28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 3 Eylül 2015 haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 Erdoğan yine ‘nem kaptı’ İpek Grubu’nun suçu alı günü İpek Grubu’na yönelik savcı talimatlı, yargıç icazetli polis baskını haberi ile başladı ve bütün gün aralıksız sürüp gitti. Benim bunu fark etmem biraz zaman aldı. Epeydir yolumu Marmara Adası’ndan gazeteye düşürememiştim. Salı günü düşürdüm. Eski dostlarla, yeni kapı yoldaşları ile sohbetti, mavraydı, geyik muhabbetiydi, dedikoduydu derken kimi TV kanallarından “İpek Grubu’na yönelik baskınla ilgili ne düşünüyorsunuz” soruları art arda gelmeye başlayınca bende de jeton düştü. Ama ağır ağır düştü. Jeton düşerken ne olup bittiğine göz attım ve itiraf ediyorum olan bitenin özünü hemen kaptıramadım. “Nihayet” dedim. “Epey gecikti ama olsun... Nihayet Bergama Ovası’nın yeraltı sularını yok eden, yaslandığı yamaçta tepeleri delen, düzleyen, güzelim Ege doğasının o kesiminde doğayı insafsızca ve geri dönüşsüz tahrip eden altın madenini işletmekte, doğaya karşı bu amansız savaşı devam ettirmekte kararlı İpek Grubu’na karşı operasyon başlamış...” Az daha alkış tutacaktım. Ancak bir yandan da, “Ulan AKP iktidarından böyle bir duyarlılık beklemek ölü gözünden yaş beklemeye benzer. Acep ne oldu da böyle bir operasyon başlattılar? Kimin başına tuğla düştü de yıllardır cezasız kalan bu doğa suçuna karşı devlet gücünü harekete geçirdi” diye soruyordum. Ardından bizim gazeteyi yayına hazırlayan medya amelesinin omuzu üstünden haberleri bu kez göz ucuyla değil enine boyuna okudum. Düş kırıklığı... Bergama’da üç kuruşluk altın uğruna doğayı tahrip suçu devam edecekmiş. Ancak buna karşılık Beştepe sultanına biat etmeyen, rakip siyasi firma Cemaat’a yakın duran, sahip olduğu medya organlarında (gazete ve televizyonlar) AKP iktidarının marifetlerini sergileyen İpek Grubu’nun defterinin dürülmesi fermanı çıkmış; devletin zaptiyeleri de kolları sıvamışlar; İpek Koza Grubu’nun holding binasını ve patron Akın İpek’in evini basıp kanıt aramaktalarmış. Üstelik polislerin elinde kapı gibi mahkeme kararı da var. O kararda “FETÖ’ye finansal destek sağlamak” gibi gerekçeler yer alıyor. FETÖ dedikleri Fethullah Terör Örgütü’nün kısaltılmışı. Valla, meslek yaşamı “Terör nedir, terörist kime nedir, terör örgütü nedir” sorularıyla geçmiş birine, ne kadar zorlarsanız zorlayın Cemaat’i bir terör örgütü olarak yutturamazsınız. Bu polis operasyonu bal gibi Tayyip Erdoğan’ın bitirmeye yemin ettiği Cemaat’in medyasını susturma, mümkünse yok etme operasyonunun bir halkasıdır. Cemaat’in darbecilerin yargılanmasını, o zihniyetle hesaplaşılmasını davaları sulandırarak, “Bizden olmayanı tıkın içeri” tercihi ile hukukun ırzına geçerek ülkenin eline geçmiş bir fırsatı heba etmesi elbette bir demokrasi suçudur. İpekKoza Grubu’nun Bergama suç dosyası elbette cezasız kalmamalıdır. Ama bütün bunlar devletin zorba gücünü İpek Grubu medyasını susturmak üzere harekete geçirilmesini haklı kılamaz. Bizlere de susup seyretme hakkı veremez. Üstelik “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganı tam da bugünler için söylendi... Çizerimiz Musa Kart’ın ‘Gemisini Yürüten Kaptan’ karikatürü için ‘hırsız diyor’ iddiasıyla Cumhurbaşkanı’na hakaret soruşturması açıldı CANAN COŞKUN S azetemiz çizeri Musa Kart hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikâyetiyle 4 Ağustos 2015 tarihli ‘Gemisini yürüten kaptan’ karikatürü gerekçe gösterilerek ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’in kaleme aldığı suç duyurusu dilekçesinde, “Şüpheli karikatürist yaptığı çizimde müvekkilimin ‘hırsız’ olduğunu çağrıştıracak şekilde ‘gemisini yürüten kaptan’ şeklinde bir ifade ile müvekkilimin kişilik haklarını ihlal etmiştir” denildi. Özel’in gazetemiz yazar ve muhabirleri hakkında daha önce onlarca kez hazırladığı suç duyurusu dilekçesinin kopyası niteliğin G de olan dilekçenin birçok yerinde karikatüre ları dava konusu yapabiliyor. Belki de usta‘haber’ denildi. Matbu dilekçede şikâyete ko lık böyle bir şey!..” dedi. Genç insanların canu karikatürle ilgili, “Müvekkili hedef alan nı ve kanı üzerinden siyaset yapılmasına hakaret ve ithamları içerir iddialara dayaçizgileriyle itiraz ettiğini belirten lı yazı çok geniş kitlelere ulaşarak, Kart, “O, bu konuda çizdimüvekkilin aşağılanmasına, toplum ğim karikatürde bile kendiönünde küçük düşürülmesine ve sine hırsız dediğimi iddia edeyıpratılmasına sebep olmuştur” ifabilmiştir. Karikatüristler acılarını desi kullanılarak, karikatüre bu kez da çizgileriyle anlatırlar. Sadece de “yazı” denildi. Avukat Özel, çizer bunu yaptım. Evet, suça ve hırsızKart hakkında “Cumhurbaşkanı’na lığa bulaşan siyasetçileri de çok hakaret” suçundan soruşturma başçizmişliğim vardır. Ama bu kalatılarak dava açılmasını istedi. rikatürde sadece, toprağa düşen Kart, yazılı ifadesinde, “Anlaşıgenç bedenler karşısında duyMusa Kart lan o ki Cumhurbaşkanı’yla aramızduğum derin acı var” ifadelerini da özel bir hukuk oluşmuş. Cumkullandı. Soruşturmanın davaya hurbaşkanı, artık önüne gelen karikatürledönmesi halinde Kart hakkında 4 yıl 8 rime bakmadan, anlamaya çalışmadan, onaya kadar hapis cezası istenebilecek. Güvenlikçiler anne İpek’in elini öptü Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek’in Çankaya Gaziosmanpaşa’daki evinde önceki gün sabah saatlerinde başlatılan arama faaliyetinin dün sabaha karşı bittiği öğrenildi. Akın İpek’in annesi Melek İpek, imaj alma faaliyetlerinin devam ettiği holdingin merkez binasına geldi. Buradaki güvenlik görevlileri tarafından ‘eli öpülerek’ karşılanan Melek İpek gazetecilere de açıklama yaptı. Melek İpek, “Benim oğlum asla ve asla hiçbir hata yapmamıştır, Allah’ın izniyle de yapmayacaktır Bu geçici bir dönem. Bu yazılanlar, çizilenler, anlatılanlar var ya bize yakışmadı” diye konuştu. Adliyeye sevk edilen 7 Koza Holding yöneticisi serbest kaldı. Akın İpek’in annesi Melek İpek de “İki kardeş kavga ediyor gibi geliyor, üzgünüm” dedi ethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) finans desteği sağlandığı iddiasıyla Koza İpek Holding’e yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı. Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek’in annesi Melek İpek, imaj alma çalışmalarının devam ettiği holdingin merkez binasına gelerek yaptığı açıklamada aramalar sonucunda oğlu ‘Kardeş kavgası gibi’ F nun bir hatasının bulunamayacağını savunarak, “Akın Bey İngiltere’ye kaçmaz. Kaçmasını gerektirecek hiçbir şey yokBunu yaptıranlar da benim düşmanım değil. İki kardeş kavga ediyor gibi geliyor bana ve ben üzgünüm” dedi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan Koza İpek Holding’in üst düzey yöneticisi Burak S., Genel Müdür İsmet S., Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fikret S., Finans Müdürü Mahir Ş., Muhasebe Müdürü Selim E., Koza Altın İşletmeleri A.Ş’nin Genel Müdürü Hüseyin E., Muhasebe Sorumlusu Özlem Ö. dün adliyedeki sorgularının ardından nöbetçi mahkemece serbest bırakıldı. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iste Yokluğunda tutuklama mi doğrultusunda Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek hakkında, “yokluğunda tutuklama” kararı verdi. Karara göre İpek, Türkiye’ye döner dönmez gözaltına alınarak mahkemeye çıkartılacak. İpek yurtdışından dönmezse hakkında kırmızı bülten çıkartılarak, bulunduğu ülkeden iadesi istenecek. Eğer İmralı açılırsa karşılıksız bırakmayız CK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, “İmralı’nın kapısı açılırsa, bu adımı karşılıksız bırakmayız” dedi. Aydar, RS FM canlı yayınında Yavuz Oğhan’ın sorularını yanıtladı. Aydar, çatışmaların yeniden başlamasını hükümetin ve özellikle Cumhur Zübeyir Aydar başkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim kaygısına bağladı. Siyasete şans tanındığını ancak tek taraflı olarak sürecin bu noktaya getirildiğini vurgulayanAydar, “Biz ateşkesi bozmadık, saldırılara misilleme yaptık. Halen de siyasetin yolunu açabilmek adına değerlendirmelerde bulunuyoruz. Bugün hükümet 28 Şubat’ta varılan mutabakata (Dolmabahçe Mutabakatı) uygun hareket edeceğini açıklarsa, yani İmralı’nın kapısı açılırsa, biz de bu adımı karşılıksız bırakmayız” diye konuştu. “Kayıplardan biz de üzüntülüyüz, beraber yaşamak istiyoruz” diyen Aydar, “Güçlünün adım atması gerekir. Güçlü olan hükümet” dedi. HDP de dahil yapılan barış çağrılarına saygı duyduklarını dile getiren Aydar, kilit noktanın İmralı’yla görüşme olduğu mesajını verdi. Aydar, “Oradan gelen mesajla çatışmaların kesildiğini, oranın kapısı kapandığında çatışmaların başladığını gördük. Bu hareketin başı ve baş müzakerecisi odur” dedi. ABD: KAYgı DUYUYOrUz A BD Dışişleri Bakanlığı, Türk hükümetinin ifade özgürlüğüne müdahalesi dolayısıyla kaygı duyduklarını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Koza İpek Holding’e bağlı medya kuruluşlarına yönelik baskını değerlendirirken Türkiye’ye evrensel hukuki standartlara uyma çağrısı yaptı. Gazeteci ve yazarlardan ‘medyaya özgürlük’ bildirisi ‘Nazi Almanyası 2015’e 180 imza atıldı: Bu filmi Türkiye’ye yaşatmayacağız edyaya yönelik baskıları protesto amacıyla 180 gazeteci ve yazar, “Nazi Almanyası 2015” başlığıyla bildiri yayınladı. Nazi Almanyası’na atıf yapılan bildiride, “Biz bu filmi yaşamadık, görmedik, ama çok iyi biliyoruz. Türkiye’ye yaşatmayacağız” denildi. “change.org” sitesinde yer alan bildiriye gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Aydın Engin, Oya Baydar, Ömer Madra, Ahmet Altan, Koray Çalışkan, Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak, Ömer Laçiner, Doğu Ergil, Neşe Düzel, Şebnen Korur Fincancı, Ergün Babahan, Hayko Bağdat, Şahin Alpay, Şanar Yurdatapan’ın aralarında bulunduğu 180 gazeteci ve yazar imza attı. K M Öcalan durdurabilir C M Y B Pendlebury Toner, “Türk hükümetinin ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğüne müdahalesine yönelik kaygılarımızı geçmişte net bir şekilde ifade ettik şimdi de ediyoruz” dedi. Toner, “Türkiye dahil hükümetlerin, adli kolluk faaliyetlerinin evrensel hukuki standartlara göre yapılmasını sağlamasını bekliyoruz. Bu adil yargılanmaya tam saygıyı ve hukuk önünde eşit muameleyi de içeriyor” diye konuştu. İngiliz Times gazetesi de baskına ilişkin “1 Kasım’daki seçim öncesi hükümeti eleştiren gazetelere ve televizyonlara yönelik eylemlerin sonuncusu” yorumunda bulundu. İsviçre’de de Neue Zurcher Zeitung haberi manşetten duyurdu. IŞİD’e silah teslimatı haberlerine de atıfta bulunan gazete savcıların Erdoğan’a ‘asistanlık’ yaptıkları yorumunda bulundu. ‘İfade özgürlüğü’ vurgusu nılmazlaşınca oyunun son perdesi başladı” vurgusu yapılan bildiride, Bugün Gazetesi’nin “IŞİD’e Silah Malzemeleri Akçakale’den” manşetiyle çıktığı gün Koza İpek Holding’in firmalarının “Teröre finansman sağlamak”, İpek Medya Grubu’nun “örgüte destek” suçlamasıyla basıldığı kaydedildi. Cumhuriyet Gazetesi’nin “İşte Erdoğan’ın Yok Dediği Silahlar” manşetiyle MİT TIR’ları skandalını açıklamasının ardından Can Dündar hakkında “Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” suçlaması 2 müebbet ve 42 yıl hapis cezası istemiyle davalar açıldığı hatırlatılan bildiride, “şimdi sırada, topun ağzında Aydın Doğan grubu olmak üzere, yandaş olmayıp biat etmeyen başka holdingler ve bağımsız medya organları (Ta raf, Cumhuriyet, Sözcü) dizilmiş vaziyette. Oynanan oyunlar ortaya dökülmesin diye Tayyip Erdoğan rejimi son kozlarını bütün şiddetiyle oynuyor” denildi. “Bu filmi başkaları daha evvel yaşadı” hatırlatması yapılan bildiride Hitler döneminde önceleri inanmış bir Nazi Partisi seçmeni olan Alman ilahiyatçı Martin Niemöller’in “Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Katolik değildim. Ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı” sözlerine atıfta bulundu. Biat etmeyenler sırada Biat etmeyenler sırada Oyunun son perdesi “Tek Adam olma umudu tükenince ve 1725 Aralık’ın ortaya dökülmesi kaçı vİCe News mUhABİrlerİ ADANA CezAevİ’NDe akul şüphe” gerekçesiyle hem IŞİD hem de PKK ile bağlantılı olmakla suçlanarak tutuklanan Vice News muhabirleri Jacop Philip John GingellHanrahan, kameraman Philip John Pendlebury ve çevirmen Muhammed İsmail Resul, gerekçe gösterilmeden Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden Adana Kürkçüler Cezaevi’ne sürgün edildi. Gazetecilerin tutukluluğunun kaldırılması için avukatlarının itirazı ise henüz karara bağlanmadı. “M Diyarbakır Barosu avukatlarından Erhan Ürküt, gazetecilerle görüşmek için cezaevine gittiklerinde Adana’ya gönderildiklerini öğrendiklerini söyledi. Karara Vice News de tepki gösterdi. Açıklamada “Türkiye’nin sürekli sadık olduğunu iddia ettiği adil yargı sürecini apaçık engellediği” belirtildi. lMAHMUT ORAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle