21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 16 Ocak 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TasaRım: MÜGE KAYGUSUZ haber 7 PEN’İN İFAdE ÖZGÜrLÜğÜ ÖdÜLÜ CAN dÜNdAr’A Karanlıkta bir ışık G azetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Dünya Yazarlar Birliği PEN’in ifade özgürlüğü ödülüne layık görüldü. PEN’in, uluslararası yardım kuruluşu Oxfam Novib ile birlikte verdiği ödül her yıl dünyanın değişik ülkelerinde baskı altında kalan ve sansüre uğrayan gazeteci, yazar sanatçılara dağıtılıyor. CaN HaPİsTE diğer ödülleri de sahipleri alamadı zek törene katılmak için havaalanındayken yetkililer tarafından pasaportuna el konularak seyahat etmesine engel olundu. Can da hapiste, üç ödül de başkaları tarafından alındı. Can’ın mektubunun duygusal ve vurucu metni çok beğenildi, çok iyi bir kalem olduğunu söylediler. Ödül verilmeden önce Can’ın öğrencilerinin hazırladığı Can ile Erdem’in tutuklanma hikâyesini anlatan bir belgesel gösterildi, çok alkış aldı. PEN’e yakışır bir ödül töreniydi.” avrupalı siyasilere ziyaret izni yok Geldik Türk Tipi Başkanlığa... ilek Dündar ödül töreniyle ilD gili “Çok etkileyici bir törendi. Ödül alanlardan mısırlı Omar Ha Hayatlarını tehlikeye atma pahasına ifade özgürlüğünden yana olmaları dolayısıyla Can Dündar’ın yanı sıra Eritreli şair, gazeteci Amanuel Asrat ve Mısırlı yazar Omar Hazek de ödül aldı. Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen törende ödülü Can Dündar adına eşi Dilek Dündar aldı. Uluslararası PEN’in başkanı Jennifer Clement konuşmasında “Bu ödül yazarların ifade özgürlüğü adına cesaretleri, adanmışlıkları ve yaptıkları fedakârlıkları onurlandırıyor. Bu ödülle, bu yazarlara onlara rahat vermeyenlere seslerinin duyulduğunu ve asla unutulmayacaklarını bildiriyoruz” dedi. Hayatı pahasına... adalet Bakanlığı, avrupa sosyalist Partisi (PEs) üyelerinin tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü ziyaret etmelerine izin vermedi. PEs üyeleri yarın silivri Cezaevi önünde Dündar ve Gül’e destek için açıklama yapacaklar. avrupa sosyalist Partisi Başkanı sergei stanishev, avrupa Parlamentosu üyesi ve eski Bulgaristan Başbakanı Giacomo Fillibeck ve PEs Genel sekreter Yardımcısı Karin mets dün CHP 35. olağan kurultayı daveti nedeniyle Türkiye’ye geldi. Heyet, yarın cezaevi önünde açıklama yaptıktan sonra Türkiye’den ayrılacak. ezaevinden seslenen Can Dündar’ın mesajını Dilek Dündar okudu. “Bu mesajı cezaevinde kalemle (PEN) yazıyorum. Ve fark ettim ki yıllardır kalemle yazı yazmamışım. Bilgisayar yazı yoldaşım olmuş. Ama burada bilgisayar yasak... Daktilo da... Sadece kâğıt ve kalem. Eski kadim dostlar. Bu bile karanlıkta büyük ışık. Çünkü yazan insan, Can dündar: Kaleme bir ömür verdim C o kâğıttan kendisine bir uçan halı yapıp atıldığı zindandan kaçabilir, dağlar, denizleri aşıp mesela Hollanda’da bir ödül törenine katılabilir, özgürlüğün keyfini çıkarabilir. Yazı, bana bu ayrıcalığı bahşetti ömrüm boyunca. Okulda ilk kırmızı kurdelemi onun sayesinde aldım. Onun sayesinde iş bulup para kazandım. İlk kütüphanemi ilk kitabımın telifinden aldım. Evimin taksitlerini gazete yazılarımla ödedim. Ve şu an yine bu satırları okuyan eşimi o yazılar sayesinde tanıdım, tavladım, evlendim. Kaleme bir ömür verdim, o da bana karşılığını fazlasıyla verdi. Bana bir dünya bahşetti. Bana meslek oldu, destek oldu, yoldaş oldu. Şimdi bu ışıklı çubuk bana bu itibarlı ödülü getiriyor. Basın özgürlüğü ödülünü bir cezaevinde almak ne kadar kara mizah gibi görünse de Cervantes’ten Dostoyevski’ye elini kalem denen nesneye sürenlerin başına gelenleri hatırlayınca yalnızlık çekmiyor insan. Bu duygularla beni bu ödüle layık görenleri cezaevinden selamlıyor, kalemin (PEN’in) şanına layık olmaya çalışacağıma söz veriyorum.” ERDEM GÜL’ÜN BABASI ZİYA GÜL’DEN OĞLUNA MEKTUP dicle’den Silivri’ye selam Hatip Dicle eni demir parmaklıkların ardına göndereli 50 günü aştı. Bilirim, göğün mavisini göremeden sadece duvarın kurşuni beton rengine bakarak geçen günlerin insanı bunalttığını! Bilirim, ormanın, parkın, çiçeklerin rengini görmeden, kedinin, köpeğin, börtü böceğin sesini duymadan geçen günlerin tekdüzeliğini... Çocuk sesi duymadan geçen günler. Hele işin içinde Sarp ve Deniz olunca! Geçen görüşte sana söylemiştim. Nâzım Baba’nın dediği gibi bir yanın içeride olsa da; sevdiklerinin özlemini çeksen de diğer yanın dışarıda olacak. Duyacaksın yurdundan yuvasından koparılmış mültecilerin sesini... Avrupa önlerinde, Ege’de Akdeniz’de ölümüne çırpınışlarını... Suruç’ta, Ankara’da ölenlerin yakınlarının “unutmadık, unutturmayacağız” çığlıklarını yüreğinde hissedeceksin! Yine de voltada dönüşlerin dışarıdan yapılacağını unutma! sevgili Erdem... S Ziya Gül Tespih de edinmelisin bir biçimde! Şak şak çekilenden olması gerekmez. 12 Eylül tutukluları zeytin çekirdeğinden yapmışlar tespihi! Dama, santraç taşlarını ekmek içi hamurdan... Gerçi 40’ınız çıktı yolu yordamı epey öğrendiğini sanıyorum. Sen geleneklere karşı çabuk uyum sağlayamazsın! Zorlanırsın! Mahpusluğu da fazla benimsemen gerekmez! Unutmadan söyleyeyim. Yine kadın katillerine iyi hal indirimi yapılıyor. Yeraltı işçileri yine arkasız. Soma patronu şimdi Çeltek’i de almış. İş cinayetleri yine dizginlenemez bir biçimde sürüyor. Bak Sevgili Erdem! Sen gideli beri Diyanet sık söze karışır oldu. Epey okkalı sözleri dolaşıyor ortada. İyi hal... ten geçmiş! Bu yorumu haber yapanlara hesap soracağını söylüyor Diyanetçiler. Öfkeyle burunlarından soluyorlar. Etrafa bağırıp çağırıyorlar. Ulan kavonoz dipli dünyada fetvayı verene, yorumlayana aferin; yazana öfke reva görülüyor. Benim pek hukuk bilgim yoktur. Hep gördüğüm, savcı önceden suçluyu ilan eder memlekette. Yurttaş, her kimse suçsuzluğunu ispata çalışır. Bir de tutukluluk taktılar mı kurtul kurtulabilirsen! Size yapılan gibi! Sizi tıktılar içeri şimdi delili koğuşlarda arıyorlar. Elli günü aşan süreçte binlerce tanıdık dost destek dileklerini ilettiler. Yazar çizer ve medya çevresinde sizlere arka çıkanlar bir sevgi seli oluşturdu Yalçın Hoca ve Doğu Bey hariç. Basın özgürlüğü, bağımsız yargıdan yana politikacıları da katarsak sesimiz “arşı alaya” ulaştı Sana bir haber daha vereyim! Dışarıda bir cadı kazanı kaynatılıyor. emokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı D Hatip Dicle, Yayın Yönetmenimiz Can Dündar ve ankara Temsilcimiz Erdem Gül’e des tek olmak üzere gazetemize ziyarette bulundu. Dicle, Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı akın atalay, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven, Haber Koordinatörü murat sabuncu ve Yazıişleri müdürü Bülent Özdoğan ile gö rüştü. Hatip Dicle, “İçinden geçtiğimiz günlerde göstermiş olduğunuz sorumlu gazetecilik tavrı ile Cumhuriyet gazetesi ayrıca övgüye değerdir. Can Dündar ve Erdem Gül’ün direnişlerinin yanındayız. sizlerin aracılığıyla onlara sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz” dedi. Dicle’ye HDK İstanbul Eş sözcüsü Şamil altan ve HDP Şişli İlçe Eşbaşkanı mahmut Çallı eşlik etti. Nöbeti işçiler devraldı İT TIR’ları haberi nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılması istemiyle Silivri Cezaevi önünde başlatılan “Umut Nöbeti”nin 45. gününde işten atılan Şişecam işçileri İsmail Yılmaz, Ercüment Acaraoğlu, Reyhan Doğan, gazeteci Mustafa Sönmez ve belgeselci İmre Azem devraldı. Sabah nöbeti devralan Şişecam işçileri adına yapılan açıklamada, “Bugüne kadar işçi direnişlerini haber yaparak işçi sınıfına destek olan basın emekçilerine 72 gündür direnişte olan Şişecam işçileri olarak bizler de Silivri’de umut nöbeti tutarak destek olmayı amaçladık” de M 45. gün nca badireye karşın Adalet ve Kalkınma Partisi’nde tüm yollar başkanlığa çıkıyor. Eski, yeni genel başkanları, kendilerinin yarattığı olumsuzlukları bile, başkanlığın ne kadar yararlı olacağını(!) anlatmak için gerekçe olarak kullanmaya özen gösteriyorlar. Kimi iller de terör örgütü PKK’nin kazdığı hendekleri, oluşturduğu bomba düzeneklerini, barikatları, kendi hoşgörüleri sürecinde yapılmamış sayarak, akıllarına geleni suçluyorlar. Kimse de “Onlar yapılırken siz neredeydiniz?” demiyor. HHH Başbakan Davutoğlu’nun ziyaret ederek yaptığı anayasa uzlaşma komisyonunun yeniden oluşturulması önerisini CHP ve MHP liderlerinin uygun buldukları biliniyor. Ama iki genel başkanın da iki önemli koşulu var. Başkanlık olmayacak, anayasanın ilk dört maddesine dokunulmayacak. HDP’nin şimdilik bilinen koşulu ise “seni başkan yaptırmayacağız.” HHH Yeni anayasası (?) yapılacak ülkenin adı Türkiye, ama yurttaşlık tanımı tartışmalı. Komisyon toplanmadan önce kendi yazımdan (1 Nisan 2013) bir aşırma (intihal) yaparak anımsatmada bulunayım dedim ve aşağıya aldım. HHH Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmek istiyor ya Adalet Başkanlığı Yayın İşleri Dairesi Başkanlığı da 2011 yılı Mayısı’nda “Avrupa Birliği Üyesi Bazı Ülkelerin Anayasaları” adlı 583 sayfalık bir kitap yayımlamış. İspanya’nın siyasal ve toplumsal yapısını yinelemeye gerek yok. Ama vatandaşlıkla ilgili maddede sorunlar var: (!) “İspanyol kökenli hiçbir kimse vatandaşlıktan çıkarılamaz/İspanyollar on sekiz yaşında rüştünü ispat eder.” Anayasayı resmi gazetede yayımlatan Kral Juan Carlos ayrıca emirnamesinde şu bölümü de eklemiş: “Bireyler olsun, makamlar olsun tüm İspanyolların bu anayasaya bağlı kalmasını buyurur ve devletin temel kanunu olarak saygı duyulmasını güvence altına alırız.” İtalya anayasasında da cumhuriyetin görevi şöyle belirleniyor: “Doğal güzellikleri, milletin tarihi ve sanat mirasını himaye eder.” Alman anayasası “Alman milletinden”, Avusturya’da da “Avusturya Cumhuriyeti için milletin bir olduğundan” söz eden bölümler var. Lafı uzatmaya gerek yok. Türkiye’nin katılma hayalleri kurduğu Avrupa Birliği’nin önde gelen devletlerinin türlü çeşitli yurttaşları anayasalarından utanmazken bizim yurttaşların kimilerinin içine yuvarlandıkları travmayı anlamak gerçekten zorlaşıyor. HHH Şunu da bu yazıyla ekleyeyim. Amerika’nın ilk yerlileri olan kızılderilileri neredeyse yok eden ve ağırlıklı olarak Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelenlerin kurduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde de Amerikalı yok, Amerikan var. İspanya, Almanya, İtalya, ABD’de oluyor da bizde neden olamıyor? HHH Terörle mücadele teröristi soyutlamaktan geçer. Ama bizimkiler sadece terörist üretmekte başarılılar. Ayrımcılık bu alanda da geçerli. Yandaşlar adlandırarak söyleseler bile tık yok. Karşıtlar görüş açıklayınca da gelsin ihbarlar. Gerçek teröristlerin ekmeğine yağ sürdüklerinin ayırdında değiller, göz boyadıklarını sanıyorlar. O Duymuşsundur. Gülben bir programında Can’ı sevgiyle anmış. Burnundan getirdiler kadının. Hele Beyazıt Öztürk’ün başına gelenler... Adam “bu Ayşe Öğretmen’de nereden çıktı pişmanlığı içerisinde” özür üzerine özür peşinde. Akademisyenlerin “Barış Bildirisi’ne” AKP, MHP, Vatan Partisi karşı tepki gösteriyor. Vay anam nasılda koro oluşturmuşlar... Bremen Mızıkacıları gibi... Bir de koroya en üst perdeden Sedat Peker eklenmiş ki ne eklenme! “Kan gölünden söz ediyor”. HDP sahip çıkıyor. CHP hem sahip çıkıyor! Hem çıkmıyor! “Sultanahmet katliamı” Suruç gibi, Ankara gibi “ambulanslar kalkmadan yayın yasağı”na girdi. Birilerinin yine IŞİD’i es geçip kokteylden söz edesi var! Yahu sizin âlemde de iyicene bir daralma var. Fehmi Koru’ya tahammül edilemezse; nereye varacak bunun sonu? Bu memleketin üzerinde sanki bir uğursuzluk bulutu dolaşıyor. Çatışmalarda çocukların, sivillerin, asker, polis ve PKK’lilerin ölümleri yetmezmiş gibi bir de domuz gribi belası çıktı. Mevsim kış ortası, soğuk algınlığından koru kendini... Pencere açık sigara ile muhabbetinden de! Ayşe Öğretmen avrupa Konseyi’nden ‘acil kodlu’ çağrı DUYGU GÜVENÇ Şişecam işçilerinin sabah tuttuğu nöbeti öğleden sonra mustafa sönmez ve İmre azem (yanda) devraldı. di. Belgeselci İmre Azem de, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarıyla demokrasinin bir yara daha aldığını ifade ederek, “Bu karanlıktan çıkış ancak dayanışma ve örgütlü mücadele ile mümkün olabilecektir. Cezaevlerindeki tüm gazeteciler özgür kalana kadar mücadeleye devam etmek boynumuzun borcu” diye konuştu. l İSTANBUL ‘Davutoğlu’nu uyar’ mektubu dünya yazarları, Cameron’a İngiltere’yi ziyaret edecek davutoğlu ile görüşmesinde ifade özgürlüğü sorununu gündeme taşımasını istedi üyük Britanya’nın öne çıkan 20’nin üzerinde yazarı ve İngiliz PEN ile Galler PEN Cymru ve İskoç PEN üyeleri, Türkiye’de son dönemde yaşanan ifade özgürlüğü sorunlarından duydukları endişeyi dile getiren bir metinle, seslerini duyurdu. İngiliz Başbakanı David Cameron’a hitaben kaleme alınan ortak mektup, ülkeyi gelecek hafta ziyaret etmesi beklenen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da bir uyarı olma mahiyetini taşıyor. Mektupta Türkiye’den Elif Şafak’ın yanı sıra, David Hare, Ian Rankin, Tom Stoppard ve İngiliz PEN Başkanı Maureen Freely ile Ali Smith gibi imzalar bulunuyor. Mektup, şu ifadeleri içeriyor: “Türkiye’de ifa Diyanet Vakfı’na bir milyon liraya araba aldıran, yetmedi Devlet Başkanı’ndan zırhlı araba tahsis edilen Başkan Mehmet Görmez “savaşları sekülerizme” bağlamış. Yok edin sekülerizmi savaşlar da bitsin demeye getirerek işin içinden çıkıyor. İlber Hoca’yı fena halde kızdırdı. Görmez Hoca’nın birde koca koca “fetva kurulu” varmış. Ensestle ilgili bir yoruma girmiş ki akla ziyan! Fetva haber olunca siteden aceleyle çıkarmışlar ya! Siteyi de kapatmışlar ama iş iş Cadı kazanı B de özgürlüğü hususunda beklenmedik biçimde yaşanan kayıptan duyduğumuz derin endişeyi dile getirmek adına size bu satırları yazıyoruz. Sizden, Davutoğlu’na gelecek hafta Londra’ya yapacağı ziyaret vesilesiyle bu konuyu gündeme acil olarak taşımanızı talep ediyoruz. Mektupta “Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutukluluğundan ciddi kaygı duymaktayız” denildi. Mektubun imzacılarndan bazıları şöyle: Monica Ali, Alan Bissett, William Boyd, Chris Brookmyre, Gillian Clarke, Drew Campbell, Fflur Dafydd, Stevie Davies, Menna Elfyn, Moris Farhi, Maureen Freely, Richard Gwyn, Mark Haddon, David Hare, Eva Hoffman. ürkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nden, Ankara’ya uyarılar birbirini izliyor. Konsey, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını sert dille kınayıp basın özgürlüğü platformunda bunu ‘1’inci derecede uyarı’ diye tanımlarken; Genel Sekreter Thorbjorn Jagland’ın da Ankara’ya acil kodlu çağrı yaptığı ortaya çıktı. Konsey ile Türkiye arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) uygulanmasının iyileştirilmesi için 2015 başında oluşturulan ‘Çalışma Grubu’nu Jagland’ın harekete geçirdiği öğrenildi. Jagland, Çalışma Grubu’nu 17 Aralık’ta Ankara’ya yolladığını, Konsey’in Bakanlar Komitesi’nde açıkladı. ÇarşamJagland ba günü yapılan komite toplantısı hakkında Jagland, heyetlerin ‘ifade özgürlüğü’ ile ilgili konuları ele aldığını belirterek, ‘Medya Özgürlüğü’ Platformunda şu bilgiyi paylaştı: “Toplantı, birçok gazetecinin ardından Can Dündar ve Erdem Gül’ün 26 Kasım’da tutuklanması üzerine acil çağrı ile yapıldı. Bu gazeteciler hâlâ tutuklu. AİHS ve Avrupa Konseyi Gazetecilerin Güvenliği Platformu’na konulan uyarılara toplantıda işaret edildi” Jagland, başta ceza yasasındaki 125 ve 299’uncu maddelerin gazetecileri özgürlükten yoksun bıraktığına işaret etti. Genel Sekreter, “2016 için bir dizi karar alındı. Ben şimdi dört gözle gerçek bir değişim bekliyorum” dedi. l ANKARA T C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle