Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cuma 23 Aralık 2016 ŞI.fre: Çaya gel4 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Darbe Komisyonu’nun taslak raporunda FETÖ’nün iletişim yöntemleri sıralanırken, MİT’in 15 Temmuz istihbaratını alamama gerekçesi 1725 Aralık’tan sonra iletişiminin kesilmesine bağlanıyor MAHMUT LICALI TBMM Darbe Komisyonu’nun taslak raporunda MİT’in 15 Temmuz darbe girişiminin istihbaratını alamamasıyla ilgili olarak; MİT’in ByLock programının şifrelerini kırdığını tespit eden FETÖ’cülerin, Ocak 2016’dan itibaren haberleşmelerini “Eagle” sistemi üzerinden yürütmeye başlaması; MİT’in bunu tespit ettiği Mayıs 2016 tarihine kadar oluşan dört aylık boşlukta istihbarat alınamadığı için darbenin öğrenilemediği değerlendirmesi yapılıyor. TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı taslak raporda; FETÖ’nün iletişim yöntemleri sıralanıyor. Örgütte birinci derecede iletişim şeklinin ru be ru (yüz yüze) olduğu belirtilerek, “Eskiden örgüt toplantılarında alınan kararlar küçük kâğıtlara yazılıp daha sonra bu kâğıtlar mutlaka imha edilmekteydi. Ancak acil durumlarda görüşülmesi gereken bir kişi veya konu varsa mutlaka yüz yüze gerçekleştirilmekte, mecbur kalınmadıkça telefonla görüşme yapılmamaktadır. Darbenin planlarının örgüt üyelerince üst seviyede konuşulması ve planlanması yüz yüze olarak Ankara’daki bir Mahremi ‘ru be ru’ görüşün talimatı Örgütte son dönemde iletişimin telefon ve internet üzerinden mesajlaşma ile sağlandığı kaydedildi. İnternet üzerinden haberleşmeye imkân tanıyan “Skype, Tango, Kakao, Talk, Viber, Line, WhatsApp” gibi programların yanı sıra “Acrobits, Softphone, ByLock” gibi programlar ile kriptolu görüşmeler yapıldığı belirtildi. Ra porda, canlı kurye yönteminin de örgüt içi haberleşmede kullanıldığı ifade edilerek, “Gülen’in, Çok mahrem hususların ‘ru be ru’ görüşülmesi yönünde talimatı vardır. Ergenekon soruşturmaları kuryeler aracılığıyla aldıkları emri Türkiye’ye taşıyan emniyet ve istihbarat imamları vasıtasıyla gizli olarak başlatılmıştır” tespiti yapıldı. dairede yapılmıştır” denildi. Mahrem ve mütevelli toplantı: FETÖ’nün örgüt içi toplantılarının da mütevelli ve mahrem olmak üzere iki farklı türde yapıldığı belirtildi. Mütevelli toplantısının haftada bir kez yapıldığı ve bu toplantıda ihtiyaçların belirlendiği, giderilmesi için kararların alındığı, örgütü ayakta tutan sistemi yürüten işlerin yapıldığı belirtilirken; mahrem toplantıya ise yalnızca örgütütün has üyelerinin katılabildiği örgüt merkezinde Pensilvanya’dan gelen emirlerin birimlere nasıl icra edileceğinin kararlaştırıldığı operasyon toplantıları olduğu ifade edildi. Raporda; Çaya gel ve Maça gidelim gi bi şifreli mesajlarla acil toplantıların gerçekleştirildiği kaydedildi. MİT’in 15 Temmuz’u öğrenmeme gerekçesi: Rapora göre, MİT’in Bylock programının şifrelerini kırdığını tespit eden FETÖ, 2016 yılı Ocak ayından itibaren haberleşmelerini “Eagle” sistemi üzerinden yürütmeye başladı. Eagle programı laptoplara ve sabit bilgisayarlara yükleniyor. Sinyal takibine yakalanmaması için cep telefonlarına indirilmeyen Eagle’da gerçek kimlik bilgileri de kullanılmıyor. FETÖ’nün gizli haberleşme ağı çözülmesine karşın darbenin öğrenilmemesinin sebebi 1725 Aralık’tan sonra haberleşmelerini kesmelerine bağlanıyor. MİT’teki FETÖ yapılanması: Rapora göre MİT sorumlusu sivil imam, doğrudan Türkiye imamına bağlı olarak faaliyet yürütüyor. Gülen, tüm kontrolü elinde tutabilmek için MİT’ten gelecek bilgilerin çok önemli olduğunu biliyor ve MİT gibi kritik konumlarda kadrolaşmaya çok önem veriyor. Rapora göre MİT soruşturmasıyla yargıyı kullanarak, kendinden olmayan MİT yönetimini bertaraf ederek MİT’i ele geçirmek, barış sürecini durdurmak için harekete geçiliyor. Raporda söz konusu dönemde başbakan olan Erdoğan’ın terör örgütüne yardımla suçlanmaya çalışıldığı gözdağı verilerek yıpratılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Ergenekon olmadan dizi film yapıldı: Raporda FETÖ’nün sinemada kendini 2009 yılında göstermeye başladığı belirtilerek, “Altı film için yaklaşık yedi milyon bilet satılmıştır. Bu altı filmin gişe ortalamasının 1 milyonu aşması dikkat çekicidir. Raporda; MHP’ye yapılan kaset operasyonunu ve Ergenekon davasını “Erkenkondu” adıyla işleyen Kollama dizi filminin de söz konusu olaylardan önce konu edildiğine dikkat çekiliyor. l ANKARA Komisyonda soru tartışması TBMM Darbe Komisyonu’nun dünkü toplantısında CHP’nin geçen hafta sorulmasını talep ettiği sorularla ilgili tartışma yaşandı. CHP’li üye Sezgin Tanrıkulu, Komisyon Başkanı Reşat Petek’e 2012 yılında AKP’li milletvekillerinin Pensilvanya’ya giderek Fethullah Gülen’i ziyaret etmesiyle ilgili AKP Genel Merkezi’ne soruların iletilip iletilmediğini sordu. Petek, “Henüz yazmadık” demesine Tanrıkulu tepki gösterdi. Tanrıkulu, “Nasıl CHP’ye yazdıysanız AKP’ye de yazacaksınız. Bir hafta geçti neden yazmadınız?” dedi. Petek ise “Merak etmeyin komisyon araştırması gereken her şeyi yapıyor. Yazışmalar yapılıyor” dedi. SGK’den Gülen’e 155 bin TL borç TBMM Darbe Komisyonu’na Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gönderilen belgelerde Fethullah Gülen’in emeklilik için gösterdiği hizmet sürelerinde sahtecilik yaptığı ve 155 bin TL tutarında borç çıkarıldığı belirlendi. SGK belgelerine göre, 1990’dan itibaren emeklilik aylığına bağlanan Gülen’in Nil AŞ emtia deposunda fiili çalışan olarak gösterildiği ancak açılan soruşturma sonucunda bildirimde sahtecilik olduğu belirlendi. Sigortalılık hizmetlerini iptal eden SGK, Gülen’e son 10 yılda ödenen 110 bin 547 TL ana para ve 45 bin 47 TL yasal faiz borç çıkarıldığı belirtildi. TRT’de ‘ByLock’ operasyonu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Gülen Cemaati soruşturması kapsamında 68 TRT çalışanının ‘ByLock’ kullandığı tespit edildi. TRT’den 33 kişi gözaltına alındı. Gülen Cemaati soruşturması kapsamında ‘ByLock’ kullandığı tespit edilen 68 TRT çalışanından 35’i gözaltına alındı. Darbe girişimi sonrası ağustos ayında TRT Genel Müdürlüğü’nde çalışan 43 kişi gözaltına alınmış, 19’u tutuklanmıştı. l ANKARA / Cumhuriyet Eski Başdanışman Gürsul tutuklandı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski başdanışmanlarından Doç. Dr. Fatih Gürsul tutuklandı. Tutuklama kararında Gürsul’un ByLock kullanıcısı olduğu belirtildi. İstanbul Üniversitesi’ndeki görevine KHK ile son verilen Gürsul, FETÖ soruşturması kapsamında 6 Aralık’ta Ankara’da gözaltına alınmıştı. Dün İstanbul Adliyesi’ne sevkedilen Gürsul hakkında hâkimlik adli kontrolün yetersiz kalacağını belirterek tutuklanmasına hükmetti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Kalkavan hakkında yakalama emri Muğla’nın Bodrum ilçesinde, FETÖ/PDY yönelik soruşturma kapsamında işadamı İhsan Kalkavan ve FETÖ’nün Bodrum Bölge İmamı olduğu ileri sürülen Zeki Yağmur hakkında yakalama emri çıkartıldı. Kalkavan’ın, 2010’da Bodrum’da ‘Manken Aslı Baş cinayeti’yle ilişkin şüphelilerin tahliyesini sağlamak amacıyla Zeki Yağmur ile irtibat kurduğu, şüphelilerden Ahmet Bayer’i, Yağmur ile görüştürerek sürece müdahil olduğu iddia edildi. Slogan da yasak İzmir’de 25 Kasım’da sokağa çıkan kadınlara yürüyüş esnasında attıkları “Tayyip kaç kaç kadınlar geliyor” sloganı nedeniyle soruşturma başlatıldı 22 öğretmene gözaltı, 20 öğretmene tutuklama Konya’da yapılan operasyonda, hakkında yakalama kararı çıkarılan 22 öğretmenden 6 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Çorum’da FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan 20 öğretmen, mahkemece tutuklandı. l DHA Uşak Üniversitesi Rektörü Sait Çelik gözaltına alındı Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca lünün ardından sorgulanmak üzere Emniyet’e götürüldü. FETÖ’ye yönelik sürdürülen soruşturma kapsamın Avukatlara 15 yıl istemi da, polis ekipleri dün sabah, Öte yandan Adana’da FETÖ Uşak Üniversitesi yönetimi soruşturmaları kapsamında 2’si ve çalışanlarına yönelik 9 ay itirafçı olan 18 avukat hakkın rı adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyon Prof. Dr. Çelik da, terör örgütü üyeliği suçundan 15’er yıla kadar hapis ceza da Uşak Üniversitesi Rektörü sı istemiyle dava açıldı. Prof. Dr. Sait Çelik, Doç. Dr. Nurullah Bu arada Mersin’de 32 sanıklı Şanlı, Yrd. Doç. Dr. Aykut Yılmaz’ın FETÖ davası sanıklarından Büyük da aralarında bulunduğu 8 kişi gö şehir Belediyesi Genel Sekreteri ve zaltına alındı. Bir kişinin de arandı eski vali yardımcısı Haluk Tunç ğı belirtildi. Şüpheliler Uşak Devlet su hakkında iki kez ağırlaştırılmış Hastanesi’nde yapılan sağlık kontro müebbet hapis istendi. Sessizce gömdüler, şimdi adalet istiyorlar ZEHRA ÖZDİLEK 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında “tatbikat var” denilerek kışladan çıkarıldıktan sonra darbeci diye öldürülen erlerin aileleri, dün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bir araya geldiler. Cenazelere ulaşırken yaşadıkları haksızlıklara isyan eden aileler, çocuklarının şeref ve itibarlarının iade edilmesini istiyor. Toplantıda ilk sözü alan er Ali Şehir’in babası Ahmet Şehir, “Tanımadığımız bir numara arad. ‘Oğlunuz yaralı. Hastaneye gelin alın’ dedi. İki gün bekledik. Sonra cenazeyi alabildik. Sessizce toprağa ver dik” dedi. Er Osman Küçük’ün ağabeyi Eyüp Küçük “Kardeşimin cenazesini Et ve Balık Kurumu’nun arabasında etlerin içinden aldık. Şehitliğe izin vermediler, köyümüzde defnettik” dedi. Er Hasan Karakaş’ın ablası Gülşah Karakaş, “16 Temmuz sabahı birliğini aradık. ‘Durumu çok iyi’ yanıtını aldık. Sonra, gizli bir numara aradı, ‘kardeşiniz vefat etti’ diye. Et kamyonunda siyah poşet içerisinde kardeşimin cenazesini aldık” dedi. Er Nuh Duygun’un annesi Antika Duygun şunları söyledi: “Oğlumu teslim olmak için kaldırdığı ellerinden vurmuşlar. Vücudundan toplam 15 kurşun isabet etmiş.” KAYHAN AYHAN İzmir’de 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde sokağa çıkan kadınlara yürüyüş esnasında attıkları “Tayyip kaç kaç kadınlar geliyor” sloganı nedeniyle soruşturma başlatıldı. İzmir Kadın Platformu tarafından 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde “OHAL’de de direniyoruz” sloganıyla sokağa çıkan kadınlar hakkında , İzmir Emniyet Müdürlüğü tarafından “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla başlatılan soruşturmada, kadınların attığı “Tayyip kaç kaç kadınlar geliyor” sloganı suç sayıldı. ‘Direnmeye devam’ Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir sorumlusu Sanem Deniz Kural, söz konusu soruşturmanın kabul edilemeyeceğini belirterek, “İfade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bu tür uygulamalar, özellikle son dönemde OHAL ile birlikte muhalefete yönelik artan baskıların bir sonucudur. Nasıl ki mücadelemizle çocukların istismarcıyla evlendirilmesini öngören yasa teklifini geri çektirmeyi başardıysak, tüm haklarımız ve özgürlüklerimiz için de direnmeye devam edeceğiz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak katılımcılarından biri olduğumuz bu eylemde soruşturma açılan kadınların yanındayız” ifadelerini kullandı. HDP Ankara İl Başkanı Binici de tutuklandı HDP’ye yönelik yapılan ‘terör’ operasyonu kapsamında gözaltına alınan HDP Ankara İl Başkanı İbrahim Binici’nin arasında bulunduğu 4 kişi tutuklandı. 12 Aralık’tan bu yana emniyette tutulan 8 kişi dün adliyeye getirildi. Binici ile Civan Yıldırım, Üsküdar Yumuş ve Mehmet Baytekin “terör örgütü üyesi olmak” ve “propagandasını yapmak” suçlarından tutuklandı. OHAL kararnamesi ile kapatılan DİHA eski Ankara sorumlusu Kenan Kırkaya ile Hande Kaya, Hamdüsana Yıldırım ve Ramazan Güney’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Eşbaşkan Mukaddes Kubilay gözaltında Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın PKK/KCK’ye yönelik sürdürdüğü soruşturmada hakkında yakalama kararı çıkarılan Ağrı Belediye Eşbaşkanı DBP’li Mukaddes Kubilay, İzmir’de gözaltına alındı. Hakkındaki yakalama kararının ardından ortadan kaybolan Kubilay’ın, İzmir’in Torbalı ilçesinde Ağrı Belediyesi’nde çalışan bir kişinin akrabasının evinde saklandığı öğrenildi. Adrese operasyon yapan polis Kubilay’ı gözaltına aldı. Kubilay’ın Ağrı’ya gönderileceği bildirildi. Erbakan’ın âhı! Rusya önderliğinde gerçekleşen üçlü zirvede Türkiye’nin, daha doğrusu AKP iktidarının imza attığı metin üzerine şu ara çokça yazılıp çizilmekte... Bunlara bir yenisini eklemeye niyetim yok. Sadece küçük bir çağrışımı paylaşmak ve tartışmak istiyorum. Suriye’ye yönelik 2011’den beri ısrarla ve inatla izlenen politikanın terk edilmesi, amiyane deyişle tükürülenlerin yalanması anlamına gelen imzanın üzerinde yer alan metin, giriş cümlesi ile bana hiç mi hiç hesapta olmayacak şekilde bir başka metni hatırlattı. Necmettin Erbakan’a 28 Şubat 1997’de Milli Güvenlik Kurulu’nda laiklik vurgulu kararların dayatıldığı metni... Onu başbakanlıktan istifaya zorlayan bir postmodern darbeye maruz bırakan metni... Ve onu, İslâmcılığın Türkiye tarihine, bir bakıma yüzüp yüzüp kuyruğuna gelse de o noktada pes etmiş bir müflis lider olarak geçiren metni... HHH Moskova’da imzalanan ortak bildirinin ilk maddesi şöyle: “İran, Rusya ve Türkiye, içerisinde pek çok etnik grubu barındıran, çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyor.” Vay ki vay!.. Böyle bir bildirinin altına imza atacağı bu iktidara, bırakın 45 yıl öncesini, Meclis Başkanı “Abi”leri İsmail Kahraman’ın “Laiklik anayasada olmamalıdır” dediği, daha dün gibi yakın (Nisan 2016) bir zaman öncesinde söylense inanırlar mıydı acaba?! Yıllardır Sünnimezhepçi bir siyasetle Suriye’de kirli hesapların ve ilişkilerin içine girmiş, cihatçı Selefi gruplarla “al takke ver külah” olmuş... Bu hesap ve ilişkileri sorgulayan CHP Genel Başkanı’nın tutumunu Alevi olmasına bağlayıp onu ağır töhmet altında da bırakarak ters yönden aynı mezhepçiliği sürdürmüş... Ve bu süreçte kendi ülkesinin hiç yabana atılmayacak laiklik birikim ve deneyimini harcayarak “sekülerlikten Selefiliğe” savrulmuş... Dinbaz bir iktidar... Kim derdi ki yıllardır lânetleyip “Esed”lediği Beşşar Esad’ın şimdi meşruiyetini kuzu kuzu teslim edecek, demokratik ve “seküler” Suriye’nin egemenlik ve toprak bütünlüğünü tanıyan bildirinin altına imza atacak!.. Ne oldum değil, ne olacağım demeli sözü herhalde bugünler için söylenmiştir. HHH AKP’ye meftun ve İslâmcılık deyince mangalda kül bırakmayan pek çok kişi, 28 Şubat’a atfen Erbakan’ı kıyasıya eleştirir ve onun “İslâmcıları utandıran tutumları olduğunu” söylemekten geri durmazlar. Hatta Erbakan’ın 28 Şubat’taki basireti bağlanmış tavrını, 27 Nisan emuhtıra’sında AKP’nin tavrı ile titreşime sokarlar ve “İslâmcılık” adına bir kaybeden bir kazanan, bir boyun eğen bir kahraman, yani bir Erbakan ve bir de Erdoğan çıkarırlar. Elbette 28 Şubat’la 27 Nisan’ı karşılaştırmalı olarak ele almak ve değerlendirmek bambaşka bir konudur. Bunu daha önce yaptık, gerekirse tekrar da yaparız. Ama şimdi üzerinde durmak istediğim nokta başka. Demek ki el elden üstün olabiliyor ve Erbakan’a “28 Şubat”ı dayatan irade gibi, bir başka irade de çıkıp sizi öyle bir kapana kıstırıyor ki beş yılı aşkın zamandır izlediğiniz “dinbaz” Suriye politikasından çark ediyorsunuz. Hanidir flört halinde olduğunuz Selefilikten de yüz geri ediyor ve sekülerlikle yeniden yüz yüze gelip ona “Selamünaleyküm” diyebiliyorsunuz... Buna pek çok şey denilebilir de... Ben buna Erbakan’ın âhı da derim!.. Devrim şehitleri anılıyor Devrim şehitleri Asteğmen Kubilay ile Bekçi Hasan ve Şevki, gerici yobazlar tarafından katledilişlerinin 86. yıldönümün de Menemen’de anılıyor. Menemen’deki as keri törenler, bugün saat 10.00’da Yıldızte pe Kubilay Anıtı’nda gerçekleştirilecek. Si vil toplum örgütleri ve siyasi partilerin “De mokrasi ve Laiklik Yürüyüşü” Menemen Ka palı Spor Salonu önünden Yıldıztepe’ye ger çekleştirilecek. Yürüyüş, sa at 09.30’da başlayacak. “Sessiz yürüyüşün” ardın dan Gölpark’taki Şehit Ömer Halisdemir Spor Salonu’nda Kubilay anısına kitap fuarı açılacak. Ardından spor salo nunda “Karanlığa Geçit Yok Asteğmen Kubilay Yaşasın Cumhuriyet” başlıklı panel yapılacak. Panele ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, ADD Genel Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan ve İzmir Ba rosu Başkanı Aydın Özcan konuşmacı olarak katılacak. CHP İzmir İl Başkanı Asuman Gü ven, “Bugün dahi uzantılarını gördüğümüz, iktidarın göz yumduğu, hatta 15 Temmuz’a kadar işbirliği içinde olduğu zihniyetin 1930 yılında katlederek şehit ettiği cumhuriyet su bayımız Kubilay’ı anacağımız bu yılki tören ler, ülkemizin içinde bulunduğu durum, te rör belasına verdiğimiz şehitlerimiz sebebiy le çok daha önemli ve anlamlı bir hale geldi” açıklamasıyla İzmirlileri yürüyüşe çağırdı. C MY B