20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 25 Şubat 2016 10 haber EDİTÖR: CAN DOKER Geçmiş salı gününüz geçmiş olsun Yanlış meslek seçtiğime bir kere daha inandım. Öyle ya, berber ya da nalbant ya da hekim ya da banka memuru olsaydım bu salı ya da herhangi bir salı televizyon başına çökmek, siyaset sahnemizin “lider” diye anılan yiğitlerinin konuşmalarını dinlemek zorunda olmazdım. Bu konuda kimse beni kınamaz, mesleğim de bundan etkilenmezdi. Oysa gazeteci isen çaren de yok, çıkarın da. TV başına oturacak ve partilerin grup toplantılarında konuşan “lider” tayfasını seyredeceksin; notlar alacaksın; ruhsal dengenin bozulduğunu hissetsen bile buna devam edeceksin... Bu yazı çarşamba sabahı yazılıyor. Benim açımdan “dün” partilerin grup toplantıları vardı. Liderler konuştu, ben dinledim. Salı geçti. Ama ben kendimi hiç de iyi hissetmiyorum. Korkmayın geçmiş salı günündeki konuşmalardan alıntılar yapıp sizin de ruhsal dengenizi bozacak değilim. Ama şunu soracağım: Partilerin salı günleri toplanan Meclis grupları niye yapılır? Benim bildiğim bu toplantıların amacı çok yalındır: Milletvekilleri başlayan yasama haftasında partinin hangi konularda yoğunlaşacağını tartışsınlar, farklı görüşler ortaya çıksın; ağır basan görüş ya da çizgi benimsensin ve milletvekilleri de yasama haftası boyunca bu noktalarda yoğunlaşan bir yasama faaliyeti göstersinler... Ama öyle mi oluyor? Grup toplantısında partinin bütün milletvekilleri sıram sıram yerlerini alıyorlar; arkada kalan sıralara, balkona, yanlara da ne akla hizmetse günlerini böyle bir toplantıyı izlemek için harcamaya karar veren partililer tıka basa yerleşiyor. Sonra kürsüye genel başkan çıkıyor. Ne yapıyor? Valla dün de, daha önceki salılarda da öteki partilere laf sokuşturan, bağıran, böğüren, salondakilerin alkış patlatması için konuşma tekniği gereği “es” veren; alkışın ardından kaldığı yerden yine yağıp gürlemeye, bağırıp böğürmeye başlayan genel başkanlar vardı. Eğer yanlışlıkla ya da gönüllü olarak salı günkü lider konuşmalarını siz de izlediyseniz söyleyin bana: Ne dediler? Dedikleri sizde nasıl bir ufuk açtı? Ülke sorunlarına ilişkin görüşleriniz nasıl ve ne kadar zenginleşti, derinlik kazandı? HHH Tırmık’ı buraya kadar okuyanların “Aydın Engin ülkenin bunca sorunu varken, Cerattepe’de devletin zorba gücü Artvin halkına ‘Sizin burada ne olacağına, ne yapılacağına siz değil biz karar veririz. Itiraz ederseniz döveriz’ demekteyken, Ankara cankırımının acısı yüreğimizi yakarken sen tutmuş salı günleri grup toplantıları üstüne paragraflar döktürüyorsun” diye bana tatlısert fırça attığını duyar gibiyim. Haklısınız. Şu yoğun, şu zorlu, şu berbat günlerde sade suya tirit bir Tırmık yazdım. Attığınız fırçaya da itirazım yok. Ama dedim ya, bu salı grup toplantılarını önce TV’lerden izledim, ardından da ajans haberlerinden konuşmaların tam metnini okudum. Ne diyebilirim? Geçmiş salı günümüz geçmiş olsun. Mümkünse haftanın günleri bundan böyle pazar, pazartesi, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi olsun... Uluslararası Af Örgütü: İfade özgürlüğü zarar gördü Uluslararası Af örgütü, dünyada insan haklarının durumuna ilişkin 2015 yılı hak ihlalleri raporunu dün Beyoğlu’nda düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Raporda insan hakları ihlallerinin dünya çapında büyük tehdit altında olduğu uyarısında bulunuldu. Uluslararası Af örgütü Genel sekreteri Salil Shetty, “Sadece haklarımız değil aynı zamanda onları koruyan kanunlar ve sistem de tehlikede. 70 yılı aşkın süren yoğun çalışma ve ilerleme risk altında” diye konuştu. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül’ün Mit tırlarına yönelik yaptıkları haberler nedeniyle tutuklandıklarına ayrıca gazetemiz muhabiri Canan Coşkun’un yaptığı haberler nedeniyle yargılandığına değinilen raporda, “Türkiye’de basını susturmak için eşi benzeri görülmemiş adımlar atıldı. Çevrimiçi ve çevrimdışı ifade özgürlüğü ciddi şekilde zarar gördü. Gazetecilerin tutuklanması ve Koza İpek Medya Grubu’na polis zoruyla el konulmasıyla beraber azimle muhalefet yapan haber kaynakları, sadık birer hükümet yanlısı olarak tekrar açıldı” denildi. l İstanbul/Cumhuriyet Özgürlük için gözler AYM’de Anayasa Mahkemesi, Dündar ve Gül’ün bireysel başvurularını bugün karara bağlayacak ALİCAN ULUDAĞ AÖzngaüyralüsakMiçainhkgeömzleesri GAeYnMel’dKeurulu, MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yaptığı bireysel başvuruları bugünkü oturumunda görüşüp karara bağlayacak Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mühimmat yüklü MİT’e ait TIR’ları durdurarak arama yapmasına ilişkin görüntü, fotoğraf ve belgelere dayalı haberlere imza atan Can Dündar ve Erdem Gül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015 tarihinde tutuklanmıştı. Sulh Ceza Hâkimliği, tutuklama gerekçesi olarak “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askerî casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçlarını göstermişti. Dündar ve Gül’ün avukatları, anayasanın 19’uncu ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5’inci ve 10’uncu maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade öz gürlüğü”, anayasanın 26’ncı ve 28’inci maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta yaptığı toplantıda başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etmişti. AYM Raportörü de hazırladığı raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmasını “hak ihlali” olarak nitelendirmişti. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, beklenen toplantısını bugün yapacak. Başkan Zühtü Arslan’ın başkanlığında yapılacak toplantıya en az 12 olmak üzere tüm üyeler katılabiliyor. Mahkeme, hak ihlali kararına hükmederse davanın açıldığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Dündar ve Gül’ü tahliye etmek zorunda. l ANKARA ‘En önemli görev Erdoğan’ı ikna etmek’ Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Naci Sönmez ve parti üyeleriyle birlikte dün Silivri Cezaevi önünde nöbet tuttu ABD Dışişleri, Dilek Dündar’ı ağırladı Gazetemizin 92 gündür cezaevinde olan Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün misafiri olarak gittiği ABD’de, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Yardımcısı Antony Blinken’in özel davetiyle bakanlıkta Blinken ile de görüştü. RSF’nin davetlisi olarak Washington’da bulunan Dündar, önceki gün ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Rob Berschinski ve Washington Post gazetesi yayın kuruluyla görüşme gerçekleştirmişti. Cemal ve Tatari’ye ‘terör soruşturması’ Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Frassoni, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Sönmez nöbetteydi. HİLAL KÖSE Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Monica Frassoni, Yeşiller Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Naci Sönmez ve parti üyeleriyle birlikte dün gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün serbest bırakılması için Silivri Cezaevi önünde “Umut Nöbeti” tuttu. Sur’da çatışmaların ortasında mahsur kalan sivillerin kurtarılması için Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’la görüştüklerini belirten Frassoni, “Hükümet yetkililerinin, Diyarbakır Valisi’nin, bu sorunu çözmek konusundaki isteksizliği beni oldukça şaşırttı. Vali, geçici ateşkes için ‘bir saat’ diyor. Neden iki ya da üç saat ya da bir gün değil. Bunu anlamakta zorlanıyorum” dedi. Hayatta aklıma gelmezdi Cezaevi önünde açıklama yapan Frassoni, buraya Türkiye’nin dostları olarak geldiklerini ifade ederek, “Umuyorum ki bir sonraki ziyareti mizde Can Dündar ve Erdem Gül’le, bir yerde oturup, güzel bir sahbet yapabiliriz. Birkaç ay önce Can Dündar ve Erdem Gül’le görüşmüş, demokratik bir toplum için özgür basının ne kadar önemli olduğunu konuşmuştuk. Dündar ve Gül’ün hukuksuz bir şekilde tutulduğu hapishanenin önüne geleceğim hayatta hiç aklıma gelmezdi” dedi. Diyarbakır izlenimlerini Cumhuriyet’le paylaşan Frassoni, şöyle devam etti: “Bir ülkenin kendi şehirlerini bombalıyor olması bizde şok etkisi yarattı. Sur’da kalan 130 kişinin kurtarılması için temaslarımız sürüyor. Konuştuğumuz herkes, Erdoğan’ın bu tutumunu sona Cezaevinde Halk TV yasağı sona erdi Can Dündar ve Erdem Gül’ün Halk TV yasağı bitti. CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’ın başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı, Silivri Cezaevi’nde Halk TV sansürünü sona erdirdi. erdirmesinin tek yolunun dışardan gelecek baskı olduğunu söylüyordu. Önümüzde duran en önemli görev, Erdoğan’ı barış görüşmelerine tekrar başlaması için nasıl ikna edeceğimiz... Sur’da sadece militanlar yok, kadınlar, çocuklar da var. Öyle bir güven bunalımı var ki, kimse dışarı çıkmak istemiyor. Güvenlik güçleri tarafından öldürüleceklerini düşünüyorlar. Vali’nin tutumu, oradaki insanların pek umurunda olmadığını gösteriyor.” Erdoğan=Berlusconi Umut Nöbeti’ni öğleden sonra ise Halkevleri Emekli Meclisi üyeleri ve Atatürkçü Düşünce Derneği Sarıyer Şubesi üyeleri devraldı. Halkevleri grubu adına açıklama yapan Şefkiye Aydemir, “Basının özgür olmasını ve basın emekçilerinin yanında olduğumuzu söylemek için buradayız. Can Dündar ve Erdem Gül’e özgürlük” dedi. Bugün ise CHP Esenler İlçe yöneticileri ve Gürgentepe Doğa Koruma Platformu üyeleri nöbet tutacak. ‘300 kişi bin saat nöbet tuttu’ Basın Konseyi, Bugün gazetesinde dün yayımlanan Umut Nöbeti’yle ilgili habere tepki göstererek, “Bugüne dek, çoğunluğu gazeteci, STK temsilcileri, okur temsilcileri olmak üzere 300’den fazla kişi yaklaşık 1000 saat nöbet tuttu” dedi. Basın Konseyi’nin ‘zorunlu’ açıklaması şöyle: “Kayyımlı Bugün gazetesi Ankara sorumlusu Fatih Dağıstanlı tarafından yazılan, gazetede önceki gün Silivri Cezaevi ile ilgili koşulların övülmesinin ardından, bugün de umut nöbetiyle yapılan asılsız haberi şaşkınlıkla okuduk. 13 Şubat 2016 günü ile ilgili yanlış ve maksatlı yapılan habere bir açıklık getirmek istiyoruz. Başvurulara göre oluşturulan çizelgemizde, 10:00 ile 12:00 saatleri arasında KADER üyeleri, 12:00 ile 14:00 saatleri arasında Çağdaş Eczacılar Platformu üyeleri, 14:00 ile 16:00 saatleri arasında ise CHP Pendik İlçe Başkanı Kemal Ercan’ın nöbet tutacağı görülmektedir. Ne var ki, nöbetin tutulacağı günle ilgili bir önceki akşam KADER üyelerinin hastalık sebebiyle nöbete katılamayacakları belirtilmiştir. “Umut nöbeti” 13 Şubat 2016 günü, Silivri Cezaevi önüne gelen eczacılarla başlamıştır. Bu arada, CHP Pendik İlçe Başkanı ile parti üyeleri de nöbeti erkenden almışlardır. Saat 14:00’da da alandan ayrılmışlardır. Her gün Silivri önünde nöbet tutan insanların özverili çabalarını yok sayan bu yalan haberin, gerçek habercilik kriterleriyle uyuşmadığını bir daha ilan ediyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Kitapları hakkında toplatma kararı verildikten sonra dağıtım ve satış yasağı getirilen gazeteci Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari hakkında “terör örgütü propagandası yapmak”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ile “suç ve suçluyu övme” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan 4 kişinin üst araması sırasında aralarında kitaplarına el koymuştu. Kitaplar için toplatma kararı verilmişti. AB’nin gözü kulağı Dündar ve Gül’de 3 ayı aşkın süredir cezaevinde tutulan Can Dündar ve Erdem Gül’ün başta meslektaşlarıyla görüşmeleri engellenirken, uygulanan tecrite karşı bazı AB Büyükelçileri bireysel olarak harekete geçme kararı verdi. AB üye ülkelerinin temsilcileri kendi içlerindeki toplantıda, Türkiye’nin hükümlü ve tutukluların ziyaretini düzenleyen yönetmeliği incelendi. Başvurular da bu incelemenin ardından geçtiğimiz hafta yapıldı. Dündar ve Gül için Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ve 25 Mart’ta yapılacak duruşmalarını beklemeden bazı Büyükelçiler ziyaret için başvurdu. Soruşturma Aydınlık gazetesine sıçradı AKP’ye yakınlığı ile bilinen Akşam Gazetesi, Aydınlık Gazetesi’nin MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklu bulunan Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki soruşturmaya eklendiğini öne sürdü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun yürüttüğü soruşturma kapsamında Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın gazeteden şikâyetçi olduğu iddia edildi. Savcılığın, gazetenin 21 Ocak 2014 tarihli sayısında yayımlanan mühimmat görüntüsünü temin eden iki şüpheli isim üzerinde durduğu kaydedilirken, isimlerden birinin tutuklu eski savcı Aziz Takçı olduğu öne sürüldü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle