20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 8 Şubat 2016 KULTUR Nick Hornby oyunu Dotkanyon sahnesinde DOT’un yeni oyunu “Bunu Ben de Yaparım!” 12 Şubat Cuma akşamı Dotkanyonda’da başlayacak. “Hece Cümbüşü”, “1 Erkek Hakkında”, “Düşerken”, “Juliet Çıplak”, “Futbol Ateşi” gibi romanlarını Türkçede Sel Yayıncılık’ın yayımladığı Nick Hornby’nin yazdığı ve Serkan Salihoğlu’nun yönettiği oyunda, DOT’un pek çok oyununda sergilediği performanslarıyla tanıdığımız İbrahim Selim rol alıyor. Oyun 12, 13,16, 17, 18, 23, 24, 25 Şuba’ta 21.00’de Dotkanyonda’da sahnelenecek. Online bilet satışı: www.godot.org [email protected] EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 17 Yüz yıl sonra... 015 yılının, Osmanlı Ermenilerinin yaşadıkları topraklardan koparılıp, yüzyıllar öncesine dayanan kültürlerinin yok edilmesinin yüzüncü yıldönümü olması dolayısıyla Ermeni soykırımına dair kitaplar yayımlandı. Bunlardan son ikisi, İletişim Yayınları’ndan çıkan “Yüz Yıl Sonra Ermeni Soykırımı” ile Aras Yayıncılık’ın yayımladığı “Ermeni Soykırımı (Siyasette Adalete, Tarihte Ahlaka Yer Açmak)” kitabı. 2 Şero ‘trafoya kaçan kediler’e ne derdi? Sonuna kadar arıza kedi Şero ‘Kötü Kedi Şerafettin’ animasyon film olarak beyazperdede. Filmin yönetmenleri Mehmet Kurtuluş ve Ayşe Ünal ile Şero’nun yancısı, muhabbet tellalı Cemil karakterini seslendiren Yekta Kopan anlattı izer Bülent Üstün’ün 1996’da LManyak dergisinde çizmeye başladığı “Kötü Kedi ŞeraCEREN fettin” çizgi romanı ÇIPLAK Cihangir’de eski solcu, ressam ve müzisyen babasısahibi Tonguç’la birlikte teraslı bir evde yaşayıp mahallenin bütün dişi kedilerine sulanan, erkek hemcinslerine ve sokak köpeklerine dünyayı dar eden, keyfine düşkün, içki şişesi elinden düşmeyen, maganda ve arıza bir kedinin akıllara seza maceralarını anlatan ve zaman içinde kültleşmiş bir efsane çizgi romandır malum. Şimdi o, animasyon olarak “Kötü Kedi Şerafettin” adıyla beyazperdede. Filmin, seslendirme kadrosunda Uğur Yücel, Demet Evgar, Okan Yalabık, Ayşen Gruda, Güven Kıraç, Ahmet Mümtaz Taylan, Gökçe Özyol, Cezmi Baskın ve Yekta Kopan yer alıyor. Ç daki Şero’nun sinemada, animasyon sinemasında nasıl olması gerektiğine dair başlangıçtan itibaren bir “his” vardı içimizde, ona sadık kaldık. Kötü Kedi Şerafettin’in çizim halinde de sinematografik öğeler vardı ama yine de bir olayı tek kare ile anlatmak ve saniyede 24 kareyle anlatmak arasında fark var. Biz istedik ki Şero’nun çizim halinin bize verdiği hissi filmde yakalayabilelim. Şero’nun (anti) karakteri çok güçlü, çok tanıdık, o da bizi hep yönlendirdi.” Peki, Şero’yu çizgi romandaki gibi mi işlediler?: “Aşağı yukarı evet. Şerafettin hâlâ keyif, muhabbet, manita peşinde, sadece dişi kediler değil, tüm dişilerin hastası, köpeklerin korkulu rüyası, delikanlı, bazen maganda, sonuna kadar da arıza. Zaten film de güzel bir mart günü Şero, kadim arkadaşları fare Rıza ve martı Rıfkı’nın akşama rakı balık mangal yapmaya karar vermeleri ile başlıyor.” birinden ayrılamayacağını anlatan bir alt metni vardır. Çok severim Şero’yu.” ‘Şero hep muhalif’ Peki, 90’ların Cihangir kedisi Şero bugünkü Cihangir’in kedisi olsaydı nasıl bir kedi olurdu? Kopan, “O yıllardan bu yıllara toplumsal yaşamın dinamikleri değişti. Bireylerin bu değişime refleksleri de değişti elbette. Aslında bu sorunun muhatabı Bülent Üstün olmalı. Ben sadece Şero okuru olarak şunu söyleyebilirim; gerektiği zaman kendisine bile muhalif olmayı başaran bir kediden söz ediyorsunuz. Elbette, bugüne geldiğinde de muhalefetten ve hesaplaşmadan zerre ödün vermezdi Şerafettin” diyor. ünümüzde sıklıkla “trafoya kaçan kediler”, Şero’nun pabucunu dama attı diyebilir miyiz? Şero olsa “trafoya kaçan kediler”e nasıl davranırdı? Kopan, şöyle yanıtlıyor: “Şerafettin’in bir antikahraman olduğu bilgisini unutmadan, herkes kendine göre cevaplayabilir bu soruyu. Ama dedim ya, sorun şöyle olsaydı, böyle olsaydı değil bence. Şerafettin, her türlü arızanın karşısında duran bir kedi. Arızayı çıkaran kendisi olduğunda bununla bile hesaplaşacak cesareti var. Bütün bu dedikleriniz olsaydı, o kedilerin karşısına dikilir ve şöyle derdi herhalde: ‘Böyle oyunlara alet olmayın, insan mıyız ulan biz!’” G ‘Oyunlara alet olmayın, insan mıyız ulan biz!’ karşılaştığı zulüm politikalarını, Birinci Dünya Savaşı ve uluslararası konjonktürün etkilerini, hukuki açıdan soykırımın yankılarını ele alıyor. Derlemede 20. yüzyılın ürünü olan bir kitlesel şiddet eylemleri çağı da sorgulanıyor. Kitap 12 Şubat’ta satışa çıkacak. Barışçı gelecek Kitlesel şiddet 2015 yılında Paris’te Ermeni Soykırımı Araştırmaları Uluslararası Bilim Konseyi tarafından gerçekleştirilen kolokyumun bildirilerinden derlenen “Yüz Yıl Sonra Ermeni Soykırımı”, sadece Ermeni soykırımını yorumlamakla kalmıyor, kıyım sürecinin aşamalarını, Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan diğer azınlıkların Fransızcadan Alican Tayla ve Siren İdemen’in tercüme ettikleri “Ermeni Soykırımı (Siyasette Adalete, Tarihte Ahlaka Yer Açmak)” kitabında ise konuyla ilgili en yetkin yazarlardan biri olan Michel Marian, adil ve ahlaklı bir siyaset ve tarih anlayışının nasıl geliştirilebileceğine odaklanıyor. Ermenilerle Türkler arasındaki bağların kopmasının kader olmadığını, yüzlerce yıl bir arada yaşamış bu iki kadim halkın barışçı bir gelecek inşa edebileceklerini anlatıyor. l Kültür Servisi Sait Faik Armağanı 62. sahibini arıyor Sait Faik Abasıyanık anısına her yıl bir öykücüye verilen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın 62.’sine başvurular başladı. Daha önce aynı armağanı kazanmış yazarların başvuramadığı yarışmaya katılacak hikâye kitaplarının 2015 yılında yayımlanmış olması ve daha önce herhangi bir ödül almamış olması; ayrıca yarışmaya katılacak yazarların, başvuru yapacakları hikâye kitabından on nüshayı, 26 Şubat Cuma günü saat 17.00’ye kadar Darüşşafaka Cemiyeti İletişim Birimi, Darüşşafaka Caddesi No.14 34457 Maslak, Sarıyer İstanbul adresine teslim etmesi gerekiyor. Yarışmanın Doğan Hızlan başkanlığında toplanacak Seçiciler Kurulu’nda, Hilmi Yavuz, Nursel Duruel, Jale Parla, Murat Gülsoy, Metin Celal ve Beşir Özmen bulunuyor. Yarışmanın sonuçları mayıs ayında açıklanacak. Bilgi için: www.darussafaka.org ‘Tüm dişilerin hastası’ Alt metne dikkat Filmin yönetmenleri Mehmet Kurtuluş ve Ayşe Ünal, Şero’yu nasıl yorumladıklarını şöyle anlatıyor: “Çizgi romanYekta Kopan, Şero’nun yancısı Cemil karakterini seslendiriyor. Filmde, Şero’nun yancısı, muhabbet tellalı Cemil’i Yekta Kopan seslendiriyor. Kopan, “Okuma provalarından stüdyo aşamasına çok güzel bir çalışma dönemi geçirdik. Cemil’le de çok iyi anlaştık” diyor. Kopan, Şero’yu seviyor mu?: “Çizgi roman dergilerinin sıkı takipçisiyim. Şerafettin, ilk çıktığı günden beri okuduğum bir seri oldu. Çizgi roman tarihimizde önemli yeri olan bir antikahraman. Çizerinin hem sevdiği hem de tarafını tutmamayı başardığı bir karakter. Şehir yaşamının, İstanbul’un arka sokaklarının ve gündelik ilişkilerin tam göbeğinde bir kedi. Bir yandan da erkeklik hallerinin sınıfsal kalıplarla bir Barok Esintiler İstanbul’un çeşitli mekânlarında Barok konserler veren şef, besteci ve kontrbas sanatçısı Arda Ardaşes Agoşyan, 27 Şubat Cumartesi saat 20.00’de St. Esprit Katedrali’nde konser verecek. Sanatçıya Natali Boğosyan (soprano) ve Kaan Buldular’ın (kontrtenor) eşlik edeceği konserde Agoşyan klavsen çalacak. Üçlü CorİSTAnbul Oda Orkestrası eşliğinde Barok dönemi bestecileri Handel, Vivaldi ve Pergolesi’den eserler seslendirecek. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle