17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 360 şirketten iklim değişikliği uyarısı Aralarında DuPont, Gap, Hewlett Packard, Hilton, Nike gibi firmaların da bulunduğu 360’tan fazla şirket, yatırımcı, ABD’de başkan seçilen Trump ve dünya liderlerine küresel ısınmanın önüne geçilmesi yönündeki çabalara destek vermeleri çağrısı yaptı. Trump, daha önceki demeçlerinde iklim değişikliğinin “aldatmaca” olduğunu savunarak seçilmesi halinde anlaşmayı iptal edeceğini açıklamıştı. Macron ‘yarışta ben de varım’ dedi Fransa’da gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine eski Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron da adaylığını koydu. Sosyalist Parti’den ayrılan 38 yaşındaki Macron bir süre önce kendi partisi “Yürüyüş”ü kurmuştu. Perşembe 17 Kasım 2016 Trump’a [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ulaşma çilesi [email protected] 13 Başkan seçilen Trump’ın hazırlıksız yakalandığı, ekibinde kaos yaşandığı belirtiliyor. Hatta müttefik ülke liderlerinin çareyi Trump Tower’ı aramakta bulduğu iddia edildi ABD Başkanı seçilmesi büyük tartışma yaratan Donald Trump’ın geçiş süreci ekibinde sürekli değişikliğe gitmesi şimdiden kaos yarattı. New York Times (NYT), bir hafta gibi kısa bir sürede Trump’ın geçiş ekibinin görevden almalar, iç mücadeleler, karşılıklı açıklamalarla tam bir karmaşanın içine düştüğünü manşete taşıdı. ABD’nin müttefiki ülkelerin liderlerinin ekipten kimle nasıl görüşeceklerini bilemedikleri için çaresizce telefonla Trump Tower’ı aradığını iddia eden gazete, “Müttefikler hür dünyanın yeni liderine ulaşmaya çabalıyor” dedi. Daha önce hiç hükümet görevi yapmamış Trump’ın hazırlıksız yakalandığı, ekibinin devir teslim geleneklerinde doğaçlamaya gittiğini ileri süren NYT, buna Dışişleri’nin brifing belgeleri olmaksızın yabancı liderlerle ilk görüşmeleri yapmanın da dahil olduğunu ortaya attı. NYT’ye sert yanıt Ama bir kez daha NYT’yi yalanlayan Trump, dün Twitter’da şu mesajı paylaştı. “Başarısız NYT’nin söylediğinin aksine Rusya, Britanya, Çin, Suudi Arabistan ve Çin dahil pek çok yabancı ülke lideriyle telefonda görüştüm. Avustralya, Yeni Zelanda cabası. Her zaman erişilebilir durumdayım. NYT benimle ilgili yayınlarında aptal konumuna düştüğü için kızgın, o kadar.” NYT ise Trump’ın damadı Jared Kushner’in geçiş ekibinin başına eski vali Chris Christie yerine aniden Başkan Trump karşıtı protestolar önceki gün de New York ve Washington’da sürdü. Yardımcısı seçilen Mike Pence’i atadığına, ekibin ulusal güvenlik sorumluları olan (Christie ile bağlantılı) eski milletvekili Mike Rogers ile lobici Matthew Freedman’ı kovduğuna dikkat çekti. Damadın intikamı Gazete bunun Christie’nin savcıyken Kushner’in babasını hapse göndermesinin intikamı olduğunu iddia etti. Trump’ın rakibi Hillary Clinton’ı ABD’nin Libya Büyükelçisi’nin öldürülmesiyle ilgili resmen suçlanmaktan kurtaran bir rapora Rogers’ın onay vermesinin de rahatsızlık yarattığı kaydedildi. Gazeteye göre ABD’nin önde gelen müttefikleri Trump’la ne zaman ve nasıl temas kuracaklarını kestirmek için çırpınıyor. Batılı bir diplomat, dünya liderlerinin lüks kulesindeki Trump’a bağlanmak için çok çileler çektiğini söyledi. ‘May bir gün uğraştı’ Kaostan önce 9 Kasım’da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’a ulaşırken, ardından Britanya Başbakanı May’in Trump’a ulaşmasının 24 saat aldığı ileri sürüldü. “Bu, en yakın müttefikle diplomaside bir kırılma” denildi. Dışişleri bakanı olmak isteyen eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani’nin Katar ve Keystone XL petrol boru hattını inşa eden Kanada şirketiyle ilişkileri de eleştirildi. ORTADOĞU DAHA DA KARIŞABİLİR Washington Post, Trump’ın Ortadoğu’ya yeni belirsizlik ve karmaşa getirebileceğini yazdı. “Trump Ortadoğu’yu altüst edebilir” haberinde birbiriyle çelişkili kampanya vaatlerinin hepsinin nasıl uygulanacağı konusunda analistlerin işin içinden çıkamadığı belirtildi. Trump’ın sözlerinden Ortadoğu’da düzeni Rusya’dan yana ama Şii İran’ın etkisini azaltarak, Esad’la ittifak kurarak ama Sünni Körfez krallıkları ile Türkiye’yi hoş tutarak yeniden hizaya sokacağı çıkıyor. ‘Ilımlı kelimesi kalkacak’ Körfez’in danışmanı Theodore Karasik, Trump’ın danışmanlarıyla görüştüğünü, yeni başkanın IŞİD’le savaşırken bölgenin geri kalanında güvenliği sağlama işini Rusya ve Arap devletlerine havale edeceğini söyledi. Karasik, Trump’ın Ortadoğu sözlüğünde “ılımlı”, “demokrasi” gibi sözler olmayacağını belirtti. Gaffney’ye göre Gülen Post’ta “Erdoğan gibi tek adamların” sevineceği yorumu yapılsa da Trump’ın danışmanı Frank Gaffney’nin Gülen’e dair kitap yazmış CIA ajanı Clare Lopez’le yaptığı söyleşideki iddiaları dikkat çekti. Gaffney “Erdoğan ile Fethullah Gülen’in çok sıkı dost olup Türkiye’de İslamcı gündemi ilerlettiklerini, şimdi aralarında mafya babalarınınki gibi bir savaş yaşandığını, ama aslında Erdoğan’ın Gülen’in okullarında verilen Türk milliyetçisişeriatçı eğitimle aynı çizgide olduğunu” söyledi. Barzani: ABD onay verdi ‘Çekilmeyeceğiz’ Irak’ta Musul’un IŞİD’den kurtarılmasına yönelik operasyon sü rerken Irak Kürdistan Bölgesel Yö netimi Başkanı (IKBY) Mesud Bar zani, “Kürdistan bölgelerinden çe kilmeme konusunda ABD’yle anlaş maya varıldığını” söyledi. Başika’da peşmerge ile bir araya gelen Barza ni burada yaptığı açıklamada. Kürt güçlerinin IŞİD mi litanlarından alınan bölgelerden geri çe kilmeyeceğini kay detti. Rudaw’ın ha berine göre Barzani, “Bu bölgeler 11 bin 500 peşmergenin ka nıyla kurtarıldı. Bu Mesud Barzani kadar kurban verildikten sonra merke zin vilayetlerle doğrudan muamele sini kabul etmemiz mümkün değil” dedi. ABD’yle bu konuda anlaşma ya vardıklarını da savundu. “Kürt, Arap, Türkmen, Süryani, Ermeni, hepimiz kardeşiz ve bu ülkede öz gürce yaşayacağız.... IŞİD’e yardımcı olan kim varsa Kürdistan toprakları na adım atamaz” ifadesini kullandı. Rusya UCM’den imzayı geri alıyor Rusya, “uluslararası toplumun umutlarına yanıt olmadığı, tek taraflı davrandığı, bağımsız tutum takınamadığı” gerekçeleriyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden (UCM) çekildiğini açıkladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu adımı, savaş suçlarının yargılanması için kurulan UCM’nin Kırım’ın ilhakını Rusya ve Ukrayna arasındaki bir askeri kriz olarak tanımlamasının ardından geldi. Mahkeme aynı zamanda Kırım’ın ilhakını “Ukrayna topraklarının ihlali” olarak tanımladı. Rusya, UCM’nin kuruluş belgesi olan Roma Statüsü’nü 2000 yılında imzalamış ancak henüz onaylamamıştı. ABD ise onaylamadan anlaşmayı imzalamış ancak George W. Bush başkanlığında anlaşmadan çekilmişti. Rusya, Kırım’ı 2014 yılında ilhak etmiş, ardından düzenlenen referandumda Kırım Rusya’ya bağlanmak istediğini açıklamıştı. Rusya’nın mahkemeden çekilmesi Suriye’de de hiçbir sorumluluğunun olmayacağı anlamına geliyor. Britanya, Rusya’nın Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırılarına ilişkin bir savaş suçu soruşturmasının başlatılmasını istemişti. NİMRUD’U YERLE BİR ETMİŞLER Irak güçlerinin Musul operasyonu kapsamında IŞİD’den kurtardığı Nimrud’un yeni görüntüleri örgütün antik kente verdiği zararı gözler önüne serdi. IŞİD militanları, Asur medeniyetinden kalma kentte puta tapıldığı gerekçesiyle tarihi kalıntıları buldozer ve patlayıcılarla yıkmıştı. Kentte bulunan binlerce yıllık heykeller ise balyoz ve matkaplarla parçalamıştı. Esad’ın gözü kulağı ABD’de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik açıklamalarına dair “Henüz ne yapacağına dair bir şey söyleyemeyiz. Ama teröristlerle savaşacaksa tabii ki müttefikimiz olur” dedi. Portekiz televizyonu RTP’ye konuşan Esad, Trump’ın Rusya’yla yakınlaşma sinyallerine değindi. “Rusya, İran ve diğer pek çok ülke gibi doğal müttefikimiz olur. Söyledikleri umut verici ama bunları gerçekleştirebilir mi? Ülkenin yönetimindeki karşıt güçlerle, ana akım medyada ona karşı çıkanlarla nasıl baş edecek? Bu yüzden sözlerini tutup tutamayacağını bilmiyoruz. Bu yüzden Trump’ı yargılarken çok dikkatli davranıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Esad, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sert ifadeler kullandı: “O megaloman bir cumhurbaşkanı, dengeli değil. Bulunduğumuz zamanda değil Osmanlı döneminde yaşıyor.” Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Suriye ordusunun son birkaç gün içinde Halep’in güneybatısında taarruza geçtiği belirtildi. Militanların Halep’e kentin güneybatısından girme şansının kalmadığı savunuldu. 32 kişi yaşamını yitirdi Muhaliflerin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, cihatçıların kontrolündeki Doğu Halep’e yönelik hava saldırılarında 6’sı çocuk 32 kişinin öldüğünü iddia etti. Bağımsız Doktorlar Birliği bölgede desteklediği bir çocuk hastanesi ile tek kan bankasının vurulduğunu duyurdu. Obama’nın ‘derdi’ küreselleşme Obama, dün Atina’da Akropolis’i gezdi. Yunanistan’da demokrasiyi vurgulayıp küreselleşmeyi eleştiren Obama Merkel’le ortak makalede ise küreselleşmeden dönüş olmadığını savundu ABD Başkanı Barack Obama, halefi seçilen Trump’la ilgili müttefik de ise “Küreselleşmeden önceki dünyaya geri dönüş olmayacak” diye yazdı. lerin endişelerini giderme turuna dönüşen veda turunda, dün Yunanistan’da Merkel 4. dönem peşinde bir turist gibi dolaşmasının ardından Merkel sığınmacı krizi, İslam Almanya’ya geçti. Atina’daki konuşmala cı terör, aşırı sağın yükselişiy rında 53 kez “demokrasi” dediği not edi le halk desteği düşse de gele len Obama, “Küreselleşme yönünü değiş cek yılki seçimde 4. kez baş tirmeli. Küresel elitler, dev şirketler ver bakan adayı olacağını du gi kaçırarak, yasal boşlukları kullanarak yurdu. Medya Trump, Pu bambaşka bir hayat yaşıyor ve bu da de tin ve Cumhurbaşka rin bir adaletsizlik hissi yaratıyor” de nı Erdoğan’la kuşatılan di. “En yakın uluslararası partnerim” Merkel’in Batı’nın son diye söz ettiği Alman Başbakan Ange liberal lideri olduğu la Merkel’le ortak kaleme aldığı makale yorumunu yapıyor. Angela Merkel Trump’ın Rasputin’i Trump’ın başkan seçilmesinden bu yana bir hafta geçti. Ve dünya değişti. Yeni başkanla “resetlenen” bu yeni dünyayı betimlemek için yepyeni terimler kullanılıyor: “Altsağ/altright” kısaltmasıyla anılan “alternatif sağ siyaset” ve bu siyasetin üzerinde yükseldiği “gerçek ertesi/post truth” düzen… Trump evreninin başlıca anahtarları. Trump’la girilen bu yeni “paralel dünya”, alışılmış geleneksel siyaset ortamından öyle farklı ki, yeni tabloyu tasvir etmek için daha önce hiç karşılaşmadığımız kavramlara başvurmak gerekiyor. Bunların içinde en önemlisi “post gerçek/ post truth” ortamı. Yeni “post truth” ortamına ilişkin uluslararası basındaki ilk önemli analizler, Türkiye’nin tam 15 Temmuz evresine rastladı. Önce “New York Times”, arkadan “Economist”, bu yaz aylarında artık bir “post truth” çağında yaşadığımızı ilan etti. “Sağnak”ta daha önce de bahsettim. Postgerçek çağı, nesnel gerçekler yerine bizim Kabataş yalanı misali; algı operasyonlarıyla beslenen bir dezenformasyon çağını tarif ediyor. Sosyal medyalar ve trollerin yarattığı postgerçekler ortamında, “doğru”lar önemini yitiriyor. Duygular, önyargı ve şartlanmalar; meşrebe göre seçilen “biz/onlar” dayatması belirleyici oluyor. Yoğun kutuplaşmada bütün kötülüklerin kaynağı “onlar”; meşruiyetin temeli de “yalnız biziz” şeklinde tebarüz ediyor. Bu durumda “biz” adına “onlar”a bel atı her vuruş makbul ve meşru kabul ediliyor. ‘Biz melek’, ‘onlar şeytan’ Şimdi Donald Trump vasıtasıyla yakından tanımak zorunda olduğumuz “alternatif sağ” siyasetin dayandığı ana direk işte bu… “Gerçek ertesi dünya” oluyor. “Alternatif sağ” da yeni olan bir kavram. Vaktiyle “faşist” denen çevrelere, “postgerçek çağ”da “alternatif sağ” deniliyor. “Alternatif sağ”cıların “biz”i, “eril Hıristiyan beyaz”lar… “Biz”in karşısına çıkarılan “onlar” ise Müslümanlar, Yahudiler, siyahiler, göçmenler, eşcinseller, kadın hakları savunucuları oluyor. Steve Bannon dünyayı işte böyle “biz ve onlar” diye bölen “alternatif sağ”ın önde gelen isimlerinden. Tüm farklılıklara nefret saçan Breitbart News adlı aşağılık bir internet yayın organının yöneticiliğini yapıyor. ABD’ye köleliğin geri getirilmesini savunacak denli kendinden geçmiş bir “beyaz üstünlüğünün” temsilciliğini yapan Breitbart, akla gelebilecek her postgerçek balonu uçuruyor. Doğum kontrolünü misal “holokost” diye takdim eden komplolara ve her türlü demagojiye itibar eden Breitbartçıların yanında; saldırganlıkta sınır tanımayan ABD sağının geleneksel medyası “Fox” zemzem suyuyla yıkanmış kalıyor. Pandora kutusu Trump bu kadar kin ve nefret saçan ve yalan dolanla yayın yapan bir medyayı yöneten bir kişiyi şimdi işte kendisine baş danışman seçmiş durumda. Geçen ağustosa dek Breitbart’ın başında bulunan Steve Bannon, yaz sonu önce Trump’ın kampanya şefliğine yükseldi. Başkanlık seçiminin ardından Beyaz Saray’a baş danışman oldu. Sadece “Demokratlar” arasında değil, “Cumhuriyetçi” safta da bazı kesimlerce “faşist ve ırkçı” olarak damgalanan Bannon, yeni başkanın o kadar güvenini sağlamış durumda ki şimdiden Beyaz Saray’ın Rasputin’i addediliyor. Washington’ın siyaset makinesini bundan böyle o yönetecek ve uluslararası ilişkilerdeki etkisi de çok büyük olacak. Bannon’ın ilk hedefi baharda Fransa’da başkanlık seçimine hazırlanan Marine Le Pen’e arka çıkmak! Trump’ı başkan yapan Bannon’un sitesi Breitbart, Le Pen’e destek olmak için şimdi Fransa’ya taşınıyor. Trump’ın başkan seçildiği günden beri yanından maskot gibi ayrılmayan ve Washington’la sürekli mekik dokuyan İngiliz aşırı sağının lideri Farage başta olmak üzere Avrupa’nın tüm faşistleri boşuna bayram etmiyor. 8 Kasım’da dev bir Pandora kutusu açıldı. Kolayına kapanmayacak. Yılın kelimesi ‘posthakikat’ Oxford Sözlüğü, 2016’nın kelimesi olarak “posthakikat” (posttruth) sözcüğünü seçti. Guardian gazetesinin haberine göre ABD’nin yeni başkanı olarak Trump’ın seçilmesi ve Britanya’nın referandumla AB’den ayrılma kararı alması bu kelimenin kullanımını geçen yıla göre yüzde 2 bin arttırdı. “Posthakikat”, nesnel verilerin kamuoyunu şekillendirmede duygu ve kişisel inançlardan daha az etkili olduğunu anlatan ya da bununla ilgili olan durumlarla ilişkili sıfat olarak kullanılan bir kelime. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle