17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 17 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 5 ‘Sistem kriz üretiyor’ Başbakan Binali Yıldırım, yeni anayasa hazırlıklarında sona gelindiğini belirterek, “Önümüzdeki günlerde Meclis’e getirmiş olacağız. Diğer partilerle ortak bir mutabakat zemini aramayı da sürdüreceğiz” dedi. Yıldırım, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda AKP’lilere seslendi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Pakistan ziyaretini anımsatan Yıldırım, Pakistan hükümetinin ülkede FETÖ’ye ait 23 okulda çalışan 108 öğretmenin, ailele ri ile birlikte 20 Kasım’a kadar ülkeyi terk etmesini istediğini dile getirdi. Yıldırım, “Aynı hassasiyetin ilişkilerimizin iyi olmasını arzu ettiğimiz bütün ülkelerde de tezahürünü bekliyoruz” dedi. Yeni anayasa hazırlıklarında sona geldiklerini dile getiren Yıldırım, “Önümüzdeki günlerde anayasa değişikliği konusunu Gazi Meclis’e getirmiş olacağız. Diğer siyasi partilerle ortak bir mutabakat zemini aramayı da sürdüreceğiz. Ondan sonra karar her zaman olduğu gibi aziz milletimizindir” dedi. Milletin 3 Ka sım 2002’de olduğu gibi bugün de değişim istediğini vurgulayan Yıldırım, “Bugüne kadar Türkiye’ye değişim umudu verememiş olanlar o günden bugüne ne kendilerini ne söylemlerini değiştirebildiler. Bugün milletin değişim talebine karşı çıkanlar eski tas eski hamam devam ediyor” ifadelerini kullandı. Yıldırım, “İkide bir tıkanan sistem arızalarıyla ister istemez kriz üreten yönetim yapısının değişmesini, işleyen, çare üreten bir sisteme geçilmesini millet istiyor" diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’nin planı bir taşla üç kuş ‘Cumhurbaşkanlığı’ denilerek MHP tabanı ile başkanlığa antipati duyan kesimleri ikna etmek ve TBMM sürecini hızlandırmak hedefleniyor AKP, MHP’ye sunduğu anayasa önerisinde başkan “Türkiye’de fiili bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi anayasaya lık sisteminin adını ‘Cum uygun değildir, suç işlen hurbaşkanlığı’ koyarak ‘bir mektedir. Ya Cumhurbaş taşla 3 kuş vurma’ stratejisi güdüyor. Bu yolla hem EMİNE KAPLAN kanı filii başkanlık zorlamasından vazgeçsin ki biz MHP’nin daha kolay ik ce en doğrusu budur ya da na edilmesini, hem referandum fiili durumun hukuki boyut kaza da ‘başkanlık’ ifadesine antipati nabilmesinin süratle yolu aran duyan kesimlerin desteğinin alın sın” diyor. Fiili duruma hukuki masını, hem de anayasada yakla boyut kazandırılması için en iyi şık 40 maddede ‘Cumhurbaşkanı’ formül, ‘Cumhurbaşkanlığı’ adıy ifadesinin geçmesi nedeniyle ana la başkanlık sistemine geçilmesi. yasa paketindeki madde sayısını Böylece “MHP, başkanlığın yolu düşürmeyi hedefliyor. nu açtı’ gibi bir algı oluşmasının Bu stratejiyle ilgili şu değerlen önüne geçilir ve MHP rahat şekil dirme yapılıyor: de anayasa değişikliğini destek MHP’yi ikna etme yolu: MHP leyebilir. Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antipati duyan kesimlere çen gel: Toplumda ‘başkanlık’ ifadesine antipati duyan ciddi bir kesim var. Cumhurbaşkanlığı ifadesi, anayasa değişikliğinin Meclis’te 330’un üzerinde oy alarak kabul edilmesi ve referanduma sunulması durumunda yeni sistemin kabulü için yüzde 50’nin üzerine çıkılmasında olumlu katkı sağlayacaktır. Referandum sürecinde halka “Bu bir rejim değişikliği değil sistem değişikliği. Adı da başkanlık değil. Cumhurbaşkanı zaten bu yetkileri kullanıyordu, yapılan fiili durumun hukuka uygun hale getirilmesidir” denilerek propaganda yapılması daha kolay olur. Başkanlık sistemine karşı çıkan kesimlerin direnci de bu yolla kırılabilir. Anayasa değişikliği daha hızlı geçer: Anayasanın yaklaşık 40 maddesinde ‘Cumhurbaşkanı’ ifadesi geçiyor. Eğer sisteme Cumhurbaşkanlığı değil de başkanlık denseydi, 5060 maddelik bir anayasa değişikliği yapılması zorunlu hale gelecekti. Ancak Cumhurbaşkanı ifadesiyle sadece yürütme sistemi ile bağlantılı maddelerini içeren dar kapsamlı anayasa değişikliği yapılması daha kolay hale gelecek. Anayasa Komisyonu ve TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeler dikkate alındığında anayasa paketi daha hızlı bir şekilde yasalaştırılabilecek ve mayıs ayında referandum takviminde bir sarkma olmayacak. l ANKARA Partili model ısrarı ‘Başkanlık sistemi’ ve İsrail ile ilişkileri değerlendiren Erdoğan, ‘başkanlık’ ya da ‘cumhurbaşkanlığı’ ifadelerinin kendisi için fark yaratmadığını söyledi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Pakistan’a gerçekleştireceği geziye çıkmadan önce AKP ile MHP’nin üzerinde uzlaşmaya çalıştığı sistem değişikliği, Almanya ve İsrail ile ilişkileri değerlendirdi. “Başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı” ifadelerinin kendisi açısından sıkıntı yaratmayacağını belirten Erdoğan, cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmemesi gerektiğini savundu. Almanya’ya dosyası gönderilen 4 binin üzerindeki PKK bağlantılı kişinin 6’sının parlamento sürecini geçtiğini belirten Erdoğan, İsrail Büyükelçisi olarak da Kemal Ökem’in atandığını dile getirdi. Pakistan’a teşekkür Erdoğan, Pakistan’ın başkenti İslamabad’a hareketinden önce Ankara Esenboğa Havaalanı’nda açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Türkiye ile Pakistan’ın kara gün dostu olduklarını belirten Erdoğan, “Pakistan FETÖ ile mücadelede kararlı bir duruş sergiliyor. Pakistan’ın örgütle iltisaklı şahıslardan 20 Kasım’a kadar ülkeyi terk etmeleri istemelerini zannediyorum duydunuz” diye konuştu. Yeni anayasa konusunda AKP ve MHP arasında süren çalışmalara da değinen Erdoğan, “Yapılan bu çalışmanın ‘Başkanlık’ veya ‘Cumhurbaşkanlığı’ olması hususunda benim açımdan herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir. Parlamentoda 367 yakalanır mı yakalanmaz mı, referandum kararı mı çıkar o süreçte göreceğiz. Bu arada da cumhurbaşkanlığına parlamentodan geçtikten sonra gelmesi söz konusu. Geldiği zaman metni görmüş oluruz ve ona göre de değerlendirmemizi yaparız” ifade lerini kullandı. ‘Partiyle yürümeli’ Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişkisinin kesilmesinin ülkedeki siyasi etkinliğin ve aktif yapının bozulmasını getireceğini savunan Erdoğan, “Bunun için, böyle bir adım atılıyorsa ki ‘fiili başkanlık’ diye zaman zaman sayın Bahçeli’nin ifade ettiği şekliyle yani cumhurbaşkanlığı sistemine bu şekilde girildiği anda, o zaman tabii ki partiden ilişkisinin kesilmesi doğru olmayacaktır. Partisiyle beraber bu yolu yürümesi, bu süreci işletmesi, şüphesiz ki hem mensubu olduğu partisini hem de cumhurbaşkanının kendisini güçlü kılacak ve çok daha kararlı, da yanışma içerisinde adımlar atılmış olacaktır” dedi. Askeri darbe ile görevinden alınan Mısır’ın eski lideri Muhammed Mursi için verilen ölüm cezasının temyizden döndüğünün anımsatılması üzerine Erdoğan, “Şu anda onlar, mağdur, mazlum durumdadır. Mağdur ve mazlum durumda olan Mursi ve arkadaşlarına karşı sadece yeniden yargılanma yolunun açılması değil, onların bir an önce serbest bırakılması aslolandır” diye konuştu. Erdoğan, Tel Aviv’e büyükelçi atayıp atamadığının sorulması üzerine, “Sayın Başbakanımızın Dışişleri Danışmanı Kemal Ökem Bey’i İsrail’e büyükelçi olarak atıyoruz. Dün görevine başlamış olması lazım” yanıtını verdi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Belarus Başkanı’na da diktatör diyorlar’ Erdoğan, ölüm cezasının tartışıldığının anımsatılması üzerine de şöyle konuştu: “Parlamantoya bu talep götürülüyor, bu bana geldiği zaman ben bunu onarım. Anayasada olduğu gibi yine milletimize götürürüz. Millet onadıktan sonra Avrupalı şunu demiş bunu demiş bu bizi ilgilendirmez. Şu anda dünyanın birçok yerinde hâlâ idam vardır. Belarus bir Avrupa ülkesi, orası da başkanlık sistemiyle yönetilen bir ülkedir. Avrupa Belarus’a çok saldırıyor sizde bu ne için var diye. Sayın Başkan da halkım memnun ben de memnunum diyor. Belarus’un Başkanı’na da Batı ‘diktatör’ diye saldırıyor. Bir yerde huzur barış varsa Batı oraya hemen saldırmaya başlıyor. Amerika’da olanları görüyorsunuz, istedikleri başkan olmadı diye sayın Trump’a nasıl saldırdıkları ortada. Sandıktan çıktı, bir saygı duyun nasıl bir çalışma ortaya konulacak bu görülsün, ne yazacaksanız ondan sonra yazın.” ‘Diktatör anandır’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı Saadet Oruç, Twitter hesabından Erdoğan’a “diktatör” diyen Fransız gazeteci JeanPaul Ney’e “Diktatör anandır” diye yanıt verdi. Oruç gelen tepkiler üzerin yaptığı ikinci paylaşımda, “Cumhurbaşkanına ‘diktatör’ diyen biriyle ciddi tartışılacak herhangi bir şey yoktur. Hak ettiği dilden cevabı alır. Bu cümle de burada dursun” dedi. Aşkın, ölümün ağlatısında... İçimdeydi o büyümeyen çocuk, içimdeydi sokaklar... Hayatın acımasızlığı, ahlaksızlar pazarı, çıkar peşinde koşan yaratıklar, bire bin katarak yalanla ve dolanla yaşayanlar, insanları birbirleriyle kırdırıp keyif çatanlar. Sevgili Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Turhan Günay... Hepinize, günaydın ve merhaba... Sabahın ilk ışıkları pencereden içeriye süzülürken kalemle yazıyorum. Gazeteye gidince bilgisayara geçireceğim. İçimde büyümeyen o hırçın çocuk uyandırdı beni. Arkadaşımız Ataol Behramoğlu’nun çevirisini yaptığı ünlü Çinli şair Jidi Majia’nın “Gök ve Yer Arasında” (Tekin Yayınları) kitabını okudum önceki gün. Ataol çeviri kitabını imzalarken şöyle yazmış: “Kardeşim, şiir sever, gizli şair Hikmet Çetinkaya’ya çok sevgiyle...” Ben de çok sevdiğim “Butuo’lu Hizmetçi Kız”dan, bir bölüm aktarayım: “İlk kez onun dingin, uysal alnında Gördüm fırtınanın kıvrılan akımını Çiçekle donandığını kayaların Ayın sevgilisini düşlediğini Nisanda gebe kaldığını bir ırmağın” Sevgili arkadaşlarım... Daha önce yazdım: “Yüreğimin bir yarısı sizde...” Benim için önemli olan, bir an önce sizin özgürlüğünüze kavuşmanız. Başka hiçbir derdim yok. Yazıişleri gazeteyi çıkarıyor. Yayın politikamız vakıf senedinde olduğu gibi sürüyor. Arkadaşların tümü, servisler geç saatlere kadar çalışıyor. Hepiniz rahat olun... HHH İçimdeydi o büyümeyen çocuk, içimdeydi o sokaklar... Sabahın şafağından düşlerimle baş başaydım. Kanlı Pazar’lar, Madımak, Başbağlar, Suruç, Ankara Gar, nice katliamlar... Şehitler, gaziler... Mayınlı tuzaklar, FETÖ, PKK, IŞİD terör örgütü, kanlı darbe kalkışması... Kurunun yanında yaşın yanması... Eski yazılar, yarım kalan düşler, sevdalar.... Sevgili Akın ve benim yürekli arkadaşlarım... Alıç çiçeğinden tazelenmiş sevecenliğimizi karanlık yüzlere bir gün mutlaka gösterip kin, nefret, intikam duygularıyla yaşayanları unutturacağız. Pişmanlık duyacak onlar yaptıklarından... Acımasızlığın karanlık dehlizlerinde yaşayacaklar, güneşi, ay ışığını gördüklerinde korkacaklar. Çünkü aydınlıkta değil karanlıkta yaşıyor onlar. Yitip gitmiş bir evren için nice ufuksuz deryaları aşıp sırsız bir ayna karşısında umudun çığlığını daha da artıracağız? Demokrasi ve insanlık adına... Seveceğiz... Bu binlerce yıllık kadim tarihimizi ve topraklarımızı ayrımcılık yapmadan yaşanır hale getireceğiz. Ne ırk, ne din, ne mezhep, ne dil, ne renk ayrımcılığı yapacağız. Emeğin örgütlü gücünü savunacağız. Sesimiz soluğumuz Nâzım Hikmet’ten Ahmed Arif’e; Hasan Hüseyin’den Ataol Behramoğlu’na uzanacak. Alanlarda çoğalacağız, çiçekli bahçelerde dolaşıp şarkılar söyleyeceğiz çocuklarımız, torunlarımız için. Sen Hakan Kara, Ada’yı pazar gezintilerine çıkaracaksın Sinem’le birlikte. Bülent, Şili’ye gider, Akın, Mustafa karşı kıyıya, Musa ve karısı Londra’ya torun hasreti gidermeye, Güray Bodrum’a... Geriye kaç kişi kaldı? Yahu geriye kalan kaç kişiyse ben çiftliğe götürürüm onları Selçuk tarafına. HHH Dışarıda kalanlar benim gibi gazel okur... Benim içimdeki çocuk tam bu sırada hırçınlaşır... Her şeye karşın bir türkü olacağız sevgili arkadaşlarım, çağlayanlar gibi özgür, bir şarkı olacağız sevdanın geniş avlusunda. Şairin dediği gibi aşkın ve ölümün ağlatısında... 6 YIL SONRA YENİDEN SEVİYE yükseltiliyor Yıldırım’ın danışmanı İsrail’e büyükelçi oldu Türkiye İsrail ilişkilerinin yeniden kurulmasındaki üçüncü koşul olan büyükelçilik atamaları sağlandı. İsrail’in Ankara Büyükelçiliği için Türk Yunan ilişkileri ve Kıbrıs uzmanı Eitan Naeh’i belirlemesinin ardından, Ankara da Ortadoğu uzmanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Binali Yıldırım’ın Dış Politika Danışmanı Kemal Ökem’i Tel Aviv’de görevlendirme kararı oldu. Karşılıklı agremanın ardından elçilerin aralık başında görevine başlaması bekleniyor. Türkiye ile İsrail arasında Mavi Marmara saldırısı ile kopan ilişkilerin, geçen aylarda yeniden kurulmasıyla, büyükelçilik atamaları ile için harekete geçildi. İlişkilerin normalleşmesinin ikinci adımı olan tazminat koşulu, geçen ay yerine getirilmişti. Atamaların ardından 6 yıl önce ikinci kâtiplik seviyesine indirilen diplomatik ilişkiler, yeniden büyükelçilik seviyesine getirilmiş oldu. 1993’te Ankara’daydı Önceki gün İsrail’in, An kara Büyükelçiliği’ne Eitan Naeh’i atadı ğı, Naeh’in kol tuğuna oturma sı için hükümet kararını bekle diği öğrenildi. İsrail’in Londra Büyükelçiliği’nde maslahatgü zar olarak gö re yapan Na eh, 1993 yılında Ankara’da görev yaptı. 1999’da Kemal Ökem İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda Türk Yunan ilişkileri ve Kıbrıs masasında çalıştı. Ddaanvıuştmoağnluıy’nduın Kemal Ökem ise Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde Başbakanlık Dış Politika Danışmanı olarak görev yaptı. Ökem, Başbakanlık’taki görevi öncesinde Dışişleri Bakanlığı’nda Ortadoğu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle