17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 DUNYA Bangkok’taki bombalı saldırıda ‘Kayseri bağlantısı’ saptandı Tayland’ın başkenti Bangkok’ta 20 can alan bombalı saldırının gerisinden Çin’in Uygur vatandaşlarını kaçıran bir şebeke çıkarken, Türkiye bağlantısı netleşiyor. Kamboçya sınırında yakalanan Yusuf isimli Uygur zanlıdan alınan parmak izleri, sahte Türkiye pasaportlarıyla birlikte ele geçirilen bomba malEDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE zemelerindekilerle eşleşti. Yeni bir Türk zanlı için de tutuklama emri çıktı: Kayserili Emrah Davutoğlu. Kendisi, polisin aradığı 26 yaşındaki Taylandlı Müslüman kadın Wanna Suansun’un kocası. Kocasıyla birlikte 3 aydır Kayseri’de yaşayan Wanna, ifade vermek için Tayland’a dönebileceğini söyledi. Perşembe 3 Eylül 2015 ABDTÜRKİYE [email protected] Elçiler makale düellosunda ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın New York Times’ta Washington’ın Kürtleri feda edip Ankara ile üs anlaşması yapmasını eleştiren makalesine aynı gazetede Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç yanıt verdi. Kılıç, “2003’te Irak’ın işgalini destekleyenlerin, bunun züccaciyeci dükkanına filin girmesi gibi güney sınırımızda yarattığı kaostan çıkan sayısız tehdide karşı Türkiye’nin kendisini savunmak için attığı adımları eleştirmesi ironik” çıkışını yaptı. “Şeytanla pazarlık yapıp bir terör örgütünü yenmek için başka terör örgütlerini günahlarından aklamak” suçlamasını yönelten Kılıç, “Edelman’ın inandırmak istediğinin aksine Türkiye’nin demokratik sicili kusursuzdur ve 1 Kasım’da planlandığı gibi seçimin tekrarlanması demokrasilerde genel bir uygulamadır” dedi. ZERO ve Türkiye’nin sıfır saati YUNANİSTAN Başkan çıplak kaldı Guatemala’da savcılığın ‘yolsuzluk çetesi lideri’ dediği Başkan Perez’in dokunulmazlığını meclis kaldırdı. Perez’in ülkeyi terk etmesi yasaklandı rta Amerika ülkesi Guatemala’da milyonlarca dolarlık gümrük vergisi yolsuzluğunun “elebaşı” olmakla suçlanan Devlet Başkanı Otto Perez’in dokunulmazlığı kaldırıldı. Yolsuzluk skandalının patladığı nisandan beri her hafta sokağa dökülen Guatemalılar, Perez’in yargılanmasının önünü açmak için de seferber oldu. Başkan destekçilerinin kent merkezine giden yolları kapatması üzerine polisin yanı sıra halk da vekillere siper oldu. 158 üyeli meclisin tarihi oturu Meclisin toplanmasını engellemeye çalışan Perez yandaşlarına karşı etten duvar ören halk, binaya girmelerini sağladığı vekillerin kararını karnaval havasında kutladı. Perez Ele güne karşı ‘Türk silahları’ O ‘Düdüklü patladı’ Yunan Sahil Güvenliğinin Girit Adası açıklarında baskın yapıp limana çektiği Haddad 1 isimli kargo gemisinden, Türkiye’den Libya’ya götürülen yüklü miktarda silah çıkması ortalığı karıştırdı. BM Libya’ya silah ambargosu uygularken, Yunan yetkililer silah kargosunun bildiriminin yapılmadığını söyledi. Türk Dışişleri sözcüsü Tanju Bilgiç, kargoda silah olduğunu doğrularken, belgeli olduğunu ve Sudan polis güçlerine teslim edileceğini, Libya’ya ise inşaat malzemesi taşıdığını savundu. Bilgiç, Yunan makamları silahların gümrük beyannamesinde belirtilenin dışında alıcılara gittiğini saptarsa, önlem alacaklarını söyledi. Cumhuriyet’e konuşan kaynaklar geminin 25 Ağustos’ta İskenderun LimakPort’a demirleyip 2 konteynır aldığını ve Konya’dan gelen yükü taşıdığını söyledi. Konya’dan gelen konteynırlarda avtüfeği ve fişek vardı. Gemi 3 Nisan’da da gelip 47 gün kaldığı İskenderun’dan 20 Mayıs’ta ayrılırken tümüyle boş kaydedilmiş. muna katılan 132 vekil, başsavcının çağrılarına rağmen istifa etmeyen Perez’in dokunulmazlığını oybirliğiyle kaldırdı. Perez’in yurtdışına çıkması da yasaklandı. Gecenin geç saatlerine dek süren kutlamalara Batman maskeli oğluyla katılan öğretmen Brenda Barrios, “İnsanlar yolsuzluğun aşırılıklarına karşı uyandı” dedi. Savcıların 89 bin telefon görüşmesini dinleyerek ortaya çıkardığı, şirketlerin rüşvet yedirdiği gümrük yetkililerine ulaştıkları telefon hattından hareketle “La Linea” adını verdikleri yolsuzluk soruşturmasıyla sabrı taşan halk ilk kez bu boyutta gösteriler düzenliyor. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin yerel kolunun şefi Manfredo Marroquin durumu “Düdüklü tencere patlamış gibi” sözleriyle özetliyor. İşkence okulundan Pazar günü düzenlenecek başkanlık seçimlerine anayasa gereği tekrar aday olamayan Perez’in görev süresi 14 Ocak’ta doluyor. Ancak mahkemeya çıkarılıp tutuklu yargılanırsa, başkanlığı düşecek. Rüşvet çarkından “bir kuruş bile almadığını” savunan Perez’in avukatları nın Anayasa Mahkemesi’ne itirazı bugün sonuçlanacak. Nobel Barış ödüllü yerli aktivist Rigoberta Menchu, 64 yaşındaki emekli generalin “asla teslim olmayacak tehlikeli bir savaş adamı olduğunu” vurgulayıp provokatörlere karşı dikkatli olunması için uyardı. 196096 arası 200 bin can alan iç savaşı bitiren anlaşmayı imzalamış Perez, savaş yıllarında bir dizi hak ihlalinde bulunmuş ve ABD’nin Latin Amerika diktatörleriyle işkencecilerini eğittiği School of Americas (Amerikalar Okulu) tedrisatından geçmişti.. abancı Müzesi’nde önceki gece şık bir davetle açılan serginin sembolik ve sembolik olduğu değin o kertede düşündürücü bir adı var: ZERO yani “SIFIR!” Avrupa ve özellikle Almanya’da II. Dünya Savaşı’nın taş taş üzerinde bırakmayan yıkımı ardından doğan “SIFIR/ZERO” akımının namıdiğer adı “Geleceğe Geri Sayım” oluyor. “ZERO” hareketini fitilleyen sanatçılar, roketlerin geri sayımından etkilenmişler; Avrupa’ya yeni bir gelecek vaat eden yeniden kanatlanma yıllarında “ZERO/SIFIR”ı; “Sıfır sessizliktir. Sıfır başlangıçtır. Sıfır yuvarlıktır. Sıfır devingenliktir. Sıfır ‘ay’dır. Güneş sıfırdır. Sıfır beyazdır. Çöl sıfırdır. Gökkube sıfırdır” diye tarif etmişler. Arkadan bu “sıfır” yaklaşımını “boş levha/ tabula rasa” gibi beyaz yapıtlara; “ay ışığını” çağrıştıran ferah ve aydınlık, “ışıklı” çalışmaları; “dinamik”... devinimli “titreşimli” eserlere dönüştürmüşler. Totalitarizmlerin çöküşünden sonra Eski Kıta’da her şeyin sil baştan tanımlandığı, tekrar anlama kavuşturulduğu “’50’ler ’60 lar” paranteziyle anılan ve yakın zamana dek bu parantez içinde kalan “ZERO” akımı şimdilerde ilginç bir yeniden yükseliş yaşıyor. New York Guggenheim’da bu yıl ilk kez “ZERO” üzerinde kapsamlı bir sergi yapılmış. O sergiyi Berlin, Amsterdam’da ses getiren başka sergiler izlemiş. “ZERO” akımı eserlerinin değerleri son dönemde, Sotheby’s gibi müzayede evlerinde misliyle katlanmış. Sabancı Müzesi’nin müdürü Nazan Ölçer’in hedefi on ikiden vuran seçimiyle “ZERO” İstanbul’a, dünyayla eşzamanlı bir “yeniden keşif ve yükseliş döneminde” geliyor. “Doğa, teknoloji, insanlık” ilişkileri ve dengelerine II. Dünya Savaşı sonrasında odaklanmayı kendisine iş edinen “ZERO” akımını; yeni bir yüzyıl başında, bu ilişkileri “yeni gelecek” bağlamında betimlemek dürtüsüyle Batı’nın gözden geçirmesi bugün çok anlaşılabilir bir şey. Ama “ZERO” içi nasıl doldurduğunuza bağlı olarak tanımlanabilecek boş bir kavram aynı zamanda... Batı’da “geleceğe geri sayım” olarak ele alınan sanat hareketi, bize, geçmişin sıfırlanma anında uğruyor. Öyle ki burada “ZERO”nun adını, mevcut konjonktürde, “Geçmişe Geri Sayım” olarak açılımlamak çok doğal bir refleks olarak ortaya çıkıyor. Bu büyük bir ironi. Hem Batı’yla açılan makasın her geçen gün büyüyen çapını ifade ediyor; hem Sakallı Celal’in “Doğu’ya yol alan bir geminin güvertesinde, Batı’ya koşanların ülkesi” diyerek tarif ettiği durumumuzu hatırlatıyor. “İleri demokrasimiz” gibi... Batı’da “ak” bilinen her şeyin kolaylıkla “kara” olabildiği yer burası... Sabancı Müzesi’nin nitekim “süper caz” dinletisi ve “süper ay” manzaralı terasındaki “ZERO” daveti ve serginin açılışına İpek Grubu ve Bugün’e yapılan ağır baskı operasyonunun gecesinde katıldım. “Hukuk devleti” ve “demokrasi”nin yanında bildiğimiz tüm “çağdaş değerlerin” sıfırlandığı, içlerinin boşaltıldığı, keyfi biçimde yeniden tanımlandığı bir konjonktürde “Sabancı Müzesi’nde”ki atmosfer; Batı’daki benzer mekânlardaki atmosferden ayırt edilemeyecek ölçüde farksızdı... “ZERO” hareketinin kurucularından Heinz Mack’in bizzat kendisi bile oradaydı. Çoğu parçanın dünyada bu sergiyle ilk kez Sabancı’nın çatısı altında sergilendiği söylendi... TV haberlerini ve gazete başlıklarını unuttuğunuzda, birkaç saatliğine Türkiye’nin o feci gerici yerçekiminden kurtulup; kendinizi “ZERO”nun vizyoner “hafifletici fütürizmine” bırakabiliyordunuz... Ama sonra dışarı çıktığınızda realitenin ağırlığını büsbütün yoğun omuzlarınızda hissediyorsunuz. “Avantgarde kültür”ün doruğuna, böyle otoritarizmin en dipsiz uçurumuna yuvarlandığımız bir anda dokunmak ne acı. S Geçmişe sayım ağır basınca ‘Katliamın sorumlusu Ankara’ nkara destekli, Nusra Cephesi ve Ahraruş Şam liderliğindeki Fetih Ordusu, neredeyse tümüyle aldığı İdlib vilayetinde Alevi kasabaları Fua ve Keferya’yı 161 gündür kuşatma ve saldırı altında tutarken, sosyal medyada “yeni Kerbela” tepkileri yükseldi. Suriye hükümeti de Türkiye’yi bir kez daha BM’ye şikayet etti. BM Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilen mektupta, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye destekli Fetih Ordusu’nun kuşattığı iki Alevi kasabasına 5.5 aydır gıda, içecek, ilaç ve yakıt girişini engellediğine dikkat çekildi. A Lazkiye ve Şam vuruldu Nusra, Ahrar’uş Şam ve Ceyşul İslam (İslam Ordusu), Devlet Başkanı Beşar Esad’ın memleketi Lazkiye ile başkent Şam’ı vurdu. Genelde durumun sakin olduğu Lazkiye’nin ana meydanına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 12 kişi öldü, 48 kişi yaralandı. Lazkiye’deki saldırıdan (yanda) NusraAhrar sorumlu tutulurken, Şam’ın doğu kırsalında etkin olan Zehran Eluş liderliğindeki İslam Ordusu da Şam’a havan toplarıyla saldırdı. Şam Üniversitesi Makine Mühendisliği binasına havan topları ve roketlerin isabeti 2 öğrenci öldürdü, 16 kişiyi yaraladı. Filistinlilerin Jarambaya Mülteci Kampı’na havan saldırısı 1 sivili öldürdü, 15 kişiyi yaraladı. Suriye ordusunun isyancıların kontrolündeki varoşlara misilleme hava saldırıları 20 kişiyi öldürdü. Sakallı Celal sağ olsun ABD ‘IŞİD’e karşı Nusra’ tutmadı IŞİD’in ortadan kaldırılması için Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi içindeki radikal olmayan savaşçıların kullanılmasını savunan eski CIA Başkanı David Petraeus’a ABD Dışişleri’nden ret yanıtı geldi. ABD Dışişleri sözcüsü Mark Toner, Petraeus’un ifadelerine şaşırdığını, Nusra’nın bir “terör” örgütü olduğunu, kesinlikle işbirliği yapmayı düşünmediklerini söyledi. Petraeus’un Nusra içinden sadece “ılımlı” miltianları kazanmayı amaçlayan planının olası görülüp görülmediği sorusu üzerine Toner “Şu anda hayır” dedi. ‘Emir Ankara’dan’ 40 bin nüfuslu FuaKeferya’ya her gün düzenlenen roket ve havan saldırılarında onlarca sivilin öldüğünü, Nusra ve Ahrar’ın kendileriyle hemfikir olmayan herkesi öldürdüğünü aktaran mektup, bu suçların “Türkiye’den gelen lojistik destek ve doğrudan talimatlarla işlendiğini” vurgulayıp, katliamdan Türkiye’yi sorumlu tuttu. BMGK’ye “Türkiye, Suud, Katar’ın teröre destek ve fon sağlamasının engellenmesi için” harekete geçmesi çağrısı yapıldı. ‘ABD’nin Suriye’yi Irak’a çevirme planı’ ulian Assange’ın kurucusu olduğu WikiLeaks’in yayımladığı gizli belgelerin analiz edildiği The WikiLeaks Files (WikiLeaks Dosyaları) isimli kitabın Verso’dan yayımlanmasına günler kaldı. “ABD imparatorluğuna göre dünya” altbaşlığını taşıyan kitapta, ABD’nin 2006’dan beri Selefileri Suriye’yi yıkacak unsur olarak gördüğü belirtiliyor. Buna göre, Aralık 2006’da ABD’nin Şam Bü J yükelçiliği, Dışişleri ve Beyaz Saray’a geçtiği telgrafta, Suriye’de hükümeti istikrarsızlaştırmak için Sünnilerle Aleviler arasında mezhep çatışması çıkarmak amacıyla Suudi Arabistan ve Mısır ile işbirliği çağrısı yapıyordu. Üstelik o sırada Irak’ta ABD’nin dizginlemek için seferber olduğu mezhep savaşı yaşanırken. 13 Aralık 2006 tarihli “Suriye hükümetini etkilemek” başlıklı notta ABD’nin Şam Maslahatgüzarı William Roebuck, “Beşşar ekonomik reformlarla yolsuz güçler arasındaki çatışma, Kürt sorunu ve ülkeden geçiş yapan İslamcı aşırılıkçıların artan varlığının rejime oluşturduğu potansiyel tehdit gibi ufukta büyüyen sorunlarla başetme yollarını seçerken zayıflık gösteriyor” diyordu. ABD’li diplomat, Washington’a, İslamcı aşırılıkçı varlığını Suriye’yi istikrarsızlaştırma fırsatı olarak kullanma çağrısı yapıyordu. Kitaba göre, Ankara’nın ABD’ye üslerini kullandırmaya başlamasıyla “PKK’nin güçlü varlığının olduğu Kürt köylerinin sivilleri de vuracak şekilde Türk uçaklarınca bombalanmasında Amerikan istihbaratı kullanıldı... ABD ne kadar zararlı sonuçları olabileceğini kaale almadan müttefikleriyle düşmanlarını kendi stratejik çıkarlarına uyacak şekilde kullanıyor.” CIA’nın İHA’ları Suriye’de Suriye’de ABD ordusunun yanısıra CIA’in de insansız hava araçlarıyla operasyon yaptığı belirtildi. Washington Post, IŞİD liderlerini hedef alan CIA ve özel kuvvetler operasyonlarının gizli tutulduğunu kaydetti. Hedef listesi, mayısta örgütün finansmankaçakçılık sorumlusu Ebu Sayyaf’ın öldürüldüğü operasyonda ele geçirilen istihbaratla oluşturuldu. CIA’in Suriye’ye girmesi, IŞİD’in Kaide’den daha tehlikeli görülmesi anlamına da geliyor. ABD, Ürdün’ün yanısıra İncirlik Üssü’nden de silahlı İHA’lar kaldırıyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle