27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CEREN KUMBASAR 8 Gayrimenkul cerenkumbasar@cumhuriyet.com.tr @cerenkumbasar Ev kalbin olduğu yerdedir. Pliny Pazar 7 Şubat 2016 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Taşı toprağı altın DAP YAPI yetkililerine göre proje kendini 10 yılda amorti edecek ap Yapı’nın 6 ay sonra teslim olacak projesi Taksim Petek Residence, 200 milyon dolarlık yatırım bedeline sahip. 132 üniteli proje aslında bu köşede daha önce tanıttığım projelere nazaran daha küçük diye tanımlanabilecek bir iş. Ancak gelin görün ki, metrekare birim fiyatını duyduğunuzda proje hacmi açısından Taksim Petek Residence, 100 konutluk projelerle eşdeğer. Metrekaresi 6500 dolardan satılan projede 1+1,2+1,3+1 ev tipleri var. Bu fiyat kuşkusuz Türkiye’deki fiyat ortalamasının çok üzerinde. Ancak Taksim bölgesinde geliştirilen her proje benzer fiyat yelpazesinde. İstanbul’un altın olan taşı İstanbul bize rağmen Sektörün duayenlerinden Hakan Kodal yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: Yaratıcılık, rekabetçi kent anlayışı, doğru şehir plancılığı, hizmet kalitesi n Kentsel dönüşüm projeleri ile ilgili, İstanbul ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Neden biz 15 yıldır ayakları yere basan sektör olarak, İstanbul’un kendimiz bile bir Londra olamayacağına inanımıyoruz? Ya da siz inanıyor musunuz? İstanbul’un bize rağmen hatta biz ne yaparsak yapalım Londra veya bir Paris gibi bir kent olacağına inanıyorum. İstanbul sadece bizim için değil yabancılar için de gerçekten çok güzel ve çok etkileyici bir kent. Ben bunu İstanbul Shopping Fest döneminde, AYD döneminde birebir gözlemledim. İstanbul’un başarısını geciktiren biziz. İstanbul’u İstanbul yapan sadece tarihi yapıları değil. İstanbul’un bugüne kadar gelişmemesinin temel faktörü sadece turizm odaklı olması. İstanbul’a gelen turist sadece Topkapı Sarayı’na, Dolmabahçe Sarayı’na gelmemeli. Esasında İstanbul’u bir megapol yapmanın bir sürü faktörü var. Birincisi yaratıcılık. Modada, gastronomide, sanatta, organizasyonlarda, kalınan otellerin kalitesinden, gittiğiniz alışveriş merkezlerine, dolaştığınız caddelerden bindiğiniz taksinin kalitesine, size verilen hizmete, restoranlardaki ortama, Boğaziçi’ne bindiğiniz tekneye, esasında bir kenti rekabetçi kılan, sadece fiziksel özellikleri değil, içerdeki hizmet anlayışı. İstanbul biz istesek de istemesek de bu anlamda çok ciddi bir mesafe kat etti. Özellikle otelcilik, yeme içme, moda, tasarım, mobilya tasarımı. Eskiden mobilya bulamazdık, şu anda bakıyorum otelcilikle beraber mobilya sektörü de inanılmaz gelişti. Yemeiçme sektörü, eğlence sektörü..Bütün bunların hepsini alt alta koyduğunuz zaman, İstanbul’un önünü kesecek tek şey, tabii ki doğal olarak terörizmdir. Huzur ve güvenlik ol D lYapımcı firma: DAP Yapı lProje Tipi: Rezidans, ofis, lKonut Sayısı: 112 lArsa Alanı: 3000 dükkân m2 Tipleri: 1+0 , 1+1 , 2+1 , 3+1 lMetrekare Alanı: 105 338 m2 lTeslim Tarihi: Ağustos 2016 lKonut toprağı belli ki Taksim’de. Petek şeklinde tasarlanan projede, 112 rezidans, 15 ofis ve 5 mağaza bulunuyor. Rezidans tipinde ki birimlerin, günlük kiralamaya da uygun olması dolayısıyla projenin hedef kitlesi oldukça geniş. Petek Residence, Taksim Parkı’na yürüme mesafesinde, Habertürk ve Divan Otel’e komşu. Hal böyle olunca da günlük kiralamada bile, satış fiyatına rağmen, kâr vadediyor. Zira hemen yanındaki Elysium Taksim’de günlük kiralama bedeli 140 dolar. Dap Yapı yetkilileri, petek projesinde bu fiyatın 200 Dolar olacağından emin. Dap Yapı yetkilileri, projenin kendisini 10 yılda amorti edeceğini söylüyorlar. Firmanın daha once 1215 yıl yelpazesinde kendini amorti eden projeler gerçekleştirdiğini düşünürsek, Taksim gibi merkezi bir lokasyonda memleketin ekonomisi yolunda giderse, 10 yıllık öngörü çok az bir sapmayla gerçekleşebilir. mazsa olmazdır. Ama bu çözülürse İstanbul’un gelişmesini kimse engelleyemez. Bunu sağlayabilmek adına özel sektör dışında kamuya çok büyük görevler düşüyor. Kentsel dönüşüm dediğimiz şey esasında bir kentin yaşanılabilir olmasıdır. Her anlamda yaşanılabilir. Kentsel dönüşümde sadece konutu düşünmek yanlış. İnsanların çalışabileceği, eğlenebileceği, hava alabileceği mekânların, yeşil alanların hepsinin planlaması anlamında bir kentsel dönüşüm yapmamız lazım. Biz kentsel dönüşümü binayı yıkıp yeniden yapmak olarak algıladığımız için hep o boyuta kendi ölçeğimizden bakıyoruz. Aslında kentsel dönüşümde belli alanları yıkıp yerine parklar da yapmamız gerekiyor. Bunun karşılığında oranın kamulaştırıp orada yaşayanlara da başka yerde yaşamalarını sağlamak, bu alanları yaratmak lazım. Bu hafta sektör duayenleri ile yaptığımız söyleşilere Hakan Kodal’la devam ediyoruz. Hakan Bey, gayrimenkul sektöründe aklınıza gelen hemen her derneğin kurucu başkanı. Krea Gayrimenkul’ün de Yönetim Kurulu Başkanı. SİZDEN GELENLER Ceren Hanım, Sizi, sayfanızı ilgiyle takip ediyoruz. Bir süredir köşenize yer vermiyorsunuz ama son yazılarınızda hep konut satışlarının iyi gittiğinden, 2016 yılının konut sektörü yılı olabileceğinden bahsetmiştiniz. Bizim Bağdat Caddesi’ne çok yakın, Erenköy’de 4+1 bir evimiz var. Mayıs ayından beri satmaya çalışıyoruz çünkü Acıbadem’den bir ev aldık ama artık kredi ödemelerinde zorlanıyoruz. Gerçekten satışlar iyi ise biz neden bu kadar güzel bir yerdeki evimizi satamayalım? Her yerde satılık kiralık evler görüyorum. Hâlâ sektörünüzün iyi durumda olduğunu düşünüyor musunuz? . ( Hatice E.) Hatice Hanım, İstanbul’da, merkezi lokasyonda bir Evim satılmıyor! SaintGobain Rigips’in ödül töreni Sakıp Sabancı Müzesi’nde düzenlendi SEKTÖRDEN Alçının da ödülü olur eçen hafta, inşaat sektörünün en büyük ölçekli alt sektörlerden birinin, yapı malzemeleri sektörünün uluslararası ölçekli en önemli firmalarından Rigips’in ödül töreni vardı. Ödül törenlerine çok alışkın bir sektör olmamıza rağmen itiraf etmeliyim ki bu tören de, ödüller de alışık olduğumuzdan hayli farklıydı. Bu daveti aldığımda, bunca yıldır sektörün içinde biri olarak bile “alçının da ödülü mü olur” diye geçirmedim desem yalan olur. Ancak ödül törenine gösterilen ciddiyete, ödüllerin dağılımındaki adil kararlara bakınca yapı malzemeleri sektörü için ne kadar büyük ve önemli bir adım olduğunu anlamak hiç de zor değildi. Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de düzenlenen törenin en dikkat çekici tarafı ödüllendirilen projelerin dünya basınının katılımıyla uluslararası platformda Türkiye’yi temsil edecek olması. Ödüllendirilen projeler, Prag’da bu yıl 10. kez gerçekleşecek olan SaintGobain Gypsum Trophy’de Türkiye’yi temsil edecek. G “Alçı Levha”, “Sürdürülebilirlik ve İnovasyon”, “Eğitim, Sağlık ve Konaklama Hizmetleri” ve “Ticari” kategorilerinde ödül verilen gecede, SaintGobain Rigips’in Genel Müdürü Mehmet Tunaman temel amaçlarının Türkiye alçı sektöründe yüksek performanslı alçı levha sistemleri ile yapı alçılarının usta bir işçilikle birleşerek sürdürülebilir, güvenli ve iç mekân konforu yüksek binaların oluşturulmasına teşvik etmek olduğunu söyledi. “Alçı Levha” kategorisinde “Işık Dekorasyon İdari Binası” ile Işık Dekorasyon, “Sürdürülebilirlik ve İnovasyon” kategorisinde “42 Maslak” ve “Eğitim, Sağlık ve Konaklama Hizmetleri” kategorisinde “Grand Hotel de Pera” projeleriyle ESDO İnşaat birinciliğe layık görüldü. “Ticari” kategori birincisi “Başakşehir Fatih Terim Spor Kompleksi” ile Ekkon İnşaat olurken, Mansiyon Ödülü ise “Hisar Okulları Müzik Odası” projesi ile Serhat İnşaat’a verildi. evin satışı eğer 56 ay içinde yapılamamışsa, bunun tek bir nedeni olabilir; yanlış fiyatlandırma. O yüzden size şiddetle doğru fiyatlandırma çalışma yapmanızı tavsiye ederim. Bu çalışmanın en kolay yöntemi, kendi mahallenizdeki benzer yaştaki evlerin metrekare bazındaki fiyatlarını bulup mahalledeki ortalama fiyatını bulmaktır. Bu fiyata, eğer varsa şerefiye farkını ekleyebilirsiniz. Sektörle ilgili yazdıklarımın kuşkusuz arkasındayım. Zira 2015 için veriler zaten elimizde, 1 Kasım’a kadar uyuyan sektör son 2 ayda rekor kırdı. Ocak ayının satış rakamlarında bir rekor beklemek tabii ki mümkün değil, zaten ocak sektörün en ölü aylarından biridir. Buna rağmen bu ay 12 yeni projenin lansmanı yapıldı. Kolaylıklar dilerim. Ceren Kumbasar Hakan Kodal Hakan Kodal son projesi TOM TOM’da eski mahalle kültürünü yaşatıyor. FARKLI TASARIMLAR Belediye var Belediye var! aris Belediyesi’nin kentin 23 farklı bölgesinde kentin geliştirme projelerini desteklemek üzere açtığı yarışma sonuçlandı. Bu yarışmanın bu şekilde davetli olarak açılması da, kentsel gelişim için bu kadar uğraşılması da elbette söz konusu şehir Paris olunca şaşırtıcı değil. Bu gelişim projeleri için dünyaca ünlü mimarların davetli olması, projelerin bölgesel özelliklerine göre tasarlanıp değerlendirilmesi takdire şayan. Paris Belediyesi tarafından kentin 23 farklı noktasının geliştirilmesi amaçlanarak açılan üç aşamalı uluslararası yarışmada toplam 75 proje üretildi. Yarışmada, Sou Fujimoto Architects, Dominique Perrault Architecture, David Chipperfield Architects gibi ünlü mimarlık ofislerinin pro P ESDO İnşaat birinci DGT tasarımlı proje. jeleri yarıştı. Kazanan projelerin en dikkat çekici olanı bana sorarsanız, Gare Massena bölgesi için geliştirilen DGT Architecs’in projesi. Sürdürülebilir bir tarım döngüsü öngören kule, adeta bir ağaç evi andırıyor. Kulenin tepesinde, meyve sebze yetiştirilebilecek, yeni ekolojik yöntemler üzerine eğitim çalışmaları yapılabilecek bir çatı bahçesi bulunuyor. Ayrıca kantininde organik yiyecek içecekler satılacak. n 2016 için öngörünüz nedir? Seçime kadar olan dönemde çok ciddi bir durgunluk olduğu için, 2015 bekleyişle geçmişti. 2015’in bütününde esasında yükselişe geçmedik genel olarak. Ama son iki ayda en azından bir toparlama oldu diyebiliriz. Ocak ayı daha durgun başladı tahmin ettiğime göre ama zaten ocak, şubat, mart sezon olarak ölü sezondur. 2016’nın 2015’ten daha kötü olmayacağını düşünüyorum. n Ocaktaki durgunluğun sebebi neydi peki? Bence özellikle yıl sonuna doğru, 2015’in o bütün birikmiş hareketi gerçekleşti, bitti ve tabii ki doğal olarak bir sürü, arka arkaya, Sultanahmet’in bombalanması olayından tutun da Rusya ile yaşanan krizler, bir sürü negatif üst üste geldiği için de dövizdeki hareketlenme ile birlikte bir yeni yılda bi dur bekle dönemine girdik. O yüzden de ocak, bir anlamda dur bakalım nasıl olacak bu sene bekle gör, olarak geçti. Ben şubat ayını da düşük bekliyorum açıkcası. n Mayısta yüksek ivme yakalanacak mı? 2015’te yaşanabilecek bütün kötü şeyleri bir arada yaşadık. Bu anlamda 2015’te dövizin fırlaması tüketicileri çok tedirgin etti. Şu anda ‘Mahalleye dönüş’ en azından döviz bu seviyelerde devam eder beklentisi var. Enflasyon ve faiz beklentilerinde faizde bir yukarı hafifi bir çıkış olabilir ama enflasyonda en azından petrolün aşağı inmesi, bir frenleme olacaktır. Genel olarak kötü bir sene olmasını beklemiyoruz ama temkinli olmamız gereken bir yıl diye bakıyoruz. n Son projeniz Tom Tom’dan bahsedelim biraz da. Alışık olduğumuz yeni projelerin aksine Tom Tom adeta meydan okuyarak, mahalle kültürüne hizmet ediyor. Beyoğlu’nda iki bina diye başladığımız proje adeta ezber bozuyor. Aslında olması gerekene işaret ediyor diyebiliriz. Projenin içerisinde hem ofis hem yeme içme alanları, hem kafeler, hem sanat mağazaları ve sonuçta tabii ki konut var. Biz kentin o projesine baktığımızda o sokak dokusunu devam ettirdik. Bunu yaptığımız için bir anda oraya yeni markalar çekiyoruz. Aslında üçte biri Tom Tom Mahallemizin bir parçası. Yani içinde yeme içme alanlarıyla, bizim o getirdiğimiz yeni işletmecilerle o mahalledeki işletmecilerle beraber bütün mahalleyi örgütlüyoruz. Esa Ezber bozduk sında biz o mahalle özelinde bir mağaza ve işletme karması yaptık. Karmayı yaparken, mevcut işletmelerden, mevcut o bölgenin ihtiyaçlarından çıkıp esasında o mahallenin bir tasarım mahallesi olduğunun farkına vararak onu destekleyici markaları ve işletmecileri çekiyoruz oraya. Orada olmayan bir şeyi oraya getirerek değil, orada zaten olan mevcudu destekler bir karma ile gittiğimiz için sadece bize ait 25 tane mekân dışında altmış tane yeni başka mekân var mahallede. Bunlarla birlikte mahalleyi bir tasarım mahallesi haline getirmek için işbirliği yapıyoruz. Sokakları yeniliyoruz, camiyi restore ediyoruz, yeni bir yürüyüş yolu projemiz var, o bölgeye istinaden yeni bir tasarım ve rehber çıkarıyoruz, bir harita oluşturuyoruz, yani o mahallelilerin ve işletmecilerin de katıldığı bir dönüşüm projesine döndü bizim projemiz. Onu yaparken şunu fark ediyoruz; kent içerisinde yaptığınız zaman orada yaşayanlarla beraber oranın gerçek ihtiyaçlarına yönelik bir şey yaptığınızda talep sorunu yaşamıyorsunuz. Ama tamamıyla yepyeni sıfırdan bir mahalle yaptığınızda doğal olarak onun gerçek anlamda bir mahalle olması kolay değil. C M Y B ‘ ‘LONDRA OLUR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle