27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 7 Şubat 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ Mağdur yakınlarının delil avukatları, ocaktann çıkmasının mümküdı olmadığını vurgula Facia madeninde sürpriz yok haber 5 Gerçeği görüp doğruyu seçmek... essizlik bize göre değildi... Umutlarımızı yitirmek. Seven ve sevişen her şeyi yıldızlara inat, ormandaki kuşlara, böceklere inat, ağacın dallarına inat, doğan güneşe, fırtınaya, yağmura inat avuçlarımızda sımsıkı tutuyorduk. Batık kentlerde dolaşırken kendi kendimize sormuştuk: “Bana hayatın resmini çizebilir misin?” Kıtlık, yoksulluk, savaşlar, kıyımlar, katliamlar... İnsana yaşama sevinci veren neydi! Çok eski zamanlardan kalmış acılar kuşatmıştı yüreğimizi. Çiçekler gibi açılmış dudaklarıyla çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler... Miklos Radnoti’nin iki sevdalısı, yağan yağmur, miğferleriyle örtülü alınlar... Bir yıldız kaydı ansızın... İçimizde büyüyen o sıkıntı, o bilinmez başkaldırı belki de Czeslaw Milosz’ın dizelerinde de vardı. Bir gri gökyüzü, yolda yürüyen insanlar... Ölüm haberleri! Uzaklardan gelen bir ses: “Sen kurtaramadığım insan, dinle beni! Anlamaya çalış bu yalın sözleri... Bana güç veren şey, ölümcül bir darbeydi senin için...” O sesi duyduğumuzda irkildik... Gökyüzüne çevirdik başımızı, evrenin önceden varoluşunu düşündük. Ağladık kimi zaman, kimi zaman güldük... Geceleyin, içine süzüldüğümüz o kara yokluk içinde nice ihanetlere tanık olduk. Kumral gençlik günlerimiz çok gerilerde kalmıştı... Devrime inanmıştık o yaşlarda... Bekledik gelmesi için, ölümlerle buluştuk, arkadaşlarımızı kaybettik... Dürüsttük, onurluyduk, işçi sınıfının iktidar olacağına inandığımız için yollara düşüyorduk. Bir kuşak böyle akıp geçti... Adına “68, 78 kuşağı” diyorlar... HHH Bizim için yeryüzünün bir parçasıydı umut, çekip giden yılların türküsü... Nice avuntular ve iç çekişler bilirim, nice acılar, kaygılar. Yazdönümü akşamlarını... Sonbaharı, kışı, ilkyazı, denizin uğultusunu... Bir dalga vurduğunda kayalıklara, bir serpintiyi, bir titremeyi. Rainer Maria Rilke’nin o derin su S Soma’da 13 Mayıs 2014’te meydana gelen faciada 301 madenci yaşamını yitirmişti. YUSUF ÖZKAN anisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Kömürleri A.Ş’ye ait Eynez maden ocağında 21 ay sonra yapılan keşiften, mağdur ailelerinin avukatlarının sürekli dile getirdiği gibi delil çıkmadı. M Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde faciayla ilgili yapılan yargılamalar sırasında, keşfin gereksiz olduğunu birçok kez vurguladıklarını belirten acılı ailelerin avukatlarından Sercan Arar, “Keşfin yararlı olmasını, herhangi bir delile ulaşılmasını beklemiyorduk. Aylar sonra ocaktaki her şey temizlenmiş ola caktı. Nitekim keşifte yanmış bantlar, kablolar dışında, olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir şey göremedik” dedi. Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan da bilirkişilerle yangının çıktığı 4. bant bölgesine kadar ulaşabildiklerini belirterek, “Bu bölgede tabii ki önce küllenip sonra açılmasından dolayı birçok delilin orta dan kaldırılmış olduğunu, facia anında görülmesi gereken birçok delilin olmadığını gördük... Sıcağı sıcağına ulaşılabilecek delillere bugün ulaşmak mümkün olmadı” diye konuştu. Yargılamaya 16 Şubat’ta devam edilecek. Ancak bilirkişilerin keşif raporunu 3 ay içinde hazırlaması bekleniyor. l İZMİR 3 ilde cemaat operasyonu: ayseri ve Bursa’da cemaat operasyonları kapsamında 25 kişi gözaltına alınırken Düzce’de ise bir kısım kamu görevlisi, bürokrat ve emniyet mensubunu usulsüz dinledikleri iddiasıyla gözaltına alınan 13 emniyet görevlisinden 6’sı dün çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Kayseri’de Kayseri Ticaret Odası Meclis Başkanı M.F, eski Kayseri Mobilyacılar Derneği başkanı M.A. ile A.T, N.S, H.G. ve M.A. gözaltına alındı. Yurtdışında olduğu belirlenen eski Genç İşa DHA 6 tutuklama, 25 gözaltı K ‘Kayyumlar annemi evinden çıkarıyor’ oza İpek Holding Yöman gazetesinin haberine gönetim Kurulu Başkanı re Akın İpek, “Kayyumlar, HaAkın İpek, Twitter hesabından cı annemin kendi evlerini payaptığı açıklamada annesi rası ile de olsa kendisine kiMelek İpek’in “kırk yılralamaktan vazgeçmişlık evinden kayyumlar ler. Başkasına kiralatarafından çıkarıldığıyacaklarmış. Kırk yılnı” söyledi. Şu an yurtlık evinden çık diyorlar. dışında “kaçak” olarak Hiçbir sebebi yok. Bunu bulunan İpek, şirketda yaz tarih, bir lerine atanan kaykavim gelmişyımların keyti Türkiye’ye. Bifi uygulamaze de uğradı” larına bir yeifadesini kulnisinin dalandı. l Haber ha eklendiğiMelek İpek Merkezi ni kaydetti. Za Akın İpek, TwItter hesabından duyurdu K KAYSERİ damları ve Yöneticileri Derneği Başkanı İ.M, A.E, M.F, M.O. ve M.K. hakkında ev ve işyerlerinde yapılan arama sonrası tutanak düzenlendi. Zanlılar “FETÖ terör örgütüne üye olmak, örgüte mali finans sağlamak” ile suçlanıyor. Bursa Terörle Mücadele Şubesi ekipleri de önceki gece 19 kişiyi gözaltına aldı. l Yurt Haberler lara benzeyen yalnızlığını... “Yalnızlık yağmura benzer, yükselir akşamları denizlerden...” Uzak, ıssız ovalardan esip göklere uzanan bir tutku, bir sevda anlatılması çok güç... Zindanlar, mazgallar, demir sürgülü kapılar... Yüreklerde bir sığınak, biraz hüzün, biraz umutsuzluk. Bir şiir, gecikmiş akşamlardan kalma: “Yüzleri sabahlara dönünce sokaklar, lambalar sönünce elektrik direklerindeki, içten içe bir aydınlık düşer gölgelerin üzerine. Bir yağmur, bir gözyaşı... Bir kadın, bir erkek... Sırtlarında yatakyorgan düşmüşler yollara... Yine göç başladı işte... Umutlar bir başka bahara...” Can Dündar ve Erdem Gül casuslukla suçlanan, haberleri yüzünden iki ayı aşkındır Silivri zindanında... Adaletin terazisi adaletsizliği mi tartıyor ne, anlamadım. Gözlerim özgür kurumları arıyor! Vatana feda edilmiş evlatların babaları çığlık çığlığa tek katlı evlerde... Dikili bir ağaçları bile yok. Siz acıyı bilir misiniz, yalnızlığı, hüznü? Hayatı bilir misiniz siz? Sevgiyi! Aşkı! Emeğin örgütlü gücünü! Sermayeemek çelişkisini! Yağmurla düşüp yollara koyulanlar, vatana feda edilen evlatlar... Hayatın akışı, yalnızlık ve geçen yıllar... Değişen bir şey yok! HHH Biz zamanı bir noktada durdurabilseydik eğer; o noktada mutlu olanların tümü sonsuzluğa dek mutlu, mutsuz olanlar sonsuzluğa dek mutsuz olacaklardı... İlhan Selçuk bir yazısında şöyle der: “İyi ki böyle bir noktalama olanaksızdır...” Bizim kuşak çok şeyi göreceğini sandı, devrime inandı, inandık... Böylesine bir görüşü kısacık yaşam sürecinin ötesindeki ufukları kapsamasını isteyip her şey gördüğümüzü sandık... 12 Mart’ta balyoz, 12 Eylül’de silindir bedenlerimizi ezdi, başımızı kırdı... İnsanlığı istiyorduk, özgür birey olmayı. Suçumuz insan olmak mıydı? Bilemiyorum... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle