20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 15 Şubat 2016 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK AKP için mücadele KP’nin kuruluşundaki çekirdek kadroda yer alan aralarında Bülent Arınç, Hüseyin Çelik’in de bulunduğu isimler, 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün geçen hafta davet üzerine görüştüğü Erdoğan’ın kendisine iletilen rahatsızlık konularında hiçbir geri adım atmamaAYŞE SAYIN sı üzerine, “parti içinde etkin muhalefet” kararı aldı. Uzun süredir sessizliğini koruyan Gül’ün, davet üzerine Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Erdoğan ile görüşmesinde, “iplerin tamamen koptuğu” belirtiliyor. Gül’e yakın isimler, şu değerlendirmeleri yapıyorlar: 4 Cumhurbaşkanlığı döneminden bu yana Gül, özgürlükler, demokratikleşme, 17/25 Aralık süreci konularında rahatsızlıklarını üstü kapalı olarak dile getirdi. Ancak her keresinde geri durdu ve genelde de susmayı tercih etti. Ancak Erdoğan’ın daveti üzerine gittiği Saray’daki görüşmede tarafların pozisyonunda hiçbir değişiklik olmadı ve hatta ipler tamamen koptu. Geçmişte Gül, bu tür görüşmeleden sonra, kimsenin haberi olmadan sessiz sedasız İstanbul’a dönerdi. Ancak Gül, çıkışta Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin ve Arınç ile kameralara “görüntü” vererek, parti içindeki muhalif hareketle bir 4 Gül’ün başını çektiği isimler, ‘parti içinde etkin muhalefet’ kararı aldı Kişi meselesi değil! A ‘Çıkar konuşunca vicdan susar’ l AKP’nin kurucularından Bülent Arınç’ın hükümete ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilerine üstü kapalı destek veren eski bakan Sadullah Ergin, sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çeken paylaşımlarda bulundu. Ergin, İbni Sina’nın “Güzel çizmiş çerçeveyi İbni Sina!” diyerek, “Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez” sözü ile Cemil Meriç’in “Keşke haklı çıkmasaydın” diyerek, “Çıkar konuşunca vicdan susar” sözlerini paylaştı. Ergin’in İbni Sina paylaşımı da eski bakan Hüseyin Çelik tarafından retweet edildi. Arınç Çelik Ergin Muhalefetin lideri Gül l AKP grubu içinde destek bulacaklarını hesaplayan muhalifler, “başkanlık” için anayasa değişikliğinin AKP grubundan geçmeyeceği görüşünde. Muhalifler, başkanlık sistemine geçilse bile, eğer Erdoğan ile Gül arasındaki buzlar erimezse, Gül’ün başkan adayı olarak çıkarılabileceği ve hem AKP hem de muhalefetten destekle Erdoğan’ın başkanlığının engelleneceği hesabı yapıyorlar. Erdoğan’a iletilen rahatsızlık konuları: Dış politika, ekonomi, çözüm süreci toplumsal barış ve üslup. likte olduğu mesajı verdi. 4 Gül’ün, aşırı gösterişi, yapılan harcamalar ve AOÇ arazisi üzerine “kaçak” yapıldığı gerekçesiyle eleştirilen ve Erdoğan’ın bu eleştirileri kesmek amacıyla “külliye” diye adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmesine dış politikadaki duyduğu derin kaygı gerekçe gösteriliyor. Gül’ün, Rusya, ABD, AB ile ilişkilerin geldiği noktayla ilgili eleştiri ve görüşlerini Erdoğan’a doğrudan Gül iletmek için Saray’a gitmeyi göze aldığı ifade ediliyor. 4 ABD ile PYD yüzünden büyük gerilim yaşanıyor. Her keresinde “Ey ABD” diye sert çıkış yaptığı ABD ise bırakın başkan düzeyinde artık “sözcü yardımcısı” düzeyinde yanıt veriyor. 4 Muhalif kanattan önemli bir isim, GülErdoğan görüşmesinden bir sonuç çıkmasa da “Biz uyarılarımızı, eleştirilerimizi, dinlenene kadar söylemeye devam edeceğiz. Çünkü biz partiye kimileri gibi sonradan eklemlenmedik, kiracı değil, ev sahibiyiz. Bizim genel başkanlık, kongrede şunu getirelim gibi hesaplarımız yok. Amacımız AKP’yi kuruluşundaki çizgisine getirmek ve hükümetin sorumluluk alanındaki konuların hükümet tarafından uygulamaya konulmasını sağlamak” görüşünü dile getiriyor. Ancak kulislerde, muhaliflerin parti içinden yeterli destek görmez veya Erdoğan ile muhalifler arasında yeniden bir “uzlaşma” sağlanmazsa, yeni parti oluşumunun da son çare olarak gündeme geleceğine dikkat çekiliyor. Davutoğlu rahatsız 4 Erdoğan’ın, dış politikadan ekonomiye, atamalardan anayasaya kadar her konuda müdahil olmasından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da rahatsız olduğu, ancak müdahaleyi engelleyemediği belirtiliyor. l ANKARA Atamada 2 Mart sendromu Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasındaki anlaşmazlık, kararnameleri sıkıntıya soktu umhurbaşkamet Davutoğlu ile 3’lü nı Tayyip Erdokararname ile yapılağan ile Başbakan Ahcak atamalarda anlaşmet Davutoğlu arasınmazlık yaşadığı belirtida bürokrasiye yapılaliyor. Davutoğlu, hükücak atamalarda büyük metin kurulmasının arEMİNE sıkıntı yaşandığı belirdından 2 Aralık 2015’te KAPLAN tiliyor. İkili arasındaki yayımladığı genelgeyle anlaşmazlık nedeniyneredeyse tüm atamalale asaleten atamalar yapılama rı durdurdu. Kulislerde atamalarla ilgili dığı için müsteşar, müsteşar şu değerlendirmeler yapılıyor: yardımcıları ve genel müdürl ‘Bir senden bir benden’ ler başta olmak üzere pek çok Bakanlar Kurulu’nun oluşubakanlıkta üst düzey görevler, munda Erdoğan’ın etkisini kıvekâleten yürütülüyor. Başramayan Davutoğlu, bürokrabakan Ahmet Davutoğlu’nun, side bunu tersine çevirmek isvekâleten görev sürelerini 3 ayla sınırlandıran Başbakanlık tiyor. Bir bakanlığın müsteşarının kim olacağına Erdoğan’ın genelgesindeki süre 2 Mart’ta karar vermesi durumunda sona eriyor. mutlaka alt görevlerden birine Parti kulislerinde, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık ara kendine yakın bir ismin getirilmesi için uğraşıyor. sındaki atama anlaşmazlığıl ‘BÜYÜKELÇİLER’ SIKINTISI nın ‘vekâlaten görevlendirme’ Hükümet kurulmasının üzenedeniyle şimdiye kadar açığa çıkmadığı, ancak 2 Mart’tan rinden 2.5 ay geçmesine karsonra asaleten atama yapılma şın bakan yardımcılıklarına yapılan atamalar tamamlanası gerekeceği için daha da bümadı. Dışişleri Bakan Yardımyüyeceğine dikkat çekiliyor. cısı hâlâ belirlenemedi. AtamaÖnce AKP MKYK, ardında, ‘büyükelçiler kararnamedan AKP MYK ve Bakanlar si’ belirleyici. İsimler konusunKurulu’nda ağırlığını koyan da henüz tam bir görüş birliğiCumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ne varılamadığı için bakan yarbürokrasiye yapılacak atamadımcısının da atanamadığı belarda da söz sahibi olmak istelirtiliyor. l ANKARA mesi nedeniyle Başbakan Ah C İNDE MEVu’ E C LU Ğ O T nun DAVU hmet Davutoğl Anadolu li lık, Başbakan A Başbakan Bektaş Ve rüntüzincan’da Hacı önceki gün Er evine yaptığı ziyaretin gö toğlu, m vu ce ı Da kf n Va ye r le iz ltü isi Kü âh. Bu Semah göster lerini paylaştı. bir ev, büyük bir yuva, derg li hürk yü ed, A m am uh M “Bu ülke bü k, isteyene Ha yler çıyuvayı bozmak cağız. Ali’siz Alevilik gibi şe uyor. ka ol r çı ı la rş an an ayrıl metine ka tevhid yolund ştu. karanlar, Hak ve uluş nasip etsin” diye konu rt ku ra la on Allah Garo Paylan’a pazar ayini için 2 saat izin BMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda reği pazar günü yapılacak ayine katılmak T cuma günü yapılan görüşmelerde istediğini söyleyen Paylan “Mübarek cuma HDP’li Garo Paylan’ın cuma namazı için ve varsa, benim de mübarek pazarım var” dePaylan rilen 2 saat arayı anımsatarak pazar ayini için de izin istemesi üzerine dün görüşmeler iki saat geç başlatıldı. Dini inançları gemişti. Talep üzerine Komisyon Başkanı Süreyya Sadi Bilgiç, dün 10.00’da başlaması gereken görüşmeleri 12.00’de başlattı. KP. Adalet ve Kalkınma Partisi. Kurulduğu temeli: Adalet, dürüstlük, dindarlık, yoksulluğu kaldırmak olarak açıkladılar. “Davamız” dediler, “dürüst insanların adaletli, ayrımsız, eşitlikçi yeni toplumu olmak.” Toplum onlara inandı. Oy verenler bu sözlere oy verdi. Liberal seçkinler tam inanmasa da “bunları destekleyip görelim” dediler. Militanları rüzgârlar estirdiler. Başörtüsü protestoları, cuma namazları çıkışları. İktidara böyle geldiler. İçlerinde yanlışlarını görenler oldu, “davamız” diye susturdular. Çekilenler oldu. “Davaya ihanet” diye suçladılar. “Dava” giderek ayrımcılığın paravanı oldu. “Dava” giderek yolsuzlukların üstünü örten perde oldu. “Dava” giderek her türlü haksızlığın gerekçesi yapıldı. Yaşanan her şey, yapılan her iş AKP yöneticilerinin ortak işidir. Erdem ise de ortaktır, suç ise de ortaktır. İktidar paylaşımında kavga çıktı. Ortaklar birbirine düştü. Bir zamanların gözdesi olan “Fethullahçılık”, sonranın suçu oldu. Bir zamanların “dürüst insan”lığı baştakilerin ayağına bağ oldu. Yapanlar yaptı, susanlar sustu, görenler başını çevirdi. Ortak oldular. Her şeye. Şimdi bu ortaklık bozuluyor diye sevinenlere şaşmak gerekiyor. Bu sevinme aczin ifadesidir. Sen ne yapıyorsun, bana onu söyle! Onlar ne yapacak diye bekleyip durma, aczini itiraf ediyorsun. Sen ne yapıyorsun? Artık konuşma, yap göreyim. HHH Kişi meselesi değil bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan meselesi değil. Erdoğan hedefi, yanlış bir sapmadır. Mesele ideoloji meselesidir. AKP’nin bir ideolojisi var. Ülkeyi din toplumu yapmak istiyor. İdeolojik hedefi bu. Hepsi bu ideolojinin peşindedir. Gül de, Arınç da, Sadullah Ergin de, Hüseyin Çelik de. Onlar nerede ayrılır, nerede ayrılabilir? 1725 Aralık olayında neredeydiler? Şimdi neyin imasını yapabilirler? Onlara bel mi bağlıyorsunuz? Erdoğan başkan olamazsa her şey düzeliyor mu? Kendinizi aldatmayın. Bizi zaten aldatamazsınız. Bakın, Alman faşizmi nasıl gelmişti? HHH “Faşistler” Prof. Michael Mann’ın kitabı. Yazıyor: “Naziler iktidarı ele geçirebildiler. Üç temel iktidar kaynağını seferber edebildiler: Nazi militanlarının eylemlilikleri, Alman seçmenlerinin üçte birinin oyları. Alman seçkinlerinin kararsızlıkları.” Prof. Mann, Nazilerin iktidarı aslında ülkenin seçkinlerinin yardımıyla ele geçirebildiklerini kaydediyor. “Evet ama yetmezciler”in kulakları çınlasın. Şimdi “yanıldık, kaldırıldık” vızıltıları işe yaramıyor. Bu ülkeyi kana boğan, ülkeyi felakete sürükleyen gidişe ancak sağlam bir ideoloji ile karşı çıkılır. Aydınlanma ideolojisi. Özgür aklın ve özgür insan iradesinin ideolojisi. CHP neden kaybetmeye mahkum. Çünkü ideolojisi yok. Sahip çıkmıyor. Bağımsız Türkiye, laik Türkiye, barışçı Türkiye, uygar Türkiye, her şeyde eşit Türkiye idealine sahip çıkmıyor. Ülkenin bu durumunda “Atatürk resmini kim indirmişti” tartışması konu mu? Şu anda her şeyinle ortaya çıkacak ve haykıracaksın: “Ülke felakete gidiyor. Suçlusu sizsiniz. Oradan inin ve hesap verin.” Kendine güveneceksin. Gücünü göstereceksin. Silik bir gölge olmayacaksın. Bir deneme müsveddesi görünmeye razı olmayacaksın. Kişi meselesi değil bu. Gerçek bilinçle sahte inanç arasındaki mücadeledir. “Dava” adı altında yapılan her yanlışın, işlenen her suçun ortaya çıkarılmasıdır. Ya bunu yapmaya gücünüz vardır ya da itildiğiniz çukurda inler durursunuz. Seçim sizin seçiminizdir. A Bakan Ala, fişleme iddialarını dolaylı olarak doğruladı ALİCAN ULUDAĞ Herkese soy kodu! çişleri Bakanlığı’nın 2016 yılı bütçesi, geçen yıla oranla 7 milyar TL artarak 35 milyar 79 milyon 559 TL’ye yükseldi. İçişleri Bakanı Efkan Ala, iç güvenlik paketi kapsamında 331 arama ve 79 gözaltı kararı verildiğini, 521 kişinin gözaltına alındığını, 53’ünün tutuklandığını söyledi. Fişleme iddialarını yanıtlarken Ala, herkesin soy kodu olduğunu açıkladı. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışmalarla kabul edilen bütçede, en büyük payı, 21 milyar 140 milyon TL ile Emniyet Genel Müdürlüğü aldı. Ala, geçen yılki konuşmasında emniyete alınan TOMA, Cobra, Kirpi, Ejder gibi zırh GÖREVDEN ALABİLİRİZ İMASI İ lı araç alımlarına ilişkin bilgi paylaşırken bu yıl ayrıntı vermedi. Güneydoğu’da yaşanan çatışmalara değinmeyen Ala, “Ülkemiz yakın dönemde ‘sessiz bir devrim’ yaşamıştır” dedi. HDP’li Hüda Kaya, anne karnında çocukların öldürüldüğünü belirterek, “Evet sessiz devrim yaşandı. Vahşette, zulümde, adaletsizlikte” dedi. Ala, HDP’li Garo Paylan’ın “Nüfusta vatandaşlara soy kodu verildiği, Ermenilerin kodunun 2 olduğuna” ilişkin soruya verdiği yanıtta, fişleme iddialarını dolaylı olarak doğruladı. Ala, “Mernis sistemiyle ilgili. Herkesin kodu var” dedi. Paylan, “Benim neye göre 2” diye sorarken Ala, devlette herkesin kodu olduğunu söyledi. lANKARA Dinç DP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlileri hakkında açılan davada sanık olan İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’i gündeme getirdi. Paylan, “34 kamu görevlisi var. Yargılansın dedikçe bunlar terfi aldı. Dinç de terfi alanlardan. Şu anda sizin İstihbarat Daire Başkanınız. Dinç’in astları ve üstleri tutuklanmıştır. Sizden Dinç’in görevden alınmasını ve aklanıncaya kadar yargılanmasını talep ediyorum.” Dinç’in de bürokratlar masasından takip ettiği görüşmeler sırasında Ala, muhalefetin ısrarları üzerine, “Buradan gitmeden mi alacağız? Dile getirdiniz biz de değerlendireceğiz. Bize göre ihmal yok. Dava açıldı şu an (görevden alma) değerlendiriliyor” diye konuştu. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA H Dinç sorusu Ala’yı terletti C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle