20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 7 Şubat 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER 4 EKVADOR İÇİŞLERİ BAKANI KORUMALARDAN KİMLİK TALEP EDİLDİĞİNİ AÇIKLADI Ekvador’da koruma dayağı infial yarattı Erdoğan’ı protesto eden eylemcilerin korumalar tarafından dövülmesine tepkiler büyüyor. Ekvador Dışişleri Bakanı, büyükelçiye rahatsızlıklarını iletti. IEAN, IŞİD’i desteklemekle suçladıkları Erdoğan’a karşı kampanya başlattı atin turundayken Şili’nin ardından Ekvador’da da protesto edilen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın korumalarının bir milletvekili ile kadın eylemcileri dövmesi, Ekvador’da infial yarattı. Ekvador İçişleri Bakanı Jose Serrano, başkent Quito’daki Ulusal Çalışmalar Yüksek Enstitüsü’ndeki (IEAN) protestoculara saldıran Erdoğan’ın korumalarından polisin kimlik talep ettiğini duyurdu. Ekvador Dışişleri Bakanı Ricardo Patino Aroca da Türkiye’nin Büyükelçisi’ni arayıp duydukları rahatsızlığı iletti. IEAN akademisyenleri, korumalarının şiddete başvurmasını kınarken, IŞİD’i desteklemekle suçladıkları Erdoğan’a karşı imza kampanyası başlattı. İçişleri Bakanı Serrano, Twitter’da “IEAN kurumlarında Cihangir evgili, 29 yıldır oturduğuma göre, artık ben de Cihangirli sayılabilirim. Son olarak, geçen hafta meydana gelen ve korkarım ki, tekrarlayacak olan olaylarla bir daha gündeme oturan Cihangir İstanbul’un, hatta Türkiye’nin en fazla konuşulan simge yerlerinden biri haline geldi. Cihangir, adını aldığı, Mimar Sinan’ın eseri, 1560 yapımı camiyi bağrında barındırmasına karşın, hiçbir zaman İstanbul’un, Yahya Kemal’in deyimiyle, “mümin mütevekkil yoksul” semtlerinden biri olmadı. Semt, 19. yüzyılda gelişirken de daha ziyade gayrimüslimlerin çoğunlukta olduğu bir yerdi. 20. yüzyıl başında göçen ve kentin yaşamını büyük ölçüde etkileyen beyaz Rusların katkılarıyla, zaten daha önce de levantenlerin de yerleşim merkezlerinden olan Cihangir’in kozmopolit yapısı pekişmiş oldu. Unutmayalım ki, 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başı İstanbul’u dünyanın en kozmopolit, dolayısıyla, en renkli kentlerinden biriydi. Bu yapıyı Cumhuriyet döneminde de sürdürdü Cihangir. 1950’li yıllarda ilk tanıdığım Cihangir bizim yabancı hocaların yanı sıra, sanatçıların beyaz Ruslardan kalma gelenekle pavyon artistlerinin ve benzer meslek mensuplarının da oturdukları bir semtti. HHH Ama o zamanlarda, daha henüz bugünkü gibi bir Cihangir alerjisi yoktu. Cihangir alerjisi, “öteki” kavramının keskinleşmesi ile koşut, “Cihangir yaşam biçimi” algısıyla birlikte gelişti. Neden daha varsıl, daha parlak, semtlere yapıştırılmayan bu etiket Cihangir’e reva görüldü? Sanırım bunda Cihangir’in son zamanlarda aydınların akınına uğramış olmasının da etkisi yok değil. Bebek, Etiler, Nişantaşı yaşam tarzından söz edilmiyor da Cihangir yaşam tarzından söz S L Güney Amerika İşadamları Birliği Genel Sekreteri Cenk Gül’ün “dünya liderine hakaret eden” kadın eylemcilere dava açacağı ileri sürüldü. Ekvador gazetesi El Comercio, dava açacağını yazdığı Gül’ün “Salona akredite olmadan giren kadınlar, Erdoğan gibi dünya çapında bir lidere ‘katil’ dediler. Sayın Cumhurbaşkanımıza hangi temele dayanarak katil diyorlar? Bu bizi rahatsız etti” diye öfkesini dile getirdiğini aktardı. rülemez” diyerek ekledi: “Türkiye Cumhurbaşkanı’na yönelik hakaretlerden de üzüntü duyuyoruz.” Öncesinde meclis başkanı ile yardımcısı da sert dille kınama yayımlamıştı. Eylemcilere dava Türk Cumhurbaşkanlığı güvenlik üyelerinin şiddet içeren saldırıları hakkında, şunu belirtmeliyiz: Ekvador polisi şahıslardan kimlik talep etti, onlar diplomatik pasaporta sahipler. Polis raporu Dışişleri’ne iletilecek. Bu şiddet eylemlerini kesin bir dille kınıyoruz” açıklaması yaptı. Dışişleri Bakanı Aroca, “Türk güvenliğinin eylemlerinden duyduğumuz rahatsızlığı iletmek üzere Türk elçiyi aradım. Bu güvenlik birimlerinin yaptıkları mazur gö Burnu kırılmıştı IEAN’ın 20’den fazla öğretim üyesi de Erdoğan ve kormalarına karşı bildiriye imza attı. “Erdoğan’ın Kürt halkına sistematik şiddet, son dönemde akademisyenler başta olmak üzere eleştirel seslere baskı uyguladığı, IŞİD’in terör eylemlerini desteklediği” ileri sürülen bildiride, IEAN’daki pasifist protestolara korumaların şiddetle karşılık vermesi kınandı. “Kampusumuzda insan haklarını ihlal etmiş kişilerin bulunmasını kınıyoruz” denilerek yöneticilerin gereğini yapması talep edildi. Erdoğan’ın korumaları, IEAN önünde göstecilere saldırırken Devlet Başkanı Rafael Correa’nın Ülke İttifakı Partisinin milletvekili Dieago Vintimilla burnunun kırıldığını, hastanelik olduğunu tweet’lemişti. Erdoğan kürsüde konuşurken, “Katil dışarı” sloganı atan üç feminist eylemci (Cristina Cachaguay, Carla Calapaqui ve Pilar Rassa) de korumaların bilhassa göğüs ve kasıklarına vurduğunu, Rassa’nın başına atılan tekmeler sonucu beyin sarsıntısı geçirip hastanede tedaviye alındığını söylemişti. l Dış Haberler ediliyorsa nedeni budur. Cihangirlinin öteki olması için eskiden de nedenler vardı. Ama aydınların semtte yoğunlaşmaları, ötekine tahammülün azaldığı dönemle eşzamanlaşınca, Cihangir yaşam tarzı algısı ile Cihangir alerjisi yoğunlaştı. Buna bir de kentsel dönüşümün getirdiği hızlı değişimin doğurduğu tedirginliği eklemek gerek. Gerçi kentsel dönüşüm mahal sakinlerine rant sağlıyor. Ama her zaman o rantlar mahallenin eski sakinlerine kalmayabildiği gibi, dönüşüm eski sakini oradan dışlayan sonuçlar da doğurabiliyor. Bunlar komşu semtlerin Cihangir’e kuşkuyla bakmasını güçlendiren etkenler. HHH Peki gerçekten Cihangir’in kendine özgü bir yaşam biçimi var mı ve bu yaşam biçimi tehlikeli mi?? ? Burada çok tehlikeli, bir o kadar da anlamsız entel aydın tartışmasına girmeden aydının düşünce biçiminin her zaman farklıolduğunu, bunun da yaşam tarzını da etkileyeceğini belirteyim. Peki, bu farklı yaşam tarzı, diğerleri için tehlike oluşturuyor mu? Asıl soru buradadır. Köyün aksine, kent farklı yaşam tarzlarının bir arada olduğu, birbirlerine katlandığı odaktır. Yeter ki, biri öbürü için tehdit olmasın, biri kendi tarzını öbürüne dayatmasın. Yüzyıllardır, farklı yaşam tarzlarının bir arada hiç değilse yan yana yaşayabildiği İstanbul artık, farklı yaşam tarzlarına tahammül edemiyorsa, İstanbul İstanbul olmaktan çıkmış demektir. İçindeki kimi özenti yanlarına karşın Cihangir yaşam tarzı herkesin hayat hakkına saygısıyla örnek olacak yapıdadır. Mühim olan, onu beğenmek ya da benimsemek değil, onun varlığına saygı göstermektir. Herkesin yaşam tarzı gibi, herkesin Cihangir’i de kendine!.. CHP’li başkanlar nikâh kıydı CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in ticaretle uğraşan oğlu Ulaş Tekin (28), hayatını Gizem Sarı (27) ile birleştirdi. Genç çiftin nikâh şahitliğini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen ile Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı Fikret Orman yaptı. Gizem Sarı ve Ulaş Tekin’in nikâhını Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu kıydı. Nuhoğlu, evlilik cüzdanını Kılıçdaroğlu’na verdi. Kılıçdaroğlu da genç çifti kutlayarak “Bizim için de gerçekten mutluluk verici. Onlara ömür boyu mutluluklar diliyorum. Allah mesut etsin” diyerek evlilik cüzdanını Gizem Sarı’ya verdi. Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde yapılan nikâh törenine Tekin ve Sarı aileleri, yakınlarının yanı sıra CHP’li Enis Berberoğlu, Dursun Çiçek, Mahmut Tanal, Barış Yarkadaş, İlhan Cihaner, Muharrem İnce, Akif Hamzaçebi ile CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat’ın da aralarında olduğu çok sayıda davetli katıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet MHP’DEN DAVUTOĞLU’NA ‘PLAN’ TEPKİSİ: Dolmabahçe masası Ankara’ya kuruluyor HP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı “Terörle Mücadele Eylem Planı”nın içine “PKK taleplerinin gizlendiğini” iddia etti. Çetin, Dolmabahçe’de sonlandırılan masanın Ankara’da kurulmasının amaçlandığını, planda federasyonun altyapısının hazırlandığını savundu. Çetin yaptığı yazılı açıklamada, Davutoğlu’nun açıkladığı planı eleştirdi. Planın Şefkat Çetin terörle mücadeleden çok teşvik edecek bir içeriğe sahip olduğunu belirten Çetin, “Terör örgütüne istediklerini vererek vazgeçireceğini sanan AKP hükümetlerinin bugüne kadar yaptığı hataları tekrarlayan Davutoğlu, PKK taleplerini eylem planına ustaca gizlemiştir” dedi. “Yerel yönetimlerin yetkilerinin genişletilmesi” hükmünün AKP’nin terör örgütüne açtığı teslim bayrağı anlamına geldiğini savunan Çetin, “Verilen mesaj terörle müzakere ve teröre teslimiyettir” değerlendirmesini yaptı. “İstişare meclisleri” konusunun PKK’nin isteyip de yapamadığı bir başka konu olduğunu kaydederek “Davutoğlu devlet eliyle PKK taleplerini yerine getirecek bir program sunmaktadır. Milli ve üniter bir yapı içerisinde, yerel meclis fikri başlı başına iyi niyetten yoksundur. AKP hükümetinin attığı adımlar ve bölücü örgütün özerklik hedefi, Başkanlık ısrarının ardına bir federasyonun gizlendiğini sıklıkla dile getiren MHP’yi haklı çıkarmaktadır” görüşünü savundu. l ANKARA/Cumhuriyet Bürosu M C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle