20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 ulius Fucik (Fuçik okunuyor), 1942 yılının ılık bir bahar akşamı Nazilerce tutuklandı. Çek Komünist Partisi’nin çıkardığı gazetenin yayın yönetmeniydi. Direnişin önderlerindendi. Cezaevinde ağır işkencelerden geçirildi. Konuşmadı. 6 hafta sonra Naziler, onun direncini kırabileceğini düşündükleri bir yöntemi denediler. Sabaha karşı 3’te hücresine eşi Augustina’yı getirdiler. Augustina, kocasının öldüğünü sanıyordu. Şaşkın haldeyken Nazi komiseri, “Tanıyor musun onu” diye sordu. Karşısındaki adam, tanınmaz haldeydi, ama elbette tanımıştı. Fucik, karısı halini fark etmesin diye, ağzının çevresinde biriken kanı yutmaya çalıştı. Ama gayreti boşunaydı; yüzünün her yerinden, parmak uçlarına kadar kan damlıyordu. Augustina, korkusunu ufacık bir bakışla bile dışa vurmadan, “Hayır, tanımıyorum” dedi. İnanmadı komiser: Augustina’yı Fucik’in kan revan içindeki yüzüne yaklaştırdı. “İkna et onu” dedi; “...aklını başına alması için ikna et. Kendini düşünmüyor, bari seni düşünsün. Bir saatiniz var, iyice düşünün. Burnunuzun dikine gitmeyi sürdürürseniz, bu gece kurşuna dizilirsiniz. İkiniz de...” Augustina gözleriyle kocasını okşarken konuştu: “Bu tehdit bana sökmez. Son ve büyük arzum şu: Onu kurşuna dizecekseniz, beni de dizin.” Fucik, gülümsemeye çalıştı. Bu, bir “Elveda” tebessümüydü. Ama kanlı ağ Hanımın Çiftliği’nde kaçak içki üretilmiş ‘Hanımın Çiftliği’ ve ‘Dila Hanım’ gibi ünlü televizyon dizilerinin çekimlerinin yapıldığı Adana’daki çiftlik evinin kaçak içki imalathanesine dönüştürüldüğü ortaya çıktı. Polisin geldiğini fark eden içki imalatçılarının, bazı malzemeleri ateşe verip yakmaya çalıştığı beEDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN lirlendi. Ekipler yaptıkları aramalarda, 60 litrelik 4 bidonda toplam 240 litre saf alkol, 200 şişe satışa hazır içki, 150 boş şişe, 1000 kilitli kapak ve çok sayıda bandrol ve etiketin yanında içki imalat yapımında kullanılan malzemeler ele geçirdi. l EDİRNE/DHA Pazar 14 Şubat 2016 J Aşk direnmektir Fucik Augustina zında boğuldu. Augustina’yı götürdüler. İki sevdalının son görüşmesi böyle oldu. Augustina bu yüzleşmeden bir yıl kadar sonra Polonya’daki toplama kampına gönderildi. Fucik ise Ağustos 1943’te idam cezası aldı. 8 Eylül 1943 günü Berlin’de asıldı. HHH Bitmedi. Hitler, 1945 baharında bozguna uğradığında Augustina, Polonya’da faşistlerin işkenceden öldürmeye vakit bulamadığı tutsaklar arasındaydı. Bir deri bir kemik kalmış halde salıverildi. Hemen Çekoslovakya’ya dönüp koca sını aramaya başladı. İdam edildiğini öğrendi. Ancak idam haberiyle birlikte bir şey daha öğrendi: Fucik, Prag’daki hapishanesinde bir Çek gardiyanın hücresine soktuğu kalem sayesinde bazen bir sigara kâğıdına, bazen bir defter sayfasına küçük notlar almış, bu notları numaralayıp birer birer gizlice dışarı çıkarmıştı. Her bir sayfa başka birindeydi. Augustina önce gardiyanı buldu. Ondaki notları aldı. Sonra diğer sayfaların peşine düştü. Sadık dostların gizlediği numaralanmış sayfaları bir araya getirdi. Bunlar, darağacının gölgesinde yazılmış satırlardı. O küçük kâğıtları, kalbini yerinden söken bir heyecanla okudu: Kocası, hücresindeki yüzleştirilmelerinden sonra şunları yazmıştı: “İşte benim Gustina’m, muazzam bir aşk ve müthiş bir güç... Canımızı alabilirler, öyle değil mi Gustina; ama aşkımızı ve onurumuzu alamazlar. Vedalaşmamıza, kucaklaşmamıza, hat ta birbirimizin elini tutmamıza bile izin vermediler. Sen de ben de biliyoruz ki, büyük olasılıkla birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğiz. Yine de ta uzaklardan seslenişini duyuyorum: Elveda sevgilim! Şimdilik elveda...” HHH Fucik, bu satırlarla eşine veda etmiş, ancak aynı mektuba ümitli bir ihtimali de eklemişti: “Bütün bunlar geride kaldıktan sonra yeniden bir araya gelecek olursak nasıl yaşayacağımızı hayal edebiliyor musun? Özgür bir hayatta, yaratıcı özgürlüğün güzelleştirdiği bir hayatta yeniden buluşmak... Onca yıldır özlemini çekip sabırla çaba harcadığımız, şimdi de uğrunda ölüme gittiğimiz şeylere eriştiğimizde... (O gün) artık hayatta olmasak da insanlığın büyük mutluluğunun küçücük bir parçasında yaşıyor olacağız. Ayrılmak zor olsa da, bu (ihtimal) gönlümüzü okşuyor.” HHH Augustina, bu notları özgür ülkesinde yayımladı. O notlar dünya dillerine çevrilip birçok ülkede basıldı. Nihayet 2 ay önce Celal Üster’in harika çevirisiyle Yordam Kitap’tan çıktı. Ve yattığım hücrede bana ulaştı. Mahpusta bir tutsak olarak, böylesi yakışır diye, Sevgililer Günü’nüzü Fucik’le Gustina’sının ölümsüz aşkıyla selamlamak istedim. İnsanlığın elde edebildiği mutlulukta, onların tuzu, kanı, sevdası var; bunu bilelim. Malumunuz; aşk, direnmektir. Asla vazgeçmeyelim. Spotlight ve Silivri azeteci gerçekleri arar, kamuya haber ve bilgi verir: Gazeteci, vali, emniyet müdürü, savcı, yargıç, politikacı, milletvekili, müsteşar, bakan, başbakan, asker, esnaf, tüccar, işadamı, halkla ilişkiler uzmanı değildir... Gazeteci gerçeği, sadece gerçeği arayan ve onu kamuya yansıtmaya çalışan bir meslek uzmanı, bir profesyoneldir. HHH Gazetecilik bir kamu hizmetidir: Haber ve bilgiye serbestçe ulaşma hakkı ve özgürlüğü, demokrasinin temel hak ve özgürlüklerinin başında yer alır. Gazeteci işte bu hak ve özgürlüğün kullanılmasından sorumlu olan esas kişidir. HHH Gazetecilik o kadar önemlidir ki, pek çok ülkedeki siyasetin biçimlenmesinde, politikacıların kaderlerinin belirlenmesinde rol oynamıştır. Elbette siyasetin ve siyasilerin gizli kapaklı, ahlak veya yasadışı işlerinden söz ediyoruz. Örneğin, “Watergate Skandalı” Amerikan politikasını ve Amerikan Başkanı’nın kaderini etkilemiştir. Elbette böyle büyük olayların filmi de yapılır... Nitekim “Watergate Skandalı”nın da filmi yapılmıştır. İşte Spotlight da böyle bir film. Film, adını, Bostan Globe gazetesinin, 4 kişiden oluşan araştırma biriminin isminden almış. Esas olarak, gazetenin genel yayın yönetmeninin değişmesiyle, “Spotlight” biriminin, Katolik rahiplerin yaptıkları çocuk tacizlerini araştırmasını anlatıyor. Hepsi ünlü olan senarist, yönetmen, oyuncular, son derece başarılı. Gerilim hiç azalmıyor... Sahte kahramanlıklar yaratmak gibi ucuz numaralar yapılmamış... Son derece gerçekçi ve sürükleyici bir film. HHH Senaryo mükemmel: Kilisede vaaz veren bir rahip: “İnternet (www) çıktığında bana gerek kalmayacak diye korkmuştum ama bilgi ayrı, inanç ayrı değil mi” diyerek din ile gerçekler arasındaki farkı belirtiyor. Yine bir yerde, “Bir çocuk yetiştirmek bir köy ister; bir çocuk taciz etmek de bir köy ister” diye, susanların da çocuk tacizcilerinin sorumluluğuna ortak olduklarına vurgu yapılıyor. Senaryodan da, yönetimden de, oyunculuktan da verilecek pek çok örnek var ama filmin tadını kaçırmamak için ayrıntıya girmiyorum; mutlaka görün. HHH Filmi seyrederken, Uğur, Çetin, Ahmet başta olmak üzere öldürülen gazeteci arkadaşlarımı düşündüm... Silivri’de hayatlarının en güzel yıllarını zindanda geçirmiş olan Mustafa’yı, Tuncay’ı, Erol’u, Soner’i, Barışlar’ı ve suçları gerçekleri yazmak veya yazmaya teşebbüs etmek olan öteki gazetecileri anımsadım... Elbette Can Dündar ve Erdem Gül başta olmak kaydıyla şu anda içeride çile dolduran gazetecilerin varlığı da yüreğimi bir kez daha dağladı... Sinemadan çıktığımda, ileride Türkiye’de çekilecek filmlerin senaryolarından birinde çarpıcı bir replik olarak yer alacak olan “Gazetecilikten dolayı hapiste kimse yoktur” ifadesi, bu trajedilerdeki ortak siyasal sorumluluğu vurgulayan bir cümle olarak kulaklarımda çınlıyordu. G Neden unutulmadığına bilimsel yanıt: Sevgililer Günü arifesinde bilim dünyası insanların ilk aşklarını bir türlü unutamamasının nedenini masaya yatırdı. İlk aşkın psikolojik etkileri üzerine araştırma yapan bilim insanı Connecticut Üniversitesi’nden psikiyatrist Jefferson Singer ilk aşkı unutamamanın sadece âşık olunan kişi ile ilgili olmadığını dü K Ş A İLK s n a r refe ı s a t k no “S şünüyor. Jefferson’a göre ilk aşkları eskiden olduğumuz genç, güzel, yakışıklı ve hayat dolu insan olmak için bir fırsat olarak gördüğümüz için onları kolay kolay aklımızdan çıkartamıyoruz. Jefferson ayrına insanların 1524 yaş arasında çok fazla yeni deneyim yaşadıklarını ve bunları hafızalarında biriktirdikleri ni de hatırlatıyor. Diğer pek çok deneyim gibi bu yaş aralığına denk gelen ilk aşk da sonradan hatırlanmak üzere kaydediliyor ve diğer deneyimlerde zorlanmamak için beyin tarafından referans noktası olarak kullanılıyor. New York Stony Brook Üniversitesi’nden psikolog Art Aron’a göre ise ilk aşktaki yoğun endişe, redde dilme korkusu ve ne yapacağını bilememe durumu hissedilen büyük heyecan ve mutlulukla birleşip ilk aşkı unutulmaz yapıyor. California Devlet Üniversitesi’nden Nancy Karish de insanların duygusal deneyimlerini hep ilk aşklarıyla karşılaştırdığı için bu ilk deneyimin unutulmaz olduğunu savunuyor. l Dış Haberler D ünyanın en ünlü yapay zekâ uzmanlarından Kevin Curran insanların bir gün robotlarla evlenebileceğini iddia etti. Kuzey İrlanda’daki Ulster Üniveristesi’nde çalışan Curran, şimdilik bu teorileri uzak geleceğin meseleleri olarak görse de robotların tıpkı insanlar gibi bazı haklara sahip olabileceğini savundu. Curren’a göre robotlar ilk olarak yaşlı ve çocukların bakımına yardımcı olmak için piyasaya sürülecek. Fakat bir süre sonra insanların duygusal ve cinsel ihtiyaçlarına hizmet eder hale gelmeleri kaçınılmaz olacak. l Dış Haberler En sonunda robotlarla evleneceğiz Çiçekçilerin satışları yüzde 80 düştü, iflaslar başladı Online sipariş vurdu evgililer Günü’” öncesi gül siparişlerinin çoğu internet üzerinden verildiği için, dükkân sahibi çiçekçiler sıkıntılı. İzmir Çiçekçiler Odası Başkanı Kazım Kış, internet siparişleri nedeniyle işlerinin yüzde 80 düştüğünü, 14 Şubat için sadece 4 sipariş aldığını belirtti. 30 yıldır sektörde olan İzmir Çiçekçilik’in sahibi Kış, “İnternette çiçek satanların yüzde 85’i korsan. Arkalarında güçlü sermayelerin olduğu firmalar. 10 firma ama yüklü sipariş alıyor. Anlaşmalı çiçekçilerle çalışıyorlar. Aylık reklam giderleri 50 bin lira. Bizim böyle bütçelerimiz yok. Maddi kaybımız büyük. Zaten ülke ekonomisindeki olumsuz koşullardan etkileniyoruz. Son beş yılda 800 oda üyesinden 446’sı kepenk kapattı. Ayakta durmakta zorlanıyoruz. 30 yıldır bu işi yapıyorum, her yıl daha kötüye gidiyor. Bu yıl sadece dört sipariş aldım” dedi. l DHA BARACK OBAMA’NIN KATILDIĞI TV PROGRAMINA BAĞLANDI BD Başkanı Barack Obama, Ellen DeGeneres’in şov programında 14 Şubat Sevgililer Günü’nde eşi Michelle Obama’ya vereceği hediyeyi açıkladı. Programda eşine 14 Şubat’a özel sevgi sözleri sarf eden Obama “Michelle bu sevgililer gününde sana olması gerektiği gibi davranacağım. Sana Michelle Obama’dan şiirli Sevgililer Günü mesajı A kabaklı ekmek yapacağım. Tam sevdiğin gibi sebze tabağı hazırlayacağım. Sen ‘Ellen Design Challene’ şovunu izlerken sana masaj yapacağım. Obama senin tahmin ettiğinden daha çok seni önemsiyor. Michelle, Başkan olarak birçok harika karar aldı. Ama bugüne kadar aldığım en doğru karar seni karım olarak seçmekti. Benimle olduğun için teşekkürler. Seni seviyorum” diye konuştu. Sevgililer Günü için maçta özel etkinlik Hollanda 1. Ligi’nde mücadele eden RKC Waalwijk Futbol Takımı, Sevgililer Günü etkinliği nedeniyle dün oynadıkları Emmens maçında sahaya iç çamaşı mankenleri ile çıktı. Bir iç çamaşırı firmasıyla sponsorluk anlaşması imzalayan Hollanda kulübü, geçen ocak ayında yaptığı açıklamada, futbol takımının 12 Şubat’taki Emmen maçına iç çamaşırı modelliği yapan kadınlarla el ele çıkacağını duyurmuştu. Kulüp yönetimi sözünü tuttu ve futbolcular ile mankenler sahaya el ele çıktı. RKC Waalwijk ayrıca maça gelen kadın taraftarlardan herhangi bir ücret talep etmedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle