14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 10 Aralık 2016 2 Türkiye’de 15 yaş grubu öğrencilerin neredeyse üçte biri, hem fen, hem matematik, hem de okumada temel okuryazarlık seviyesinin altında. haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Zifiri karanlıkta esneyerek ders Türkiye’den bilim insanı çıkması zor ‘Fen’de en üst iki seviyede olan öğrenci oranı OECD’de yüzde 7.7 iken bu oran Türk öğrenciler için sadece yüzde 0.3. Yani 333 Türk öğrenciden sadece birisi en üst iki seviyeden birinde PISA sonuçları, eğitim sistemin n Annebabaların eğitim seviyelerinin düşük olması de yıllardır yapılan yanlışları bir kez daha gözler n Öğrencilerin çoğunun sosyoekonomik yönden dezavantaj önüne serdi. Prof. lı gruplardan geliyor ol Dr. Erhan Erkut, “TEOG’da 4 bin 700 öğrenci tüm soruları doğru yanıtladı. Bunlardan FAigtaelany ması Türkiye’nin karnesi ise şöyle: Fen: biri bile mi fende en üst seviyeye çıkama” diye sordu. n Fende Türkiye’nin performansına benzer ülkeler: Ro Türkiye’de 15 yaş grubu öğrencilerin neredeyse üçte birinin, hem fen, hem matematik, hem de okumada temel okuryazarlık seviyesinin altında olduğuna dikkat çeken Prof. Erkut, “Bu sonuçlar önümüzde manya, Kıbrıs Rum Kesimi, Moldova, Arnavutluk, Trinidad ve Tobago, Tayland, Kosta Rika ve Katar. n Fen okuryazarı olmayan öğrenci oranımız, sınava giren öğrencilerin neredeyse yarısı ki yıllarda da daha da kötüleşecek. Bu durumun üç önemli nedeni var. Birincisi dindar nesil yetiştirme çabası ve bunun (yüzde 44.5). n Fen’de en üst iki seviye de olan öğrenci oranı OECD’de yüzde 7.7 iken, bu oran Türk eğitimde karşılığı yok. İkincisi ülke olarak fakirleştik ve üçüncüsü de okullaşma oranın artması” dedi. öğrenciler için sadece yüzde 0.3. Yani 333 Türk öğrenciden sadece birisi en üst iki seviyeden birisinde ve OECD ortala ması Türkiye ortalaması nın 25 misli. En üst seviye deki öğrenci oranımız ise 2012 sınavında olduğu gibi yine yüzde 0.0. n Fen sınavındaki perfor mansımız kötü ve son sına va kıyasla kötüleşmiş görünüyor. Erhan Erkut 200 öğrenciden 3’ü başarılı Prof. Erhan Erkut’un PISA sonuçları analizi şöyle: Verilen 3 sınavın en az birinde en üst iki seviyeye çıkabilen öğrenci oranında, OECD ortalaması %15.3. Türkiye bu sıralamada 70 ülke arasında %1.6 ile 59. Yani en başarılı öğrenci oranında OECD’nin onda biri düzeyindeyiz: 200 öğrenci arasında OECD’de 30 ‘en başarılı’ varken bizde sadece 3 öğrenci bu düzeyde. MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, çözüm önerilerini de şöyle sıraladı: “Partiler üstü bir komisyon kurulması lazım. Öğretmen değil öğrenci odaklı eğitime geçilmesi gerekiyor. Bizim sistemde bilgi aktarımı var. Bu sınavda ise bilgi aktarımı yerine beceri ve bilginin kullanımı ölçülüyor. Çocuklara da insafsızlık. Bu yılki PISA’da takım halinde problem çözme de vardı ve isteğe bağlıydı. Onun sonucu henüz açıklanmadı. Türkiye katılmamış da olabilir. Biz bireysel öğrenci yetiştiriyoruz. Oysa 21. yüzyıla hazırlanan öğrencilerin takım halinde öğrenmesi lazım.’’ Eğitime para yok Rapora göre Türk öğrencilerin sınavdaki başarısızlıklarını kısmen açıklayan faktörler: n Türkiye’nin eğitim harcamasının düşük olması Okuma: n 2009 ile 2015 kıyaslandığında, en üst iki seviyedeki öğrenci oranımızda 1.3 puanlık bir azalma görülürken, okuryazarlık seviyesinin altındaki öğrenci oranımızda 15.5 puanlık bir artış görülüyor. n Geçen sınavdaki (2012) okuma puanımız 475 iken bu sınavda 47 puanlık bir düşüş kaydetmişiz. n Temel okuryazarlığa (seviye 2) sahip olmayan öğrenci oranı OECD’de yüzde 20 iken Türkiye’de yüzde 40. nOkuma sınavındaki performansımız kötü ve son yıllarda net bir şekilde kötüleşmiş. Matematik: n OECD ülkelerinde öğrencilerin yüzde 78’i matematik sınavında ikinci seviye veya daha üzerinde sınıflandırılıyor ve matematik okuryazarı kabul ediliyor. Bu oran Türkiye’de sadece yüzde 48.6. Yani, sınavı alan öğrencilerimizin yarısından fazlası modern topluma tümüyle katılabilmek için gereken temel matematik becerilerinden yoksun. n En üst iki düzeyden birisinde olan öğrenci sayımız 2012 sınavı ile kıyaslandığında yüzde 5.9’dan yüzde 1.1’e düşmüş. Temel matematik okuryazarlığı seviyesine erişemeyen öğrenci oranımız ise yüzde 42’den yüzde 51.4’e çıkmış. Raporda bu düşüşlerin özellikle altı çizilmiş. n Matematik sınavındaki performansımız kötü ve son 3 yılda net bir şekilde kötüleşmiş. Kış saatine geçilmemesiyle alacakaranlıkta okula giden çocuklar yollarda korkuyor, ilk derslerde uyuyor Yaz saati uygulamasının tüm yıla yayılması ve günlerin kısalmasıyla öğrenciler zifiri karanlıkta uyanıp alacakaranlıkta okul yoluna düşmeye Çocuklar şikâyetçi: MORAL BOZUYOR başladı. Aynı durum çalışan kesim için n Büşra Düzgün/15 de geçerli fakat bu İstanbul: Sabah altıda durumdan en çok kalkıyorum. Derse öğrenciler etkilen DENİZ ÜLKÜTEKİN di. Veliler çocuklarının karanlıkta yollara düşmesini is temiyor, çocuklar okula giderken korkuyor. İkili eğitim yapan 9 bin 700 okuldaki çocuklar gün ağır madan okula gitmek zorunda ka lıyor. Bu da derslere olumsuz yan sıyor, sabah dersleri verimsiz ge çiyor. Bu konuda çeşitli platform larda imza kampanyaları başlatıl dı. Veliler, çalışan kesim ve öğren ciler kış saati uygulamasına geri dönülmesini istiyor, uzmanlar da uygulamanın yaratacağı sorunlara dikkat çekiyor. gPüekvieynalik? başladığımızda güneş yeni doğmuş oluyor. Çoğu arkadaşımız zaten geç geliyor. Ders başladığında uykumuz oluyor. n Erdi Tozlubakır/16 İstanbul: Okul mahallemizde, yaklaşık 10 dakikalık bir yürüme mesafesinde. Ancak hava karanlık olduğu için servise binmek zorunda kalıyorum. Sabah ilk ders sınav olduğunda zorlanıyorum, çünkü daha yeni uyanmış oluyorum. n Hale Ecem Ulusoy/15 Ankara: Sabah gün ağırmadığı için hava çok soğuk oluyor. Güneş doğmadan kalkmak Uykuya yenilmemek Uzman Klinik Psikolog Büşra Tarçılar Erol, güneş doğmadan Zifiri karanlıkta kimi yürüyerek kimi de okul servis araçlarıyla yollara çıkıyor. Aileler hem olası trafik kazalarından ve hem de çoğu zaman öğretmenlerin bile olmadığı koridorlarda yalnız kalan çocuklarının güvenliğinden endişe duyuyor. insanın moralini bozuyor. Özellikle hava kapalıyken, sanki hava hiç aydınlanmamış gibi oluyor. kalkıp okula gitmenin çocukların dersteki performansı üzerinde büyük etkisi olacağını söyleyerek şöyle konuştu: “Çocuklardan en az 45 dakika boyunca bir tahtaya bakıp, işlenen konuya odaklanmaları, bu konuyu zihinlerinde tutup örnekler üretmeleri, sorular sormaları beklenir. İnsan kaç yaşın le devam etti; “Güne, görece daha geç başlayan çocukların bir nebze daha az etkilendiklerini söyleyebiliriz ancak iki kademeli öğretim yapan okullarda, yani sabah 8.3013.30 benzeri bir düzenle öğrenim yapmak durumunda Temel dersler uykulu geçiyor da olursa olsun bir beceri sergile olan çocuklar günün o saatlerde mesi gerektiğinde uygun koşul hâlâ karanlık olmasından maale ların hem içsel hem dışsal olarak sef olumsuz yönde etkilenmekte. sağlanması gerekir. Dışsal faktör Çocukları karanlığa Bizlerin yetişkinler ola ler daha çok çev mahkÛm etmeyin rak bile adap resel faktörlerle te olmak alakalıdır. Bunlar, ta zorlandı Gün doğmadan uyanan öğrenciler derse odaklanmakta büyük zorluk iyi alınmış bir uy ğı bu düzen, çekiyor. ku, kahvaltı yap çocukların mış olmak, derse uyum sağla önceden hazırlık ması çok da lı olmak gibi say ha güç hale makla bitmeyecek kadar çok et gelmiş, günün ilk saatlerini ka keni içerir. Ancak son zamanlarda özellikle her yaştan bireyin dile getirdiği bir durum var ki, sabahları uyanabilmek, okulaişe giderken uykuya yenik düşmeden oraya varabilmek çok zor bir hale geldi, bunun da sebebi saatlerin geri alınmaması.” Odaklanmaya engel yıp olmadan atlatabilmeleri neredeyse imkânsızlaşmıştır. Çocuk, uykusunu almış olsa bile, henüz zaman mevhumu olmadığı için ve günü, aydınlık olduğunda okula gidilen dilim, geceyi ise eve dönmeuykuya hazırlanma dilimi olarak algılar. Sabah kalktığında hâlâ karanlık olduğunu gören çocuk, bunu Çocukların uyanmak için güneş ışığına ihtiyacı olduğunu belirterek söze başlayan Klinik Psikolog Ece Oral Albayrak, gün doğmadan uyanan çocukların, zihinlerinin derse adapte olamayacağını söyledi. Albayrak, “Çocuklar karanlıkta servise biniyor ve karanlıkta eve dönüyor. Bu güneş ışığını neredeyse hiç görmemeleri demek. Bu durum “Bu durum çocuğun ailesiyle sorun yaşamasına sebep olabilir. Ancak çocuk içinde bulunduğu durumun sebebini dile getiremez. Yetişkinler dahi bu durumu kendi yaşadıkları zorluklar üzerinden dillendiriyor. Uzun süreli bir sıkıntıda çocuğun okula gitmek istemeyeceği bir durum ortaya çıkabilir. Bu yüzden bir önceki saat uygulaması da İkili eğitim yapan okullarda anlamlandırmakta güçlük yaşa hem derslerdeki verimi düşürüyor. ha sağlıklı. 4+4+4 sistemi uygula ki çocukların bu durumdan cid yabilir. Dolayısıyla saatlerin geri Hem de çocuklar için okula gitme maya konulduğunda o dönem orta di şekilde etkilendiğinin altını çi alınmaması, çocukların okuldan nin keyifli yanını azaltıyor” dedi. okullarda ders saatleri 30’dan 35’e zen Erol, yetişkinlerin bile adap faydalanmaları gereken en az beş Çocukların gün ağarmadan okula çıktığında, çocukların sabah erken te olmakta zorlandığı bu duru saatin tamamını işlevsel olarak gitmelerinin yaratacağı sıkıntıların, saatlerde okula gitmesinin yarata mun özellikle sabah saatlerin kullanmalarına, öğrenmenin ger okulu sevmemelerine sebep olabi cağı etkiden bahsetmiştik. Velilerin deki dersleri kayıp hale getirdiğini belirtti. Erol sözlerine şöy çekleşmesine, odaklanmaya engel unsurlardan.” leceğini kaydeden Albayrak, sözle ulaşımla ilgili güven sorunu yaşadı rini şöyle sürdürdü: ğı da açık.” l BURSA Çocuk dedektifler Bursa Bilim Teknoloji Merkezi’nde tematik atölyeler farklı temalarda sürüyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün katkısı ile gerçekleştirilen CSI Bursa etkinliğinde çocuklar macera dolu bir gün geçirdiler. Atölyeye katılan çocuklar, olay yeri ekiplerinin kullandığı tüm malzemeler hakkında bilgi aldı. Öğrenciler, kendi parmak izlerini geliştirmeyi, uzmanların delilleri kullanarak olayları nasıl çözebildiğini öğrendi. l BURSA/İHA AYAKKABIYI BIRAK Terliği bulan şanslı! Başkale’ye yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Kavurgalı Mahallesi’nde okula giden öğrencilerin yaşadığı imkânsızlıklar yürek burkuyor. Çetin kış şartlarının yaşandığı mahallede birçok öğrenci, okula terlik veya eski yazlık ayakkabılarla gidip geliyor. Aileleri çocuklarına kışlık kıyafetler alamadıklarını belirtirken, çocuklar ise kar yağmadan yardımsevrelerden ve yetkililerden destek beklediklerini söyledi. l VAN/DHA l ‘24 SAATTE 300 HASTA’ ‘Hastalar mağdur edilmiyor’ Beyoğlu Kamu Hastanele ri Birliği Genel Sekreterliği, 7 Aralık’ta gazetemizde yayımlanan ‘24 Saatte 300 Hasta’ başlıklı haberimize ilişkin yazılı açıklama yaptı. Okmeydanı Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde hasta yoğunluğu iddiaların gerçekdışı olduğu savunulan açıklamada, hastanedeki nöbet hizmetlerine, günde, ortalama 100 hastanın başvurduğu belirtildi. Açıklamada, özetle şöyle denildi: “Hastanemizde günlük açılan MHRS randevu sayısı; genel diş klinikleri için ortalama 1000 hasta, Pedodonti Kliniği için ortalama 150 hastadır. Genel Diş Kliniklerinde hekim başına 12 hasta, Pedodonti (çocuk diş) Kliniği hekim başına 14 hasta, Protez Kliniğinde internet randevusu ve telefonla havuza 50 hasta ve gün içinde genel diş kliniklerinden ortalama 100 hasta, toplamda 150 hasta muayenesi yapılmaktadır. Tüm hastalara çözüm üretilebilmekte, hastalar mağdur edilmemektedir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle