17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 17 Kasım 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Muhalefet hasadı teslim olmayız 11 MİT TIR’ları davasında Dündar ve Gül’le birlikte yargılanan CHP’li Berberoğlu ifade verdi Canan coşkun Gazetemiz eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun, gazetemizde yayımlanan MİT TIR’ları haberleri nede Dündar, Gül ve Berberoğlu’na büyük destek niyle, ana dosyadan ayrılan, “silahlı terör örgütüne, üye olmaksızın bilerek ve iste yerek yardım etme” iddiasıyla yargılan dıkları dava 11 Ocak’a ertelendi. Mahke mede savunma yapan Berberoğlu, “Kor karım bu gidiş sürerse benden sonra baş kalarına da sıra gelecektir” dedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Berberoğlu, dün ilk kez savunma yaptı. 33 yıl gazetecilik yaptığı nı anımsatan Berberoğlu, “Özgür bir ga zeteci, aklını şeyhe, şaha, imama, başba kana, bakana, partiye emanet vermez. Ül kesini, milletini, laikliği, demokrasiyi ve halkın haber alma hakkını canından üs tün tutar. Habere ceza olmaz. Halkın bil gi alma hakkı gasp edilemez. Bu mücade lemden taviz vermem, geri adım atmam. Teröre yardım bir yana sayenizde terör hedefi haline gelmiş olabilirim” dedi. Dar Erdem Gül ve Enis Berberoğlu, kendilerine desteğe gelen CHP’li vekiller ve meslektaşlarıyla birlikte açıklama yaptı. be girişiminin ardından FETÖ iddiasıyla muhaliflerin temizlendiğini de dile getiren Berberoğlu, “AKP de keyifle izleyip, muhalefet hasadını yönetiyor” dedi. GAZETECİLİK DAVASIMİTTIR’larıhaberlerininkaynağının CHP’li vekiller olduğu iddiasının, ilk ön ce iktidara yakın gazetelerde dile geti rildiğini anımsatan Berberoğlu, haberin Cumhuriyet’te yayımlanmadan önce Aydınlık’ta yayımlandığını vurguladı. Berberoğlu, 21 Temmuz 2014 günü TBMM’de yapılan bir basın toplantısından sonra, haberin Star dahil ondan fazla gazetede yayımlandığını anımsattı. Berberoğlu, o tarihte suç duyurusu yapılmadığını, dava açılmadığını dile getirerek, “Yoksa yüksek yerlerden emir mi gelmedi” diye sordu. Soner Yalçın dinlenecek ALİ AÇAR CHP’li milletvekilleri, gazetemiz eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun yargılandığı MİT TIR’ları davası için, Çağlayan’a akın etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Grup Başkanvekili Engin Altay ve milletvekilleri Gürsel Tekin, Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, İlhan Kesici, Erdoğan Toprak, Muharrem İnce, Candan eşi Dilek Dündar ve çok sayıda gazeteci İstanbul Adliyesi’nde buluştu. ‘Yargıya güven kalmadı’ CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, adliye önünde yaptığı açıklamada, bir yerde adliye olmasının orada adaletin olduğu anlamına gelmeyeceğini belirterek, “Faşizm törenle gelmez. Faşizm son günlerde, son aylarda ve son yıllarda olduğu gibi temel hak ve özgürlükleri gasp ede ede gelir”dedi. Yargının talimatla iş yaptığını, yargıya güvenin kal Bu haber yazmanın ödettiği bedeli göseteren bir dava. Adliyeler gazetecilerin işyeri haline geldi. Bir an önce gazeteciler adliyeden ve cezaevinden çıkarılmalıdır. Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon da düşünce ve ifade özgürlüğüne yöneliktir” dedi. ‘Bedel ödemeye hazırım’ Enis Berberoğlu da doğru bir haber için bedel ödemeyi göze aldığını anlatarak şunları söyledi: “Şükür ki, burada para sıfırlamak suçlamasıyla bulunmu Mahkeme, Berberoğlu hakkında itham Yüceer, Atilla Sertel, Ali Özcan, Mehmet da bulunan gazeteci Soner Yalçın’ın tanık Tüm, Didem Engin, Cemal Okan Yüksel, olarak dinlenmesine karar verdi. Heyet, Yaşar Tüzün, Erdin Bircan, Tur Yıldız BiBilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’na ya çer, Bülent Öz, Namık Havutça, Mehmet zı yazarak Berberoğlu’nun Mart, Nisan Göker, Mazlum Nurlu, Mahmut Tanal, ve Mayıs 2015 dönemine ilişkin HTS ka Tanju Özcan, Hilmi Yarayıcı, Selina Doyıtlarının istenmesine de hükmetti. He ğan, Muharrem Erkek, Aykut Erdoğdu, yet, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen CHP PM üyesi Kadir Gökmen Öğüt, CHP MİT TIR’larına ilişkin dava dosyasının İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Erakıbetinin sorulmasına da karar verdi. dem Gül’ün eşi Aslı Gül, Can Dündar’ın madığını söyleyen Altay, “Et kokarsa tuz var ama artık tuzun koktuğu yerdeyiz. Yargılanması gereken biri varsa terör örgütü FETÖ’ye başından beri yardım ve yataklık edenlerdir. Türkiye’de şöyle bir tablo var sabah jüristokrasi var, öğlen teokrasi var, akşam otokrasi var. Tam gün faşizm var” diye konuştu. Erdem Gül ise “Başından beri söylediğimiz gibi bu bir gazetecilik davasıdır. yorum. Ya da bir terör tarikatını devlete egemen kıldığım, imamın ordusunu darbeye teşvik ettiğim suçlamasıyla da karşınız da değilim. Ya da bir terör örgütyle pazarlık yapıp memleketi cehennem yerine çevirmekle de suçlanmıyorum. Suçlandığım konu doğru bir haberdir. Bu doğru haberin yazılması için, basılması için, yayılması için ne bedel gerekiyorsa siyasi olarak o bedeli ödemeye hazırım.” CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ ADLİYE’DEN CUMHURİYET’E YÜRÜDÜ: Haklarımızı gasp ettirmeyiz SİBEL BAHÇETEPE Gazetemiz eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun yargılandığı MİT TIR’ları davası için bir araya gelen CHP’li milletvekilleri, Çağlayan’daki adliyeden gazetemize yürüdüler. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan, Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya ve yazar Ayşe Yıldırım’la görüşen CHP’li vekiller, dayanışma duygularını iletti. Erinç, milletvekillerine teşekkür ederek, “12 Mart’ta da benzer şeyler yaşamıştık. Sizlerin de desteği ile aşacağımıza inanıyoruz. Desteğiniz bizim bu direncimizi daha arttırıyor” dedi. CHP Grup Başkanvekili Altay ise Cumhuriyet gazetesine ve Cumhuriyet’e sahip çıkmanın, Atatürk’e ve onun bıraktığı kutsal emanete sahip çıkmak ile aynı olduğunu vurguladı. “Demokrasiye ne zaman müdahale edilse ilk hedeflerden birisi Cumhuriyet gazetesi oldu. Belli ki bundan sonra da olacak” diyen Altay, kendilerine düşen asıl görevin demokrasiyi Türkiye’de kurum ve kurul larıyla yerleşik köklü bir hale getirebilmek olduğunu anlattı. AKP hükümetinin Cumhuriyeti içselleştiremediğini söyleyen Altay, “Bu partiyi yöneten kafaların Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk ile sorunları var. Onların Cumhuriyet ve Atatürk ile sorunları olduğu müddetçe bizim de kavgamız devam edecek” diye konuştu. Altay, şunları kaydetti: “Parlamentodaki parmak çoğunluğuna bakarak, anayasadan kaynaklı temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesi yönünde atılan adımlara karşın devam edeceğiz. Bizim hepimizin yalnızca CHP’nin değil bütün yurttaşların anayasadan kaynaklı temel hak ve özgürlüklerine yönelik her türlü müdahaleye karşı koymak, iki nokta üst üste direnme hakkıdır. Bunu kullanacağız, bu bir isyan çağrısı, kalkışma çağrısı değildir. Bilhakis demokrasiye, Cumhuriyete, rejime sahip çıkma çağrısıdır. İktidarı herşeye rağmen biraz daha hukuka uymaya, demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere saygı göstermeye davet ediyoruz. Cumhuriyet gazetesi rotasından şaşmayacaktır, buna yürekten inanıyoruz. Demokrasi mücadelesinde bedel ödemeden olmaz.” Çağlayan Adliyesi’nden Cumhuriyet’e yürüyen CHP’li vekiller, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’le görüştü. CHP’liler gazete önünde açıklama yaptı. Ah Sevgili Birand ah… Günlerdir aklımda Mehmet Ali Birand var. Bu aralar Sevgili Birand’ı neden andığımı çok iyi biliyorum. Bir kere medyada güler yüzlü, akil, sevecen bir insan kalmadı. Birand hepimizin abisi, dostu, uzaktan destekçisiydi. Mesela “Aslı geçen günkü röportaj çok iyiydi” derdi gördüğünde. “Çok iyi gidiyorsun kız” derdi; o gaz bize aylarca yeterdi. Yılların gazetecisiydi. Onlarca insan yetiştirdi. Gerçek haberciydi. Şimdi ‘gazeteci’ sıfatıyla ortalarda dolaşanların eline su dökemeyeceği bir kaliteydi... Ama Birand’ı anmamın asıl nedeni başka... Geçenlerde Avrupa Birliği’nin Türkiye konusundaki son ilerleme raporu yayımlandı ve “18 yılın en eleştirel raporu” denilen bu uzun değerlendirme, birçok gazetede sadece miniminnacık bir 22’nci sayfa haberi oldu. Bazı gazeteler, haber bile yapmadı, sadece ilerleme raporuna karşı Ankara’nın tepkisini sert bir dille haberleştirdiler. Oysa eskiden böyle miydi? Hatırlıyorum; AB’nin Türkiye’nin üyelik süreciyle ilgili her yıl yayımladığı İlerleme Raporu, ne büyük haber olurdu. Önceden İlerleme Raporu’ndan birkaç kelime alanlar, manşete çıkarırdı. Gazeteciler uçaklara atlayıp kafile kafile Brüksel’e giderdi. Brüksel’den canlı yayınlar yapılırdı. Öyle bir heyecan vardı ki Türkiye’nin Avrupa süreciyle ilgili... Otel lobilerinde bekleşir; basın toplantısı odalarını doldurur; önceden yer kapar; bizim Dışişleri ya da Avrupa Komisyonu’nda tanıdığımız üç beş diplomattan ekstra bilgiler tırtıklamaya çalışırdık. Ne güzel günlerdi... Ne zaman o dönemi düşünsem, zihnimin bir köşesinde hep Birand var. Mikrofonu alıp soru sorarken Birand, yağmurda yaka kartıyla Brüksel’de komisyon binasına giren Birand, Başbakan’ın uçağında o kendine has üslubuyla yarı esprili sorular soran Birand, otel lobisinden canlı yayın yapan Birand... Yıllarını vermişti Türkiye’nin Avrupa’yla ilişkilerinin tesis edilmesine; daha doğrusu, Türkiye’nin Avrupa’ya ‘çıpalanmasına.’ Keşke ölmeseydi; ama bir yandan da iyi ki bu günleri görmedi... Şaka değil çok uzun bir yolculuğun sonuna gelmiş gözüküyoruz. Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na başvurusu 1963; ama darbeler, tutuklamalar, ekonomik krizler derken gerçek anlamda kolları sıvayıp Avrupa yoluna başlama tarihi 1999; yani ‘aday üyelik’ statüsünü kazandığı dönem. Avrupa’yla müzakereler, 2005’te başlıyor. O yıllar Türkiye’de reform ve demokrasi yılları. Güzel yıllar. Umut dolu herkes. Türkiye’nin Avrupa’da sayısız dostu var. Bizim bürokrasimiz, siyasiler, muhalefet, herkes canla başla çabalıyor. Avrupa’daki dostlar da bu çabayı boş bırakmamak için oradan destek atıyor. Hatırlıyor musunuz; bugün Türkiye’yle ilişkileri ‘dondurma’ meselesini bile gündemine alan Avrupa Parlamentosu, Türkiye’yle müzakereler başlamadan önce tarihi bir oturum yapıyor. Muhteşem bir gün. Vekiller, ellerinde ‘Evet’, ‘Ja’, ‘Yes’, ‘Oui’ yazan pankartlarla bu tarihi anı taçlandırıyor. Bizim gazetelerimiz ertesi gün o resmi alıp birinci sayfalarına tüm gazeteyi kaplayacak şekilde döşüyor. O anı hatırladıkça gözlerim doluyor. O günlerde “Türkiye ne zaman AB’ye üye olur” diye tartışırken “2015’i falan bulur” diyen biri çıkınca “Yok artık! O kadar da sürmez” diyorduk. Şu geldiğimiz günlere bakın. Tarih, bazen ne tuhaf akıyor. O dönem Türkiye gerçekten çok çabaladı, çok reform yaptı, bizi almadılar. Merkel ve Sarkozy’nin gelişiyle Avrupa frene bastı; işler tavsadı. Şimdilerde ise artık çok geç. Türkiye bambaşka bir yola girdi. Artık söz konusu olan; göstermelik, kimseyi ikna etmeyen, inandırıcılığı da olmayan bir müzakere sürecini sürdürelim mi yoksa ipler kopsun mu? Yalancı bir nişan devam mı etsin, yoksa yüzükleri de atalım mı? Bu konuda söylenebilecek çok şey var. Ben ve benim gibi demokrat insanlar ister ki, her şeye rağmen nişanı atmayalım. Geleceğe ipotek koymayalım. Her şeye rağmen bir çıpa kalsın. Bunun hem Türkiye, hem de Avrupa’nın yararına olduğunu düşünüyorum. Ama mesele uzun. Nedenlerini bir başka yazıda aktarmak üzere... Yazarlar Kitap Fuarı’nda Cumhuriyet imzalayacak 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’ndaki Cumhuriyet Kitapları standını bugün gazeteci, yazar ve sanatçılar ziyaret edecek. Cumhuriyet Kitapları standının konuk yazarları, gazetemizin tutuklu yazar ve yöneticilerine destek için kitaplarını ve Cumhuriyet gazetesini imzalayacaklar. Öykücülüğün önemli ismi Füruzan, müzik dünyasının duayeni Timur Selçuk ve gazeteci yazar Celal Başlangıç bugün destek için fuar ziyaretçilerine imza verecek isimlerden bazıları. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle