in başta gazenuğu olarak Ankara’ya temiz Genel Yayın Yönetgelecek. Merkel ne mumeni Can Dündar ve Anhalefet ile ne de Sivil kara Temsilcisi Erdem Gül DUYGU GÜVENÇ Toplum Örgütleri ile göolmak üzere gazetecilerin rüşecek. Günübirlik ziyarehapsedilmesine, akademistin gündemini Türkiye’nin sınırla yenlerin gözaltına alınmasına, sosrında yasadışı göçe karşı aldığı ön yal medyadaki paylaşımları nedelemler oluşturacak. niyle Cumhurbaşkanı tarafından 1 Kasım seçimleri öncesindava açılan ve yargılanan binlerde İstanbul’a gelerek, Türkiye’dece kişinin ifade özgürlüğüne sahip ki demokrasi sürecini önemseçıkması beklenmiyor. Erdoğan tarafından da kabul mediğini kanıtlayan Merkel, Ahedilecek olan Merkel’in gündemimet Davutoğlu ile son iki hafni Suriye kaynaklı sorunlar oluştada 3’ncü görüşmesituracak. 11 Şubat’ta Münih’te yani Ankara’da yapapılacak görüşmelerde Suriye’de cak. Ekim ayındaki Türkiye ziyareti ateşkes sağlanması için atılabilesırasında Türkiye cek adımları ve NATO Savunma Gazetecilerin hapsedilmesine, akademisyenlerin gözaltına alınmasına, ifade özgürlüğünün engellenmesine sessiz kalan Angela Merkel, Davutoğlu ile Suriyeli sığınmacıları konuşacak AB Bakanları toplantısında kararlaştırılması beklenen Türkiye’ye konuşlandırılacak Awacs’lar görüşmelerde ele alınacak. Ancak Merkel’in asıl gündemini Avrupa’ya yasadışı göçün önlenmesi için Türkiye’nin aldığı ve alacağı önlemler oluşturacak. Suriye’de Türkiye ile terörizmle mücadele işbirliğini güçlendirmeyi hedefleyen Merkel, Avrupa’ya yasadışı göçü önlemek üzere Türkiye’nin aldığı önlemleri de artırmasını istiyor. Merkel bu çerçevede AB ile Türkiye’nin uzlaştığı Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde aldığı önlemleri güçlendirmesini ve Türkiye’nin sınırlarında güvenliği artırmasını istiyor. Ankara’nın gündeminde ise bu işbirliğine karşı PKK’nin başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki faaliyetleri ve finans ağı yer alıyor. Latin Amerika’nın Kesik Damarları... duardo Galeano’nun ilk okuduğum kitabıdır. Roman tadında okunan bir tarih kitabı. Keşfedilen bir kıtanın yağmasının, sömürüsünün kitabı. Dünya tarihini değiştiren 1492 yılının aynı zamanda altın uğruna, gümüş uğruna uygarlıkların nasıl yağmalandığının, insanların nasıl öldürüldüğünün, köle yapıldığının başlangıcı olduğunu anlatan kitap. Türkiye Cumhurbaşkanı Latin Amerika’yı gezerken bu kitaptan da söz edilmesini isterdim. O ülkelerin acı geçmişlerinin de bilinmesini isterdim. Amerika bile sayılmayan Güney’in, Kuzey Amerika tarafından nasıl sömürüldüğünün bilinmesini isterdim. Belki o zaman bugünler daha iyi anlaşılırdı. Belki o zaman Ortadoğu’da bugün yaşananlar daha iyi anlaşılırdı. Petrolün, doğal kaynakların, Akdeniz’in nasıl önem taşıdığı, Irak’ın nasıl yağmalandığı, Suriye’nin başına gelenler daha iyi anlaşılırdı. Türkiye’nin hangi yağma hamlelerinin piyonu olarak öne sürüldüğü belki daha iyi anlaşılırdı. Latin Amerika yağmalanırken yerlilerin söylediği gibi: “Onların elinde kitap (İncil), bizim elimizde ülkemiz vardı. Şimdi kitap bizim elimizde, ülkemiz onların elinde” oluyordu. Günümüzde de Ortadoğu parçalanırken bizim ülkemizin başına gelenler de aslında öğretici değil mi? Neyse, bunlar olup biterken Latin Amerika gezisinde başkanlık modellerinin de incelenmekte olduğu yazıldı, çizildi. Sahi, bizim öyle bir derdimiz var: Başkanlık. Ama dünyanın güneyinde de epeyce başkanlık örneği var. Neler mi? HHH Amerika’nın güneyinde efsane başkanlar var. Şili Başkanı Pinochet örneğin. Generaldir kendisi. 1973 yılında seçimle gelen Salvador Allende’yi devirip başkan olmuştur. 19731990 arasında hüküm sürmüştür. Astığı astık, kestiği kestiktir. Tam başkan. Arjantin Başkanı Juan Peron da efsanedir. Kendisinden sonra ünlü eşi Eva Peron başkanlık E Merkel’in gündemi Merkel Sizin gibilerin üniversitede bulunmaması gerek Ü MANİSA REKTÖR ERİ AKADEMİSYENL TEHDİT ETTİ KEMAL GÖKTAŞ ersin Üniversitesi Rektörlüğü, Barış İçin Akademisyenler grubunun bildirisine imza atan Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Mustafa Şener’in 3 yılda bir yenilenen görev süresini, “dosyasının fakülteden geç iletilmesini” gerekçe göstererek uzatmadı ve işten çıkardı. Rektör Ahmet Çamsarı’nın bildiriyi imzalayan diğer akademisyenlerin de görev süresini uzatmayacağını söylediği ve kendisine bunun hukuk dışı olduğunu hatırlatan akademisyenlere “Bunun siyasiidari bir bedeli varsa da bunu ödemeye hazırız” dediği aktarıldı. “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza koyan 2 bin 218 akademisyenden biri olan Şener, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, 3 yılda bir vermesi gereken görev süresi uzatma dosyasını, gö M Prof. Ahmet Çamsarı, 17 Kasım 2014’te Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör seçilmişti. Rektörlük seçimlerinde 178 oy alan Gürol Emekdaş ve 125 oy alan Tuğba Yelken Yanpar’ın ardından 80 oyla 3. sırada yer alan Çamsarı, YÖK’ün listesinde ise ilk Çamsarı sırada yer almıştı. Erdoğan’ın rektörü söylenen Şener, idari yargıya başvurup yürütmeyi durdurma isteyeceğini kaydetti. Zamanında verdi rev süresinin bitimi olan 13 Ocak 2016’dan yaklaşık bir ay kadar önce fakülteye teslim ettiğini belirtti. Şener, “Jüri raporları zamanında geldi, fakat bu raporlar görevli olduğum İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden rektörlüğe 3 gün gecikmeyle gönderildi. Yönetim Kurulu 15 Ocak’ta toplanmış ve görev süremin uzatılması yönünde olumlu karar alınmış. Ama Rektörlük 23 günlük süreyi gerekçe göstererek sözleşmemin yenilenemeyeceğine karar verdi” dedi. İlgili yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak işten çıkartıldığı Prof. Dr. Mustafa Kalay, Prof. Dr. Ayşegül Yılgör, Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ve Prof. Dr. Belgin Büyükakıllı Rektör Çamsarı ile bir görüşme yaptılar. Prof. Kalay, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Rektör Çamsarı’nın kendilerine “Akademisyenlerin bildirisi devlete karşı bir suçtur. Önemli olan devleti korumaktır, gerisi teferruattır. Bu bildiriyi imzalayanların cezasız kalmaması gerekir” dediğini söyledi. Çamsarı’nın kendilerinin yüzüne karşı “Sizin gibi insanların, akademisyenlerin üniversitede bulunmaması gerektiğini, bunun devlet için sakıncalı olduğunu” söylediğini anlatan Kalyoncu “Kendi görüşünün arkadaşların sözleşmesinin yenilenmemesi yönünde olduğunu bize açık açık söyledi” dedi. l ANKARA ‘Sakıncalısınız’ Eğitim Sen’in baştemsilciliğini de yürüten Yard. Doç. Mustafa Şener’in görev süresi uzatılmadı ve Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından işten çıkarıldı. yapmıştır. Avrupa’nın güneyinde, İber Yarımadası’nda da efsane başkanlar vardır. İspanya’da Fransisco Franco. İspanya iç savaşını kazanarak başkan koltuğuna oturmuş, 39 yıl hüküm sürmüştür. Portekiz’de de Salazar 19331974 yılları arasında 41 yıl başkanlık yapmıştır. Ünlü sözü, “Ben Portekiz’i üç F ile yönettim: Fadofiestafutbol” yönetimler için aforizma olmuştur. Bu efsane başkanlar savaşlarla, darbelerle gelmiştir. Seçimlerle gelenler de vardır. İtalya’da Benito Mussolini Ulusal Faşist Parti ile seçimleri kazanarak gelmiştir. Almanya’da Adolf Hitler, Nasyonal Sosyalist Parti ile seçimleri kazanarak iktidara gelmiştir. Her ikisi de İkinci Dünya Savaşı içinde ortak olmuşlar, kaybettikleri savaş da sonları olmuştur. Başkanlık sistemi her zaman büyük riskler taşımıştır. Yetki gücünün denetlenemez oluşu, güçler ayrılığının ortadan kalkışı, giderek tek adam yönetiminin sorgulanamaz oluşu büyük yanlışların sürmesi ile sonuçlanmış, bu da büyük zararlara yol açmıştır. Toplumlar bunları yaşamış, nice acılar çekmiş, sonuçta da çözümü güçler ayrılığında bulmuştur. Yürütme, yasama, yargı güçleri birbirinden ayrı olacak, birbirini denetleyecek, hiçbir güç kontrol dışı kalmayacaktır. Bunun adı da parlamenter sistemdir. Eğer başkanın gücü denetim dışında kalırsa, yürütme, yasama, yargı onun elinde olursa hiçbir yanlış ortaya çıkamaz, hiçbir hata düzeltilemez. Bu durumun acı sonuçlarını başkan yaşar, bedelini de onu başkan yapan toplum öder. Tarih boyunca böyle olmuştur, geleceğin tarihinde de böyle olacaktır. “Nedenler değişmeden sonuçların değişmesini bekleyen budaladır” sözü Albert Einstein’ındır. “Latin Amerika’nın Kesik Damarları”nı okuyun. Bir daha göreceksiniz... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle