20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 8 Şubat 2016 10 KILIÇDARO ĞLU: haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK ODASINDAKİ ATATÜRK RESMİNİ İNDİRDİĞİ İDDİA EDİLEN CHP’Lİ VEKİLİ KILIÇDAROĞLU AÇIKLADI: NECATİ YILMAZ aha önce söylemiş miydim? Bu mesleğin her dalında, sporunda, magazininde, siyasetinde, haberciliğinde, bulmacasında, yıldız falında, yazıişleri masasında çalıştım. Dış politika sayfaları hariç… Cumhuriyet’te yazı müdürlüğü yaptığım yıllarda bile dış haberler bölümüne bulaşmadım. Zaten başında rahmetli Ergun Balcı arkadaşımın olduğu bir bölüme karışılmaz, bulaşılmaz, olsa olsa okunup bilgi edinilirdi… Yani dış politika söz konusu ise ben gazeteci değil, gazete okuruyum. Ancak öyle olmam son birkaç haftadır Türkiye’nin dış politikasında Suriye eksenli “uğursuz bir şeyler” kotarılmaya çalışıldığını sezmeme engel değil. Ayrıntıları bir yana bırakalım. Türkiye ile Suudi Arabistan ve Katar arasındaki “ilişkiler” son dönemde birden sıklaştı, yoğunlaştı. Nitekim 30 Ocak 1 Şubat arasında Başbakan Davutoğlu Suudi Arabistan’ı ziyaret etti. Medya, Davutoğlu’nun Kâbe’yi miting alanına çevirmesine ağırlık verdi. Oysa Davutoğlu’na bu gezide alışılmadık biri eşlik etti: Genelkurmay Başkanı. Gezinin bu “farklı” yanı üstünde pek durulmadı. Genelkurmay Başkanı Akar sadece başbakanına eşlik eden bir protokol generali değildi. Onun Suudi ordusunun en tepesindekilerle de görüşmeler yaptığı haberleştirildi; ancak ne konuşulduğuna ve neden konuşulduğuna ilişkin dişe dokunur bir haber okumadık. Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı yurda döndüler. Birkaç gün sonra Suudiler Suriye’ye karada savaşmak üzere askeri birlik gönderilebileceğini açıkladılar. Bitmedi. AKP medyasının ağır toplarından Yeni Şafak dün haber verdi: Suudiler Suriye’ye 150 bin asker yollayacaklar. Bu askerler Suriye’ye gitmeden önce Türkiye (evet Türkiye), Katar, Fas, Bahreyn, Kuveyt, BAE gibi ülkelerde eğitilecekler ve sonra da Türkiye (evet Türkiye) üzerinden Suriye’ye girecekler(miş). Bunlar olur ve söylenirken Güney Amerika gezisinden dönen Cumhurbaşkanı, uçağına aldığı gazetecilerin “Suriye’de bir fiili durum oluşur mu; oluşursa ne olur” sorusunu cevapladı. Aktarıyorum: “Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz. Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım ……. 1 Mart tezkeresi ilk anda kabul edilip Türkiye, Irak’ta olsaydı, Irak’ın durumu böyle olmazdı. 1 Mart tezkeresi ilk anda geçseydi, Türkiye masada olacaktı.” Breh, breh, breh… Irak’ta düşülen hata neymiş? 1 Mart 2013’te Irak’a asker gönderilmesine ve ABD askerlerinin Türkiye üstünden Irak’a geçmesine izin ve olanak veren tezkerenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeterli oyu alamadığı için kabul edilmemesi… Bu durumda Suriye’de bu hataya düşülmemesi ne demek olur? Suriye’ye asker gönderilmeli ve başka ülkelerin (mesela Suudi Arabistan) askerlerinin Türkiye üstünden Suriye’ye geçmesine imkân sağlanmalı… HHH Dedim a, ben dış politikada gazeteci değil gazete okuruyum. O yüzden ey Ceyda Karan, ey Fehim Taştekin, ey Tolga Tanış, ey adını anmadığım öteki meslektaşlarım sipariş veriyorum: Erdoğan önce Suriye fatihi, ardından fatih olmanın rüzgârı ile başkan olma hesabı mı yapıyor? Yapıyorsa bu hesap tutar mı? Ve… Ve böyle bir hesabın bu ülkeye getirecekleri nelerdir? Haydi sıvayın kollarınızı, bu bir okur siparişidir… D HP’li bir milletvekilinin TBMM’deki makam odasının duvarındaki Mustafa Kemal Atatürk resmini indirdiği iddiasını FIRAT gündeme getiren, an KOZOK cak ismi açıklamayan Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. CHP PM Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantıda MYK’nin Nazlıaka ile ilgili dosyası gündeme geldi. Kılıçdaroğlu, “Bana verdiği isim Necati Yılmaz’dı, fakat bunun kanıtı gerekirdi. Hukuksal olarak eksiksiz sürdürülmesi gerektiğini düşündüm. O nedenle muhakkik heyeti oluşturulması gerektiğini isNecati Yılmaz C NAZLIAK A: Önce Suriye fatihi sonra başkan (mı?) Böyle bir şey olmadı Adım kadar gerçek tedim. Böyle bir şey olmadı, olamaz, olduğuna da hiçbir zaman inanmadım. Bu iş kapatılamaz. Kriz yönetilemedi tartışmalarına girmem. Atatürk sadece CHP’nin değil Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurucusudur. Söz konusu Atatürk ise üzerine soğukkanlılıkla giderek ortaya çıkmasını sağlamak olmalıydı” dedi. Kılıçdaroğlu, Nazlıaka’yı işaret ederek “O ismi burada açıklamasını istiyorum” dedi. “Beni dedikoduculukla itham ediyorsunuz” yanıtını veren Nazlıaka ise toplantıyı terk etti. Ankara Milletvekili Necati Yılmaz da Nazlıaka çıkarken, kendisini dinlemesini isteyerek, “İddialarda muhatap olan kişi benim. Muhakkik heyetin incelemesi sonrasında beni kastettiğini anladım” dedi ve o gün yaşananları anlattı. Alınan bilgilere göre Necati Yılmaz, “26. parlamento dönemi boyunca Aylin Hanım benim odama sadece 24 Aralık günü yaklaşık iki dakikalık bir süre için geldi. Sadece bir kere geldiği için hatırlıyorum. Benim odamda bulunduğu sırada İstanbul Milletvekili Ali Özcan da odamdaydı” dedi. Tutanağı gösterdi Necati Yılmaz’ın gündelik olarak çıkardığı çalışma raporlarında yer alan fotoğrafları göstererek Atatürk portresinin odasından hiçbir zaman inmediğini kanıtladığı, ayrıca, TBMM Genel Sekreterliği’nden talebi üzerine aldığı makamında tadilat yapılmadığına ilişkin tutanağı da PM üyeleriyle paylaştığı öğrenildi. TBMM’nin de demirbaşı olan söz konusu portrenin indirilmesi için TBMM personelinden yardım talep edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Muhakkik heyetinin Ankara Milletvekili Necati Yılmaz’ın savunmasının ardından heyetin Nazlıaka’ya bir kez daha söz vermek istediğini ancak, Nazlıaka’nın heyetle görüşmediği öğrenildi. Değerlendirmelerin ardından yapılan kapalı oylamada Nazlıaka’nın YDK’ye sevk edilmesine karar verildi. Karar 4’e karşı 54 oyla alındı. Toplantıdan ayrılırken gazetecilere açıklamalarda bulunan Nazlıaka, “Bu olay ismimin ‘Aylin Nazlıaka’ olduğu kadar gerçektir. Olay basına servis edildikten sonra yanlış yönlendirilmiş ve bu iletişim sorunu nedeniyle bir kar tanesi gibi büyüyüp kocaman bir çığa dönüşmüştür. Olayın iyi yönetilememiş olmasının tamamıyla benim üzerime yüklenmesini de doğru bulmuyorum” diye konuştu. ‘İyi yönetilemedi’ KEMAL KILIÇDAROĞLU Davayı çekti mektup yazdı CHP lideri, kendisine hakaret ettiği iddiasıyla dava açılan genç kıza mektup yazarak davayı neden geri çektiğini anlattı. endisine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan genç kızın 18 yaşından küçük olduğunu öğrenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, davayı geri çekip genç kıza mektup yazdı. Habertürk gazetesinin haberine göre Kılıçdaroğlu “Sevgili H.” diye hitap ettiği genç kıza şöyle seslendi: “Siyasetin amacı ve bizim varlık sebebimiz, sizlere, sizinle birlikte daha özgür, daha aydınlık bir Türkiye hazırlamak olmalıdır. Bu nedenle paylaşımın içeriği hakaret olsa dahi hiçbir çocuğumuzun hâkim karşısında yargılanmasına gönlüm razı olmaz. Şüphesiz yargı kararı olmadan senin bu suçu işlediğini peşinen ifade etmem evrensel hukuka ve vicdana aykırıdır. Sizlere, kutuplaşmanın olmadığı, barışın, kardeşliğin hâkim olduğu, uzlaşma dili ve kültürünün yerleştiği bir ülke teslim edebilirsek gönül rahatlığı içerisinde görevimizi yaptığımızı düşünebileceğim. Sana ve ailene en samimi selam ve saygılarımı sunuyor, sevdiklerinle mutlu bir gelecek diliyorum.” l Haber Merkezi K ÜÇ NOKTADA 80 BİN KİŞİ BEKLİYOR ürkiye Suriyelileşiyor’ kalıyor. Yeni gelen insanlasöyleminin kanıtı Kilis. rı da burada tutabilecek yeKentin nüfusu 90 bin, barındırteneğe sahibiz. Orada uygun dığı Suriyeli sığınmacı sayısı alanlarda altyapısı oluşturu120 bin. Hatta Belediye Başkanı lacak çadırlar kurulacak. DoHasan Kara, bunu pankartlaştırlayısıyla onları Türkiye’ye alHAKAN DİRİK mış, “evsahipliği” için kente Nomak gibi bir ihtiyacımız şu bel barış ödülü istiyor! anda yok. Ama olursa, 2 yılÖncüpınar sınır kapısının dır gerekli bütün hazırlıkları karşıdaki ayağı Bab el Selam’da toplayaptık” diyor. Bab’ül Selam çevresinnan 35 bin kişinin üzerindeki Suriyede çadır kentler oluşturulmaya başli düşünülünce bu sayının daha da art landığı bilgisini de veriyor. ması kaçınılmaz görünüyor. Kilis ValiSıradan bir gün si Süleyman Tapsız, Halep’ten kaçanları, sınırın karşısında tutmak için haAncak PutinEsad güçlerinin, 11 zırlık yaptıklarını dile getirerek, “Son Şubat’ta Münih’te yapılacak Suriye gö3 yılda karşı tarafta kurduğumuz 8 rüşmelerine kadar Halep’i alma planı kamp var. Buralarda 5060 bin insan başarıya ulaşırsa, sınıra yığılacak sı Kilis Nobel istiyor ‘T TürkiyeSuriye sınırında dün “lojistik hareketlilik” vardı. Yeni göç dalgasıyla gelenleri sınırın öte yanında tutma politikası doğrultusunda, Öncüpınar kapısı TIR’ların sınır geçişlerine açıldı. Araçlarda inşaat malzemeleri yoğunluğu dikkat çekti. Öncüpınar’ın Suriye ayağı Bab’ül Selam kapısının müdürü, bölgedeki Suriye muhaliflerinin sözcüsü Nazım Hafız da yetkililerle görüşmek için Türkiye’ye giriş yaptı. Hafız, şunları söyledi: “Bize kapı açılmayacaksa çadır gerek. Sığınanlar her gün yemek istiyorlar. Durumlar çok iyi değil. Kapının açılıp açılmayacağına ilişkin Türkiye’den hiçbir yazı yok. Savaştan kaçıp gelenler 3 yerde yığılmışlar. Bab’ül Selam’da 15 bin kişi var. 15 bin kişi de sınırda var. Azez’de de 50 bin insan var. Halep’in yolu kesik. Halep’ten kimse çıkamıyor.” ğınmacı sayısının yüz binleri bulması kaçınılmaz. Kilis, Suriyelileri kanıksamış durumda. Sınır geçişi hükümet için belki AB’yle yeni bir pazarlık konusu, mülteciler içinse hayatmemat meselesi ama yöre halkı için savaştan kaçanların gelişi “sıradan” bir olay. Sınırın fiilen kalkmasıyla ilk etapta “akrabalarıyla” kucaklaşmışlar. Sonrasında sayı 3 milyona dayanınca önlerinden geçen “dram” onlar için “seyirlik” bile değil. Kentin en işlek lokantalarından “Ezo Gelin” çalışanı Abdullah Kaya, “Suriyeliler geldiğinde ilk etapta esnaf biraz para kazandı. Ancak devamında Suriyeliler, kendi işyerlerini açmaya başladı. Alışverişi de birbirlerinden yapıyorlar” diyor. l KİLİS HDP’DEN ÖNERGE ‘Kürdistan’ı Meclis araştırsın HDP’li Yıldırım, verdiği araştırma önergesinde Kürdistan ifadesinin tarihsel boyutuyla araştırılmasını talep etti. MAHMUT LICALI MHP’de muhaliflere sert yanıt: Davutoğlu, medya patronlarıyla buluştu aşbakan Ahmet Davutoğlu, Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde, bazı ulusal medya kuruluşlarının sahipleri ve üst düzey yöneticileri ile bir araya geldi. Toplantıya Mehmet Ali Yalçındağ (Doğan Yayın Grubu), Arzuhan Doğan Yalçındağ (Doğan TV) ve Vuslat Doğan Sabancı (Hürriyet Gazetesi), Erman Yerdelen (Doğuş Yayın Grubu), Faruk Kalyoncu (Turkuvaz Medya), Erdoğan Demirören ile Yıldırım Demirören (Milliyet), Turgay Ciner ve Kenan Tekdağ (Ciner Holding) ile İhlas Holding, Kanal 7, Esmedya, Star Medya, Dünya Veb Ofset, Yeni Şafak, Albayrak Grubu, Yeni Akit, Milli Gazete, Milat Gazetesi yöneticileri ve TRT Genel Müdürü katıldı. Toplantıda, terörle mücadele, demokratikleşme süreci, yeni anayasa, AB süreci ve siyasi reformlar ile ekonomi başlıkları üzerinde durulduğu bildirildi. Ayrıca, dış politika başlıklarının da gündeme geldiği açıklandı. B Açılan dava utanç vesikası enelkurmay Başkanı OrG general Hulusi Akar, İstanbul’daki askeri birliklerde incelemelerde bulundu. Akar, Sualtı Taarruz (SAT) ve Sualtı Savunma (SAS) Komutanlıklarını ziyaret etti. Akar, ziyaretinde, uzun süre hapis yatan ancak suçsuz oldukları kanıtlanınca görevlerine dönen denizcilerle de bir araya geldi. Poyrazköy davasında uzun süre tutuklu kalan, beraat kararıy Hulusi Akar, beraat eden askerlerle görüştü la birlikte göreve dönen Yarbay Ercan Kireçtepe ile de aynı masada yemek yiyen Akar, arkalarında oldukları mesajını verdi. Akar’ın Kireçtepe’yi sağına oturtması dikkatlerden kaçmazken, Poyrazköy davasında yargılanan ve tahliye olmasının ardından SAT Grup Komutanlığına getirilen Kıdemli Yarbay Mustafa Turhan Ecevit de Deniz Kuvvetleri Komutanıyla birlikte oturdu. HP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, cuma günü MHP’nin kurultay çağrılarına yanıt vermemesi nedeniyle Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açan muhaliflerin girişimini “utanç vesikası” olarak nitelendirerek “MHP’nin performansını, enerjisini ve gücünü suni kurultay tartışmalarında harcamak, partimizi kişisel ihtiraslar ve şahsiyatın çıkmaz sokağına yönlendirmeye çalışmak çok büyük vebaldir. MHP’yi geleneklerinden uzaklaştırarak mahkeme koridorlarına sürük M lemeye çalışanlar ve onlara alet olanlar, bu vebal ve sorumluluğun altından kalkamayacaktır” dedi. Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, AKP iktidarının “insan ilişkilerinin yönünü kişisel çıkarların tayin ettiğini, ikbal hırsı ve gelecek beklentilerinin temel ahlaki değerleri yozlaştırdığı bir dönem” olduğunu belirtti. Muhaliflerin kurultay çağrılarını “suni kurultay girişimi” olarak nitelendiren Yalçın, bu girişimin “yargı yoluyla MHP’yi kayyuma teslim etme çabasına dönüştüğünü” kaydetti. l ANKARA / Cumhuriyet süsünden sık sık dile getirdiği Kürdistan ifadesi yeni dönemle TBMM Genel Kurulu’nda tartışmalara neden olmaya başladı. Kürdolog olan HDP’li Kadri Yıldırım, TBMM Başkanlığı’na verdiği araştırma önergesinde son dönemde yaşanan tartışmalar nedeniyle Kürdistan ifadesinin tarihsel boyutuyla araştırılmasını talep etti. Yıldırım, şunları dile getirdi: Bugün Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Erdoğan da 19 Kasım 2013 tarihli AKP Meclis Grup toplantısında ‘Şurada 90 yıl, 100 yıl öncesine gidin. (...) Kürt kelimesini o Meclis’te görecekler. Gürcü, Laz, Arap, Boşnak kelimelerini o zabıtlarda görecekler. Kürdistan kelimesini o Meclis zabıtlarında görecekler. (...) Şöyle biraz daha geçmişe, Osmanlı’ya gittikleri zaman Doğu, Güneydoğu’nun Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler’ demiştir.” HDP’li Yıldırım, eski kaynaklarda “Kurda”, “Kardaka”, “Corduênê”, “Kardukh”, “Bakarda” ve “Kuhistan” şeklinde adlandırıldığını, yakın dönemde ise kaynaklarda “Kürdistan” olarak geçtiğini söyledi. Yıldırım, TBMM arşivlerinde bulunan Meclis zabıtlarında da Kürdistan ifadesinin varlığına ilişkin yığınla kaynak olduğunu kaydetti. l ANKARA sürecinin sürdüğü dönemde Çözüm HDP’li vekillerin genel kurul kür C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle